• Sonuç bulunamadı

E. ELÇİLİK YILLARINDAKİ GÖZLEMLERİ

3. Kölelik Müessesesi

Kongre yıllarında da bahsedildiği gibi S.S.Cox her ne şekilde olursa olsun köleliğe karşı bir insan olmuştu. İç savaş öncesinde bu konudaki duruşunu tam olarak belli etmiş ve köleliğin kaldırılması için elinden gelen çabayı göstermişti. Elçilik günleri süresince Osmanlı toplumunu ve kurumlarını daha yakından tanıma fırsatı bulan Cox’un bu konu üzerindeki tespitleri oldukça tutarlı ve objektiftir. Bu tespiti ispat etmeye geçmeden önce köleliğin Osmanlı toplumundaki yeri ve uygulamaları üzerinde kısaca durmakta fayda vardır.

Osmanlı Devletinde köleler zengin ailelerin yanında, ev işlerinde ve çocuk bakımında kullanılmak, cariye olarak ya da Kuran’da vaat edilen sevabı kazanmak için azat edilmek amacıyla satın alınan kişilerdi. Ev işlerinde çalıştırılan köleler bir müddet sonra bacı, dadı, lala gibi isimlerle haneden biri gibi algılanır ve genellikle yirmili yaşlarda sahibi tarafından ihtiyaçları karşılanarak evlendirilirdi. Osmanlı toplumunda, ekonomide, özellikle tarımda köle emeğine dayalı bir üretim yapılmadığından varlıklarının asıl nedeni sağlayacakları kaba ve vasıfsız iş gücünden öte kendilerinden beklenen hizmet arzıydı357.

Büyük kentlerin çoğunluğunda esir pazarları vardı ve hizmet köleliği devletin pek çok yerinde yaygındı. Hizmet köleliği Osmanlı köleliğinin ağırlık merkezi ve son derece yaygın olan harem sisteminin doğal bir sonucuydu. Köleler aile mensupları tarafından satın alınmaktan öte gerçektende ailedendiler. Köle efendi ilişkileri sosyal ve yasal olarak her iki taraf için tahmin edilenden çok farklı olarak daha bağlayıcıydı. Böylelikle her iki taraf da köleliğin kaldırılması hususunda pek istekli olmamıştı358.

Kölelikle alakalı Osmanlı kayıtlarına bakıldığında arşiv belgelerinin büyük bir kısmını köle azat etme senetleri olan itâknāmelerin oluşturduğu

357 Özbilgen, a.g.e. , s. 440.

358 Ehud R. Toledano, Osmanlı Köle Ticareti 1840-1890, (çev: Y.Hakan Erdem), İstanbul

görülecektir. Bu belgelerin çoğu doğrudan serbest bırakış ilanları şeklindedir ve birer kopyaları şer’i mahkeme kütüklerine girmiştir359.

Kölelerin arasında statüsel olarak renk ayrımı önemli olmasa da Osmanlı hizmet kölelerinin başlıca iki sınıftan, beyaz ve siyahî Afrikalılardan oluştuğu görülmektedir. Afrika kökenli kölelerin çoğu bedeni işlerde çalışırlar ve sosyal statü kazanma konusunda pek istekli davranmazlardı. Fakat beyaz köleler, hizmetçi, refakatçi veya eğitimci olarak çalıştırılsalar da toplumsal bir üst sınıf elde etme beklentileri ve şansları vardı. Yapılan evlilikler de bu amaca hizmet eden yegâne yoldur360. Bilinen bazı sosyal ve siyasal

amaçların yanında Osmanlı padişahları dahi kölelerle evlenmekte herhangi bir engel görmemişlerdir361.

Osmanlı’nın devlet politikası olarak kölelikten anlaşılan, köleliğin toplum tarafından benimsendiğidir ve Avrupalılar tarafından iddia edilenin aksine devletin kölelik uygulamalarında tamamen haklı olduğudur. Köle ticareti ve köle pazarlarının kaldırılması için önemli kararlar362 alınmış olsa da kölelik toplumsal bir kurum olarak hayatını sürdürmüştür. Köleliğin kaldırılması için Sultan II. Abdülhamid’e çağrıda bulunan Avrupa kökenli bir cemiyete Abdülhamid’in verdiği cevap, bu konuda Osmanlıyı tamamen masum olduğunu iddia etmekten öte, kölelik müessesesine Osmanlıların ve Avrupalıların yaklaşımlarını ortaya koyması açısından da son derece önemlidir363.

359 Madeline C. Zilfi, “Osmanlı’da Kölelik ve Erken Zamanda Kadın Köleler”, Osmanlı, Cilt V,

s. 474

360 Toledano, a.g.e. , s. 234 361 Özbilgen, a.g.e. , s.445

362 Osmanlı Devleti’nde köle ticareti 1846 yılında Sultan Abdülmecit tarafından yasaklandı.

Özbilgen, a.g.e. , s. 447.

363 Bu cemiyetin adı zikredilmemekle birlikte, Abdülhamid’in bu konu hakkındaki fikri

cemiyete cevaben; “… Kanunlarımızın, adetlerimizin Avrupa’da bu kadar tanınmamış olması şaşılacak şeydir. Şarktaki kölelikten bahsederken hep Amerika’daki köleliğin hazin hali hatıra gelmektedir. Halbuki bizdeki efendi ile hizmetkar arasındaki samimi münasebete kölelik kelimesi nasıl kullanılabilir… , …bizdeki cariyenin Avrupa’daki hizmetçiden daha mesut olduğuna şüphe yoktur… , …sokaklarda sefaletten ölmeye mahkûm bir çok çocuk, iyi bir aile yanında ailedenmiş gibi muamele görerek yetişme imkanı bulurlar. Büyüdükleri zaman erkek çocukların birçoğu efendilerinin maiyetlerinde çalışırlar, kızlar da umumiyetle evin efendisinin hanımı, yani meşru karısı olurlar…” olmuştur. Sultan Abdülhamit, a.g.e. , s.137,138.

S S. Cox’un köleliğe yaklaşımını kavrayabilmek amacıyla Amerika’da köleliğe bakış açısının üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. Yeni Dünya’da kölelikten anlaşılan, çok sert kuraları olan ve genellikle tarımda çokça ihtiyaç duyulan işgücünü sağlamayı amaçlayan bir sistemdir. Amerikan köleliği sosyal olarak durağan, yani karşılıklı sosyal bütünleşmenin engellendiği, daha çok erkekleri içermesi ve ekonomik temelli olmasıyla Osmanlı tarzı kölelikten ayrılır364.

S.S.Cox’un elçilik yıllarındaki gözlemlerine dayanarak bulunduğu tespitlerde, kölelik kurumu ve kölelerin durumu hakkındaki cümlelerine bakıldığında dikkati ilk çeken, Cox’un Osmanlı Devleti’nde köleliğin sadece adının olduğunu ve kölelere karşı hiçbir şekilde haksızlığın ve zulmün yapılmadığının ifade etmesidir. Cox’a göre köleler ait olduğu aile içerisinde yükselme şansına sahiptir. Başarılı ve çalışkan oldukları takdirde bunun önünde herhangi bir engel yoktur. Genellikle hallerinden memnundurlar. Bu nedenle bazı aileler, özellikle Çerkezler çocuklarını zengin ailelerin yanına hizmetçi olarak vermeye çalışırlar. Bunların arasında kız çocuklarının oranının yüksektir. Bu kızlardan çirkin olanları genellikle hizmet sektöründe istihdam edilmekte, daha güzel ve akıllı olanlar ise iyi bir eğitime tabi tutulmaktadır. Hatta bunlardan bazılarına sanat eğitimi bile verilmektedir. Sultanın her eşinin köle kökenli olduğunu ve bunlardan anne olanların kadın mertebesine yükseldiğini, diğerlerine odalık isminin verildiğini Cox’un ifadelerinde görülmektedir. Cox’ göre Osmanlı’daki evliliklerin yarıdan fazlası köle kökenli kadınlarla yapılmaktadır. Kölelerin hallerinden herhangi bir şikâyeti yoktur. Kadın köleler belli bir süre365 hizmet ettikten sonra sahip ve

sahibeleri tarafından özgürlüklerine kavuşturulur. Cox’un aktardığına göre bazı köleler serbest bırakılırken sahip ve sahibeleri tarafından büyük ihsanlarla mükâfatlandırılır366.

364 Zilfi, a.g.m. , s. 475.

365 Cox kitabında bu süreyi yedi yıl olarak veriyor. Özbilgen’e göre, Türk örfüne göre sahibine

yedi yıl süreyle hizmet eden bir kölenin azat edilmesi gerekmektedir. Özbilgen, a.g.e. , s. 444.

366 Bu durumla alakalı olarak Zilfi’nin aktardığına göre, XVIII. yüzyılda Mimar Sinan

mahallesinde yaşayan varlıklı bir hanımefendi olan Zeynep hanım vasiyetinde beş erkek ve kadı köleyi serbest bırakmış ve bunlara hayatlarını kazanabilmeleri için oldukça fazla

S.S.Cox’un ifadelerine göre, bir köle eğer sahibi Müslüman ise onu yanında ömrünün sonuna kadar kalabilir. Afrikalı bir köle bazen elden ele satılarak ülkeden ülkeye gezmek zorunda kalmaktadır. Fakat onun İstanbul’a ulaşması kendisi için bir mükâfattır. Kitabında dünyada köleliğin her ne şekilde olursa olsun kaldırılması gerektiğini ifade eden Cox, Osmanlı’da köleliğin Amerika’da anlaşılandan tamamen farklı olduğunu da izah etmekten kaçınmıyor367.

Kısaca diyebiliriz ki, İstanbul’da elçi olarak kaldığı kısa süre içersindeki gözlemlerini okuyucuları ile paylaşan Cox, kölelikle ilgili önyargıdan uzak ve objektif değerlendirmeler yapmıştır. Amerikan halkı tarafından Osmanlı Devleti’nin tüm kurumlarıyla yanlış tanındığı bir zamanda, Cox, bilinçli ya da bilinçsiz çok önemli bir fayda sağlamıştır.