• Sonuç bulunamadı

TÜRK VERGİ HUKUKUNDA YER ALAN SÜRELER A. Vergi Usul Hukukunda Yer Alan Süreler

C. İdari Yargılama Usul Kanunu’nda Düzenlenmiş Olan Süreler

Dava açma süresi dava niteliği taşıyan başvurular için konulmuş bulunan zaman sınırlamalarını ifade etmektedir. İdari yargı sistemine sahip tüm ülkelerde idari işlemlerin, dolayısıyla idarenin yargısal yoldan hukuka uygunluğunun denetimi, önceden belli bir süre içinde dava açılmış olması koşuluna bağlanmaktadır. “İdari dava açma süresi” adı verilen bu sürenin dava açılmadan geçirilmesi, idari işleme kesin hüküm halini alan yargı kararlarınınkine benzer bir çeşit dokunulmazlık kazandırmaktadır.

İdari işlemlere karşı dava açabilmenin süreye bağlanmasının kural olarak iki nedeni bulunmaktadır. Bunlardan biri, yönetilenlere haklarında verilmiş olan idari kararın hukuka uygun olup olmadığını, dava konusu yapmanın gerekip gerekmediğini düşünme ve inceleme olanağı vermek; diğeri de, idarenin işlemlerinde kararlılığı sağlamaktır328.

Vergi yargılaması hukukunda dava açma süreleri büyük önem taşımaktadır.

Dava açma sürelerinin kamu düzenine ilişkin olmaları itibariyle kısa tutulmasında kamu yararının bulunduğu kabul edilmektedir. Dava açma süreleri, vergi mahkemelerinde ya da Danıştay’da dava açmak için kabul edilmiş olan süreleri kapsamaktadır329.

Özel hukukta dava açma süreleri hakkın niteliğine ve borcun kaynağına göre değişmektedir. İdari yargıdan farklı olarak zamanaşımı, hukuk davalarında def’i nedenlerinden sayılmaktadır. Eğer davanın taraflarınca zamanaşımı def’i hususu ileri sürülmezse, hâkim kendiliğinden bu hususu gözetmemektedir. Başka bir anlatımla özel hukuk davalarında süre aşımı davanın esastan görülüp çözümlenmesi önünde bir engel teşkil etmemektedir.

Kamu hukukunda, özellikle idari yargılama usulünde süreler, kamu düzenini ilgilendirmektedir. Dolayısıyla taraflarca ileri sürülmeze bile, hâkim tarafından re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Bir dava esastan ne kadar haklı olursa olsun, başka bir anlatımla uyuşmazlık konusu işlem hukuka aykırı bile olsa süresinde dava konusu

328 Akbaba; a.g.t. , s. 5.

329 Karakoç; a.g.e. , s. 42.

yapılmamışsa kural olarak yargı yerlerince esastan incelenememekte ve dolayısıyla hukuki denetimi yapılamamaktadır330.

İdari davanın belirlenen süreler içerisinde açılmaması, dava hakkını ortadan kaldırmaktadır. Bu özellikleri sebebiyle, idari dava açma süreleri, Özel Hukuk’taki hak düşürücü sürelere benzemekle birlikte, hak düşürücü sürelerin herhangi bir nedenle durması veya kesilmesi söz konusu olmamaktadır. Kanunda öngörülen durumların gerçekleşmesi halinde, idari dava açma sürelerinin, zamanaşımı sürelerinde olduğu gibi, durmaları mümkün olmaktadır. Doktrinde idari yargıda dava açma süresinin hukuksal niteliği konusunda tam bir görüş birliği sağlanamamış olmasına karşılık, Danıştay kararlarında bu konudaki yaygın kanaat İdari yargıda dava açma süresinin hak düşürücü süre olduğu yönündedir331.

Yargı yerlerine özel hukuktaki durumun aksine belli bir süre içinde başvurulması gerekliliği kamu yararı ve kamu düzeni için bir zorunluluk oluşturmaktadır. Zira idari işlem ve eylemlerin sınırsız yargısal denetimi kıskacı altında tutulması, kamusal faaliyet ve işleyişin aksamasına neden olabilecektir. İdari işlemin her an iptal edilebileceği kuşkusu idarenin inisiyatif almasını engelleyebilmekte ve dolayısıyla kamusal faaliyetin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini de aksatabilmektedir. Hatta iptal kararı ile uyuşmazlık konusu işlemin başından beri hüküm ve sonuç doğurmayacağı temel ilkesi de göz önünde bulundurulduğunda, ileride kamusal düzen ve işleyişin bozulmaması, idari işlemlerde istikrarın sağlanması, idareye duyulan güvenin sarsılmaması bakımından yargı yoluna başvurulmasının belli sürelerle sınırlandırılmasının gerekliliği ortaya çıkmış olmaktadır332.

Danıştay ve idare mahkemelerinde dava açma süresi altmış; vergi mahkemelerinde ise otuz gündür. Ancak 60 günlük sürenin iki ay, 30 günlük sürenin de bir ay olarak düşünülmemesi gerekmektedir. Çünkü bunlar aynı şeyi ifade etmemektedir. Örneğin 10 Mart 2005 günü tebliğ edilen bir işleme karşı 60 günlük dava açma süresi 11 Mart 2005 günü işlemeye başlar ve 9 Mayıs 2005 günü mesai bitiminde

330 Fevzi Kayacan; “İdari Yargıda Dava Açma Süreleri ve Sürelere İlişkin Temel Esaslar”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2010, s. 4- 5.

331 Akbaba; a.g.t. , s. 6 - 7.

332 Kayacan; a.g.t. , s. 7.

sona erer. Oysa 60 günlük sürenin iki ay olarak düşünülmesi halinde 11 Mart 2005 günü işlemeye başlayan dava açma süresi 11 Mayıs 2005 günü mesai bitiminde sona ermiş olmaktadır333.

Vergi hatalarının düzeltilmesine yönelik açılacak olan davalarda, eğer ilgili tarafından dava açma süresi içinde talepte bulunulmuşsa; vergi dairesinin vereceği ret kararın üzerine (ya da isteğin 60 günlük sürede cevaplanmaması nedeniyle reddedilmiş sayılması üzerine) 30 günlük dava açma süresinden tebligatla vergi dairesine başvuru tarihi arasında geçen süre düşüldükten sonra kalan süre içinde, doğrudan vergi mahkemesinde dava açılmaktadır. Ancak dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme başvurularında vergi dairesinin olumsuz cevabı (ya da isteğin 60 gün içinde yanıtlanmaması nedeniyle reddedilmiş sayılması) üzerine şikâyet yoluyla Maliye Bakanlığı'na başvurulması ve Maliye Bakanlığı’nın da bu başvuruyu reddetmesi (ya da isteğin 60 gün içinde yanıtlanmaması nedeniyle reddedilmiş sayılması) durumunda vergi mahkemesinde dava açılmaktadır. Her iki durumda da dava açma süresinin başlangıcı, vergi dairesi veya şikâyet makamının red cevabının tebliğ edildiği, cevap verilmemesi durumunda 60 günlük bekleme suresinin dolduğu günü izleyen gün olmaktadır. Birinci durumda vergi dairesine başvuru yapılana kadar geçen süre, dava açma suresine dâhil olmaktadır. Davanın 30 günlük sürenin kalan kısmı içinde vergi mahkemesinde açılması gerekmektedir. Şikâyet makamına yapılan başvurunun reddi durumunda ise davanın 30 gün içinde Danıştay'da açılması gerekmektedir334.

Ayrıca genel dava açma süresi olan 60 ve 30 günlük süreden farklı olarak dava açma süreleri özel kanunlarında da yer almaktadır. Bunlar335;

-Takdir komisyonlarının arsalara ait asgari ölçüde birim değer tespitine karşı dava açma süreleri on beş gün,

-Haklarında ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulanmış olanlar söz konusu işlemlere karşılık dava açma süreleri yedi gün,

333 Akbaba; a.g.t. , s. 6 - 7.

334 Yafes Pehlivan; “Türk Vergi Hukukunda Dava Açma Süresinin Başlaması”,

http://www.legalisplatform.net/Makale/Dava%20Acma%20Suresinin%20Baslamasi.pdf, (ERİŞİM:

EKİM 2011).

335 Tosuner, Arıkan; a.g.e. , s. 133 – 134.

-Kendisine ödeme emri tebliğ edilenlerin bu ödeme emrine karşı dava açma süresi yedi gün,

-Emlak vergisi ile ilgili olarak Maliye ve Bayındırlık Bakanlıklarının tespit ettiği bina metrekare normal inşaat bedeline karşı Danıştay’a dava açma süresi Resmi Gazete ilanından itibaren on beş gün olarak belirlenmiştir.

Bu açıklamalar ışığında dava açma sürelerinin özellik ve niteliklerini sıralayacak olursak336:

-Danıştay’ın da vermiş olduğu kararlar doğrultusunda dava açma süreleri hak düşürücü sürelerdendir. Bu nedenle süresinde kullanılmayan dava açma hakkı düşmekte ve yargı yolu kapanmaktadır.

-İdari yargıda yer alan dava açma süreleri usul hukukunu ilgilendirmektedir. Bu nedenle açılan bir davada sürenin geçirilip geçirilmediği re’sen araştırılmaktadır.