• Sonuç bulunamadı

2.4. Algirdas Julien Greimas’ın Göstergebilim Kuramı

3.1.1. İstanbul Bienalleri

Türkiye’de uluslararası etkinlik fikri ile ortaya atılan ve uygulamaya konulan Asya-Avrupa Sanat Bienali olan devlet bienali ile Uluslararası İstanbul Bienalleri bir özel kuruluş bienalidir (Aktaran: Okur ve Bozdoğan, 2017: 3309). İstanbul Kültür ve

28 Sanat Vakfı, kültür ve sanatın gelişimi için çaba sarf eden bağımsız olarak çalışan bir kurumdur. Kazanç amacı gütmeyen ve başka kaynaklar oluşturarak bütün gelirlerini yapılan faaliyetler için harcar. 1973 senesinden beri Türkiye’nin kültür-sanat hayatında pek çok ilki gerçekleştirmiştir. Dünya’da da tanınan saygın bir vakıf olma görevini üstlenir. Klasik ve güncel olan müzik, sinema, tiyatro, güncel sanat, tasarım gibi alanlarda milletlerarası festivaller, bienaller ve yıl içine yayılan etkinlikler düzenler. Türkiye’den ve yurt dışından yüzlerce sanatçıyı, 50’nin üzeri mekânda, yüz binlerce izleyici ile bir araya getirir. Türkiye’de olan kültür politikalarının geliştirilmesine katkı yapmak, dünyadaki gelişmeleri takip etmek amacı ile araştırmalar yürüterek, toplantılar düzenler, kültür politikaları üzerine metinler oluşturarak raporlar yayınlar. Yurt içi ve yurt dışında eğitim, araştırma, misafir sanatçı programları yürüterek, kültür birikiminin zenginleştirilmesi için çalışır. Düzenlenen bienaller olacak olan yeni yapımların işletim giderlerini karşılayarak sanatçı ve tasarımları destekleyip, teşvik ödülleri, fonlar aracılığı ile sanatçıların yapacağı eserler için de maddi katkıda bulunur (İKSV, 2017). Beral Madra, bienallerin ortaya çıkışının önemli iki nedeni olduğunu söyler. Bienallerin o milletin ya da şehrin kültür kimliğinin, ideolojik, kurumsal, estetik açıdan yarış içinde olduğu uluslararası düzene dahil edildiğini, diğer bir neden ise, bu bienallerin 1950’den bu yana birbirleri ile bütün olan ve hareket eden Avrupa ile ABD sanat düzeninin dünya çapında yaygınlaşmasının ve etkileşiminin bir neticesi olduğunu belirtmek gerekir (Aktaran: Okur ve Bozdoğan, 2017: 3309).

3.1.1.1 15. İstanbul Bienali

Farklı coğrafyalarda, kültürlerde oluşan ve sanatçıyı, sanat yapıtını, seyirciyi, eleştirmenleri bir araya getiren bienallerin ortak çıkış noktası, o coğrafyanın, o ülkenin şehrin kimliğini, politik sosyal ve ekonomik yapısına cevap verirken sanat ortamları ile de toplumda yer bulur.

Hayatın her alanında karşımıza çıkan enstalâsyon çalışmalarında kadına şiddet, kuraklık, savaş gibi güncel konularla da önemli bir görev üstlenir. Sosyal mesajlar vererek mekâna olan ilgi ile birlikte mekâna değer de kazandırmaktadır.

29 15. İstanbul Bienali de, “İyi Bir Komşu” temasını işlemiştir ve bu başlık doğrultusunda birbirine komşu olan altı farklı yerde gerçekleştirilmiştir. Tarihi mekânlar olsun farklılık yaratan mekânsal dönüşümler olsun seyirciye farklı bakış açıları sunan eserler bienalde yerini almıştır. İyi bir komşunun pek çok tanımı vardır ve zamana, kişiye, bulunduğu ortama, topluma göre değişiklikler gösterebilir.

Komşuluk kavramı, oturduğumuz evden, sokaktan, mahalleden, şehirden, kendi ülkemizden başlayarak farklı ülkelere, tüm dünyaya ve evrene yayılabilir.

“Bu bienalde, ev ve komşuluk ilişkilerinin yerden evrensele ortak olan sorunların ve cevaplanması gereken sorulardan yola çıkılarak milletlerarası bilboard projeleri başlatılmış ve Liverpoo’dan Sidney’e kadar iyi bir komşu sorunları bu proje kapsamında farklı vilayetlerdeki kültür kurumlarının birlikte hareket etmeleri ile 2017 sonuna kadar devam etmiştir. Yine T24’ün bienale ayırdığı zaman diliminde yayınlanmıştır. İyi bir komşu- Sergi ve iyi bir komşu- Hikâyeler adını taşıdığı iki yayın hazırlanmıştır. Hikâye kitabı bienale katılan sanatçıların, küratörlerin , müze yöneticilerinin ve pek çok kişinin ev ve mahalle yaşantılarına ilişkin kişisel hikayelerinin anlatıldığı bir kitaptır.Sergi kitabı ise, seyircinin bienali rahatlıkla takip edeceği bir klavuz olarak tasarlanmıştır” (Sergi-İKSV,2017:19).

15. İstanbul Bienali kapsamında incelemiş olduğum altı (6) sanatçının çalışmaları şu şekildedir:

Aude Pariset “Toddler Promession (Tıpış Tıpış Yürüyen)”, 2016

Sanatçı, doğal olan ekolojik dengenin etkileşiminin yanında bu çalışmanın ev ortamı ve çocuğun yetiştirilmesi ile olan konuyu ele alırken toprağın çözünmemesi sebebi ile çevreye karşı zararlı olan strafordan yapılan yatağın ve beşiğin içine yerleştirilmiş un kurtçuklarının geçirdiği süreçleri anlatan bir eser ortaya çıkarmıştır.

Leander Schönweger “Ailemiz Kaybetti/ Kayboldu” 2017

Sanatçı bu çalışmasında, evlerin ve bu kurum binalarının mimarisini yakınlık ve yabancılaşma kavramlarını düşsel bir ifade ile ele alırken okul çatısına kurmuş olduğu labirentin içindeki odalarda dolaşırken küçüklü büyüklü olan kapılarından kendisi

30 olsun seyirci olsun geçerken yaşadığı duyguların yoğunluğunu ve labirent içinde hapis olmanın, kaybolmanın veya sıkışmışlığın izleri, tepki verme süreçleri ile karşılaşılmaktadır.

Dan Stockholm “Ev”, (2013-2016), 2017

Ev çalışmasında sanatçı, alçı kalıp eller, çelik çubuklar kullanmıştır. Ve bir binayı ev yapan şey nedir? Yaşanmışlıklar mı, alışkanlıklar mı? Bu sorulara cevaplar aranırken Stockholm de 2013 yılında babasını kaybetmenin ardında yaşadığı süreci yas kavramını anlatmaktadır.

Young- Jun Tak “Objelerin Sessizliği ve Belagatı 2017”

Tak bu çalışmasında Seul’de bulunan dairesinin bire bir ölçülerinin kopyasını bienal kapsamında İstanbul Modern’in tavanına tersten yani baş aşağı şekilde yerleştirmiştir. Sanatçı, Güney Kore’deki ev kiralarının pahalılığı üzerinden dem vururken, mecburen taşınmak zorunda kalmak ve ucuz ev bulma çabası anlatılırken ev ortamının, kişisel kimlikle beraber hareket halinde olma ve gezici bir yaşamın var olan gerçeklikleri üzerinde durmaktadır.

Klara Liden “İsimsiz 2017”

Liden, eserinde inşaat malzemeleri ve buluntu nesneler kullanarak kamusal ve kentsel alanın etrafında özelleştirmeye ilişkin ve ortak alanların, kamusal alanların git gide yok oluşuna dair soruları araştırarak kendine mal etmektedir. Sanatçı, yapmış olduğu eserde, kullandığı malzemelerde bir direnişe, bir isyana dikkat çekmektedir.

Mirak Jamal “İsimsiz 2017”

Siyasi anlamda İran’da yaşanan devrim sonrasında ailesinin ülkeyi terk edip komşu ülkelere göç etmesi ve İranlı Sanatçı Jamal’in eserlerin de kaçış, bulunduğu ülkelere uyum sağlam, hatırlamak ve unutmak arasında gidip geldiği çocukluğunun