• Sonuç bulunamadı

İlgili coğrafi pazar, özellikle birleşme/devralma işlemlerinde ve hakim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin incelemelerde, hakim durumun tespiti açısından önemli bir noktayı oluşturmaktadır.

Rekabet Kurumu’nun bugüne kadarki rafinajla ilgili tek dosyası olan ATAŞ’a ilişkin önaraştırma kararında, ilgili coğrafi pazar olarak tüm Türkiye’nin alındığı görülmektedir. AK’nın birleşme/devralma kararlarına bakıldığında, genellikle net bir sonuca ulaşmamak tercih edilmekle birlikte, her ülkenin ayrı pazar olduğunun ve hatta ilgili coğrafi pazarın tüm Avrupa Birliği veya dünya şeklinde genişleyebileceğinin belirtildiği görülmektedir13. ATAŞ

kararında da, Türkiye çapında 5 ana rafineriden ya da ithal yoluyla elde edilen ürünün, yurdun çeşitli yerlerindeki depolarda saklandıktan sonra bayilere taşınabiliyor olması ve devlet tarafından belirlenen dağıtım firmaları/bayi kar marjlarının Türkiye’deki herhangi bir rafineriden bir bayinin ürün alamaması durumunda en az ikinci bir rafineriden ikmal yapabilmesine olanak sağlayacak şekilde taşıma maliyetlerinin (navlunların) üstünde olması nedeniyle ilgili coğrafi pazar Türkiye Cumhuriyeti sınırları olarak belirlenmiştir14. Bununla

birlikte, Türkiye pazarında sadece 5 rafinerinin faaliyet gösteriyor olması ve

13 Örnek vaka olarak Texaco/Chevron (IV/M.1301), Arco/Union Texas (IV/M.1200), Koch/Eurro

Splitter&J Aron (IV/M.1178) gösterilebilir. Bu kararlarda dikkati çeken ilgili coğrafi pazarın AB veya daha geniş olabileceği belirtilmekle birlikte, en dar biçimde yapılacak coğrafi pazar tespitinin dahi kararı değiştirmeyeceği tespitinden hareketle ilgili coğrafi pazarının tespiti bir sonuca bağlanmamıştır.

14 Aynı kararda, Türkiye'deki rafinaj sektörünün coğrafi pazar sınırlarının iyi çizilebilmesi için;

taşıma maliyetlerinin ürün alınacak rafineri seçimini ne ölçüde etkilediği, bir rafineride üretilen ürünün ne kadarının kendi bölgesinde satıldığı ve ne kadarının başka bölgelere gönderildiği gibi hususların netleştirilmesi gerektiği de belirtilmiştir.

rafinerilerde üretilen ürünlerin dağıtımında, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yaygın boru hatlarının mevcut olmaması gibi hususlar dikkate alındığında, petrol arzına ilişkin coğrafi pazarın tespitinin Rekabet Kurumu tarafından yapılacak kantitatif analizlerle15 yapılmasının, ileride daha sağlıklı kararlar alınması için

gerekli olduğu görülmektedir.

Türkiye’deki rekabet hukuku uygulamalarında, akaryakıt dağıtımına ilişkin coğrafi pazar tespitlerine, birleşme/devralma kararlarında rastlanmaktadır. Bu kararlarda coğrafi pazar tüm Türkiye olarak alınmıştır16. Genel dağıtım

stratejisi anlamında Türkiye’nin tek bir pazar olarak alınmasına engel teşkil edecek bir durum yok gibi görünse de, Rekabet Kurumu’nun ileride yapacağı çalışmalarda, özellikle dağıtımın önemli unsurlarını oluşturan boru hatları, tekel konumuna sahip depolama kapasiteleri veya yöresel bayilik ağları gibi hususları inceleyerek, gerektiği takdirde bazı dar coğrafi pazar tanımlamalarına gitmesi, yöresel tekellerin tespitinde belirleyici rol oynayacaktır. Bu tür detaylı çalışmaların, ülke genelindeki rekabetin sağlanmasının yanında, rekabet hukukunun etkilerinin tüketiciye kadar inmesinde önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.

Çok sık olmamakla birlikte, akaryakıt istasyonlarının aralarındaki eylemlerin de rekabet hukukuna konu olduğu ve bu nedenle yerel pazar tanımlarına gidilebildiği de görülmektedir. Ekim 1999'da bazı illerdeki akaryakıt istasyonlarının faaliyetlerine ilişkin Rekabet Kurumu tarafından resen açılan soruşturmada, ilgili coğrafi pazar İstanbul, Ankara, Samsun, Giresun, Trabzon gibi söz konusu eylemlerin uygulandığı şehirler olarak daraltılmıştır. Gerçekten de, akaryakıt istasyonları arası rekabette, bir şehir merkezinde meydana gelen fiyat değişiminin başka şehirdeki fiyatları etkilemesi beklenemez. Bu durum bazen şehir içindeki belirli güzergahlar için dahi söz konusu olabilecektir.

Yukarıdaki değerlendirmelerde, Türkiye’deki akaryakıt ürünlerine ilişkin pazarlar rafinaj/dağıtım ve toptan/perakende şeklinde gruplara ayrılarak incelenmiş olmakla birlikte, bazı ülke uygulamalarında, ülkenin pazar yapısından kaynaklanan sebeplerden dolayı daha farklı pazarların da ortaya çıkarıldığı görülmektedir. Örneğin Exxon-Mobil dosyasında AK, ücretli otobanlarda araç sahiplerine yapılan akaryakıt satışlarını farklı bir ilgili ürün ve ilgili coğrafi pazar olarak belirlemiştir. Bu yaklaşımın nedeni, otobanlardaki rekabetçi yapının farklı bir durum arz etmesidir. Otobanlardaki müşteriler genellikle seyahat halindeki ve yöreye yabancı olan kişilerdir. Ayrıca, otobanların ücretli olduğu da dikkate alındığında, müşterilerin otobandan çıkıp, akaryakıt alıp, yeniden otobana dönmeleri söz konusu olmayacaktır. Bütün bunlar, otobanların ayrı bir pazar olarak alınmasını gerekli kılmıştır ki,

15 Bu konudaki çalışmalar için bkz. Slade (1986), Scheffman ve Spiller (1987). 16 Örnek kararların tarih ve sayıları çalışmanın son kısmında yer almaktadır.

Avrupa’daki pazar yapısında genellikle otobanlardaki akaryakıt satış fiyatları, diğer yerlerdekinden daha yüksek olmaktadır. Nitekim Almanya’da, otoban servis istasyonlarındaki benzin fiyatları, anti-monopol mevzuatı altında düzenlenmektedir. Şöyle ki; bu istasyonlardaki fiyatların komşu bölgelerdeki istasyonlarda oluşan fiyatları, belirlenmiş azami bir miktarın üzerinde aşamayacağı yönünde bir kural oluşturulmuştur [15].

Türkiye’deki otobanların Avrupa’daki gibi farklı bir pazar oluşturup oluşturmayacağı tartışılabilir bir konudur. Ancak, özellikle Türkiye’deki pazar yapısında istasyon sahiplerinin dağıtım firmasından bağımsız hareket eden bayiler olarak Rekabet Kanunu uyarınca, kendi fiyatlarını kendileri belirleyecek olması dikkate alındığında, yapacağı çalışmalarla özellikle tüketiciye arzın söz konusu olduğu durumlarda daraltılması gereken coğrafi pazarların tespit edilerek, hakim durum içeren yerel pazarlara yönelik tedbir alınması veya müdahalede bulunulması sorumluluğunun da Rekabet Kurumu’na düştüğü kanısına varılabilir.

Benzer Belgeler