• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, II. Andronikos döneminde faal olan manastırlar ile ilgili temel bilgiler ve manastırların philanthropik yapıları bünyelerinde barındırıp barındırmadıklarına dair bilgiler verilmiştir. Bunların yanısıra alfabetik olarak verilen otuz dokuz manastırın eldeki kaynaklar ışığında dış dünyaya yönelik hayırseverlik faaliyetleri aktarılmıştır. Kuşkusuz manastır eğer bir typikon’a sahipse bu bilgilere kolaylıkla ve güvenilir bir şekilde ulaşılabilmektedir. Ancak söz konusu edilen manastır için bu türden bir kaynağın mevcut olmaması halinde yaptıran kişinin sosyal konumunun belirleyici rol oynadığı düşünülmüş ve buna uygun varsayımlarda bulunulmuştur. Otuz dokuz manastırdan beş tanesi doğrudan II. Andronikos, VIII. Mikhael ve İmparatoriçe Theodora Palaiologina tarafından onarılmıştır. Dört manastır kilise hiyerarşisinden kişilerce inşa edilmiştir. Geriye kalan tüm manastırlar aristokrat aileler tarafından onarılmış ya da yeni inşa edilmiş kurumlardır.

Çalışmanın üzerine odaklandığı dönemde faal olan otuz dokuz manastırdan on ikisi II. Andronikos döneminde yeni inşa edilen yapılardır. Geriye kalan yirmi üç manastır bu dönemde onarım görmüş ya da büyük oranda tekrar inşa edilmiştir. İkinci grup içinde yer alan iki manastırın yeni yapıların eklenmesiyle ihya edildiği görülmektedir.16

Çalışmanın kapsamına giren otuz dokuz manastırla ilgili birincil ve ikincil kaynaklardan edinilen bilgiler ışığında düzenlenmiş bölüm aşağıda sunulmaktadır. Bu bölümden edinilen bilgilerin tez konusu açısından incelenmesi bir sonraki bölümde gerçekleştirilecektir. Üçüncü bölümde verilen referansların bu manastırlarda sadece philanthropik işlevlerin olup olmadığına dair özet bilgiler içerdiği gözönünde bulundurulmalıdır.

16Bir diğer manastır ise Komnenoslar döneminde II. İoannes Komnenos tarafından inşa edilmiş olan

4. 1. Anargyroi Manastırı

Anargyroi Manastırı, 1282-1303 tarihleri arasında tamir edilmiş kadın manastırıdır. Manastırın ilk ktetor’unun logothetes tou dromou olduğu Palaiologos döneminde düzenlenmiş olan typikon’da geçmekteyse de kişinin adı konusunda ayrıntılı bilgi yoktur (BMFD, 2000, 1292). VIII. Mikhael’in karısı Theodora Palaiologina tarafından onarılmıştır. Theodora, onarttığı bir diğer manastır olan Lips ile Anargyroi arasında bir ilişki kurulmasını istemişse de bu ilişkiye rağmen her ikisinin de özerk yapılarını korumaları gerektiğini belirtmektedir. Typikon’da manastırı yaptıran logothetes tou dromou, onun ebeveynleri ile önceki typikon da adı geçen kişilerin hepsi için ayin yapılmasını ayrıca ayin günlerinde kapıda bekleyen fakirlere sadaka dağıtılmasını istemiştir (BMFD, 2000, 1293).

Rus hacıların günlüklerinden Anonim Seyahatname’ye göre Vaftizci İoannes’in annesi Elizabeth’in rölikleri bu kilisede bulunmaktaydı. Aynı kaynakta manastırın yeri olarak Altın Kapı’nın yanındaki Aya Euphemia Kilisesi’nin güneybatısı verilmektedir (Majeska, 1984, 148). Manastırdan bahseden bir diğer kaynak ise Zosima’nın 1425 tarihli günlüğüdür. Zosima, Kosmas ve Damian Kadınlar Manastırı olarak adını verdiği Anargyroi Manastırı’nda, Thomaida’nın ve Elizabeth’in röliklerini ziyaret ettiklerinden bahsetmektedir (Majeska, 1984, 188). Manastırın onarım tarihi kesin olarak belli değildir ve Mokios Sarnıcı’na yakın bir alanda olduğu düşünülmektedir (Kidonopoulos, 1994, 4). Manastırın kilisesi 1512’de Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrilen bugünkü adı ile Atik Mustafa Paşa Camii olarak tespit edilmiştir (Aran, 1977, 247-253).

Anargyroi Manastırı 1294-1301 tarihleri arasında hazırlanmış bir typikon’a sahiptir. Manastıra ait bu belgede philanthropik işlere sadece daha önceki ktetor’un isteği üzerine yer verilmiş olduğu ve onun belirlediği tarihlerde kapıda sadaka dağıtılmasının istendiği görülmektedir (BMFD, 2000, 1287, 1293).

4. 2. Anastasis Manastırı I

Anastasis Manastırı’nı ilk olarak 4. yüzyılda İmparator Konstantinos’un annesi Helena’nın yaptırdığı Konstantinos Akropolites’in yazdığı vasiyetnamede iddia edilmektedir (BMFD, 2000, 1378). Ardından Patrik Nektorios, Markianos, I.

Basileios onarımlar ve eklemeler yaparlar. Latin döneminden sonra tamamen harap olan manastır VIII. Mikhael Palaiologos’un döneminde megas logothetes olan Georgios Akropolites, (1295-1324) ve onun oğlu Konstantinos Akropolites tarafından büyük bir olasılıkla erkeklere ait bir manastır olarak onarılır (Janin, 1969, 20-22; Kidonopoulos, 1994, 5; Hunger ve Kresten, 1981, 432-435). Konstantinos Akropolites hazırladığı vasiyetnamesinde babasının o daha küçük bir çocukken giriştiği bu işe harcadığı paranın miktarını bildirmektedir. Sonrasında Lazarus Şapeli onun tarafından satın alınarak manastıra eklenmiştir (BMFD, 2000, 1379). Konstantinos’un annesi Eudokia tarafından da manastıra bağış yapılmıştır. Konstantinos ayrıca manastırın çevresinin bakımını para harcanarak nasıl yaptırdığını da anlatmaktadır. Smolenskli İgnatios manastırda Anastasia’nın röliklerini 1389’da ziyaret eder( Majeska, 1984, 289).

Bu manastırın yeri Janin tarafından Forum Tauri ve Konstantinos Forumu ortasında, Mese caddesinin kuzeyinde olarak belirlenmiştir (Janin, 1969, 25). 1875 yılı civarında yapılan bir çalışmada Fuad Paşa Türbesi yakınında Sokullu Mehmet Paşa Cami’nin altındaki kalıntılar yapıya ait olduğuna dair veriler sunmuş ve Anastasis Kilisesi’nin kalıntıları olarak tayin edilmişse de tahrip edildiğinden günümüze bir kalıntı ulaşmamıştır (Müller-Wiener, 1977, 45). Manastırın nadir eserleri barındırdığı bilinen bir de kütüphanesi mevcuttu (Volk, 1954, 19).

Konstantinos Akropolites, Anastasis Manastırı için 1295-1324 arasına tarihlenen bir vasiyetname hazırlamıştır. Bu vasiyetnamede manastırın yapması istenen anma ayinlerinden bahsedilmişse de alışılageldiği gibi ayinler sonrasında dağıtılması istenilen yemek ya da sadakadan bahsedilmemektedir. Konstantinos Akropolites kendi istediği ayinlerin gerçekleştirilmesinin manastıra maddi bir yük getirmeyeceğini eklemiştir (BMFD, 2000, 1380-1381).

4. 3. Anastasis Manastırı II

Keşiş Nikandros tarafından, yaklaşık olarak 1321 yılında inşa ettirilmiştir. Patrikhane kayıtlarında bulunan Patrik İsaias (1323-1330) dönemindeki 1324 tarihli bir dava metni, manastırı, Keşiş Nikandros’un keşiş hücreleriyle birlikte yaptırdığını göstermektedir. Davanın konusu Nikandros’un masraflarını karşılayarak yaptırttığı manastırın hücrelerine diğer Anastasis Manastırı’nın ktetor’u olan Konstantinos tarafından zarar verilmesidir. Nikandros’un, Akropolites ailesinin yaptırdığı

Anastasis Manastırı’nın bir kısım malzemesini kullanarak yaptırttığı anlaşılan Nikandros’un manastırı tahrip edilmiştir. Bu nedenle patriklik makamına başvuran keşiş Nikandros masraflarının tazmin edilmesini sağlamıştır (Hunger ve Kresten, 1981, 433; PLP, 1976-1996, 132).

Manastırın yeri Konstantinos Akropolites’in yaptırdığı Anastasis Manastırı’nın yakınında Forum Konstantinos ile Forum Tauri’nin ortasında, Mese’nin kuzeyi olarak verilmiştir (Janin, 1969, 22, 25; Majeska, 1984, 289). Bu manastırdan söz eden kaynaklardan yapıda hücreler ve ibadet yerinin mevcut olduğunu öğrenmekteyiz. Bunun dışında manastır ktetor’u hakkındaki tek bilgi bir keşiş olduğudur. Ktetor’un sosyal konumu göz önüne alındığında, manastıra philanthropik işlevli yapı ya da yapıların eklenmiş olması mümkün gözükmemektedir. Bunun yanında manastırda düzenlenmesi istenilen ayinler ve sonrasında verilmesi uygun bulunan sadakalar konusunda da herhangi bir veri bulunmamaktadır.

4. 4. Aristines Manastırı

Theodora Kantakouzene Doukaina Angelina Palaiologina Komnene Rhaoulaina (1289-1291) tarafından restore edilmiştir (Kidonopoulos, 1994, 14; Pachymeres, 1984, VII-IX, VII, 150). Theodora, VIII. Mikhael’in yeğenidir ve dönemine göre iyi eğitim almış biri olarak kabul edilmektedir. Pakhymeres, Aristines Manastırı’ndan bahsederken Hagios Andreas Kresei Manastırı’nın yakın bir konumda olduğunu bildirmektedir (Pachymeres, 1984, VII-IX, VII, 150). Hagios Mamas Manastırı’na ait typikon’da da aynı şekilde Hagios Mamas Manastırı’nın yakınlarında bulunan bir kadınlar manastırı olarak Aristines adı geçmektedir. Konstantinopolis patriği Kıbrıslı II. Gregorios görevinden ayrıldıktan sonra bu manastırda yaşamıştır (BMFD, 2000, 1032).

Manastırdan günümüze ulaşan bir kalıntı olmamakla birlikte bulunduğu yer olarak Belgrad Kapı civarı kabul edilmektedir (Janin, 1969, 51, 319; Majeska, 1984, 314; Müller-Wiener, 1977, 172-176).

Manastıra ait bir philanthropik yapıdan ya da manastırda yapılması istenilen anma ayinleri ve bunlar sonrasında verilmesi istenilen sadakalar hakkında mevcut bir bilgiye sahip değiliz. Ancak ktetorissa’nın İmparatorluk ailesinden gelmiş olması

nedeniyle ailesi için anma ayinleri ve sonrasında sadaka verilmesini istemiş olabileceği makul görünmektedir.

4. 5. Bebaia Elpis Manastırı

Öncelikle incelenen Bebaia Elpis Manastırı’nın typikon’udur. Bu kaynak yaklaşık olarak 1300 tarihinde düzenlenmiş ve Lincoln College Typikon’u olarak da bilinmektedir (BMFD, 2000, 1512). Typikon’un yazarı aynı zamanda manastırı tekrar inşa ettiren Theodora Synadene’dir. Theodora typikon’unda öncelikle kendi ailesine dair bilgiler vermektedir. Typikon’a göre Theodora baba tarafından, İmparator VIII Mikhael Palaiologos’un yeğenidir. Babasının çok erken ölümü üzerine amcası olan İmparator onunla yakından ilgilenmiştir (PLP, 1976-1996, 9, Nr.21381, 72).

Konstantinopolis’te IV. Haçlı Seferi’nden önce çıkan 19/20 Ağustos 1203 tarihindeki yangında Bebaia Elpis Manastırı’nın yerinde bulunan manastırın ciddi bir biçimde tahrip olduğu bilinmektedir (Madden, 1991-1992, 74-89, 91-93). Kilise, Konstantinopolis’in Haçlıların elinde bulunduğu dönemde (1204-1261) büyük bir olasılıkla Ortodoks cemaatine bırakılmıştır (Kidonopoulos, 1994, 71). 1261’de Konstantinopolis’in tekrar Bizans’ın eline geçmesi ile birlikte manastır erken Palaiologos döneminin önemli aristokratlarından megas stratopedarkhes ünvanına sahip İoannes Komnenes Doukas Synadenos’un karısı Theodora Komnene Palaiologina Synadene tarafından hemen hemen baştan yapılarak ona ve ailesine ait bir manastır halini almıştır (BMFD, 2000, 1512vd.).

Theodora, Synadenos ailesinden İoannes ile evlendirilmiştir. Synadenos adı Frigya’da bulunan Synada kasabasından gelmektedir. Bu aileye tarihi kaynaklarda en erken 11. yüzyıl’da rastlanmaktadır (Polemis, 1968, 179).17 Theodora’nın kocası İoannes başarılı bir askeri meslek yaşamı sonrasında ölümüne yakın inzivayı tercih etmiş ve İoakhim adını alarak manastıra kapanmıştır (PLP, 1976-1996, 11, Nr. 27125, 137).18 Theodora’da aynı yolu tercih ederek Theodule adını almış ve kızı Euphrosyne ile birlikte yaptırdığı Bebaia Elpis manastırına kapanmıştır (BMFD, 2000, 1512).

17 İoannes’in ölüm tarihi olarak Polemis, typikona dayanarak 6 Şubat 1345 öncesini vermektedir. 18 Burada İoannes’in kapandığı manastırın adına dair bir bilgi yoktur. Ölüm tarihi olarak 6 Şubat

Theodora ve İoannes’in evliliklerinden iki erkek ve iki kız çocukları olmuştur. Euphrosyne, İoannes, Theodoros ve adı bilinmeyen bir kızları daha vardır. Typikon’da adı geçen İoannes Komnenos Doukas Palaiologos Synadenos ailenin ikinci çocuğu olmalıdır. Megas kontostablos ünvanına sahiptir. Palaiologos ailesinden Thomais adında biri ile evlenmiştir ve kayıtlara geçmiş bir çocukları yoktur. Typikon’da annesi Theodora, İoannes’e ait evlerden bahsetmektedir (BMFD, 2000, 1563). Theodora ve İoannes’in diğer oğulları Theodoros’un adı ise sıklıkla 14. yüzyıl’da II. Andronikos ve torunu III. Andronikos arasında baş göstermiş olan çatışmalarda, III. Andronikos’un destekçileri arasında geçmektedir. Theodoros, güçlü olduğu ve çok miktarda mülke sahip olduğu Bizye’ de yaşamayı tercih etmiştir. Theodora’nın Bebaia Elpis için hazırladığı typikon’dan Theodoros’un protostrator ünvanını taşıdığını öğrenmekteyiz. Theodoros hayatının son dönemini, III. Andronikos’a verdiği destek nedeniyle ev hapsinde geçirmiştir. Eudokia ile evliliğinden Theodora ve Anna adlarında iki kızı olmuştur (Polemis, 1968, 181).

Büyük olasılıkla ailenin en büyük çocuğu olan kızı Euphrosyne ise Bebaia Elpis Manastırı’nın ikinci kurucusu olarak kabul edilir. Çok erken yaşlarda manastır hayatına girmiştir. Annesi ile birlikte Bebaia Elpis Manastırı’na girmiş ve onun ölümünden sonra manastırın typikon’unu yeniden düzenleyerek ikinci kurucusu olmuştur. Euphrosyne’nin çok erken bir dönemde manastır hayatını seçmiş olduğunun bilnmesi, ailenin Theodor Svetoslav ile evlendirilen bir kızı daha olmasını olası ve makul göstermektedir. Ama ikinci bir kız evlattan bütün ailenin adlarının geçtiği manastır typikon’unda veya başka bir kaynakta bahsedilmemektedir. Sonuç olarak bu konu kesinlik kazanmamıştır (Hannick ve Schmalzbauer, 1976, 140-141).

Manastırın yeri hakkındaki en önemli birincil kaynak Theodora Synadene tarafından hazırlanmış olan typikon’dur. Theodora, Bebaia Elpis’in etrafında bulunan diğer manastırları ve önemli yapıları referans noktası göstererek, manastırın sınırlarını belirlemektedir.

Sınır duvarı doğuda sevgili oğullarımın evlerinin karşısında bulunan büyük kapıdan başlayarak fırın ve soylu Eunoukhos’un evinin tamamının önünden geçer. Sonra batıya kıvrılır ve sevgili oğullarımın iki bahçesi arasında bulunan sınır duvarını ve kadınlar manastırını takip eder. Duvar, caddeye kadar iner ve sağda Mosele Manastırını ayırır. Buradan Gorgoepekoos Manastırı’nın duvarına doğru kıvrılır ve aynı caddeyi takip ederek, Gymnos’un bahçesini geçerek, sağına Gorgoepekoos Manastırı’nı alarak devam

eder. Sevgili kardeşim (ve leydi) Protostratorissa Glabaina’nın manastırı ile bizi ayıran duvar boyunca devam eder. Sonra evler boyunca devam eder ve sağında sevgili kardeşim (ve leydi) Protostratorissa’nın üzüm bağını sağına alarak, Kyriotissa Manastırı’nın önündeki caddeye ulaşır. Buradan doğuya kıvrılarak aynı yol boyunca devam ederek Aziz Onouphorios yakınına kadar ulaşır, ki buradaki üzüm bağını Kaligas’dan 400 hyperpyra vererek sıradan bir toprak olarak satın almıştım ve ekerek bugün görülen üzüm bağına dönüştürdüm. Duvar buradan kuzeye döner ve kiralık evlerin sınırını geçerek Akakios Kilisesi’ne kadar ulaşır. Duvar Kilise’nin büyük kapısını alacak kadar genişler. Sonra manastırımızın büyük kapısına kadar gider, sağında Aborates’in evi ve terzi Andreas’ın evi bulunur, Solatos’un evinden itibaren başladığı yere manastırın büyük kapısına ulaşır. (BMFD, 2000, 1563)

Her ne kadar günümüze ulaşmış bir kalıntı yoksa da, manastırın yeri araştırmacılar tarafından çeşitli yorumlar yapılarak tarif edilmiştir. Bu araştırmacıların çalışmaları arasında en önemlileri Zafraka’nın kaleme aldığı iki makaledir. Zafraka, Mosele ve Anthemiou Manastırlarını incelediği makalesinde Bebaia Elpis Manastırı’nın typikon’una da dayandırdığı bir yerleştirme yapar.

Mosele Manastırı’nın yeri: Mosele Manastırı’nın yerini tam olarak belirlemek zor değildir. Ayrıntılı olarak bahsedeceğimiz gibi Mosele’nin yeri Hagias Akakios’a yakındır. Veya Bebaia Elpis Manastırı’nın 14. yüzyıldaki typikon’unda belirtildiği gibi Bebaia Elpis’e bitişiktir. Typikon’a göre sınırlar, Mosele Manastırı’ndan ve diğer manastırlardan bahsedilerek verilmiştir. Sınırlar Bebaia Elpis’in doğudaki büyük kapısından başlar ve ters –aksi- yöne doğru devam eder. Theotokos Gorgoepekoos Manastırı’nın sağından devam eder ve Glabaina Manastırı’nın sınırına ulaşır. Ve Kyriotisses’in önünden geçerek doğuya döner ve Onophriou’ya ulaşır. (Zafraka, 1983, .80vd)

Zafraka’nın ikinci makalesi ise, Kontoskalio ve Eptaskalo limanları üzerine odaklanmakla birlikte Konstantinopolis’in birincil kaynaklara dair topografik çözümlemesine dayanır. Bebaia Elpis Manastırı’nın yerine dair görüşleri birincil kaynakları referans alarak verilmiştir (Zafraka, 1985, 1332-1333). Bu makalelerde yerleşime dair bir plan verilmemişse de Kidonopoulos, Zafraka ile aynı görüşte olduğunu belirterek, kitabında bu makaleye dayanan bir plana yer vermektedir (Kidonopoulos, 1994, 69-74).

Janin ise bu konuda farklı görüş bildirmiştir. Janin, 1969 tarihli kitabında manastırın yerine dair ayrıntılı bilgi vermektedir. Janin, typikon’a dayandırdığı görüşlerinde Bebaia Elpis Manastırı’nın Heptaskalon bölgesine yerleştirmektedir. Yolun sağında Mosele Manastırı ile, Gorgoepekoos Manastırı ve Kyriotissa Manastırı’nı ayıran sınır ile Aziz Onuphre ve Aziz Akakios Manastırları bulunmaktadır. Bebaia Elpis Manastırı, Janin’e göre üçüncü tepede ve Marmara’dan Heptaskalona doğru uzanan alanda bulunmaktadır. Janin, manastırın Kumkapı civarında olabileceğini söyler ama bundan kimsenin emin olamayacağını burada bulunan Elpis kilisesinin adının Bebaia Elpis’den gelip gelmediğinin kesin olmadığını belirtmektedir (Janin, 1969, 166-167). Schneider, 1936 tarihli kitabında Gurlitt’i referans olarak göstererek onun Bebaia Elpis Manastırı’na ait kalıntı ve sütun başlıklarını görmüş olduğunu aktarmaktadır (Scheneider, 1936/1967, dipnot 44). Gurlitt, Kumkapı’daki modern Panagia Elpidos’ta bulunan eski yapıya ait kalıntılardan ve sütun başlıklarından bahsetmekte ve bu yapının önemli olmadığını belirtmektedir (Gurlitt, 1999, 80).

Bu durumda Zafraka ve Kidonopoulos’un iddiaları Janin’den tamamen ayrılmaktadır. Yapı onlara göre şehrin tamamen başka bir bölgesine yerleştirilmektedir (Zafraka, 1985, 1332-1333; Kidonopoulos, 1994, 69-74). Onlara göre Bebaia Elpis Manastırı’nı Valens kemerinin güneydoğusunda, üçüncü tepenin merkezinde bulunmaktaydı. Kidonopoulos, Mesolophos Manastırı’nın yeri ile ilgili karmaşanın Bebaia Elpis’in yerinin tayinini de etkilediğini belirtmiştir (Kidonopoulos, 1994, 69-74). Bir diğer araştırmacı A. Berger ise Kidonopoulos’un eserine dair yazdığı eleştiride, Mesomphalon ve Meselophon’un başka yapılar olmadığını ikincinin diğerinin farklı bir şekilde yazılmış biçimi olduğunu belirtmektedir. Mesolophon’a göre typikon’da yeri tarif edilen Bebaia Elpis Meselophon’nun güneybatısında yeralır. Bebaia Elpis’in yeri Kidonopoulos tarafından yanlış verilmiş olmalıdır (Berger, 1997, 127).

Manastır’ın kurucusu Theodora ve onun mirasçısı kızı tarafından hazırlanmış typikon ve bunun ekine göre manastır II. Andronikos döneminin en çok hayırseverlik referansının verildiği kurum olarak dikkati çekmektedir. Bebaia Elpis Manastırı’nın typikon’unda farklı nedenlerle kutlanması istenen ayinler ve sonrasında sadaka verilmesine dair istek yedi kez geçmektedir. Düzenlenmesi istenen ayinler aile fertleri içindir (BMFD, 2000, 1555, 1556, 1562, 1565).

4. 6. Khristos Euergetis Soter Manastırı

Megas douks İoannes Komnenos tarafından onarılmış erkek manastırıdır. Niketas Khoniates’in Historia’sında, Euergetis Manastırı olarak söz edilmektedir ve Blakhernai bölgesinde olduğu belirtilmiştir (Choniate, 1975, 545, 568). Manastırın bulunduğu yerin ve adının geçtiği bir diğer kaynak ise Ephraim Aenii’nin Historia Chronica adlı eseridir. Kaynakta, Blakhernai’de bulunan Euergetis Manastırı olarak adı geçmektedir (Ephraim Aenii, 1990, 244, satır 6869). Pakhymeres de, Euergetis Manastırı’nın adı Patrik Athanasios’un hayatını anlatan bölümde geçmektedir. Patrik Athanasios bir süre bu manastırda kalmıştır. (Pachymeres, 1984, VII-IX, 228). Pakhymeres, manastırdan şehrin içindeki Euergetis Manastırı olarak bahsetmektedir (Pachymeres, 1984, XIII, VIII, 632).

Seyahatname yazan Rus hacılardan Aleksander, günlüğünde, Bakire Theodosia’nın röliklerini burada ziyaret edişinden bahseder. Diyakoz Zosima günlüğünde, Bakire Theodosia’nın Euergetis Manastırı’nda gömülü olduğunu yazmıştır. Novgorodlu Stephanos, deniz kıyısında bulunan bir kadınlar manastırında Bakire Theodosia’nın röliklerini ziyaret ettiğinden söz etmektedir. Rus hacıların günlüklerinden anonim olarak tanınan seyahatnamede ise Azize Theodosia Manastırı’ndaki Bakire Theodosia’ya ait vücuttan bahsedilmiş ve bu röliğin her Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri hastaları iyileştirdiği aktarılmıştır (Majeska, 1984, 162, 188, 44, 150).

Kesin olmamakla birlikte günümüze ulaşan ve Gül Cami olarak bilinen Bizans Kilisesi’nin Euergetis Manastırı’nın kilisesi olduğu düşünülmektedir. Kilise Cibali semtinde bulunmaktadır (Müller-Wiener, 1977, 140). Majeska ve Janin ise manastırın ve Azize Theodosia Kilisesi’nin birbirine yakın ancak ayrı yapılar olduğunu iddia etmektedirler (Majeska, 1984, 348; Janin, 1969, 144).

Manastır’a ait yemekhanenin Bartholomaios Atouemes tarafından resimlenişinden Manuelis Philae’nin Carmina’sında bahsedilmektedir (Philae, 1967, 205-206). Manastır’ın bu bölümünün resimlenişine gösterilen özen bir tesadüf olabileceği gibi buranın zaman zaman dış dünyaya açık olabileceğini akla getirmektedir. Manastır’a dışardan gelen gezgin keşişler veya hacılar söz konusu olabilir. Manastırdan geç dönemdeki Rus hacıların günlüklerinde bahsedilmiş olması daha erken bir dönemde yerleşen bir geleneğin devamı olarak düşünülebilir.

4. 7. Khristos Pantepoptes Manastırı

Manastır ilk olarak 11. yüzyılda İmparator I. Aleksios Komnenos’un annesi Anna Dalassena tarafından Havariyun Kilisesi’ne yakın bir tepenin üzerinde bir kadınlar manastırı olarak inşa edilmiştir (Müller-Wiener, 1977, 120). Manastırın bir tepede inşa edilmiş korunaklı bir konumda olması, birincil kaynaklarda sıkça adı geçen bir yapılar topluluğu olmasını da beraberinde getirmektedir, Ephraim Aenii (1990, 251, satır 7091) Historia Choronica’sında ‘’tepeye inşa edilmiş Pantepoptes’’ olarak söz etmektedir.

Manastır, elverişli konumu nedeniyle 1204 yılında Latinlerin işgali altında bulunan Konstantinopolis şehri için imparator tarafından ordugah ve gözetleme yeri olarak kulanılmıştır (Skutariotes, 1894, 446). İmparator II. Andronikos da bir khrysoboullon hazırlayarak manastırla ilgili önemli kararlar almıştır. II. Andronikos’un isteği üzerine manastırın yönetimi Bolaks Manastırı ile birleştirilmiştir. Belgeye göre eskiden ayrı ayrı değerlendirilen her iki manastıra ait mülkler ayrılamaz bir bütün halinde düşünülecektir. İki manastırda bulunan keşişler aynı kurallar altında yaşayacaklardır. Her iki grupta birbiriyle eşit haklara sahiptir ve birinin diğeri üzerinde üstünlüğü yoktur (Schreiner, 1977-1978, 418-420, 423).19

Pakhymeres Nikea’dan Konstantinopolis’e dönülmesiyle birlikte manastırda da keşişlerin yaşamaya başladığını aktarmaktadır (Pachymeres, 1984, IV, 409). Pakhymeres ayrıca Konstantinopolis patriği olarak atanması düşünülen Kosmas’la ilgili olarak bahsedilen keşiş Gregor’un Pantepoptes Manastırı’nda yaşadığından bahsetmektedir (Pachymeres, 1984, VII, 28, 206).

Manastır, Konstantinopolis’in Türkler tarafından alınmasının ardından 1463 yılından sonra Fatih’in oluşturduğu vakfın imareti olarak kullanılmış ve kilise sonradan Eski İmaret adıyla camiye çevrilmiştir (Müller-Wiener, 1977, 121; Mango, 1998, 87-88).20 Günümüzde aynı adla cami olma işlevini sürdürmektedir. Ancak manastıra ait yapı topluluğundan camiye çevrilmiş kilise dışında günümüze ulaşan

19 Bolaks Manastırı’nın Anadolu’da Smyrna, Ephesos ve Philadelphia arasındaki bölgede kurulmuş

bir manastır olduğu P. Schreiner tarafından belirtilmekteyse de kesin yeri hakkında bir bilgi aktarılmamıştır.

Benzer Belgeler