• Sonuç bulunamadı

Kül ve kömür ile depolamanın tohumun çimlenmesine etkisi

3. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ

5.1 Kül ve kömür ile depolamanın tohumun çimlenmesine etkisi

Odun külü ve odun kömürünün marul tohumlarının depolama süresince canlılığının korunmasındaki olumlu etkileri Çizelge 4.1'de verilmiştir. Külde depolanan tohumların çimlenme yüzdesi, 12 aylık depolamadan sonra yüksek kalmıştır. Aynı durum, kontrolün çimlenme yüzdesi ile 12 ay‟lık depolama sonrasına ve odun külü üzerinde depolanan tohumlar arasında istatistiksel önemlilikte fark bulunamamıştır. On sekiz ay sonra, sadece külde ve 1:0.4 ile 1:0.6 tohum–kül oranında depolanan tohumlarla, kontrol tohumlarında ≥% 80 çimlenme saptanmıştır. Tohumların çimlenme yüzdesindeki azalma 24 ay depolamadan sonra daha hızlanmıştır. Kontroldeki çimlenme yüzdesi %80'in üzerinde iken, diğer uygulamalarda bu oran %68–77 arasında olmuştur. Tüm tohum–kömür oranlarında, odun kömürü üzerinde depolanan tohumlarda depolama süresi ile çimlenmesi arasında benzer bir ilişkinin olduğu gözlenmiştir.

88

Aynı zamanda, odun külü üzerinde depolanan uygulamalarla kıyaslandığında, odun kömürü üzerinde depolanan tohumların canlılığı nispeten yüksek kalmıştır (>%80). On sekiz aylık depolama. 1:1 tohum–kömür oranı (%78) üzerinde depolanan tohumlar hariç, diğer tüm uygulamalar 73, 74 ve % 70'in çimlenme yüzdesi farkı 24 aylık depolamadan sonra kontrol (%84) tohumları ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak aralarındaki fark önemli (Çizelge 4.1).

Otuz beş derecede, kül ve odun kömürü üzerinde depolanan marul tohumlarının canlılığında da benzer bir eğilim gözlenmiş; depolama süresi arttıkça çimlenme yüzdesi kademeli olarak azalmıştır. Depolama süresi ve çimlenme oranı arasındaki ilişki birçok türde tanımlanmış; 35°C'de depolanan tohumların çimlenme oranındaki düşüş, 24 ay sonra 20°C'de ve kontrol grubundan daha fazla belirgin olmuştur. Tohum nem içeriği, sıcaklık ve oransal nemin tohumların yaşayabilirliği ile kalite bozulması üzerindeki birlikte etkileri birçok araştırmacı tarafından kanıtlanmıştır (Nagel ve Börner 2010, Bewley vd 2013, Demir vd 2016).

Yirmi derecedeki depolamada, marul tohumlarının çimlenme yüzdesindeki düşüş, kontrol için %8 iken, külde ve 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 oranlarında depolanan tohumlarda %24, 20, 20 ve 15‟lik düşme sergilemiştir. Odun kömüründe depolanmış tohumların çimlenmelerindeki düşüş, 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum–kömür oranlarında depolanmış tohumlarda ise %19, 18, 22 ve 14 olarak belirlenmiştir. Otuz beş (35oC) derecede depolanan tohumlarda canlılık ve kalitedeki düşüklüğün 24 ay sonunda ve 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 oranında depolanan tohumlarda %47, 17, 51 ve 31 olarak belirlenirken; kömür ortamında depolananlarda ise bu oran %24, 21, 17 ve 17 ile nispeten daha az düşüş gerçekleşmiştir (Priestley vd 1985).

Odun külü ve odun kömürü üzerinde depolanan lahana tohumlarında, kontroldeki çimlenme yüzdesi ile 18 aylık depolamadan sonra 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1‟lik oranlarda depolanan tohumlar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yirmi dört (24) ay sonra, kontrolün çimlenme yüzdesi >80 üzerinde olurken 1:0.6 ve 1:0.8 tohum–kül oranında depolanan tohumlar, 1:0.4 ve 1:1 (%74 ve 76) oranında depolananlara göre

89

önemli ölçüde ve daha yüksek çimlenme yüzdeleri kaydetmiştir. Tüm tohum–materyal oranları ile çimlenme yüzdeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı (P>0.05) bir fark bulunamamıştır. Bu sonuç bütün oranlarda ve depolanan bütün çeşitlerin tohumlardaki canlılığın korunduğunu göstermektedir. Ayrıca, denemeye alınan çeşitlerin depo ömürlerindeki farklıklar pekçok çalışmanın konusu olmuş ve birçok türde de bu durum ayrıntılı olarak ortaya konulmuştur (Waltery 1998).

Kömürde, 1:0.8 ve 1:1'de oranlarında depolanan tohumlardan en yüksek çimlenme oranları sırasıyla (%80 ve %83) şeklinde kaydedilmiştir. Çimlenme yüzdesi %87 ile – 20oC'de depolanan kontrol tohumlarda, 1:04'de saklanan tohumlar için kül 18, 10, 12 ve 16'da depolanan tohumlara kıyasla çimlenme yüzdesinde (%5) daha az düşüş kaydetmiştir. Ayrıca, kontrol ve odun kömürü üzerinde depolanan tohumların çimlenme yüzdesi sırasıyla %87 ve %83 şeklinde olmuş, aralarındaki fark istatistiksel olarak önemli (P>0.05) bulunmamıştır. Çimlenme yüzdesindeki azalma, depolama süresiyle tutarlı olmuş, 1:0.4 oranında depolanan tohumlarda bu olgu (%18) ile 1:0.6 (% 13), 1:0.8 (% 9) ve 1:1'de (%12) depolananlara ile kıyasla daha fazla düşüş sergileşmiştir.

Odun külü ve odun kömürü üzerinde, 35oC'de depolanan lahana tohumlarının çimlenme yüzdesindeki değişiklikler, depolama süresi uzadıkça kademeli şekilde azalmıştır.

Ancak, 6 ayın sonunda kül ve odun kömürü üzerinde depolanan tohumlar ile kontrolde çimlenme oranı bakımından istatistiksel önemlilikte fark bulunamamıştır. Yapılan 12 aylık depolama sonrasında ve her iki depolama tipindeki tohumlar %80'den daha fazla çimlenme oranı belirlenmiştir. Bu tezindekine benzer olarak, odun külü ve odun kömürünün depolamasının, 12 ay boyunca çevre koşullarında depolandıktan sonra roselle (Hibiscus sabdariffa) tohumlarındaki canlılık ile tohum gücü özelliklerinin olumlu şekilde korunduğu bulunmuştur (Nyarko 2006). Tütün yaprağı tozu, odun külü ve neem yaprağı tozu gibi değişen bitki yan ürünleri ile muamele edilen ve kömür ve tost pirinç kurutucuları üzerinde depolanan tohumlar, depolama süresi boyunca çimlenme ve canlılık oranlarında kademeli bir düşüşe yol açmıştır. Kömür kurutucu üzerinde depolananlar, külle uygulanmış tohumlar, yakılmış pirinç üzerinde depolanan tohumlara göre daha yüksek bir oranda çimlenme ve canlılık sergilemişlerdir ki bu

90

durum öncelikle depolanan tohumlardaki metabolizmayı en aza indirmeye yardımcı olan su emme potansiyelinden kaynaklanmaktadır (Nyarko 2006).

Yirmi dört ay boyunca 20oC'de odun külü ve odun kömürü üzerinde depolanan soğan tohumlarına yapılan 6 aylık depolama sonrasında, çimlenme yüzdesinde önemli bir düşüş gözlenmemiştir. Kontrol dâhil tüm uygulamalardaki çimlenme oranı %90'ın üzerinde tutulmuştur. Kontrol tohumlarında çimlenme yüzdesinde sadece %8'lik düşüş gösterirken; 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum–kül oranında depolanan tohumlardaki çimlenme yüzdesindeki düşüş %25, 21, 18 ve 18 olarak gözlenmiştir. Benzeri bir araştırmada, soğan tohumları %6.5 nem içeriğine kadar kurutulduktan sonra, kısmi vakumlu kaplarda tutulan tohumlar; 18 ay sonra çimlenme oranında belirgin bir düşüş kaydedilerek; 30 aylık depolama sonrasında hemen hemen tüm tohumlarda ise çimlenme gözlenmemiştir. (Doijode 1988, Tunes vd 2011)‟in de değindiği gibi 18 ay süreyle ve vakumlu depolanan tohumlardaki çimlenme oranı %38 azalırken, vakumsuz olarak depolananlar da bu değer %65 azalma göstermiştir.

Kömürde depolanan tohumlarda, tüm uygulamalar 1:0.8 tohum–kömür oranında depolananlar hariç, 24 ay sonra %80'den fazla çimlendirme oranı sergilemiştir. Bir başka araştırmada ise nem geçirmeyen kapta ve silika jel üzerinde depolanan soğan tohumları, 12 aylık depolama sonrasında yüksek oranda çimlenme göstermiştir.

Tohumların kurutucu madde ile depolanması tohum neminin korunmasına ve tohumların canlılığı taşıyan önemli fizyolojik ve biyokimyasal özelliklerini dengeleyerek korunmasına yardımcı olmaktadır (Rao vd 2006b).

Otuz beş derecedeki depolamada ve 6. ayın sonrasında iki depolama yönteminde çimlenme yüzdesi bakımından önemli bir düşme görülmemiş; 12 aylık depolamanın sonrasında külde depolanan tohumlardaki çimlenme yüzdesi <%80 şeklinde olmuştur.

Çimlenme yüzdelerindeki düşüş 1:0.4 oranı (% 20), kontrolde (%8) ve 1:0.8, 1:1 ve 1:0.6 oranlarında depolanan tohumlar, sırasıyla 26, 24 ve 23'e göre daha çok düşüş sergilemiştir. Brar vd (2019), 27°C'de ve %57 oransal nemde depolanan soğan tohumlarının fide uzunluğunda, çimlenme yüzdesi, fide kuru ağırlığı ve fide kuru

91

ağırlığında benzeri bir kademeli düşüş gözlemlemiş; başlangıçtaki çimlenme oranı ≥%

83 olan üç tohum partisinde bu oran 3 yıl sonra %15'in altına düşmüştür.

Otuz beş derecede (35oC) depolanan tohumlardaki çimlenme yüzdesindeki düşüşü, 20°C'de depolanan tohumlara göre daha belirgin olmuştur. Söz konusu farklılıkta soğan tohumu canlılığına depo sıcaklığının büyük etkide bulunduğu görüşüne varılmıştır.

Genelde soğan tohumları kısa ömürlü olup, depolama sırasında sıcak ve nemli koşullara uğradığında tohum kalitesindeki bozulma hızlandığı bildirilmektedir (Delouche vd 1973, Yanping vd 1999, Yanping vd 2000, Hong vd 2005, Tirakannanavar vd 2019).

92

Çizelge 5.1 Kontrol ile 20 ve 35°C'de ve 1:0.4,1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum/materyal oranında depolanan marul, lahana, soğan, biber ve havuç tohumlarının ortalama normal çimlenme yüzdelerindeki değişim. Değerler kontrol değerlerinden uygulanmış tohumlardaki değerleri çıkartarak elde edilmiştir

93

Kül ve odun kömürü üzerinde depolanan biber tohumları 20°C'de depolama süresince yüksek oranda çimlenme sergilemiştir. Yirmi dört aylık depolamadan sonra odun külü ve odun kömürü üzerinde depolanan tüm uygulamalar arasında çimlenme yüzdesindeki düşüş %80'in üzerinde olduğu gözlenmiştir. Çimlenme yüzdesindeki azalmayı kontrol için %11 ve 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum–kül oranında depolanan tohumlarda bu değerler %15, 14, 14 ve 13 şeklinde gerçekleşmiştir (Çizelge 4.15). Odun kömürü üzerinde depolanan tohumlarda çimlenme yüzdesindeki düşüş 24 ay sonra %12–16 olmuştur. Bu durum öncelikle yüksek tohum kalitesi ve kapalı kaplar altında depolanmasından kaynaklanmakta; ayrıca, tohum kalitesi ve canlılığı ile yine biber tohumlarının raf ömrü uzunluğuna etkisi olan depolama sıcaklığından büyük ölçüde etkilenmektedir (Ozcoban ve Demir 2002). Benzer şekilde, Doijode (1988), kısmi vakumlu kaplarda depolanan ve çevre koşullarında depolanan biber tohumlarındaki çimlenme yüzdesinin; 0, 6, 18 ve 30 aylık depolama sonrası %92'den 79, 59'a ve 0'a indiğini bildirmektedir. Çimlenme yüzdesindeki azalma, vakumlu olmayan paketlenmiş tohumlardaki çimlenme yüzdesi aynı depolama süresi içinde %92'den 66'ya ve %41'e düştüğü için daha belirgindir ve bundan dolayıdır ki tohum gen bankalarındaki ex–situ depolama –20oC‟de yapılmaktadır (Hong vd 2005, Fu vd 2015).

Elde ettiğimiz bu sonuçlar Passam vd (1997) ile özdeştir. Yirmi beş derecede depolanan biber tohumları, 5oC'de düşük sıcaklıkta depolamaya tabi tutulanlara göre tohum kalitesinde daha hızlı bir düşüş sergilemiştir. Ayrıca Georghiou vd (1987), 35°C'de depolanan biber tohumlarındaki çimlenme yüzdesini, 3 aylık depolamadan sonra hızla

%10'a düştüğü için yüksek sıcaklığın tohum canlılığının bozulmasında önemli rol oynadığını belirtilmiştir. Aayrıca, çalışmamızdaki tohumlarda başlangıştaki çimlenme yüzdesi ve tohum nem içeriği sırasıyla (%98) ile (%8.3) iken; araştırmacılarda bu değerler sırasıyla, (%80) ve (%9.8) şeklinde olmuş; 25oC'de depolananlar %9.8 tohum nemi içeriğine sahip biber tohumlarının, 36 aylık depolamadan sonrasında %66'dan çok çimlenme oranı sergilemişlerdir. Ayrıca nem giderici (kül ve odun kömürü) kullanımının, depolamadaki tohum nemi içeriğini ile tohum kalitesinin korunup, arttırılmasında önemli bir rolü vardır (Thanos vd 1989). Bu araştırmada, nem gidericilerin (kül ve odun kömürü) kullanımı, depolama sırasında tohum nem içeriğinin

94

korunmasında ve tohum kalitesinin korunmasının arttırılmasında önemli bir rol oynamıştır.

Benzer bir araştırmada, tohum nem içeriği %8–14 arasında olan biber tohumlarının, 10 ay ve 20°C'de 18 ay boyunca depolandıktan sonra yüksek bir çimlenme oranı gözlenmiştir. Tohum kalitesi ve canlılığın, biber tohumlarının raf ömrü üzerinde büyük etkileri olan depolama sıcaklığından da büyük ölçüde etkilendikleri; ancak, %8, 10, 12 ve 14 tohum nemindeki biber tohumunlarının 20°C'de 18 ay depolandıktan sonra sırasıyla %59, 64, 50 ve 50 oranlarında çimlenme kaybına uğradıkları bildirilmiştir (Ozcoban ve Demir 2002). Yapılan bu araştırmada, 20 ve 35oC'de kül ve odun kömürü üzerinde depolanan tohumlardaki çimlenme yüzdesi, 24 ay sonra tüm tohum–materyal oranlarında %80–86 arasında değişmiştir. Kül ve odun kömürü kurutucusunun tohum nem içeriğini yavaş yavaş azaltmada etkili olmasından dolayı değiştiği; bunun ise metabolizmayı düzenleme ve tohumlarda raf ömrünü uzatmada yardımcı olmasını sağladığını ifade etmişlerdir. Sundstrom (1989), ayrıca tohum neminin, 2 ay boyunca 2oC'de değişen oransal nemde depolanan tabasco biber tohumlarında canlılığın, canlılığın ve uyuşmanın korunmasında önemli bir rol oynadığı görülmüş; % çimlenme ve canlılıktaki düşüşün, daha düşük nem‟li (%14–24) tohumlarda; düşük (%5.8) nemdeki tohumlara göre daha belirgin olduğu vurgulanmıştır.

Bu araştırmada kullanılan diğer türler gibi, 20oC'de iki farklı depolama yöntemi tekniğiyle depolanan havuç tohumlarının çimlenme yüzdelerinde kademeli bir düşüş olmuştur. On iki aylık depolamadan sonra ve 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum–kül oranlarında depolanan tohumlar; %87, 85 ve 88, kontrol ve 1:0,4 oranında depolananlara (%84) göre daha yüksek oranda çimlenme sergilemiştir. Yirmi ay sonra, 4 tohum–materyal oranında kül ve odun kömürü üzerinde depolananlar ile kontrol tohumlar arasında istatistiksel olarak anlamlı (P>0.05) bulunmamıştır (Çizelge 4.17). Otuz beş derecede odun külü ve odun kömürü üzerinde depolanan tohumların çimlenme yüzdesinde de azalma eğilimi görülmüş, 35oC'de odun külü ve odun kömürü üzerinde depolanan tohumların çimlenme yüzdesinde düşüşte de benzer bir eğilim gözlenmiştir. Öte yandan, çimlenme oranındaki azalma, depolama süresi ile ilişki gösterirken, teknikler

95

ile dört oran arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamsız bulunmuş; benzer sonuçlar diğer araştırmacılar tarafında da rapor edilmiştir (Al–Maskri vd 2002).

Yirmi dört ay sonra kontrol ve 1:0.6, 1:0.4, 1:0.8 ve 1:1 tohum–materyal oranında depolanan tohumlardaki çimlenme oranındaki düşüş sırasıyla %14, 24, 23, 20 ve 19 şeklinde ve kömürde depolananlarda, külde depolananlara göre daha az belirgin olmuştur. Bunun bir nedeni külün daha yüksek nem emici özelliğe sahip olması şeklinde açıklanabilir (Kibura vd 2006). On sekiz ay sonra kontrol ve 1:0.6 ve 1:0.8 oranlarında depolanmış tohumlar %80, 81 ve 80‟lik çimlenme oranı göstermişlerdir.

Odun kömüründe ve 1:0.4 oranında depolanan tohumlarda (%72) dışında, kontrol tohumları da dâhil olmak üzere diğer tüm uygulamaların çimlenme yüzdesi 24 ay boyunca depolandıktan sonra ≥%75 şeklinde olmuştur (Çizelge 4.19). Odun kömüründe depolamanın tohum canlılığının korunmasında küldeki depolamaya göre daha etkili olduğu saptanmıştır.