• Sonuç bulunamadı

İslâm dini ilk önce, Somali sahilleri, Şawwa ve Harar gibi merkezlerde yayıldıktan sonra göçebe Somalililer, yani belli bir yerde oturmayan bedevilerin       

115 Timothy İnsol, The Archaeology of Islam in Sub-Saharan Africa: A Review, Journal of World Prehistory, c.10, sy.4, 1996, s.447.

116 el-Huveyrî, s.91

arasında yayılamaya başladı. Bedevi Somalililer’in İslâmlaşmasında önemli rol oynayan merkezlerden biri olan Harar’ın, hicretin ilk asrında İslâm ile tanıştığına inanılmaktadır.

O dönemlerden beri etraflarında yaşayan Somalili kabileleri İslâm’a davet eden küçük bir köy olan Harar, önemli İslâmî merkez olarak on ikinci veya on üçüncü yüzyıllarda ortaya çıktı. Harar şehri, bu dönemlerde Somalililer’in arasında İslâm’a daveti yaymak isteyen İslâm âlimlerin gözde bir merkeziydi. Bu şehir, daha sonra on beşinci ve on altıncı yüzyılın başında Somalililer’in Habeş Hıristiyanlarına karşı bir cihad noktası haline gelmişti.117

Hicretin ilk yüzyıllarında İslâm'ın öğretilerini yaymaya çalışan öğretmenler, Somalili Müslümanlar aracılığıyla İslâmî tebliğde bulundular. İslâmîyet ilk olarak, özellikle Arabistan, Irak ve İran’dan gelen siyasi göçler ve tüccarlar vasıtasıyla Somali’ye intikal etti. Somali’deki İslâmî kitlesel dönüşümünün, on birinci ve on üçüncü yüzyıllarda, yerli şeyhler ve dışarıdan gelen İslâm âlimlerinin çabalarıyla gerçekleştiğine inanılmaktadır.

İslâm’da Müslüman olmayanlar İslâm dinine davet edilirken bilgi, hikmet, dini hoşgörü ve zorlama olmaması ilkeleriyle hareket edilmektedir. Kur’ân-ı Kerim’deki bazı ayetler bu konuları net olarak ortaya koymaktadır: “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir”118, “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir”119. Müslüman âlimler bu ayetlerdeki tavsiyelerden yola çıkarak tebliğ görevi eksiksiz bir şekilde yerine getirmeye gayret gösterdiler.

Somalililer’in İslâm’dan önceki tek tanrıcılığa dayanan ve Hıristiyanlıkta olduğu gibi kritik felsefi konuları içermeyen inanç sistemi, daha sonra İslâm dininin yayılışının hızlanmasında büyük rol aldığını söyleyebiliriz.

      

117 Muhammed Muhtar, agt, s.20.

118 Bakara, 2/225.

119 Nahl, 16/125.

İslâm’ın Somali coğrafyasına yayılmasında son derece önemli ve değerli hizmetleri olan tarikat şeyhleri ve ilim adamları arasında öne çıkanlar sadedinde bazı isimler hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.

1. Şeyh Abdurrahman İsmail el-Cebertî

Somalililer arasında yaygın olan rivayetlerden birinde İslâm’ın bu bölgeye nasıl yayıldığına dair şu bilgileri duymak mümkündür. Şeyh Abdurrahman bin İsmail el-Cebertî adlı bir kişi, Arabistan’dan gelerek Kuzeydoğu Somali kıyılarına ulaştı. O çevrede yaşayan ve İslâm’la yeni tanışmış veya kısmen İslâmlaşmış Dir isimli bir adamın çobanlık yapmakta olan kızı o gariban adamı görür. Şeyh Abdurrahman da her gün kızın hayvanlarını sular. Çoban kızın babası, her geçen gün kilo alıp değişen hayvanları fark edince bir sabah kızını gizlice takip eder ve kızının hayvanlarını sulayan yabancı adamı görür. Fark edildiğini anlayan adam su kuyusunun ağzını büyük taşla kapatıp uzun bir ağacın üstüne çıkar. Kuyuyu açamayan kızın babası, adama kızını vereceğini vaad edip adamı ağaçtan indirir. Böylece Somalili bu kızla evlenme neticesinde Şeyh İsmail el-Cebertî yerlilere İslâm dinini öğretti.120 Bu hikâyeye inanması ne kadar zor olsa ve Hz. Musa ile Hz. Şuayb’ın hikâyesinden esinlenip uydurulduğu düşüncesi akla geliyor olsa da, bu şeyhin Somali’de yaşadığına ve onun soyundan geldiklerine inanan birçok Somalili kabile bulunmaktadır.

Şeyh Abdurrahman’ın ilk defa Umman’a, sonra da kendisine en yakın Doğu Somali sahillerine geldiği rivayet edilmektedir. Güney Somali sahillerindeki Mogadişu, Marka ve Barawa’da ya da kuzeydeki Zeyla’ ve Barbara’da olduğu gibi doğu Somali sahillerine gerçekleşen siyasi göçler olmadığı için Şeyh Abdurrahman’ın bu bölgedeki İslâmlaşma sürecinde etkin rol oynadığı varsayımları güçlenmektedir. Şeyh Abdurrahman el-Cebertî gibi yeni inancın taşıyıcıları, ağırlıklı olarak göçebe topluluklar ve Somalililer’in arasında klan veya kabile liderlerinin geniş çaplı kaynakları kontrol ettiği bir toplumda vaaz vererek onların arasına karışıp uzun süre birlikte yaşamayı tercih eden mümtaz kişilerdi. Şeyh Abdurrahman’ın türbesi bugün Ceerigaabo yakınlarında bulunmaktadır.

      

120 Hersi, age, s.122.

2. Şeyh İshak bin Ahmed

Sahillerden uzak olan yerlerde yaşayan Somalililer’in arasında İslâm’ı tebliğ eden önemli şeyhlerden biri Şeyh İshak bin Ahmed’dir. Şeyh İshak bin Ahmed ve doksan kişiden oluşan akrabaları Bağdat’tan göç edip Yemen’in Hadramut bölgesinde bir ara kaldıktan sonra on ikinci yüzyılda Zeyla’ kıyılarına geldiler. Şeyh İshak bin Ahmet ve akrabaları kısa süre sonra Harar’a kadar gittiler. Şeyh İshak’ın torunlarının çoğu Kuzey Somali’nin önemli merkezlerinden biri olan Barbara, Hargeysa ve Burco’da yaşamaktadırlar.121

Şeyh İshak bin Ahmed ve beraberindeki akrabalarının Somalililer’le yaptıkları evlilikler sonucunda İslâm dini Somalililer arasında iyice yayılmıştır. Aynı zamanda seyyid olan Şeyh İshak’ın sürekli konakladığı belirli bir yeri yoktu. Çünkü Somalililer göçebe oldukları için Şeyh İshak, İslâm’ı tebliğ edebilmek için hayatı boyunca Somalili kabileler arasında tek tek dolaşmaya mecbur kalıyordu. Şeyh İshak her kabilenin yanında, temel dini bilgileri öğretmek için birkaç sene kalıyordu. Farklı Somalili kabilelerin arasında gezdikten bir süre sonra, Şeyh İshak bin Ahmed Kızıldeniz sahilindeki Meydh kasabasında vefat etti. Şeyhin türbesi bugün Somali’nin her tarafından ziyaretçi akınına uğramaktadır. Aynı zamanda Şey İshak ile yakın zamanlarda gelen Şeyh İmadüddin, Şeyh Ahmed bin Ömer el-Zeyla’î ve Yemen’den gelen diğer İslâm âlimleri, Kur’ân-ı Kerim’i ve İslâm ilimlerini öğretmek için sahilden uzak olan Somalili toplumların içine yerleştiler. Bu kabilelerin arasında yerleşen âlimler yerli kadınlarla evlendirilip kabilenin bir parçası haline getiriliyordu. Böylece İslâm, Somalili kabileler arasında aktarılarak hızlıca yayılıyordu.122

3. Şeyh Yusuf el-Kawnayn (Aw-Barkhadle)

Somalililer, Müslüman olmalarını, Şeyh Yusuf el-Kawnayn veya Somalicede

“kutsanmış biri” anlamına gelen Aw-Barkhadle isimli zata borçludur, denilse yanlış olmaz. Bu yüzden hâlâ Şeyh Yusuf el-Kawnayn ismi tüm Somali’de her yerde saygıyla anılmaktadır. On birinci yüzyılda Somali’de yaşayan Şeyh Yusuf, Somali’nin iç bölgelerinde yaşayan yerli halkı İslâm’la tanıştıran ilk kişidir. Söz konusu bölgelerde Şeyh Yusuf’a ait olduğu iddia edilen üç farklı türbenin bulunması, bu zatın sürekli belli       

121 Mansuur, age, s.156.

122 Abdurrahman Dubbe, Tuhfetü’l-Müştak fî Nesebi’s-Seyyid İshak, y.y., Dar memfis, ty., s.19.

bir mekânda ikamet etmediğini ya da kendisine duyulan büyük hürmet ve sevgiyi göstermektedir.

Şeyh Yusuf ile ilgili hemen hemen bütün Somalililer’in arasında meşhur olan bir hikâyeye göre, güçlü bir yerli lider olan Muhammed Hanif, Şeyh Yusuf’un Somalililer arasında yaptığı tebliğ faaliyetlerden rahatsız olup karşı çıkar. Aynı zamanda tecrübeli ve mahir bir sihirbaz olan Muhammed Hanif, halka doğru İslâmî bilgiler öğreten Şeyh Yusuf’u mahcup bırakmak için bir gün bütün halkı bir arada toplayıp Şeyh Yusuf’a,

“ben bu dağın bu tarafından dalıp diğer taraftan çıkacağım. Eğer senin bu dinin doğru ise sen de yapacaksın” dedi. Muhammed Hanif, iki kere büyük dağın bir yanından dalıp diğer yanından çıktıktan sonra Şeyh Yusuf Allah’a yalvardı ve Muhammed Hanif dağın içinde hapsoldu. Böylece bütün halk Şeyh Yusuf’un tarafına geçip Müslüman oldu.

Somalililer yaşadıkları bölgelerde farklı rivayetlerle bu hikâyeyi anlatırlar.

Kaynaklarda Şeyh Yusuf’un Arap ya da Somali asıllı olduğuna dair bir netlik bulunmamaktadır. Belki de Şawwa bölgesine gelen Benî Mahzum’un hicretinden sonra Müslüman olmuş Somalililer’den biri de olabilir. Çünkü Somalililer’in Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmek için kullandıkları Somalice yazı sistemini Şeyh Yusuf geliştirmiştir.123 Aynı zamanda İfât Sultanlığı’nın kurucusu olan Somalili Ömer Walasama, Şeyh Yusuf el-Kawnayn’ın torunudur.

4. Fakih Ömer (Fiqi Umar)

Fakih Ömer ve altı çocuğu on ikinci yüzyıl civarlarında Hicaz’dan Somali’ye göç eden bir aileye mensuptur. Berbera’dan indikten sonra Fakih Ömer ve diğer çocukları Ogaden bölgesindeki Somalililer’in arasına dağılmışlardır. Somalililer’in arasına karışıp onlarla birlikte yaşama konusunda hiçbir sorunla karşılaşmayan yeni misafirler, göçebe kabilelerin arasında medreseler açmaya başladılar. Daha sonra Fakih Ömer’in öğrencileri, Ogaden bölgesinde yeni Müslüman olmuş Somalililer’in Kur’ân-ı Kerim öğrenimini bitiren çocuklar için temel İslâmî ilimleri öğretmek amacıyla bu bölgede (Ula Madow) isimli büyük bir medrese kurdular. Fakih Ömer soyundan gelen çocuklara bugün bile Somalililer arasında büyük saygı gösterilmektedir. Fakih Ömer’in

      

123 Hersi, age, s.127.

en büyük oğlu Ahmed’e ise Şabelle Nehri’nin etrafında yaşayan Somalililer’in Hawiye kabilesinin yanında kalmasına izin verildi.124

Hawiye kabilesine ait bir rivayete göre, bu kabileden bir adam, töreleri gereği bir kızla evlenmek için kabile inancını benimsemiş sihirbaza nikâh kıydırmak için giderken Fakih Ömer’in oğlu Ahmed ile yolda karşılaştı. Ahmed, “bu yanındaki hayvanlarla ve kızla nereye gidiyorsun?” diye adama sorar. O da, “filanca adam bu kızla beni nikâhladıktan sonra hayvanları ona vereceğim, kız da bir hafta onun yanında kaldıktan sonra benim olacak” diye cevap verir. Ahmed de adama şöyle der: “Ben kızı seninle nikâhlayacağım, hayvanlarını da almayacağım, kız da bende kalmayacak, nikâhı kıydıktan sonra yanına al götür” diye cevap verince olay bütün Hawiye kabilesine yayılır. Bu hikâyeyi duyan herkes yeni dini tercih etmeye başlar. Bugüne kadar Şabelle bölgesinde yaşayan Hawiye kabilelerinin arasında kadılık işleri, Ahmed bin Fakih Ömer’e intisap eden çocukları tarafından yürütülmektedir.

5. Şeyh Abadir

Kuzey Somali ve Harar’daki Somalililer’in arasında İslâmîyet’in yayılmasına en çok katkıda bulunanlardan birisi de Yemenli Şeyh Abadir’dir. On üçüncü yüzyılda Harar’a gelen Şeyh Abadir Harar şehrinin kurucularından biri sayılır. Şeyh Abadir ve beraberindeki diğer şeyhler, Harar’ın etrafında yaşayan Somalililer arasında tebliğde bulundular. Şeyh Abadir’in yukarıda isimlerini zikredilen âlimlere göre bu bölgeye gelişi biraz daha geç olmuştur.

Şeyh Abadir, tasavvufun özellikle Kadiriyye tarikatını Somali’ye getiren kişidir.

Bu tarikate mensup olan Somalili sufiler her sene Şeyh Abadir’in türbesini ziyaret etmektedirler.125 Şeyh Abadir, Somali’ye geldiğinde İslâm, Harar ve Somali sahillerinde büyük ölçüde yayılmıştı. O yüzden Somalililer’in rivayetlerinde, Arabistan’dan gelen Şeyh Abâdir’in bazen Harar’ın dışına çıkıp kırsal kesimde yaşayan Somalililer’in arasında bir müddet kalıp tebliğde bulunduğu görülmektedir. Bu süre içinde yeni Müslüman olmuş Somalililer’i zikir çekmek gibi daha önce görmedikleri yeni tasavvufi ilke ve uygulamalarla tanıştırmıştır.126 Harar şehri ise, Somalililer’in İslâmîyet’i       

124 Mansuur, age, s.156.

125 el-Mellah, age, s.136.

126 Muhammed Muhtar, agt, s.14

kabulünden sonra, Habeşistan’da yaşayan Galla (Oromo), Amhara ve Tigray gibi Hıristiyanların arasında bazen davet yolu bazen de cihad vasıtasıyla İslâm’ı yaymaya Harar’dan devam ettiler. Böylece Harar, on beşinci yüzyılda bütün Afrika’nın en önemli İslâmî merkezlerden biri haline geldi.

Şeyh Abâdir’in Harar gelişinde yakın zamanlarda Hz. Akîl bin Ebu Tâlib’in torunları oldukları iddia eden bir grup âlim Yemen’den gelip Kuzey Somali’deki Zeyla’

limanına indi. Ardından iç bölgelere doğru ilerlemeye devam eden âlimler Ogaden bölgesindeki göçebe Somalililer’le karışıp bir arada yaşamaya başladılar.127 Bu âlimlerin devam eden nesilleri Aşarâf, yani seyyidler Somali’de bugün bile büyük itibar görmeye devam etmektedir.

6. Yemenli Âlimlerin Aracılığıyla

Genel olarak Yemenli âlimlerin Somali’nin iç kısımlarında özellikle Kuzey Somali ve Harar bölgesinde yaşayan Somalililer arasında, İslâmîyet’in yayılmasında büyük rolleri vardır. Somali’de Şafiî mezhebinin yaygın olması Yemen’in Hadramut bölgesinden gelen Şafiî hocalar sebebiyledir. İslâmîyet’i tebliğ etmeye amaçlayan âlimlerin yanında, ticaret için Somali’nin iç kesimlerine giden tüccarların da İslâmîyet’in yayılmasında büyük katkıları vardır.128

On beşinci yüzyılın ilk yarısında Yemen’in Hadramut bölgesinden Berbera liman şehrine gelen ünlü kırk dört âlim Zeyla’, Harar ve Berbera gibi şehirler ve kırsal kesimlere dağılarak yeni Müslüman olmuş Somalili bedevilere önemli dini konuları öğretiyorlardı. Sadece İslâmî bilgileri öğretmek için amacıyla bu kırk dört fakihin gelişinin kanıtlarından biri de Berbera şehrinin yakınında bulunan “Evliyalar Tepesi”dir. Bu fakihlerin türbelerinden bazıları da Harar’da bulunmaktadır.129

Somalililer İslâmîyet’i kabul ettikten sonra İslâm’ı daha iyi ve orijinal kaynaklardan öğrenmek için gerek Yemen’e gerek Kahire’ye gerekse Şam’a kadar gidiyorlardı. İbn Battuta (1304-1377) Şam’daki Emevi Camii’ni ziyaretinde, doğu köşesinin Zeyla’lı öğrencilere ayrıldığını görmüştür.130Ayrıca on bir ve on ikinci       

127 Muhammed Muhtar, agt, s.14.

128 el-Mellah, age, s.58.

129 el-Mellah, age, s.58.

130 İbn Battuta, age, s.204.

yüzyıldan itibaren Mogadişu ve özellikle dünyaca ünlü olan fıkıh âlimleri ile tanınan Zeyla’ gibi yerler, önemli İslâm merkezlerinden biri olmuştur.

Somalili kabileler su ve otlak peşinde oldukları için her zaman hareket halindeydiler. O yüzden yeni Müslüman olan grupların diğer kabileleri etkilemesi kolay idi. Göçebe Somalililer’in arasında İslâm’ın yayılışına katkıda bulunan bir başka faktörde de “Mawlac” isimli küçük mescitlerdir. Tasavvuftaki zaviye terimine büyük ölçüde karşılık gelen “Mawlac”, toplumda namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerim öğrenmek, zikir çekmek ve bazen de öğrencilerin barınması manalarında kullanılmaktaydı.

Doğu Afrika’da yaşamakta olan Afar, Saho, Galla (Oromo) ve Somalililer gibi farklı Kuşitik unsurlar, ilk olarak İslâm, Somalililer ve Afarlar arasında yayılmaya başladı. Diğer Müslüman ülkelerden gelen tüccarlar ve âlimlerin sarf ettikleri büyük çabalar neticesinde miladi on dördüncü yüzyılın başlarında Somalililer’in hemen hepsi Müslüman oldular. Daha sonra on altıncı yüzyılda İslâm Galla (Oromo) ve diğer etnik unsurlar arasında yayılmaya başlamıştır.131