• Sonuç bulunamadı

III - YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞUNU SONA ERDİREN NEDENLER

A - Genel Olarak

Yönetim kurulu üyelerinin yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığımız sorumlulukları çeşitli nedenlerle ve şekillerde sona ermektedir. Bu sona erme nedenlerinden bir kısmı Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenen sona erme nedenlerini dört ana başlıkta toplamak mümkündür. Bunlar 1- Kusursuzluğun İspatı, 2- Sulh, 3- İbra, 4- Zamanaşımı dır. Ancak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu sona erdiren nedenleri bunlarla sınırlamak mümkün değildir. Bu sorumluluk genel hükümlere göre de sona erebilir71.

B - Nedenler

1 - Kusursuzluğun İspatı

Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, kural olarak kusurlu sorumluluk ilkesine dayanmaktadır.

Bu nedenle sorumluluğa neden olan işlem ve eylemi yaparken kusuru olmadığını ispat eden üyenin sorumluktan kurtulması gerekir72.

Türk Ticaret Kanunu’nun 338. maddesi de, bu ilkeye uygun olarak, müteselsil sorumluluğun söz konusu olduğu durumlarda, kusursuzluğunu ispat eden üyenin sorumluluktan kurtulacağını belirtmiştir73.

71 Biz çalışmamızın konusuna girmediği için sorumluluğun genel hükümlere göre sona erme nedenlerine değinmeyeceğiz. Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenen sona erme nedenlerinden kusursuzluğun ispatı ve sulh konularını aşağıda kısaca açıkladıktan sonra ibra ve zamanaşımını ise 2.

ve 3. bölümde ayrıntıları ile inceleyeceğiz.

72 Kusursuz sorumluluk nedenlerinin varlığı durumunda kusursuzluğun ispatının sorumluluğu ortadan kaldırmayacağını belirtmek gerekir.

73 Bu sonuca kusursuzluğun sorumluluk üzerinde etkisini düzenleyen ve bu konuda genel hüküm niteliğinde olan Borçlar Kanunu'nun 96. maddesindeki ilkeden de ulaşılabilir. Bu yönde bkz. 11.HD 27.02.1990, E. 1990/9543, K. 1990/1576, (ERİŞ, s. 982).

338. madde, kusursuzluğun ispatı konusunda iki özel nedene yer vererek, bunu ‘‘yukarıdaki maddeler gereğince müteselsil mesuliyeti mucib olan muamelelerde bir kusuru olmadığını isbat eden aza mesul olmaz; hususiyle bu muamelelere muhalif rey vermiş olup keyfiyeti müzakere zaptına yazdırmakla beraber murakıplara hemen yazılı olarak bildiren veyahut mazeretine binaen o muamelenin müzakeresinde hazır bulunmayan aza dahi mesul değildir.’’ şeklinde ifade etmiştir.

Buna göre, özel kusursuzluk nedenlerinden birincisi, sorumluluğa neden olan yönetim kurulu kararına karşı olumsuz oy vermektir. Maddede belirtildiği üzere; yönetim kurulu üyesinin bu kusursuzluk nedenini ileri sürülebilmesi için; karara olumsuz oy verdiğini, bunu toplantı tutanağına yazdırdığını, tutanağı imzaladığını ve durumu ortaklık denetçilerine yazılı olarak bildirdiğini ispatlaması gerekir. Özel kusursuzluk nedenlerinden ikincisi, yönetim kurulu toplantısına geçerli bir mazeret nedeniyle katılamamaktır. Yöneticiler, kural olarak yönetim kurulu toplantılarına katılma yükümlülüğü altındadır. Bu nedenle alınan kararlardan doğacak sorumluluğa, toplantıya katılmayan üyeler de katlanmalıdır. Ancak toplantıya kusuru olmadan geçerli bir mazereti nedeniyle katılamayan üye, bu kararlardan dolayı sorumlu tutulmaz. Mazeretin her somut olaya göre objektif olarak tespit edilmesi ve haklı ve meşru olduğunun ispat edilmesi gerekir74.

Burada şunu da belirtmek gerekir ki; 338. maddede kusursuzluğun ispatı için bu iki özel nedenin düzenlenmesi kusursuzluğun başka şekillerde ispat edilmesine engel değildir. Yöneticiler, kusursuz olduğunu genel hükümlere göre de ispat edebilir75.

Türk Ticaret Kanunu’nun 338. maddesinde, kusursuzluğun ispatının müteselsil sorumluluğu ortadan kaldıracağı şeklinde bir ifade yer almasına rağmen bireysel sorumluluk durumlarında da kusura dayanan sorumluluk ilkesi geçerli olduğu için kusur karinesini çürüterek kusursuz olduğunu ispat eden üyenin sorumluluktan kurtulacağını kabul etmek gerekir76.

74 Bu yönde bkz. TEKİL, s. 266; ÇEVİK, Orhan Nuri : Anonim Şirketler, Ankara 1982, s. 590.

75 Bu yönde bkz. İMREGÜN, Anonim, s. 244; POROY /TEKİNALP / ÇAMOĞLU, s. 327.

76 Bu yönde bkz. İMREGÜN, Anonim, s. 244-245; ARSLANLI, s. 169; ÇAMOĞLU, Hukukî Sorumluluk, s.

16; ATAN, s. 24. Domaniç, oy kullanma (TTK m.332), ortaklıkla işlem yapma (TTK m.334) ve rekabet yasağına (TTK m.335) dayanan sorumluluklardan kusursuzluğun ispatı suretiyle kurtulmanın mümkün olmadığı görüşündedir. Bkz. Anonim, s. 535.

2 - Sulh

Sulh, sorumluluğu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla mahkeme huzurunda veya dışında yapılabilen ve taraflara dava konusu uyuşmazlık konusunda tasarrufta bulunma olanağı veren bir usul hukuku işlemi olarak karşımıza çıkar77. Sulh, maddî hukuk açısından ise borcu sona erdirmek amacıyla yapılan bir sözleşmedir78.

Türk Ticaret Kanunu’nun 310. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun özel sona erme nedenlerinden biri olarak düzenlenen sulh, ortaklıklar hukukunda da uygulama alanı bulmuştur.

Usul hukukunda olduğu gibi, ortaklıkla yönetim kurulu üyeleri arasında mahkeme huzurunda ve dışında yapılan sulh sözleşmeleri ile üyelerin sorumluluğu kısmen veya tamamen ortadan kaldırılabilir.

Mahkeme huzurunda yapılan ve resmen onaylanan sulh sözleşmeleri, yönetim kurulu aleyhine açılmış bulunan sorumluluk davalarını sona erdirir. Genel kurulun onaylaması koşuluyla mahkeme dışında da sulh sözleşmeleri yapılabilir79.

Türk Ticaret Kanunu’nun 310. maddesi; sulh konusunda karar verme yetkisini genel kurula vermiştir80.

310. madde; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin Türk Ticaret Kanunu’nun 305 vd. maddelerinde düzenlenen kuruluştan doğan sorumluluklarının, ortaklığın tescilinden itibaren dört yıl geçmedikçe, sulh ve ibra yoluyla ortadan kaldırılamayacağını hükme bağlamıştır. Kanun koyucu bir süre koyarak sorumluluğun hemen sona erdirilmesine engel olmak istemiştir. Madde, ayrıca azınlığın karşı çıkması durumunda genel kurulun, sulh ve ibraya karar veremeyeceğini belirtmiştir. Böylece azınlık, dört yıl geçtikten sonra da, üyelerin kuruluştan doğan sorumluluğunun kaldırılmasında sulh ve ibraya her zaman engel olma hakkına sahip kılınmıştır.

77 Usul hukukunda sulh, açılan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermesi olarak tanımlanmaktadır. Bkz. KURU, Baki / YILMAZ, Ejder / ARSLAN, Ramazan : Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, Ankara 2000, s. 500. HUMK çeşitli maddelerinde sulh ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Bkz. m.63, 151, 213, 236 ve 513.

78 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. FEYZİOĞLU, Feyzi N. : Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.II, İstanbul 1977, s. 372.

79 Bu yönde bkz. DOMANİÇ, Anonim, s. 544; Bu konuda ayrıca ve ayrıntılı bilgi için bkz. ÇEVİK, Orhan Nuri : Uygulamada Şirketler Hukuku, Ankara 1994, s. 307 vd.

80 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. DOMANİÇ, Anonim, s. 544.

İKİNCİ BÖLÜM

ANONİM ORTAKLIKLARDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HUKUKÎ SORUMLULUĞUNU SONA ERDİREN NEDENLERDEN İBRA

I - ‘‘ İBRA’’

Benzer Belgeler