• Sonuç bulunamadı

2.2. EĞİTİM VE SOSYAL BİLGİLER

3.1.2. Doğrudan Verilecek Olan Becerilerin Değerlendirilmesi

3.1.2.1. İletişim

7.sınıf sosyal bilgiler dersi programı için verilen birinci beceri “iletişim” becerisidir. İletişim, iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişi olarak tanımlanabilir. İnsan, ilişkileri içinde sürekli yeniden tanımlanan bir varlıktır. Bu amaçla geliştirilmiş yeni iletişim becerileri, hem bireyin hem de toplumun yaşamına zenginlik ve saygınlık getirir.

İletişim becerisi içerisine giren dinleme, sözlü ya da yazılı olarak kendini ifade etme, tartışma, bağlantı kurma, farklı perspektiften bakma, açık fikirli olma, başkalarının düşünce ve duygularını anlama, farklılıklara saygı duyma, görüşlerini gerçekleştirme ve ortak bir amaç çevresinde toplanma alt becerilerinin öğrencilere kazandırılması amaçlanmaktadır. Bunların dışında üniteler, konular ve yapılan etkinlikler yardımıyla öğrencilere farklılıkları tanıma, farklılıklara saygı duyma, empati kurma ve çatışma çözme becerilerinin kazandırılması da kişiler arasında olumlu ilişkiler kurma ve geliştirmede son derece önemlidir(Polat vd., 2007: 17).

Sosyal bilgiler öğretmen kılavuz kitabından “iletişim” becerisinin tanımı yapıldıktan sonra Erich Fromm’un görüşleri doğrultusunda iletişim becerisi değerlendirilecektir.

Fromm’un modern endüstri toplumuna getirdiği eleştiri konuları arasında iletişimde vardır. Modern toplumun, iletişime yeni bir boyut getirdiğini dile getirir ama bunun tüm modernliğine rağmen insanı olumsuz etkilediğini belirtir. İletişim tanımında yapılan “geliştirilmiş yeni iletişim becerileri, hem bireyin hem de toplumun yaşamına zenginlik ve saygınlık getirir” görüşünün tersini savunan Fromm, yeni iletişim becerilerinin, birey ve toplum yaşamına getirdiği zenginlik ve saygınlıktan ziyade insanı, insani özellikleri açısından saygıdan ve zenginlikten mahrum bıraktığını savunur.

Fromm, modern toplumda insan ilişkilerinin menfaat etrafında döndüğünü belirtmektedir. Bir insanın diğer bir insan ile olan ilişkisi o insanın sağladığı(sağlayacağı) yararın derecesine göre şekillenmektedir. Bir bireyin diğer bir bireye karşı iletişimini onun sağladığı ve sağlayacağı yani gelecek vaat eden bir

beklentiye göre şekillenmiştir. Gerçekleşmiş ve etkisi devam etmeyen bir durum, iletişimin sürdürülmesi için yeterli olmamaktadır. Bu ilişki insani özelliklere sahip olan iki birey arasında değil, makineleşmeyi başarmış iki insan arasında meydana gelmektedir. Çünkü bu bireyler insani özelliklerini kaybettiklerinden dolayı makineye dönmüşler, eğer insani özelliklerini kaybetmeseler böyle bir durumda söz konusu olmayacaktır. Ve bu iki canlı makine arasındaki var olan iletişimin gerçeğinde, birbirine uzaklık, ehemmiyet vermeme ve güvensizlik bulunduğunu söyler(Fromm, 2006: 131).

Fromm, insanın toplumsal bir varlık olduğunu dile getirip, toplumsal varlık olarak sahip olduğu özelliklere değinmiştir. Ama modernite, toplumsal varlık olarak insanın sahip olduğu özellikleri ortadan kaldırmaktadır (kaldırmıştır). Yukarıda değinilen bencil çıkarların yine bu durumda da devreye girdiğini ve insanı toplumsal varlık olmaktan çıkarmaktadır. Modern toplumda insanlar arası iletişimi başlatan, insanın özünde bulunan bölüşmek ve paylaşmak gibi özellikler değil, bencillik ilkesidir. Dayanışma ve sevgi de toplumsal ilişkilerde yerini bencilliğe bırakmış ya da bencilliğin başarıya ulaşması için bir araç olmuştur. Dolayısıyla toplumsal bir varlık olan insanın topluma üyeliği devam etmekte ama amacı değişmiştir. Amaç; toplumsal bir varlık olarak insanda bulunan özellikler değil, menfaattir, çıkardır(Fromm, 2006: 132).

İnsanlar arası kişisel ilişkiler de tıpkı bu ekonomik ilişkiler gibi yabancılaşma niteliğine bürünmüştür, insan ilişkileri yerine, nesne özellikleri taşırlar(Fromm, 2011c: 109). Herkes herkese göre bir maldır(Fromm, 2006: 131). İnsan ilişkilerin ekonomik ilişkiler gibi şekillenmesinden sonra herkes herkesten gelecek faydaya göre iletişime geçmektedir.

Fromm, insanın nesneler gibi yönetildiğini ve iletişimde de insana nesne gibi muamele edildiğini dile getirir. Nesneleri ve insanları yönetirler, insanlarla nesneymişçesine ilişki kurarlar(Fromm, 2001: 76).

Başka bir eserinde teknolojinin insanda hastalık yapan iki etmeninden birinin kişisel insansal ilişkinin yitirilmesi diğerinin ise özel yaşamın yok olması olduğunu dile getirir.(Fromm, 1995a: 58)

Fromm, Gerekli bilgiler, ilgili oldukları gruplara nasıl iletilebilir? Sorusunu sorarak eğitimde bilgilerin öğrencilere aktarılması için nasıl bir iletişimin sağlanması gerektiğini sorgular. Eğitim dizgemizde öğrenciyi bir bilgi tüketicisi haline getirmek yerine onun eleştirel düşünme yetisini geliştirecek bir eğitim nasıl sağlanabilir? Sorusunu da sorarak, modern çağda bilgi tüketicisi haline gelen öğrencinin bu durumundan kurtulması için nasıl bir iletişim ile bu durumdan kurtarılabileceğini araştırır. Öğrencilere bilginin iletilmesinde çözüm olarak şu sonuca varır: Yeterli kaygı ve ilgi duyulursa, uygun yöntemler geliştirmede büyük engeller yoktur(Fromm, 1995a: 123).

Sağlıklı bir toplum için geliştirdiği görüşlerinde insanlar arası iletişimin de sağlıklı bir şekilde olmasını dile getirir. Bu, sağlıklı toplumun başarıya ulaşabilmesi için öncelikle bireyler ve gruplar arasında iyi bir iletişimin sağlanması gereklidir. Görüşlerinde oluşturduğu, iletişim halindeki gruplar arasında, tartışmayı bir koşul olarak görmektedir. Bu iletişim şeklinde zamanla grupların, bilgileri birbiriyle paylaşması sonucu tartışmanın sert niteliğini yitirip güzel bir diyaloga dönüşecektir.

Grupların diyalogcu iletişiminde bireyler, fikirlerini savunma noktasında yumuşak ve açık davranmalılar. Karşıdaki insanların düşüncesini dile getirme yönteminden ziyade neyi dile getirdiğine yönelmeli ve onun düşüncesine açıklamasına yardımcı olmalıdır. İletişimde karşılıklı olarak düşünceler açıklığa kavuşturulmalı ve iletişime geçen kişi iletişime geçtiği kişiyi kendisinden iyi anlaması gerektiğini savunur(Fromm, 1995a; 123).

Modern toplumda, yabancılaşma sonucu olarak insanlar arasındaki iletişim tamamen ortadan kalkmıştır. İnsanlar dayanılmaz yalnızlıktan korunmak için evlilik yoluyla hayatlarını birleştirmekteler. Bu birleşmede tüm insanları ortadan kaldırarak iki kişilik bir ilişki ortaya çıkmaktadır(Fromm, 2004a: 18).

Fromm, çağdaş toplumda insanlar arası iletişimin tehlike altında olduğunu ve insanların 19 ve 20. yüzyıldaki durumunu açıklar ve onu gelecekte ki durumu hakkında tahminlerde bulunur. 20. yüzyıl da ise insan ilişkilerinde kopukluk ve kendinden uzaklaşma demek oluyor. Geçmişteki tehlike insanların köleleşmesiydi. Gelecekte(21. yy) bizi bekleyen tehlike ise, insanların bir robot haline gelecek

olmalarıdır(Fromm, 2004a: 19). 20 yüzyılın insanı için söylenen insan ilişkilerinde

kopukluk ve kendinden kopma durumunun ilerlemesi sonucu insanlar

robotlaşacaktır. Yani 20. yy iletişimde görülen kopukluk ilerleyen zamanda yerini tamamen iletişimsizliğe bırakacaktır. İnsanlar arasında iletişimden söz edilmeyecektir. Çünkü makinalar sevgi duygusunu taşımazlar(Fromm, 2004a: 18).

Fromm, çağdaş modern toplumda insanların canlı yerine cansızlara yönelmesini eleştirmektedir. Mekanik olan şeyler giderek daha güçlü bir anlam kazanmakta ve canlı olanların önemi ise azalmaktadır. …bir sürü erkeğin bir kızdan çok, spor bir arabaya ilgi gösterdikleri Birleşik Devletler ’de bu durum iyice belirgin bir hal almış durumdadır. Belirli bir açıdan bakıldığında, bu durum ahlaki gibi görülebilir, fakat Fromm bunun tam tersine inanmaktayım. Canlı olanın aksine cansıza gösterilen ilgi, bence yeryüzünde rastlanabilecek en ahlak dışı olgudur(Fromm, 2004a: 69-70).

İnsanların, cansızları canlılara tercih etmesi sonucunda canlının değeri azalmaktadır. İnsanın değeri azalınca insan iletişime değer bir varlık olmaktan çıkmaktadır yani kıymeti düşmektedir. Aslında her insan bu davranışı kendine karşı yapmaktadır. Cansıza yönelen her insan başka insanların onunla iletişime geçme yolunu kapatmaktadır. Fromm’un, yarım asır önce yaptığı tahminlerinin günümüzde ne kadar isabetli olduğunu görülmektedir. 1960-1970 yıllarındaki toplumunun mevcut durumunu değerlendirip, o verilere dayanarak modern toplum için beklediğine yakınlaştığımız ya da tam da o noktada olduğumuz söylenebilir. Çünkü gelişen iletişim araçları insanlığı iletişimden koparmak için müthiş bir hızla harekete geçmiştir. Bu iletişim araçlarını en yoğun şekilde kullanan insanların, insanlar ile mevcut bir iletişimi kalmamıştır. İnsanlar arasında iletişimi kolaylaştırmak için geliştirilen iletişim araçları insanlar arasında insancıl iletişimi bitirmiştir. İnsanlarla yapılacak iletişimi kendisine almıştır.

Fromm’un ahlak dışı olarak gördüğü cansıza yönelme davranışı 21.yüzyılda kendini en iyi şekilde göstermektedir. Bu duruma bir örnek verilirse; 21.yüzyılın en başta gelen iletişim araçlarından biri internettir. İnternet üzerinden sağlanan sosyal ortamlar aracılığıyla insanlar insanlardan tamamen kopmaktadırlar. Bir makine ile baş başa kalmaktadırlar. Makine insanı robotlaştırmaktadır. Bu makine insan

bedeninin bir parçası haline gelmiştir. İnsanlar resmi evlilik bağı ile bir arada yaşadıkları eşlerini bu makine ile aldatmaktalar. Resmi evlilik resmiyette kalmış durumdadır. Çünkü insanların ceplerine kadar girmeyi başaran makinalar, bu ilişkinin(evlilik) ileriye gitmesine izin vermemektedirler. İnsanlar arası iletişimi engellemektedir. Bunun yerine sanal âlemde, yapay kişilikleri sokmaktadır. Bu yapay kişilikler insanın yapaylığını artıran etkenlerden biri olmuştur.

Zamanın çoğunu internette yapay kişiliklerle geçiren bir bireyin elektrik kesintisi veya başka bir nedenden dolayı modern iletişim araçları ile sağlanan iletişiminin engellendiğini düşünelim. Bu engellenmeden dolayı evde bulunan ailesi ile iletişime geçmek zorunda kalacaktır. Ama bu zorunluluk sonucunda ailesi ile geçtiği bu iletişim sonucunda onlar ile vakit geçirmenin çok güzel olduğunun farkına varacaktır. Onlarla vakit geçirmenin insani özelliklerini tatmin ettiğinin farkına varacaktır. Modern toplumda bizim ihtiyacımız olan şey budur. İnsanları modern toplumun getirdiği araçlardan uzaklaştırıp, insanın sosyal kişiliğinin farkına varmasını sağlayabilmek, onun insani özelliklerinin farkına vardırmasını sağlayacak bir ortam sunabilmektir.

Bu öneride değinilen modern toplumun araçlarından uzaklaştırmak, onun insani özelliklerinin farkına varması için olabilecek bir yöntemdir. Amaç bu araçları ortadan kaldırmak değil insanın insani özelliklerinin farkına varmasını sağlamaktır. Belki bu araçları ortadan kaldırmadan da bu sağlanabilir. Belki de bu araçların kullanma mecralarını değiştirmek bunun içinde yeterli olabilir. Sonuç itibariyle önemli olan insanın gerçek bir iletişime geçmesini sağlamaktır.