• Sonuç bulunamadı

Seçilen havza ile ilgili coğrafi bir çalışma bulunmamaktadır. Daha çok jeoloji alanında yazılmış eserlere rastlanılmıştır. Bu nedenle coğrafi anlamda genel olarak yazılmış çalışmalardan faydalanılmıştır.

Yapılan çalışmalar “eğitim” ve “fiziki” olmak üzere iki başlık altında ele alınmıştır.

2.3.1. Coğrafya Eğitimi, Gezi-Gözlem ve Alan Çalışmaları İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Eğitim ile ilgili yapılan çalışmalardan bazıları:

Aylar (2006), “Coğrafya Eğitiminde Alan Çalışmalarına Bir Örnek: Budaközü Çayı Havzası’nın Fiziki Coğrafyası” adlı doktora tez çalışmasında; coğrafya ve sosyal bilgiler öğretmeni olacak adayların meslek hayatlarında konuları daha iyi ve kalıcı bir şekilde öğretimi için coğrafya alan ve eğitim bilgilerini bütünleştirmesi gerektiği düşüncesini vurgulamıştır.

Alkış (2009), “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin Coğrafya Eğitimi” isimli kitabında; çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması konusunda coğrafya eğitiminin önemine dikkat çekmiştir.

İncekara (2009), “Uluslararası Alanda Coğrafya Eğitimi Araştırmaları ve Türkiye’den Örnekler: Mevcut Durum ve Gelecek Yönler” isimli makalesinde, uluslararası alanda yapılan coğrafya çalışmaları temelinde Türkiye’de yapılan coğrafya eğitimi çalışmalarının mevcut durum ve eğilimlerine işaret etmekle birlikte bu çalışmaların gelecek yönlerinin belirlenmesine yönelik öneriler sunmaktadır.

Özgen (2011), “Fiziki Coğrafya Dersi Öğretim Metoduna Farklı Bir Yaklaşım: Gezi- Gözlem Destekli Öğretim” isimli makalesinde, coğrafya dersi hidrografya ünitesi kapsamında “Akarsuların Aşındırma faaliyetleri” ders örneğini işlemiştir. Konunun sınıf ortamında düz anlatım-soru cevap yöntemiyle işlenmesi sonucu gerçekleşen öğrenci başarısı ile dersin gezi- gözlem (alan) destekli yöntemle işlenmesi arasında anlamlı bir fark olup olmadığını araştırmıştır.

Şahin ve Özey (2012), “İngiltere’de Lisans Düzeyinde Coğrafi Arazi Çalışmaları” isimli makalesinde, İngiltere’deki arazi çalışmalarının lisans aşamasında coğrafya derslerinin önemli bir parçası ve bütünleyicisi olduğunu vurgulamıştır. Aynı zamanda arazideki saha çalışmalarının öğrencilere birçok imkan tanıdığını da dile getirmiştir. Kaya (2013), “Neden Coğrafya? Neden Coğrafya Eğitimi?” isimli yüksek lisans tez çalışmasında; coğrafya eğitiminin kişilere sağladığı avantajları bütün olarak göstermiş

ve dolayısıyla bu avantajın ülke kalkınması için nasıl kullanıldığını, yeri geldikçe başka ülkelerden örnekler vererek açıklamıştır.

Özgen ve Karadoğan (2016), “Fiziki Coğrafyada Araştırma Yöntemleri ve Teknikler” adlı eseriyle, başta coğrafyacı ve özellikle de fiziki coğrafya alt disiplini olmak üzere, fen ve doğa bilimleri alanlarındaki ilgili akademik araştırmalara, yöntem ve tekniklerin kavranması ve uygulanması bağlamında kaynak bir eser ortaya koymuştur.

Yıldırım ve Arıbaş (2018), “Coğrafya Öğretiminde Gezi Gözlem Yöntemi: Örnek Bir Rota Çalışması” isimli makalesinde, coğrafya öğretiminde önemli bir yeri olan saha çalışmaları için örnek bir gezi-gözlem rotası belirlemiştir ve bu rotanın coğrafya öğretim programıyla ilişkisini ortaya koymuştur.

2.3.2. Sarıyar Deresi Havzası ve Yakın Çevresi İle İlgili Yapılan Coğrafik Çalışmalar

Yapılan çalışmalardan bazıları:

Ardel (1975), “Hidrografya: Okyanuslar ve Denizler” isimli kitabında; okyanus ve denizlere ait belli başlı hadiseleri muayyen bir çerçeve içinde ele alarak incelemiştir. Pınar (1990), “Göksu Nehri Sol Mansabının (Silifke-Susanoğlu-Akarsuağzı) Fiziki Coğrafyası” isimli yüksek lisans tez çalışmasında; Göksu Nehri’nin yakın geçmişte kullandığı ancak bugün terkedilmiş olan ve birçoğunun ziraat sahası olarak kullanılmasından dolayı kaybolma durumundaki yatakları tespit ederek sahanın fiziki coğrafyasına ışık tutmuştur.

Buldur (1998) tarafından yapılan, “Yukarı Göksu Havzası’nın Hidrojeomorfolojisi” adlı doktora tez çalışmasında; ilk olarak sahanın bugünkü özelliklerini kazanmasında rol oynayan yapı gözden geçirilmiştir. Aynı zamanda havzanın hidrojeomorfolojik karakterinin ortaya çıkmasında çok önemli rol oynayan hidrografik özellikler üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulmuştur. Son olarak ise havzadaki hidrojeomorfolojik birimler tespit edilerek tek tek ele alınmıştır.

Ulu (2000), “İçel İli ve Civarının Jeolojisi” adlı çalışmada; İçel bölgesinin jeodinamik evrimini ortaya çıkarmak amacı ile İçel İli ve civarının litostratigrafık birimlerini ele almıştır.

Koç (2007), “Göksu Deltası’nın (Silifke-Mersin) Jeolojik Gelişimi” isimli yüksek lisans tez çalışmasında; bu jeolojik evrimin incelenebilmesi için; Göksu Deltası’nın kıyı çizgisi değişimleri ölçülmüş, kıyı boyunca alınan çökel örneklerinde tane boyu analizleri yapılmış ve deltanın Kuvaterner çökel alanları ayırtlanmıştır.

Günok (2008), “Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Metodolojisinin Sorgun Çayı Havzası Fiziki Coğrafyasına Uygulanması” adlı doktora tez çalışmasında; CBS metodolojisinin fiziki coğrafya alanında sağlayacağı imkanları tespit ederek bu alanda bundan sonra yapılacak olan çalışmalara ışık tutmayı amaçlamıştır. Aynı zamanda coğrafyanın CBS sayesinde gelişen teknolojiye uyumu ile oluşturduğu bilgileri günlük yaşama aktarmasına imkan tanımıştır.

Özalp (2009), “Limonlu (Lamas) Çayı Havzası’nın Fiziki Coğrafyası” isimli yüksek lisans tez çalışmasında; havzanın birçok bakımdan farklı özellikler göstermekte olan; su kaynaklarını, doğal bitki örtüsünün çeşitliliğini, ikliminde gözlenen farklılaşmayı ve morfolojik ünitelerin sahaya olan vurgusunu incelemiştir.

Duran (2010), “Tece Deresi - Deliçay Havzaları (Mersin) Arasındaki Sahada Bitki Örtüsünün Ekolojik Şartları ve Değerlendirilmesi” adlı doktora tez çalışmasında; öncelikle iklim, topografya, ana materyal, toprak, hidrografya ve antropojen etkiler ile bitki toplumlarının karşılıklı etkileşimlerini değerlendirmiştir ve sonra ise elde edilen sonuçlar, çalışma sahası genelinde ilişkilendirilmiştir.

Küçükönder (2012), “Heyelanlarla İlişkili Arazi Değişimlerinin Uzaktan Algılama Teknikleri İle Değerlendirilmesi” adlı doktora tez çalışmasında; uzaktan algılama verilerinden yararlanılarak Mersin - Erdemli bölgesinde yer alan Gilindirez havzasında meydana gelen özellikle heyelanların neden olduğu arazi kullanım/örtü değişimleri ve yüzey deformasyonları belirlenmiştir.

Topuz (2014), “Silifke-Erdemli Arasındaki Derelerin Jeomorfometrik Analizi” isimli yüksek lisans tez çalışmasında; Silifke-Erdemli arasındaki akarsu havzalarının jeomorfolojik özelliklerini, oluşum ve gelişimlerini jeomorfometrik indisler yoluyla ortaya koymuştur.

Öztürk, Şimşek, Utlu ve Şener (2017), “Karstic Depressions on Bolkar Mountain Plateau, Central Taurus (Turkey): Distribution Characteristics and Tectonic Effect on Orientation” isimli makalesinde; Bolkar Dağları Batı Platosu’ndaki kireçtaşları üzerinde yer alan yüzeysel akışın kaybolması ile karstik drenajın gelişmeye başlaması ve vadiler içerisinde enine doğru aşındırma sonucunda karstik depresyonların gelişmesi ele alınmıştır.

Benzer Belgeler