• Sonuç bulunamadı

5. İstifhâm üslûbuyla ifade edilen nefiy, herhangi bir işe teşvik etmeyi hedefler Haber

1.2.17. İfham, Bildirme (مﺎﻬﻓﻹا)

İstifhâmın aldığı manalardan birisi de ifhamdır. İfham, bildirmek, muhatabını düşündürmeye sevketmek anlamlarına gelir.

Örnek : "Sağ elindeki nedir ey Musa?"759 ayetinde Allah Teala, Hz. Musa'ya (as) elindekinin ne olduğu sorusunu sorarken onun ne olduğunu şüphesiz bilmekteydi. Buna göre bu soru ile Hz. Musa'nın (as) elindeki asanın hususiyetlerini ona bildirmek (ifham) gayesi vardır.760 Ona elindeki şeyin asadan başka bir özelliği olmadığını, vereceği fayda veya zararın herhangi bir asanınkinden farklı olamayacağını bildirmek hususu söz konusudur. Hz. Musa (as) bunu anladıktan sonra ve asa da yılana dönüşüverince bunun Allah tarafindan bir mucize olduğunu bilecek ve korkmayacaktır.761

1.2.18. Emir (ﺮﻣﻷا)

Emir, makamı itibariyle muhatabından üstün olan birisinin, ondan bir işin yapılmasını istemesidir. İstifhâm, bu manayı vermek için hakiki manasından ayrılır.

Örnek 1: ْﻢُﺘْﻤَﻠْﺳَأَأ َﻦﻴﱢﻴﱢﻣُﻷاَو َبﺎَﺘِﻜْﻟا ْاﻮُﺗْوُأ َﻦﻳِﺬﱠﻠﱢﻟ ﻞُﻗَو... …"Kendilerine Kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: Siz de İslam oldunuz mu?"762 ayetindeki istifhâm emir manasındadır: اﻮﻤﻠﺳأ "İslam olunuz, müslüman olunuz!"763 Ayrıca burada ayıplama ve eleştirme manası da vardır: Sanki bütün çabasını onlara nasihat vermeye sarf etmiş, bunun için hiçbir firsatı kaçırmamıştır. Fakat onlar her şeye rağmen bu nasihatleri anlamamışlar, getirilen delillere iltifat etmemişlerdir. Bu nedenle eleştirilerek ve akılları hafife alınarak: ﻢﺘﻤﻠﺳأأ درﺎﺒﻟا ﺪﻳﺪﺤﻟا ﻰﻠﻋ بﺮﻀﻟا ىﺪﺠﻳ ﻻ مأ ﻪﻠآ اﺬه ﺪﻌﺑ "Bütün bunlardan sonra müslüman olmadınız mı? Yoksa soğuk demire (çekiç) vurmak fayda vermiyor mu (demiri yumuşatmıyor mu)?" manasına gelen bu soru kendilerine sorulmuştur.764

Bu türden istifhâm Kur'an'da sıklıkla gelmektedir.

Örnek 2: "Eğer size cevap veremedilerse bilin ki o, Allah'ın bilgisiyle indirilmiştir ve Ondan başka tanrı yoktur. Nasıl, artık müslüman oldunuz mu?"765, "De ki: Bana, Tanrınız

759 Taha, 20/17.

760 İbni Faris, age., s. 294; ‘Atik, age., s. 106. 761 Zemahşerî, age., III, 59.

762 Ali İmran, 3/20.

763 Ferra, age., I, 202; İbni Hişam, age., I, 46; Suyûtî, Mu'tereku'l-Akran, I, 331; Abdulkadir Hüseyn, age., s. 141

764 Muhyeddin ed-Derviş, age., I, 480. 765 Hud, 11/14.

ancak bir tek tanrıdır; diye vahy olunuyor. O 'na teslim ol(up putperestliği bırak)acak mısınız?"766 ayetlerinde mana: “Müslüman olunuz, O'na teslim olunuz!” dur.

"Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık (bunlardan) vazgeçecek misiniz?"767. Mana: “Vazgeçin!” İstifhâmın manası bu olacak ki Hz. Ömer: (ra) "Vazgeçtik" cevabını vermiştir.768 "Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?"769, "And olsun biz, Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?"770, "And olsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?"771. Bu ayetlerde mana: “İbret alın, öğüt alın!” şeklindedir.772

Örnek 3: "Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?"773, "Size ne oldu ki, Allah yolunda ve Rabbimiz bizi, şu halkı zalim kentten çıkar, bize katından bir koruyucu ver, bize katından bir yardımcı ver! diyen zayıf erkek, kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?"774, "Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Eğer Allah'tan başkası tarafindan (indirilmiş) olsaydı, onda birbirini tutmaz çok şey bulurlardı."775, "Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz?"776. Bütün bu ayetlerde mana sırayla: Biliniz, savaşınız, düşünsünler, seviniz şeklinde emirdir.777

Örnek 4: ٍﺾْﻌَﺒِﻟ ﻢُﻜَﻀْﻌَﺑ ﺎَﻨْﻠَﻌَﺟَو ِقاَﻮْﺳَﺄْﻟا ﻲِﻓ َنﻮُﺸْﻤَﻳَو َمﺎَﻌﱠﻄﻟا َنﻮُﻠُآْﺄَﻴَﻟ ْﻢُﻬﱠﻧِإ ﺎﱠﻟِإ َﻦﻴِﻠَﺳْﺮُﻤْﻟا َﻦِﻣ َﻚَﻠْﺒَﻗ ﺎَﻨْﻠَﺳْرَأ ﺎﻣَو

اًﺮﻴِﺼَﺑ َﻚﱡﺑَر َنﺎَآَو َنوُﺮِﺒْﺼَﺗَأ ًﺔَﻨْﺘِﻓ "Senden önce gönderdiğimiz bütün elçiler de yemek yerler,

çarşılarda gezerlerdi. Biz, sizi birbiriniz için sınav yaptık. (Sizin bir kısmınızı, diğer bir kısmınızla denemekteyiz ki bakalım) sabrediyor musunuz? Rabbin (her şeyi) görendir."778. İstifhâm, sabredin manasındadır.779 Zemahşerî ve İbn Atiyye'ye (546/1151) göre mana:

نوﺮﺒﺼﺗ ﻻ مأ وﺮﺒﺼﺗأ"Sabredecek misiniz yoksa sabretmeyecek misiniz?'' Cürcanî (471/1078) en- Nazm adlı eserinde, bu ifadede hazfin olduğunu söylemiştir. Ona göre mana: نوﺮﺒﺼﺗأ ﻢﻠﻌﻨﻟ "Bakalım sabredecek misiniz?" şeklindedir.780

766 Enbiya, 6/108. 767 Maide, 5/91.

768 Zerkeşî, age., II, 443. 769 Kamer, 54/15. 770 Kamer, 54/17,22,32,40. 771 Kamer, 54/51. 772 ‘Atik, age., s. 103. 773 Bakara, 2/106. 774 Nisa, 4/75. 775 Nisa, 4/82. 776 Nur, 24/22.

777 Zerkeşî, age., II, 443. 778 Furkan, 25/20.

779 Ebu Hayyan, age., VIII, 95. 780 Zerkeşi, age., II, 443.

ﺖﻳأرأ ve ﻚﺘﻳأرأ ifadeleri ki bu ifadelerde fiilin başına istifhâm hemzesi gelmiştir, hakiki istifhâm manasından ayrılıp ﻰﻧﺮﺒﺧأ"Bana haber ver!" (emir) manasını almıştır. Bu tür yapılara Kur'an'da çokça rastlanır.

Örnek: *ىَﺮْﺧُﺄْﻟا َﺔَﺜِﻟﺎﱠﺜﻟا ةﺎَﻨَﻣَو *ىﱠﺰُﻌْﻟاَو َتﺎﱠﻠﻟا ُﻢُﺘْﻳَأَﺮَﻓَأ "Gördünüz mü o Lat ve Uzza'yı? Ve üçüncü(leri olan) öteki (put) Menatı"781. Bazı melekleri temsil ettikleri, kendileriyle Allah'a yaklaşıldığı iddia edilen bu üç puttan “bana haber verin.” *ىَﺪْآَأَو ﺎًﻠﻴِﻠَﻗ ﻰَﻄْﻋَأَو *ﻰﱠﻟَﻮَﺗ يِﺬﱠﻟا َﺖْﻳَأَﺮَﻓَأ "Gördün mü şu adamı ki arkasını döndü? Azıcık verdi, gerisini elinde sıkı sıkı tuttu?"782. Az verip daha sonra da vermekten vazgeçen bu kişiden “bana haber ver.” اَذِإ اًﺪْﺒَﻋ *ﻰَﻬْﻨَﻳ يِﺬﱠﻟا َﺖْﻳَأَرَأ

ﻰﱠﻠَﺻ * َنﺎَآ نِإ َﺖْﻳَأَرَأ ىَﺪُﻬْﻟا ﻰَﻠَﻋ * ىَﻮْﻘﱠﺘﻟﺎِﺑ ﺮَﻣَأ ْوَأ * ﻰﱠﻟَﻮَﺗَو َبﱠﺬَآ نِإ َﺖْﻳَأَرَأ

"Gördün mü şu men' edeni?

Namaz kılarken bir kulu (namazdan)? Gördün mü, ya o (kul) doğru yolda olur yahut kötülüklerden korunmayı emrederse? Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar yüz çevirirse? (O zaman bu yaptığı kendisi için iyi mi olur?)"783. “Bu adamın halini bana haber ver.”784

1.2.19. Uyarmak (ﻪﻴﺒﻨﺘﻟا)

İstifhâmın mecazen aldığı manalardan birisi de tenbihdir. Tenbih, uyarmak anlamına gelir. Uyarmak, emrin türlerinden birisidir.785

Örnek: ِتْﻮَﻤْﻟا َرَﺬَﺣ ٌفﻮُﻟُأ ْﻢُهَو ْﻢِهِرﺎَﻳِد ﻦِﻣ ْاﻮُﺟَﺮَﺧ َﻦﻳِﺬﱠﻟا ﻰَﻟِإ َﺮَﺗ ْﻢَﻟَأ... "Şu binlerce kişi iken ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi?"786, ayetlerinin tümünde mana: ﺮﻈﻧأ ﻪﺒﻨﺗو رﻮﻣﻷا ﻩﺬه ﻰﻓ كﺮﻔﻜﺑ "Bütün bunlara ibretle bak ve uyanık ol!"787

Örnek: "O halde nereye gidiyorsunuz?"788 ayetindeki istifhâm da tenbih manasındadır. Fakat bu, emir manasındaki tenbîh değil de, muhatabın dalalette olduğuna tenbîhtir.789 Yani, bu ayetteki sual ile kast olunan mana, onların mezheplerini, yollarını öğrenmek değildir. Bu soruyla, onların dalalette olduğuna ve kendisiyle kurtulacakları bir yola sahip olmadıklarına dikkat çekilmiştir. Bu üslûbta çoğu kez, dalalet sarahaten zikredilerek bu mana te'kid edilir. Mesela, yolunu kaybetmiş birisine şöyle seslenilir: ﻊﺟرﺎﻓ ﺖﻠﻠﺿ ﺪﻗ ﺐهﺬﺗ ﻦﻳأ ﻰﻟإ اﺬه ﺎﻳ"Hey nereye gidiyorsun? Yolunu kaybetmişsin, dönsene!"790

781 Necm, 53/19-20. 782 Necm, 53/33-34. 783 Alak, 96/9-13. 784 ‘Atîk, age., s. 103. 785 Suyûtî, age., II, 887.

786 Bakara, 2/243; Bkz. Bakara, 2/258; Hac, 22/63; Furkan, 25/45; Fil, 105/l. 787 Zerkeşî, age., II, 444.

788 Tekvîr, 81/26.

789 Zamahşeri, age., IV, 714; Nesefi, Medariku’t-Tenzil, IV, 337; Suyûtî, Mu’tereku’l-Akran, I, 331. 790 ‘Atik, age., 102-103.

Örnek: "Nefsini aşağılık yapan (beyinsiz)dan başka, kim İbrahim dininden yüz çevirir."791. Bu ayetteki istifhâm da muhatabın dalalette olduğuna tenbîh manasına yorumlanmıştır.792

Benzer Belgeler