• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. Sonuçlar

5.1.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar

Araştırmanın ikinci alt probleminde okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeylerinin; cinsiyet, anne öğrenim durumu, baba öğrenim durumu, kardeş sayısı ve aile gelir düzeyi değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeyleri ölçekten alınan puanlar açısından cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Aritmetik ortalamalar incelendiğinde kız çocukların yılmazlık puanları (X=143.37) erkek çocukların yılmazlık puanlarına (X=136.12) göre anlamlı olarak daha yüksektir.

Bu bulgunun nedeni yaşamdaki zorluk ve stres oluşturan durumlar açısından kızların erkeklere göre sosyal-duygusal becerilerinin daha gelişmiş olabileceğinden kaynaklandığı şeklinde açıklanabilir. Kızlar genelde stresle başa çıkmada erkeklerden daha fazla sosyal destek, olumlu düşünce ve sosyal stratejileri kullanırken, erkeklerin fiziksel etkinliklere yöneldiği (Frydenberg ve Lewis, 1993) bununla birlikte Hampel ve Petermann (2005) çocuklar ve ergenlerin başa çıkma becerilerine cinsiyetin etkinlerinin incelendiği çalışmada, kızların destek arama ve uyumsuz koşullarla yılmazlığın bir boyutu olan başa çıkma becerilerinde yüksek puanlar aldıkları görülmüştür. Werner (1993) çocuklarla yaptığı boylamsal çalışmada, özellikle kız çocukların, sonradan problem geliştiren çocuklara göre daha iyi bilişsel ve okuma becerilerine sahip ve daha yılmaz oldukları ifade edilmektedir. Benzer araştırmalar; Erdem (2017) tarafından 4-5 yaşındaki çocuklarla yapılan çalışmada, çocukların toplam yılmazlık düzeylerinin cinsiyete göre farklılık oluşturduğu ve kız çocukların erkek çocuklara göre yılmazlık puanlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Gündaş ve Koçak (2015) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre cinsiyet açısından öğrencilerin yılmazlık düzeylerinde kızlar lehine anlamlı bir faklılaşma bulunmuştur. Sun ve Stewart (2007) çocuk ve ergenlerde yaş ve cinsiyetin yılmazlık üzerine etkilerinin incelendiği çalışmada, erkekler; iletişim, empati, yardım alma gibi yılmazlık özellikleri bakımından

kızlardan daha düşük yılmazlık puanı almışlardır. Onat (2010) tarafından yapılan çalışmada çeşitli özellikler (empati, amaçlar, problem çözme…) bakımından kızların toplam puanlarının erkeklerden yüksek olduğu bulunmuştur. Araştırma bulgusundan farklı olarak yılmazlık düzeylerinin cinsiyet açısından anlamlı farklılığa yol açmadığı ile ilgili çalışmalar da literatürde yer almaktadır (Çiftçi Arıdağ ve Ünsal Seydooğulları, 2018; Erkoç, 2019). Bununla birlikte Bahadir-Yilmaz ve Oz (2015) çalışmasında erkek öğrencilerin yılmazlık düzeyleri kız öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur.

Lazaridou ve Beka (2014) tarafından yapılan araştırma bulgusunda ölçülen yılmazlığın tüm boyutlarının katılımcıların cinsiyetine göre önemli farklılıklar gösterdiğini, erkeklerin kadınlardan biraz daha yüksek puanlar aldığını göstermektedir. Literatürde farklı bulguların yer alması örneklem ya da çalışma grubunun özelliklerinden, yani yılmazlık araştırmalarında örnekleme dâhil edilen bireyleri belirlerken risk faktörlerini göz önüne alıp/almama durumundan kaynaklanmış olabilir. Yılmazlığın gelişebilmesi için risk faktörlerinin varlığı şarttır. Hâlbuki Türkçe literatürde yılmazlık ile ilgili yapılan araştırmalarda risk faktörlerinin önemli ölçüde göz önüne alınmadığı görülmektedir. Bu bağlamda risk faktörleri olmadan yapılan araştırmaların yılmazlığın kuramsal çerçevesini karşılamadığı düşünülmektedir (Işık, 2016).

Okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeylerinin kardeş sayılarına göre anlamlı farklılık oluşturmadığı görülmektedir. Başa bir deyişle okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık puanları; tek çocuk, bir, iki, üç ve üzeri kardeş sayıları bakımından benzerlik gösterdiği söylenebilir. Bu bulgunun nedeni yılmazlığın daha çok bireysel özelliklere ve içsel motivasyona bağlı olması ile açıklanabilir. Bu bağlamda yılmazlık; bir uyum sağlama süreci olarak düşünüldüğünde, gelişim dönemleri için en belirgin bireysel görevlerin başarılı bir şekilde yerine getirilmesi anlamında gelir (Egeland ve ark., 1993). Araştırma bulgusunu destekleyecek şekilde Terzi (2000) tarafından yapılan çalışmada öğrencilerin, yılmazlığın bir boyutu olan kişiler arası problem çözme beceri algılarına ait puanları sahip oldukları kardeş sayısına göre anlamlı bir farklılaşma oluşturmamaktadır. Bununla birlikte Erdem (2017) tarafından yapılan çalışmada da ailedeki çocuk sayısının yılmazlık düzeylerinde farklılaşmaya yol açmadığı bulunmuştur.

Okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeyleri ile anne öğrenim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmemektedir.

Başka bir ifadeyle, okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık

puanları, anne öğrenim durumları bakımından benzerlik gösterdiği söylenebilir. Bu bulgunun nedeni, Türk toplumu geleneklerine göre çocuk yetiştirmede genel olarak babadan çok annenin sorumlu olduğu, annenin eğitim düzeyi, çalışma durumu vs. gibi farklıklıların annenin çocuk yetiştirme tarzını değiştirmeyeceğinden kaynaklanmış olabilir. Bu durumda çocuğun yılmazlık düzeyini anne dışındaki baba ya da diğer aile bireyleri etkileyebilir. Ogelman (2015) tarafından yapılan çalışma, çocukların yılmazlık düzeyleri üzerinde babaların annelere göre daha fazla etkili olduğunu göstermiştir.

Araştırma bulgusunu destekleyen; Erdem (2017) tarafından okul öncesi dönem çocuklarla yapılan çalışma, çocukların yılmazlık düzeylerinin anne eğitim durumuna göre değişiklik göstermediğini ortaya koymaktadır. Literatürde bu bulguların aksine Bahadir-Yilmaz ve Oz (2015) çalışmasında, ebeveynlerin eğitim düzeyi azaldıkça öğrencilerin yılmazlık seviyelerinin arttığını yani ebeveyn eğitim düzeyi ile çocukların yılmazlık düzeyleri arasında ters orantı olduğunu ortaya koymuştur.

Okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeyleri ile baba öğrenim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmektedir. Farkın hangi gruplardan kaynaklandığını bulmak için yapılan Scheffe posthoc testinde; babası lise düzeyinde (X=138.79) öğrenim duruma sahip olan çocukların yılmazlık düzeyleri, babası okuryazar-ilkokul düzeyinde (X=126.26) öğrenim durumunda olan çocuklara göre p<.05 önem düzeyinde anlamlı olarak daha yüksektir. Bununla birlikte, babası üniversite düzeyinde (X=145.57) öğrenim duruma sahip olan çocukların yılmazlık düzeyleri, babası okuryazar-ilkokul düzeyinde (X=126.26) öğrenim durumunda olan çocuklara göre p<.05 önem düzeyinde anlamlı olarak daha yüksektir. Bunun nedeni eğitim seviyesi yükseldikçe ebeveyn tutumlarının daha demokratik olmasından, çocukların yardım alma, iletişim, empati, koruyucu ilişkiler gibi sosyal-duygusal gelişimin ebeveynler tarafından daha çok desteklenmesinden kaynaklanabilir. Otoriter ebeveynler katı disiplin ve ceza verme ile çocuğun deneyim kazanmasını engelleyip özgüveni sarsarken (Eldeleklioğlu, 1996) demokratik ebeveynler çocuklarına koşulsuz sevgi ve saygıyla çocuklarının kimlik ve kişilik gelişimi için en olumlu ortamı yaratmış olurlar (Çiftçi Arıdağ ve Ünsal Seydooğulları, 2018). Ogelman (2015) tarafından ebeveynlerin kabul-reddetme düzeylerinin okul öncesi çocukların yılmazlığı üzerine yordayıcı etkisinin incelendiği çalışmada, babaların ihmal/kayıtsızlık, saldırganlık/düşmanlık düzeyleri ve çocukların yılmazlık düzeyleri arasında negatif ve güçlü bir ilişki olduğu bulunmuştur. Erdem (2017) tarafından yapılan çalışmada baba

öğrenim düzeyi lise olan çocukların yılmazlık düzeyleri, baba öğrenim düzeyi ilkokul olanlara göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Arastaman ve Balcı (2013) tarafından yapılan çalışmada, öğrenci yılmazlığı ile aileden gelen destek arasında anlamlı bir korelasyon olduğunu ve aile desteğinin öğrenci yılmazlığının önemli bir belirleyicisi olduğunu göstermiştir. Davis Kean (2005) tarafından ebeveyn eğitiminin ve aile gelirinin çocuk başarısına etkisinin incelendiği çalışmada, yoksulluğun kesinlikle çocuk gelişimi için büyük bir tehdit olmasına rağmen, altta yatan mekanizmalara yakından bakmak, çok sayıda fakir çocuğun neden kısıtlı maddi kaynaklara rağmen okulda iyi performans gösterdiğini açıklamaya yardımcı olabilir. Ebeveynler duygusal olarak istikrarlı ve teşvik edici bir ortam sağlamada başarılı olursa, maddi kısıtlamaların olumsuz etkileri en aza indirilebilir.

Okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubu çocukların yılmazlık düzeyleri aile gelir durumlarına göre anlamlı olarak farklılaşmaktadır. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için Mann-Whitney U testi ile yapılan çoklu karşılaştırmalar neticesinde; aile gelir durumu iyi olan çocukların yılmazlık düzeyleri, aile gelir durumu orta, düşük ve çok düşük olanlara göre p<.05 önem düzeyinde anlamlı olarak daha yüksektir. Bununla birlikte, aile gelir durumu orta düzeyde olan çocukların yılmazlık düzeyleri, aile gelir durumu düşük ve çok düşük olanlara göre p<.05 önem düzeyinde anlamlı olarak daha yüksektir. Newbigging (2018) yılmazlık, yaşamın zorluklarını ve streslerini sağlıklı ve olumlu bir şekilde ele alma yeteneğidir. Sosyal ve ekonomik koşullar çocuğun yılmazlık geliştirme yeteneğini etkiler. Huang, Han, Sun, Zhang, ve Li, (2018) düşük sosyoekonomik aile durumu ergenler arasında artan duygusal uyum riski ve yılmazla yakından ilgilidir. Terzi (2000) tarafından yılmazlığın bir boyutu olan kişiler arası problem çözme beceri algı düzeylerinin en yüksek puan ortalamalarının üst sosyo-ekonomik düzeyde olduğu, daha sonra ise sırasıyla orta ve alt sosyo-ekonomik düzeyde olan öğrencilerin olduğu görülmektedir.