• Sonuç bulunamadı

İran’ın Hizbullah’ın Kuruluşuna Etkisi

3. HİZBULLAH’IN DOĞUŞU VE EYLEMLERİ

3.1. İran’ın Hizbullah’ın Kuruluşuna Etkisi

İsrail’in Lübnan’ı işgal ettiği yıl kurulan Hizbullah’ın kuruluşunda çok sayıda etken mevcuttur. Lübnan’da Şiileri dışlayan mevcut sosyal, siyasi ve iktisadi sistem, İsrail’in Lübnan’a müdahaleleri ve Lübnan merkezi otoritesindeki zayıflıklar Hizbullah’ın kuruluşu için uygun bir zemin yaratmıştır. Hizbullah’ın Şii kökenli olması ve İsrail karşıtlığı İran’ın destek sağlaması için önemli etkenler olarak görülmektedir. Ghorayeb’in belirttiğine göre İran, Lübnan’a 1.500 Devrim Muhafızı (Pasdaran) göndermiş ve Hizbullah’a eğitim sağlamıştır. Aynı zamanda Lübnan’a asker göndermek için kendisine müttefik sağlamıştır, Suriye ile de anlaşarak sınırlardan doğrudan erişim ile Bekaa’ya Devrim Muhafızlarını gönderebilmiştir. İran’ın politik, finansal, lojistik ve askeri desteği ile Hizbullah’ın örgütsel gelişimi de büyümüştür.411 İran’da bulunan Şillerin durumu, Hizbullah ve Lübnan Şiileri için umut niteliği taşımaktadır.

Lübnan’da bulunan Şiiler ile İran arasındaki bağlantı, Humeyni’nin ideolojisinin ve eylemlerinin Lübnan’daki mollalar tarafından da benimsemesi ile ilgilidir. Bu bağlantı, ruhani otorite (Velayet-i Fakih) ve Lübnan’da bulunan askerlerin itaati ile ilişkilere dayanmaktadır. Hizbullah’ın eylemleri ve eylemlerin meşruiyeti bu ruhani otoritenin emirlerine dayanmaktadır.412

İran tarihinde önemli yere sahip olan Kaçar Hanedanlığı ve Pehlevi Hanedanlığında Şiiler her zaman önemli yere sahip olmuştur. 1953 Ak Devrim ile birlikte İran’da Şii ulema daha da güçlenmiştir ve Ayetullah Humeyni Şii otoritesinin

411 Saad Amal Ghorayeb, Hızbu’llah Politics Religion (London: Pluto Press, 2012), s. 14.

412 Shaul Shay, The Shahids : Islam and Suicide Attacks, Çeviren: Rachel Lieberman (New York:

lideri olmuştur. Humeyni’nin sürgüne gönderilmesi ile birlikte Şii ulema, bazar ve geriye kalan tüm İran halkı bir devrime sürüklenmiştir. 1979 yılında gerçekleştirilen İran İslam devrimi ile İran’da Şiilik devlet dini halini almıştır. Bu islam devrimi Orta Doğu’da bulunan bir çok devleti de etkilemiştir. Etkilenen ve bu devrimle birlikte umut bulan bir Orta Doğu ülkesi ise Lübnan’dır. Lübnan’daki Şiilerin siyasi, ekonomik ve sosyal durumu bu devrim ile birlikte yeni bir oluşum içine girmiştir.413 Humeyni devrim ile ilgili düşüncelerinin birçoğunu sürgünde dillendirmiştir. Politik teoloji diyebileceğimiz siyaset, devlet yönetimi ve ulemanın devlet yönetimindeki yerini, Humeyni Velayet-i Fakih kavramı ile ortaya koymuştur.414 İmam Humeyni tarafından geliştirilen Velayet-i Fakih kavramı siyasallaşmanın sonucudur ve Şii topluluklarını, milliyetçi ve devletçi göndermelerin ötesinde seferber etmeye hizmet etmiştir.415

1979 yılında hazırlanan İran Anayasası ile devletin yasama, yürütme ve yargı güçleri Velayet-i Fakih kurumuna verilmiştir. İran Anayasası’nın beşinci ilkesine göre onikinci imamın yokluğunda, ümmetin rehberliği ve liderliği adil ve dindar fakih üzerine devredilmelidir. Aslında burada açıklanmayan durum; onikinci imamın dönüşüne kadar fakih’in iradesi süresiz devam edebilecektir.416 Kutsal Kum kentinin Cuma imamı Ayetullah Meşkini görevin kutsallaştırılmasını şu sözler ile desteklemektedir; “Fakihin yetkileri anayasayla kısıtlanmış değildir; Peygamber ve gerçek imamlarla aynı güce sahiptir o.” Dolayısıyla bu rehber, fıkıhın (islamiyeti bilmek) üstünlüğünü sağlayan kişidir; bu işlevini dinsel bir aşkınlığın, topluma indirgenemeyen dinsel bir düzenin ilkesini temsil etmesi nedeniyle ‘fakihliğin’ erdemleriyle değil topluma kendisini yukarıdan dayatarak gerçekleştirmektedir.417

413 Ayrıntılı bilgi için bakınız; Ervand Abrahamian, Modern İran Tarihi, Çeviren: Dilek Şendil

(İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, 2017), Hamid Dabashi, İran: Ketlenmiş Halk, Çeviren.: Emine Ayhan (İstanbul: Metis Yayınları, 2007), Mohammad Nafissi, “Shiism and Politics”, Jeffrey Haynes, (ed.), Religion and Politics (New York: Routledge, 2008), Farhad Khosrokhavar, Olivier Roy, İran:

Bir Devrimin Tükenişi, Çeviren: İsmail Yerguz (İstanbul: Metis Yayınları, 2013).

414 Hasan Onat, “İran İslam Devrimi ve Şiilik” , e-makâlât Mezhep Araştırmaları, 4/2 , Güz 2013, s.

228.

415 Olivier Roy, Siyasal İslamın İflası, op.cit., s.225. 416 Saad Amal Ghorayeb, op.cit., s.62.

417 Farhad Khosrokhavar, Olivier Roy, İran: Bir Devrimin Tükenişi, Çeviren: İsmail Yerguz (İstanbul:

Velayet-i Fakih kavramının temeli Şii mezhebindeki imamet inancına dayanmaktadır. Velayet kelimesi Arapça ve Farsçada “yardım, yaren ve yönetme yetkisi gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Şii anlayışında dar anlamda imam ve onlara olan muhabbeti de ifade edebilmektedir.418 Şii anlayışında imamet ve velayet dendiğinde; peygamberin yaptığı tüm işlemlerin onun yerine geçen kişilerce, peygamberlik hariç, devam ettirilmesi inancı anlaşılmaktadır.419

Dini otoritenin kullanılması ve Şiiliğin siyasal bir hal alması Velayet-i Fakih kavramının negatif algılanmasında etkili olmuştur. Bazı Şii din adamları tarafından Velayet-i Fakih kavramı sorgulanmıştır. Ama Fakih ve Humeyni’nin kutsal bir ümmetin hükümdarı olarak tasavvur edilmesi, Şii terör örgütü Hizbullah’ın politik düşüncesini istila etmeye devam etmiştir.420

Hizbullah’ın, İsrail’e karşı olan cihat eylemlerini Velayet-i Fakih doktrinine dayandırdığı belirtilmektedir. Çünkü İran tarafından sponsorluğu olduğu düşünülen bu devlet dışı aktörün etkileri, çalışmaları ve eylemleri Velayet-i Fakihten kaynaklanmaktadır. Lübnan toprakları üzerinde Bekaa vadisinde İran, Hizbullah için güvenli bölgeler sağlamıştır ve silah, askeri eğitim gibi destekler vermiştir. Verdiği bu destekler ile Hizbullah Lübnan Şiileri sosyal yardımlarda bulunmuştur. Bununla beraber, Hizbullah 1992 seçimlerine Velayet-i Fakih tarafından onay alarak katılmıştır. Ayrıca, İsrail ile savaşarak halkın desteğini ve sadakatini sağlamıştır.421

Hizbullah kuruluşundan sonra yayımladığı “açık mektup”ta422 birçok amaçtan bahsetmiş olsa da iki amaca özellikle dikkat çekmiştir. Bunlardan biri; Lübnan’da , Velayet-i Fakih’i örnek alan bir ‘İslami düzen’ kurma olasılığıdır. Lübnan devletinin siyasi sistemi zayıf olduğundan barışçıl yollar ile İslami devlet için fırsat

418 Henry Corbin, “Şiilikte Velayet Kavramı”, Çeviren: Sabri Hizmetli, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:26, s.717.

419 Serkan Taflıoğlu, “İran İslam Cumhuriyeti’nde Egemenlik ve Meşruiyet Kaynağı ‘Velayet-i Fakih’”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 3/68, 2013, s. 97.

420 Saad Amal Ghorayeb, op.cit., s. 64.

421 Marc R. DeVore, “Exploring the Iran-Hezbollah Relationship: A Case Study of how State

Sponsorship afffects Terrorist Group Decision-Making”, Perspectives on Terrorism, 6/4-5, January 2012, s. 91-92.

422 Ayrıntı için bakınız; Augustus R. Norton, AMAL and The Shi’a: Struggle fort he Soul of Lebanon

bulunmamaktadır. İkinci nokta ise, İsrail’e karşı cihat eylemi yapmanın kutsallığı üzerine olmuştur. Çünkü İsrail, Humeyni’nin de tanımı ile ‘mutlak şeytan’ olarak değerlendirilmektedir.423

İran resmi olarak Şii bir devlet olduğu kadar Şii ulemanın tarih boyunca kıymetli ve önemli bir yere sahip olduğu bir ülke konumundadır. Ulemanın ruhani ve dini önemi, eğitim ve adalette sağladığı toplumsal hizmetlerle artmıştır. 20. yüzyılın başından itibaren ulemanın siyasi gücü de kazanmasıyla birlikte İran, dünya üzerindeki Şiilerin büyük önem atfettiği bir konum edinmiştir. Fakat Lübnan’da Şiiler bu şekilde güçlü konumda değildir.

Lübnan’da tarih boyunca ekonomik ve siyasi alandan dışlanmış olan Şiiler için umut doğmuştur. İran’ın Bekaa vadisini bir sığınak olarak sunması Hizbullah’ın ve Şiilerin organize olmasını hızlandırmıştır. İran’ın gönderdiği Devrim Muhafızları ile Beka vadisinde yeni bir güç ortaya çıkmaya başlamıştır.424 Velayet-i Fakihten yetkisini ve İran’ın desteğini alan Hizbullah bir terör örgütü olarak doğmuş, ardından zaman içerisinde Lübnan Şiilerinin ve daha sonra diğer Lübnan halkının desteğini alarak Lübnan merkezi hükümetinin egemenlik sınırlarını zorlamaya başlamıştır.