• Sonuç bulunamadı

İktidar Güç İlişkisi: Devlet Denetimi

3.1 Siber Denetim

3.1.1 İktidar Güç İlişkisi: Devlet Denetimi

İktidar sahipleri, toplumun denetimini sağlayabilmek, otoritesini sağlamlaştırmak adına çeşitli yöntemler geliştirmiş, denetimini meşrulaştıracak ve kolaylaştıracak yöntemler izleyerek gücünü pekiştirme eğiliminde olmakta, güçle olan yakın ilişkisini bu denetim ve sürekli toplumu baskılamasından elde etmektedir. Baskılama yöntemlerini gereçekleştirmek için elinde pek çok aygıtı bulundurmaktadır. Söz konusu "kontrol aygıtları" toplumun refahı için çalışıyor gözükse de çoğunlukla hakim sınıfın otoritesini kuvvetlendirme işlevi görmenin ötesine geçememekte / geçmemektedir.

İktidar sahibinin çoğunlukla toplumun “radikal / marjinal unsurları” olarak nitelediği hak, eşitlik, özgürlük ve daha fazla demokrasi arayışınıdaki özneleri kontrol altında tutabilmek, susturmak ve/veya siyasi varlıklarını sonlandırmak için toplumun geneli tarafından destek almasını sağlayacak kavramları kullanma eğilimindedir. Bu kavramlarla kuvvetlendirdiği resmi ideolojisinin propagandası sayesinde ise yaptıklarını aklayabilmektedir.

Teknolojinin, özgürlükçü ortamda var olması ortaya çıkan bilginin yayılımı ile birlikte geleneksel otoritelere dayalı güç kalıplarında yaratabileceği evrimsel değişiklikler ekseninde değerlendirildiğinde gücün yeniden şekillenmesine, hatta el değiştirmesine imkan sağlayabilir niteliktedir. Böylesi bir el değişimin sınıfsal geçişe yansıması devrimsel nitelikte ve ilerlemecidir. İdeal olan bu sürecin, tamamlanmasında salt önemli olan bilgi ve onun yayılımı olacaktır. Kontrolden uzak, kendi doğal evrimi içerisindeki sürecin tamamlanması şüphesiz ki yaratacağı toplumsal değişim sebebiyle iktidar sahiplerince hoş karşılanmamaktadır.

10

Toplumu gelişim sürecine katkısı açısından ilk dönemde iktidar sahipleri tarafından da desteklenen siber alan teknolojileri toplumun birbiriyle etkileşimini artırıcı pek çok yeni platformun doğmasına da imkan sağlamıştır. Bilgiye ulaşım ve yayılımı kolaylaştıran arama motorları ve sosyal paylaşım platformları gibi günümüzde birer ekonomik güç haline de gelen pek çok şirketin ortaya çıkmasını tetiklemiştir. “Bilginin dolaşımı ve el değiştirmesi”, mekansallığın örgütlenmek için bir zorunluluk olmaktan çıkmasıyle birlikte öznelerin, kendi ideolojileri doğrultusunda birlikteliği kolaylaşmıştır. İlerici bir tutumla ifade ve örgütlenme özgürlüğüne olanak sağlayan bu platformlar zamanla sermayeye dönüşmüşler, hatta bazıları tekelleşmiştir. Her sermaye sahibi gibi ekonomik çıkar eksenine, “kar odaklılığa” dönüşmüştür. Bu da beraberinde iktidarlarla kaçınılmaz stabil bir bağlantıyı zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluğun yükümlüklerini az veya çok karşılamak için bazen yasal yükümlükleri bazen de bu “stabil bağlantının” gerekliliği sebebiyle kullanıcıların datalarını iktidar sahipleriyle paylaşabilmektedirler.

Bilim ve toplum arasındaki daha önce olmayan bu yakın ilişki toplumun dinamiklerinde yaratacağı etkiyle özneleri karakterstik olarak değiştirme potansiyeli taşımaktayken resmi ideolojinin, teknolojinin birey üzerindeki etkilerini azaltma ve/ veya kendi lehine dönüştürme eğilimi ortaya çıkmaktadır.

Devlet, güç ile olan dengesini sağlamlaştırmak, otoritesini pekiştirmek için toplumun yönetimini ve kontolünü aygıtları aracılığı ile sağlamayı hedefler. Bu yüzden ulaşabildiği kadar bilgiye ulaşmak ister. Bilginin vermiş olduğu ayrıcalık düşünüldüğünde ve bu bilginin işlenmesi ve kullanımıyla toplumsal bir denetim hedeflendiğinde, günümüzde bilgiye sahip olmak iktidar olmak15 anlamına

15 Zygmunt Bauman, Yasa Koyucular ve Yorumcular, (Çeviren: Kemal Atakay), Metis Yayınlar, İstanbul 2014, s.62

gelmektedir. Bilgiye ulaşmak kadar ona hükmetmek de iktidar sahiplerinin varlığı için zorunluluktur. Çift yönlü olarak bu süreçte bilgiye ulaşırken onun gelişimine de katkı ortaya koymaktadır16.

Bu açıdan değerlendirildiğinde bilgiye ulaşanın güce hükmedebileceğini söylemek mümkündür. Hiçbir iktidar salt kaba kuvvetle sağlanıyorsa uzun süre iktidarını sürdüremez.17 Toplumun denetimini sağlayabilmek için onu yakından gözlemlemek,

tanımak gerekmektedir. Bu sebeple toplumun sürekli olarak gözetlenmesi gerekmektedir, bu da gözetim soncunda ortaya çıkan bilginin, baskı aygıtı olarak kullanımı ihtimalini gündeme getirmektedir.

Gözetim aracılığı ile denetimin sağlanması özellikle günümüzde teknolojinin geldiği nokta bakımından daha geniş kitleleri etkisi altına alabildiği için endişeyle karşılanmakta, “Enformosyon Toplumu'nun” giderek “Gözetim Toplumu'na” evrildiğine dair endişlere sebep olmaktadır.

16 Foucault, iktidar ilişkilerinin bilgi üretimine etkisini ise şu şekilde ifade etmektedir: “İkisinin (iktidar ve bilginin) kesin biçimde birbirine bağlı olduğunu söylemedim. Platon’dan bu yana, bilginin iktidardan tamamen bağımsız olarak var olamayacağı bilinmektedir. Bu, bilginin siyasi iktidara tabi olduğu anlamına gelmez, çünkü nitelikli bir bilgi bu koşullardan doğamaz. Bilimsel bir bilginin gelişimini, iktidar mekanizmalarındaki değişimler dikkate alınmadan anlamak olanaksızdır. Tipik örnek, ekonomi bilimidir. Fakat biyoloji gibi bir bilim de tarımdaki gelişmeler, dış ülkelerle ilişkiler ya da sömürgelerdeki tahakküm gibi karmaşık unsurlara göre evrildi. İktidar mekanizmalarını

düşünmeden bilimsel bilginin ilerlemesi düşünülemez.” Michel Foucault, İktidarın Gözü, (çevirmen: Işık Ergüden), Ayrıntı Yayınevi, İstanbul 2003, s.248.

17 Max Weber, "The Theory of Social and Economic Organization," Theories of Society içinde, Talcott Parsons, Edward Shils, Kaspar D.Naegele, and Jesse R. Pitts, (der.), The Free Press, New York, 1961, s. 627'dan aktaran, Levent Gönenç, Meşruiyet Kavramı Ve Anayasaların Meşruiyeti Problemi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 50, Sayı:1, Ankara 2001, s . 134,

12

Her bireyin özgürce eşit olarak ulaşabildiği bir alanın söz konusu olmadığı gibi, iddia edilenen aksine yaratılan ortamın, özgürlük ekseninde değerlendirildiğinde oldukça “sanal” olduğunu söylemek mümkünüdür. Devlet denetiminin, bu denli etkin olduğu / etkin olmaya başladığı düşünüldüğünde enformasyon araçlarının giderek devlet aygıtlarına dönüşüyor olması, kontrolünün bir erk elinde olması bu endişleri arttırmaktadır.

Devlet eliyle yapılan kontrol süreçleri, özü itibariyle bireylerin özgürlükleri konusunda haklı endişeleri de ortaya çıkartmaktadır. Bir kontrol mekanizması olarak değerlendirildiğinde devlet, her zaman farklılıkları, çok sesliliği, sistem muhalefetini kontrol etme güdüsüyle işlemektedir. Devletin vatandaşlarını 7/24 izliyebilme yetisi ve bunun sonucu olarak çeşitli yaptırımlara gitmesi özellikle ifade özgürlüğünün önündeki önemli sorunlardan bir tanesidir. İktidar sahiplerinin, otoritelerinin devamı için bilgi üretim ve erişim aracı olan yeni teknoloji ürünlerini kendi denetim aygıtlarına dönüştürdüğüne dair görüşler son dönemlerde oldukça sık gündeme gelmektedir. Özü itibariyle sınırların keskin bir biçimde şekillenemediği siber alan sınırlarının, özgürlükler adına geniş ölçekli olabilmesi kadar, kontrol edildiği biçimiyle denetimin de kontrolsüzlüğüne sebep olabilmektedir. Denetim ve gözetimin sınırlarını ortaya koyma ve bu kontrolsüzlüğün sınırlarını daha iyi netleştirebilmek adına siber uzayı daha iyi tanımlamak gerekmektedir.

Siber uzay içersinde internet, özne açısından radikal bir dönüştürücü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yeni teknolojilerin kazanımı olarak; mekansallığın şart olmaktan çıkması, “bedensizleşme”18 ile birlikte öznenin mekandan bağımsız iletişimiyle, daha

fazla “katılımcı” hale dönüşmektedir. Söz konusu “katılımcı birliktelik” özü itibariyle mevcut toplumsal yapının dışında farklı bir süreç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu süreç

18 David Lyon, Surveillance Society: Monitoring everday life, Berkshire, Open University Press, 2001, s. 15

yeni bir “ihtimal” olarak ortaya çıkarken siber uzayı, özünde, toplumsal bir oluşum olarak değerlendirmek, kendi süreci içerisindeki dönüştürdüğü kurumlar, politik söylemler ve hatta ekonomik yapılar açısından bir yaşam biçimi olarak değerlendirmek mümkündür19. Bu dönüşümün çift yönlü etkisi de bulunmaktadır.

İktidar sahiplerinin bir araç olarak siber uzayı kontrol isteği bu alanın gücünden kaynaklanmaktadır. Dizginlerin kimin kontrolünde olduğu20 bu açıdan önemlidir.