• Sonuç bulunamadı

3. TAM İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÖZLEŞMELERDE TEMERRÜT

3.1. Genel Şartlar

3.1.4. Borçluya İhtarda Bulunulmalıdır

3.1.4.3. İhtara Gerek Olmayan Haller

Türk Borçlar Kanunu uyarınca borçlunun temerrüdünden bahsedebilmek için ihtar, mutlak bir koşul olarak belirlenmemiştir.177

TBK’nın 117’nci madde hükmü emredici nitelikte olmadığından taraflar sözleşmeden doğan borçlarda ihtar koşulundan vazgeçebilirler.178 Bunun

haricinde borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için ihtarın gerekli olmadığı halin icabından veya borcun niteliğinden de anlaşılabilir.

TBK’nın 117’nci maddesinin 2’nci fıkrası, genel hüküm niteliğinde olup, bu hüküm dışında diğer özel kanunlarda yer alan düzenlemelerle borçlunun temerrüde düşmesinde ihtar koşulu aranmayabilir.179 Örneğin,

TBK’nın 234/2 maddesi uyarınca, faiz istenebileceği konusunda bir teamül varsa veya alıcı maldan ürün ya da diğer verimler elde etme imkânına sahip ise ya da belirli günün geçmesiyle temerrüdün gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın satış bedeline faiz istenebilir.

TBK’nın 117’nci maddesinin 2’nci fıkrasında genel olarak belirtilen ihtar yerini tutan durumlar aşağıda tek tek ele alınmıştır.

175 Kizir, a. g. e. s. 83-84; Barlas, a. g. e. s. 38; Akkanat, a. g. e. s. 27.

176 Bir baloda veya camide yapılan ihtarı kabulden muhatabın kaçınabileceğine ilişkin olarak bkz.

Nazikioğlu, a. g. e. s. 665; Havutçu, a. g. e. s. 27; Önen, a. g. e. s. 42; Feyzioğlu, 1969, 196; Barlas, a. g. e. s. 39-41; Tandoğan, a. g. e. s. 473-474; Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 462.

177 Önen, a. g. e. s. 44; Nazikioğlu, a. g. e. s. 666; Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 462. 178 Kılıçoğlu, a. g. e. s. 683.

34

3.1.4.3.1. İfa Gününün Taraflarca Açık Bir Biçimde Belirlenmesi

Alacaklı ile borçlu arasında kurulan sözleşmede borcun ifa edileceği günün taraflarca kararlaştırılması durumunda ihtara gerek olmaksızın borçlu temerrüde düşmektedir (TBK m. 117/2).180 Borcun ifa edileceği gün,

sözleşmede taraflarca doğrudan bir tarih belirleme suretiyle belirlenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki, tarih tereddütte yer vermeyecek şekilde belirlenebilir olmalıdır, aksi halde ihtar gerekir.181

Bununla birlikte taraflar belirli olmayan yaklaşık bir vade kararlaştırmışlarsa vade belirli olmadığı için ihtar gerekir.182

İfa zamanının sözleşme ile değil; kanun ile ya da bir mahkeme ilamı ile belirlenmiş olduğu durumlarda, ifa günü belli olabilir ancak ihtar gerekmektedir. Çünkü kanunda yer alan açık düzenleme uyarınca ancak taraflarca kararlaştırılan ifa günü ihtarı gerektirmez. 183

3.1.4.3.2. İfa Gününü Belirleme Yetkisinin Taraflardan Birine Bırakılması

TBK’nın 117’nci maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanılarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde184 bulunmak suretiyle belirlenebilir. Böyle bir durumda ifa

zamanı ihbar ile açıkça belirlenebileceği için borçluyu ihtar ile ikaz etmeye gerek bulunmamaktadır.185

180 Havutçu, a. g. e. s. 28; Kizir, a. g. e. s. 95; Önen, a. g. e. s. 44; Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 463;

Nomer, a. g. e. s. 262; İnan/ Yücel, a. g. e. s. 619.

181 Havutçu, a. g. e. s. 28-29; Kizir, a. g. e. s. 96; Kılıçoğlu, a. g. e. s. 684; Oğuzman/Öz, a. g. e. s.

463;

182 Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 464.

183 Havutçu, a. g. e. s. 29; Kizir, a. g. e. s. 97; Önen, a. g. e. s. 44; Nomer, a. g. e. s. 262;

Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 464.

184 818 sayılı Borçlar Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kıyaslandığında, ihtar kelimesinin

korunduğu ancak ihbar kelimesi yerine bildirim teriminin kullanıldığı görülmüştür. Bu bildirim, hukuksal sonuçlar doğan bir irade açıklaması, hukuki niteliği itibariyle hukuki işlem olduğundan, bildirimde bulunulduğu HMK’nın 200’üncü maddesi uyarınca senetle ispat kuralına tabidir. Bkz. Kılıçoğlu, a. g. e. s. 681 ve 685; Önen, a. g. e. s. 45.

185 Tandoğan, a. g. e. s. 477; Barlas, a. g. e. s. 58; Tekinay vd, a. g. e. s. 918; Buz, Borçlunun

Temerrüdünde Sözleşmeden Dönme, Ankara, 1998, s. 102; Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 464; Feyzioğlu, 1977 s. 237; İnan/ Yücel, a. g. e. s. 619.

35

İfa zamanının belirlenmesinin sadece sözleşmede saklı tutulması halinde mi gerçekleşeceği yoksa kanundan kaynaklandığı durumlarda da uygulanıp uygulanmayacağı öğretide tartışmalıdır. Havutçu’ya göre, “saklı tutulan” ibaresinden sadece sözleşmede saklı tutulan ihbar hakkının değil, kanunda düzenlenen hallerde de ihbar hakkının kullanılabileceğini anlamak gerekir.186 Aksi yönde düşünen yazarlar ise ifa zamanını ihbarla belirleme yetkisinin sadece sözleşmeden kaynaklandığı durumlarda uygulanabileceğini, madde metninde ihbara ilişkin saklı tutulan bir hakkın olamayacağını savunmaktadırlar.187 Yargıtay ise kanundan kaynaklanan yetkiye dayanılarak

muacceliyet ihbarında bulunulmasını istisna kapsamına almayıp, ihtarı gerekli görmektedir.188 Yargıtay’ın görüşüne katılmak olanaksızdır. Zira ihbar ile

amaçlanan borçlunun borcu ne zaman ifa edeceğini bilmesidir. Bu sebeple, ihbarın dayanağının sözleşme veya kanun olmasının bir önemi bulunmamakla birlikte kanuna dayanan ihbarı, sözleşmede saklı tutulan ihbardan ayırmanın herhangi bir gerekçesi de bulunmamaktadır.189

3.1.4.3.3. İhtarın Gereksiz veya Yararsız Olması

TBK ile ihtarın gereksiz veya yararsız olacağının anlaşılması halinde ihtara gerek olmadığına ilişkin bir düzenleme getirilmese de böyle bir istisnanın varlığı genel hükümlerden çıkarılabilmektedir.190 Kanuni

düzenleme olmadığından ihtarın gereksiz veya yararsız olmasına ilişkin genel ve kesin nitelikte ölçütlerin belirlenmesi her somut olaya uygun düşemeyeceğinden, dürüstlük kuralı çerçevesinde ihtarın gereksiz veya yararsız olduğuna ilişkin saptama yapılmalıdır.191

186Havutçu, a. g. e. s. 30; Aynı yönde görüş için bkz. Tandoğan, a. g. e. s. 477; Önen, a. g. e. s. 45;

Tekinay vd, a. g. e. s. 918; Kılıçoğlu, a. g. e. s. 685; Tunçomağ, a. g. e. s. 910;

187 Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 464.

188 Y. 12 HD. 06.06.2002, 2002-10445/11710, www.kazanci.com 189 Barlas, a. g. e. s. 59; Kizir, a. g. e. s. 99.

190 Kılıçoğlu, a. g. e. s. 685; Oğuzman/Öz, a. g. e. s. 465.

191 Kizir, a. g. e. s. 101; Kılıç Öztürk, a. g. e. s. 71; YİBK, 24.11.1995, 2/2 numaralı karar uyarınca,

kiracı kira tespiti kararının kesinleşmesini müteakip kira farkı alacağı bakımından TMK’nın 2’nci maddesi doğrultusunda ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer, bkz. Nomer, a. g. e. s. 264.

36

İhtarın gereksiz veya yararsız olmasının anlaşılması daha çok borçlunun borcunu ifa etmeyeceğini ifade ettiği veya muacceliyet bildirimine rağmen borcu ifa etmeyeceğinin açık olduğu hallerde söz konusu olur.192

Öğretide borçlunun borcunu ifa etmeyeceğini muacceliyetten önce bildirmesinin hüküm ifade edip etmeyeceğine ilişkin görüş ayrılığı bulunmaktadır. Feyzioğlu, borçlunun muacceliyetten önce borcunu ifa etmeyeceğini söylese bile ihtarın yapılması gerektiğini savunur.193 Bizim de

katıldığımız diğer yazarlara göre, borçlu borcunu ifa etmeyeceğini muacceliyetten önce de bildirebilir. Bu durumda dürüstlük kuralı çerçevesinde tekrar ihtarda bulunmaya gerek olmadığı gibi temerrüt, ifa etmeyeceğini beyan ettiği andan itibaren değil muacceliyet tarihinden itibaren ortaya çıkacaktır.194 Gerçekten de borçlunun borcunu ifa etmeyeceğini

söylemesi üzerine ihtar mecburiyetinin ortadan kaldırılmasındaki amaç, borçlunun borcunu ifa etmeyeceğinin kesinlik kazanması olup, borçlunun açıkladığı borcu ifa etmemeye ilişkin irade karşısında ihtarda bulunmanın hukuki yararı bulunmamaktadır.195 Halin icabına göre ifa zamanının

alacaklıdan ziyade borçlu tarafından bilinmesi gereken hallerde ihtar gereksiz ve yararsız olacaktır. Yine aynı şekilde borçlunun kasten ihtarın kendisine ulaşmasını engellediğinin anlaşılması durumunda ihtara gerek yoktur.196