• Sonuç bulunamadı

4. CUMHURİYET DÖNEMİ POLİTİK VE KÜLTÜREL OLUŞUMLAR

5.4. Köy Enstitülerinin Oluşması ve Kültürel-Sanatsal Açıdan Katkıları

Köy Enstitüleri; toplumu ilkel tarımdan modern tarıma, geleneksel toplumdan çağdaş topluma ve çağdaş demokrasiye geçişin sağlanmasında önemli bir kurumdur. Enstitüler; yönetime katılan, akla, bilime ve eleştirel bilince sahip gençlerin yetiştirildiği bir kurum olur. Köylünün ve köy çocuğunun eğitim alması amacı ile okulu onların ayağına getirmekten başka çare kalmamıştır. Okul müdürleri, yöneticiler

Enstitüleri’nde sanat eğitimi verilerek toplumun aydınlanmasında önemli bir rol oynamıştır.

Resim 32:Köy Enstitülerinin Amblemi

1926 yılında Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati tarafından “4 Muallim Okulu” açılmıştır. 3 yıllık deneme sürecinde alınan sonuçların olumlu olmasıyla Köy Enstitüleri; 3803 sayılı 17 Nisan 1940’ta Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç’un ise İlköğretim Genel Müdürü olduğu dönemde açılmıştır. Köy enstitüleri,toplum açısından çağdaşlaşma yolunda atılan önemli bir adımdır. Köy Enstitüleri’nin kuruluş amacı; köy çocuklarını öğretmen olarak yetiştirmek ve köylere öğretmen olarak gönderilmesidir. Köy enstitülerinin eğitim ilkeleri; ulusal, bilimsel, laik, karma ve uygulamalı şeklinde özetlenebilir. Eğitim amaçları; bireylerin kişisel gelişimine katkıda bulunmak, mesleki yeterliliklerini arttırmak ve toplumla uyumu sağlamaktır. İsmail Hakkı Tonguç sanat eğitimini resim, müzik ve yazınsal olarak ele alır. Tonguç’un sanat eğitiminde güzel sanatlar öğrenciyi mutlu etmekte, onun kişiliğini geliştirmekte ve yaşamını estetik bir düzene kavuşturmaktır. İsmail Hakkı Tonguç Bey’in köy sorununa ve köylünün kurtuluşuna bakış açısını şöyle özetlemek mümkündür:

“Köy meselesi bazılarının zannettikleri gibi mihaniki surette köy kalkınması

değil, manalı ve şuurlu bir şekilde köyün içten canlandırılmasıdır. Köy insanı öylesine canlandırılmalı ve şuurlandırılmalı ki, onu hiçbir kuvvet yalnız kendi hesabına ve

insafsızca istismar etmesin, ona esir ve uşak muamelesi yapamasın.Köylüler şuursuz ve bedava çalışan birer iş haline gelmesinler. Onlar da her vatandaş zaman haklarına kavuşabilsinler. Köy meselesi köyde eğitim problemleri de içinde olmak üzere bu demektir...”30,

Resim 33: Köy Enstitüsü Diploması

1935 yılında CHP’nin gerçekleşen Büyük Kurultayı’nda, devlet eliyle gerçekleştirilen planlı sanayileşme ve köyleri kalkındırma kararlaştırılmıştır. İsmail Hakkı Tonguç ; Köy Enstitüleri için 20 yıllık bir plan hazırlandığını 1954 yılına kadar tüm köylerde tarım teknisyeni, öğretmen, koruyucu ve sağlık hizmeti ulaşacağını ifade eder. İsmail Hakkı Tonguç askerliğini tamamlamış gençlere “geçiçi öğretmen” olarak görevlendirmek için Eskişehir’de bulunan Çifteler Çiftliği’nde dört aylık kurs açar. Buradan görevlendirilen 84 eğitmen son derece başarılı olur. Görevlendirilen eğitmenler kendi köylerine giderek köyde topladıkları öğrencileri üç yıl okutarak mezun edecekler. Köylüye modern tarımı öğretmek, köyde çıkan sağlık problemlerini

bilgileri verilmiştir. Bu kurslarla öğretmen yetiştirmenin olamayacağı için 3704 Sayılı çıkarılan yasa ile “Köy Öğretmen Okulları” açılması öngörülür. Kızılçullu, Çifteler ve Gölköy eğitim kursları Köy Öğretmen Okulları’na dönüştürülmüştür. Köy Enstitülerinin ve Köy Öğretmen Okullarının başarılı ilerlemesini Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’de desteklemiştir.

Resim 34: Türkiye’deki Köy Enstitülerinin Dağılımı

Okullar kentlerden uzak olan, tren istasyonlarına yakın olan yerlere 1940 yılında kurulmaya başlamıştır. 14 okul kurulmuştur. Bunlar: İzmir-Kızılçullu, Eskişehir-Çifteler, Lüleburgaz-Kepirtepe, Kastamonu-Gölköy, Malatya-Kılavuz, Vakfıkebir-Isparta, Gönen, Balıkesir-Savaştepe, Kayseri-Pazarören’dir.

1941 yılında Ankara-Hasanoğlan’da, Konya ve Ereğli-İvriz’de açılmıştır. 1944 yılında Yıldızeli-Pamukpınar’da ve Aydın-Ortaklar’da ve 1948 yılında Van-Erciş’te yeni Köy Enstitüleri açılarak sayıları 21 olmuştur.

Köy Enstitülerinde; “iş içinde iş aracılığı ile iş için eğitim sistemi” ile öğrencilere eğitim verilmiştir. Köy Enstitülerinde öğrencilere üretim yapmayı, doğa değerlerine sahip çıkmayı, toplumsal değerlere sahip çıkarak yararlı olmayı amaç

edinmeleri sağlanmıştır. Amaç; üretmek, yaratmak ve araştırmaktır. Çevreye yabancı olmadan çevresini değiştirebilmek ve bu değişim rahatlıkla uygulamak istemiştir.

Resim 35:İsmail Hakkı Tonguç ve öğrencileri

Enstitüde kültür, ziraat ve teknik dersler okutulmuştur. Beş yıllık eğitim sürecinde 230 hafta ders işlenirken, 114 haftası kültür derslerine, 58 haftası ziraat derslerine ve 58 hafta teknik derslere yer verilmiştir. Kültür derslerinde; Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Matematik, Fizik, Kimya, Tabiat ve Okul Sağlık Bilgisi, Yabancı Dil, El Yazısı, Resim-İş, Beden Eğitimi ve Ulusal Oyunlar, Müzik, Askerlik, Ev İdaresi ve Çocuk Bakımı, Öğretmenlik Bilgisi, Zirai İşletme Ekonomisi ve Kooperatifçiliktir. Ziraat dersleri kapsamında; Tarla Ziraatı ve Zirai Sanatlar, Zootekni, Kümes Hayvancılığı, Arıcılık ve İpekböcekçiliği, Balıkçılık verilmiştir. Teknik dersler ise şunlardır: Demircilik ve Nalbantlık, Dülgerliktir.

Köy enstitülerinde ziraat, teknik ve kültür derslerinin yanında güzel sanatlar alanında verilen derslere büyük bir çaba ve önem gösterilir. Güzel sanatlarla ilgili derslerin verileceği müzik odaları ve resim atölyeleri elverişli bir şekilde dizayn edilirken bu durum resim, müzik ve beden eğitimi derslerine verilen önemi gözler önüne sermiştir. Ünlü sanatçılar olan Ruhi Su, Kemal İlerici, Cüneyt Gökçer ve Ulvi

derslerini işleyip ertesi gün dönüşlerini gerçekleştirmiştir.

Resim 36: Kayseri Pazarören köy enstitüsü öğretmen Hüseyin Kavral

“KE’de sanat eğitimi edebiyatıyla, müzik çalışmalarıyla, okuma saatleriyle, resim – iş çalışmalarıyla bir bütün olarak ele alınmıştır. Sanat eğitimi, yaşayan bir olgu haline getirilmiş ve bir yaşam biçimi olmuştur.”31“Resim-Elişleri dersi

enstitülerde önem verilen bir ders olmuştur. Öğrencilerin gözlemleri, araştırmalarını resim, çizim, kroki gibi yollarla estetik biçimde anlatabilme, renk bilgisi ve beğenileriyle sanat ürünü oluşturabilme becerileri kazanabilmesi amaçlanmıştır. Desenleri inceleyerek özellikle milli desenleri motifleri incelemek onlar üzerinde çalışarak onları değerlendirme ve eni motifler oluşturabilme yeteneğinin kazanılmasına da önem verilmiştir.”32

31 Candan,Ülkü, “Sanat Eğitimi, Sanat ve Köy Enstitüleri”,Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Dergisi,Cilt 4,Sayı:1,2008,s.43

32Nurgün Koç,Türk Kültür Tarihi İçinde Köy Enstitüleri, 1.Baskı,İdeal Kültür Yayıncılık,

Resim 37: Çizim dersinde öğrenciler

“Hayal gücüne dayanarak serbest konulu resim yapılması, öğrencinin basit resim tekniklerinin öğrenmesi ve kurşunkalem, mürekkep ya da boyalar ile bu teknikleri yaptıkları resimlerde uygulanması dersin hedeflerinden idi.”33

1950’li yıllarda devlet yönetiminde ki kişilerin sanata ve sanatçıya olan bakış açısı değişmeye başlamış, 1980 yılında yapılan askeri darbe ile büyük ölçüde oluşan uzaklaşma dikkati çekmiştir. Köy Enstitüleri’nde kültür ve sanata gereken önem verildiği dikkati çekmektedir.

İlköğretim Genel Müdürü olan İsmail Hakkı Tonguç; Almanya’da sanat eğitimini tamamlayıp yurda dönüş yapmıştır. Köy Enstitüleri’ni sanat programını İsmail Hakkı Tonguç hazırlamış, hazırladığı programda öğrencilerin sanat eğitimi alırken toplum yaşamından kopuk kalmamıştır. Sanat eğitiminde iş ve üretime dayalı olarak işin içerisine giren, uygulayan gerçek birer katılımcı olmalarını amaçlamıştır.

33Pakize Türkoğlu,Tonguç ve Enstitüleri, 1.Baskı,Yapı Kredi Kültür Sanat

Resim 38: Çizim Dersinde Öğrenciler

Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde 25 Ocak-20 Şubat 1945 tarihleri arasında “Güzel Sanatlar Kolu”nda heykel ve mulaj kursu düzenlenmiştir. Bu kursta öğrencilere örnek olarak Güzel Sanatlar Akademisi’nden rölyefler, büstler ve heykeller getirtilmiştir. “Parthenon frizlerinin” alçı kopyaları, Lir Çalan Kadın, Hitit Aslanı heykellere verilecek örneklerdir. Köy Enstitüleri’nde eğitim gören çocuklardan yazarlar, şairler, romancılar ve bilim insanları yetişmiştir.

Benzer Belgeler