• Sonuç bulunamadı

C) Malın Yenisi ile Değiştirilmesini İsteme Hakkı

VII. Seçimlik Hakların İleri Sürülebileceği Kişiler

8. İSPAT YÜKÜ

TKHK.’un 10. maddesinde ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre teslimden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilmiştir. Böylece malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Böylece 1999/44 AB. Yönergesine paralel bir uygulama ile tüketici lehine ispat kolaylığı getirilmiştir. Tüketiciye malın tesliminden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim anında

324 ASLAN, s. 178; TUNÇOMAĞ, s. 198.

325ALTOP, Tasarı, s. 28; ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 148; OĞUZMAN/BARLAS, s. 122; KARAHASAN; s. 312

326 “ Ağır kusur, yargısal kararlarda, aynı durum ve koşullar altında her mantıklı insanın göstereceği en ilkel (basit) dikkat ve özenin gösterilmemesi, şeklinde tanımlanmaktadır. Başka bir anlatımla ağır kusurda; hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur, bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır. (HGK 2003/11-756 2003/743) 4077 Sayılı Kanun'un 30. maddesi delaletiyle olaya da uygulanabilen 818 Sayılı BK nun 96. maddesine göre borçlu en hafif kusurundan bile sorumludur. Diğer söyleyişle, borcun kötü ifa edilmesinde kusurun bütün derecelerinden sorumludur. Satıcı BK 194. maddesine göre her türlü ayıptan ari ve noksansız olarak edimini yerine getirmek zorundadır.” YARGITAY 13. HD. 15.09.2015, 2014/45818 E. 2015/27035 K. (www.kazanci.com Erişim Tarihi: 05.11.2016)

var olduğu kabul edilmiştir. Tüketicinin ayıplı mal sebebiyle sahip olduğu seçimlik haklarını kullanabilmesi malın görünen ya da gizli ayıbını ispat etmesine bağlıdır. Ancak malın ayıp sebebiyle yok olması gibi hallerde ispat güçlüğü oluşacaktır. Dolayısıyla 6502 sayılı TKHK. malın teslimi tarihinden itibaren ilk 6 ay için ispat yüküne yer değiştirtmiştir327. Bu değişikliğin temelindeki düşünce hayatın olağan akışına göre bir malın alındıktan sonraki ilk 6 ay sorunsuz çalışması gerekliliğidir. İlk 6 ay içinde malın bozulduğu hallerde malın teslimi anında var olan bir ayıbın bu sonca neden olduğu düşünülmüştür. Bu durumun aksini ispat yükü satıcıya düşmektedir.

Satıcı, malın teslim anında ayıplı olmadığını her zaman ispat edebilir. Ancak bu ispat yükünün ters çevrilmesi satıcıyı da mağdur etmemelidir. Doğası gereği çabuk bozulabilen veya yok olan mallar açısından böyle bir karinenin kabulü, malın özellikleri ile uyuşmaz. Tüketicinin kullanım hatası nedeniyle oluşan ayıplarda da satıcının ispat etme yükümlülüğü doğru olmayacaktır. Burada hâkimin, somut olaya göre malın özelliklerine göre ayıbı inceleyecek ve ispat yükünün tüketicide olduğu sonucuna karar verebilecektir328.

Tüketici, sözleşme kurulduğu tarihte kendisine bildirilen ayıplardan haberi olmadığını ileri süremez. Zira Yargıtayın ayıbın tüketiciden gizlendiği hâllerde ispat yükünün davalıda olduğuna dair kararları mevcuttur329. Yine tüketicinin haberdar olmasının kendinden beklendiği hallerde de sözleşmeye aykırılık oluşmaz. Ancak tüketicinin haberdar olmadığı ayıplar yönünden hakları devam eder. Örneğin çizik olduğu bilinerek satın alınan buzdolabının motorunun arızalanması halinde tüketici motor arızası nedeniyle seçimlik haklarına başvurabilir.

327 TBMM. Bülteni, Yasama. Dönemi 24, Yasama Yılı 3; Sıra Sayısı 490; ASLAN, s. 182 vd.; ATAMER, Yeşim / BAŞ, Ece, Avrupa Birliği Hukuku ile Karşılaştırmalı Olarak 6502 sayılı Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Uyarınca Satım Sözleşmesinde Ayıptan Doğan Sorumluluk, İstanbul Barosu Dergisi, Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Özel Sayısı, İstanbul 2014, C. 88, s. 30.

328 TBMM. Bülteni, Yasama. Dönemi 24, Yasama Yılı 3; Sıra Sayısı 490.

329 Karar için bkz. YARGITAY 13. HD. 2014/5798 E. 2015/6620 K. ( www.sinerjimevzuat.com Erişim Tarihi: 20.11.2016 )

İkinci el satışlar bakımından da taraflar arasında kurulan sözleşmenin farklılığı sebebiyle malın ayıplı olduğu iddiası olamayacaktır. İkinci el bir arabanın yeni bir araba ile aynı özelliklere sahip olamayacağı açıktır330. Yine defolu mal satışında da tüketici malın defolu olduğunu etiketinde okumak suretiyle öğrendiği için ayıp iddiasında bulunamayacaktır.

Satış anında açık olan ve doğrudan göze batan ayıplardan tüketici haberdar olmadığını ileri süremez. Burada önemli ayrım tüketicinin haberdar olduğu ayıptan farklı bir ayıbın ortaya çıkmasıdır. Yeni ve farklı bir ayıp ortaya çıktığı durumda satıcı, üretici ve ithalatçının sorumluluğu tekrar gündeme gelecektir. Örneğin ikinci el bir arabanın lastiklerinin aşınması tüketicinin bilmesi gereken bir durumdur. Ancak arabanın motor sisteminin arıza yapması ayıbın varlığının kabulünü gerektirir. Araba her ne kadar ikinci el de olsa objektif olarak taşıması gereken özellikleri taşımalıdır331.

Ayıplı mal üzerine ya da ambalajına tüketicinin kolayca okuyabileceği, malın ayıbına ilişkin bilgi içeren etiket konulması zorunludur. Bazı firmalar tarafından satışa çıkarılan teşhir ürünlerinde de bu durumun etikette belirtilmesi gerekir. Ayıba ilişkin bilgilerin tüketiciye verilen fatura veya satış belgesinde de gösterilmesi zorunludur. Böylece tüketicinin sözleşme kurulurken ayıptan haberdar olması sağlanacaktır332.

Sonuç olarak teslimden itibaren 6 aylık süre içerisinde çıkan ayıpların teslim tarihinde olmadığı, başka bir deyişle sonradan ortaya çıktığı veya kullanım hatası ya da dış etkenlerden kaynaklandığını satıcının ispat etmesi gerekir. 6 aylık süreden sonra çıkan ayıpların teslim anında mevcut olduğunu ispat külfeti ise tüketiciye aittir.

330

TKHK.’un 10/2. maddesi; Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz.”

331 TBMM. Bülteni, Yasama. Dönemi 24, Yasama Yılı 3; Sıra Sayısı 490; ASLAN, s. 179 vd. 332 ASLAN, s. 179.

Hizmetler yönünden de TKHK. m. 14/2’ye göre, sağlayıcı iki husustan birini ispat ederek sorumluluktan kurtulur. Birincisi sağlayıcı kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini ispat ederse reklam içeriği ile bağlı olmayacaktır. Sağlayıcının ayıptan kurtulmasının ikinci yolu ise yapılan açıklamanın hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya sözleşmenin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatlamasıdır. Bu hâllerde sağlayıcı ayıptan dolayı sorumlu olmayacaktır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SATICININ AYIPLI MAL VE HİZMETTEN DOĞAN SORUMLULUĞUNUN TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN VE TÜRK BORÇLAR

KANUNU HÜKÜMLERİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Benzer Belgeler