• Sonuç bulunamadı

Şiddet: Tehdit olarak algılanan bir kişinin durdurulması veya içinde bulunduğu grup ya da sosyal çevrede üstünlük, saygınlık kazanmak amacıyla başka bireye yöneltilen fiziksel, psikolojik veya her yöntem ile yapılan saldırılar (Gün, 2009: 16); sertlik, sert ve katı davranış, kaba güç (Akt: Tokat vd., 2011: 23); fiziksel gücün, bir birey veya grup üzerinde sakatlık, ölüm, psikolojik rahatsızlık, gelişim bozukluğu gibi sorunlara yol açabilecek şekilde, bir bireye veya gruba karşı kasıtlı olarak kullanılması (Akt: Tokat vd., 2011: 23); bireyin fiziksel ve psikolojik olarak acı çekmesine neden olabilecek, fiziksel ve ruhsal yönden ona zarar veren tüm davranışları (Artun, 1996: 29); güç ve baskı uygulayarak insanın bedensel ya da ruhsal zarar görmesine neden olan hareketlerin tümü (Akt: Yaman, 2009: 17); kişinin maddi ya da manevi acı çekmesine sebep olan fiziki ve ruhi bakımdan zarar verebilen her türlü davranış (Goleman, 1999: 21); hedefe ulaşmak için kullanılan bir araç (Riches, 1989: 18); yıkıcı, yok edici saldırganlığın bir biçimi olarak kişilere ya da nesnelere çeşitli boyutlarda zarar vermeyi içeren güçlü, kontrolsüz, aşırı, birdenbire, toplu ya da bireysel görülebilen bir olgu (Yıldırım, 1998: 25); bireyin fiziksel ve psikolojik acı çektirmesi veya işkence yapması olarak tanımlanır (Akt: Tokat vd., 2011: 23). Psikoşiddet ise bir örgütte çalışan işgörenin farklı sebeplerle üstü/eşiti ya da astı tarafından şahsını psikolojik olarak tahrip etmek ve onu ezmek gayesiyle ona karşı yapılan incitici tutum ve davranışlardır. Resmi bir boyutu olmayan psikoşiddete maruz kalan bir birey; gayri resmi şekilde muamele görerek dolaylı saldırıyla karşı karşıyadır, ayrıca şahıs zorbaca bir tutum veya davranışa maruz kalır (Yaman, 2009: 6). Psikoşiddet, kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayan bir süreçtir (Acar&Dündar, 2008’den Akt: Taş, 2011: 6). Şiddet, toplumdan topluma farklılaşmakla beraber sürekli bir biçimde ve her toplumda yaşanmakta, günlük yaşamın bir parçası olma özelliğini hala korumaktadır (Keleş&Ünsal, 1996: 91). İşyerinde psikolojik şiddet ise, kamu ve özel sektörde çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlıklarını bozan, onların işten uzaklaşmasına

veya uzaklaştırılmasına neden olan her tür kaba muamele olarak tanımlanabilir (Akt: Tınaz, 2011: 48). Şiddet “genel olarak incitme ya da taciz etmek amaçlı olarak fiziksel gücün kullanılması olarak tanımlanmaktaysa da ayrıca; hiddetli duygu ya da onu ifade etme veya yoğun kavgacı, kızgın ve sıklıkla yıkıcı hareket, güç, çarpıtma, ihlal etme ya da önemli konulara saygısızlık etme yoluyla incitme biçiminde de tanımlanmaktadır” (Korkut, 2004: 323). Şiddetin soyut biçimi ve işyeri şiddeti şekillerinden biri olan mobbing, fiziki şiddeti de barındıran “bullying”den daha tehlikelidir ve daha kalıcı psikosomatik etkiler bırakabilmektedir (Westhues, 2002: 32). Bu nedenle şiddet ve mobbing arasında güçlü bir ilişki vardır.

Şiddet en genel anlamıyla, saldırganlıkla bağlantılı bir davranış biçimidir. Bu anlamda şiddet, kişiye yönlendirilmiş, kişinin istemediği ve o kişiyi tahrik edici, yıpratıcı eylemlerdir. Şiddet kimi zaman eylemden kaçınmayı veya eylemsizliği içerir. Bu anlamda fiziksel her tür saldırı şiddet tanımı içinde değerlendirilirken, fiziksel olmayan kimi davranış ve tutumlar da psikolojik şiddet tanımı içinde değerlendirilir. Kısaca bireyin fiziksel ve psikolojik olarak acı çekmesine neden olabilecek fiziksel ve ruhsal yönden ona zarar veren her davranış şiddettir (Tutar, 2004: 13). Şiddet olayları ise insanları sindirmek, korkutmak için yaratılan olay ya da girişimler olarak belirtilmiştir (Akt: Yaman, 2009: 17). Mobbing, işyerinde gerçekleşen bir psikolojik şiddet veya psikolojik terördür. Ancak şiddetten söz edildiğinde, genelde fiziksel müdahale ve somut iz bırakan fiili şiddet aklımıza gelir. Oysa şiddet, sadece kaba biçimi ile fiziksel özellikte olmayıp ekonomik, siyasal ve psikolojik niteliklerde de olabilmektedir. Şiddetin soyut biçimi olan mobbing, fiziki şiddet de içeren “bullying” den daha tehlikelidir ve daha kalıcı psikosomatik etkiler bırakabilmektedir. Fiziksel şiddeti ortaya çıkarmak, kanıtlamak ve tedavisini yapmak, psikosomatik sonuçları olan psikolojik şiddetin etkilerini gidermekten daha kolaydır. Psikolojik şiddetin nedenlerini ve sonuçlarını bulmanın ve kanıtlamanın o kadar kolay olmaması, mobbing mağdurunun, psikolojik yaralarını sarmayı zorlaştırmaktadır (Tınaz, 2011: 49). Bu nedenle bulguların ortaya çıkmasındaki güçlük ve neden olduğu sonuçlar açısından mobbing olgusunun, oldukça ciddi bir durum olduğu ifade edilebilir.

Fiziksel tacizin mobbing kavramı içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Einarsen,

Leymann, Niedl, Vartia ve Zapf gibi yazarlar fiziksel tacizi psikolojik taciz sorununun içinde değerlendirmektedirler. Hepsinin ortak görüşü ise, işyerindeki psikolojik istismarın fiziksel davranışlardan çok psikolojik temelli davranışlar olduğudur (Yıldız& Kılkış, 2010: 74). Şiddet yalnızca fiziksel olarak yapılmaz. Fiziksel olduğu kadar psikolojik şiddet de yapılmaktadır. Bu nedenle psikolojik şiddet ve mobbing arasında sıkı bir bağlantı vardır. Psikolojik şiddet, en az fiziksel şiddet kadar ciddi ve hatta daha da tehlikelidir. Bulguların ortaya çıkmasının güçlüğü mobbingin daha da vahim bir hal almasına neden olabilir.

Mobbing, işyeri şiddetinin en hızlı büyüyen şeklidir. İşyerinde saldırgan bir bireyin, işini daha iyi yapabilecek yetenek ve güce sahip bir başka bireye veya bir grup bireye karşı, çalışma yaşamını zorlaştırıcı bir takım davranışları sergilemesi söz konusudur. Saldırı amaçlı bu davranışlardan bazıları; kin gütmek, acımasız ve zalimce davranışlar, kasıtlı kötü niyetli davranışlar, aşağılayıcı davranışlar, sarsmak, bağırıp çağırarak iş yaptırmak, kendi bildiğinin doğru olduğunda ısrar etmek, güvensizlik nedeniyle yetki vermeyi reddetmek, sürekli olarak diğerlerini eleştirmek, gereksiz sorularla rahatsız etmek, işletme içinde daha yetkili bir konuma gelebilmek için başkalarının sorumluluklarını ellerinden almak vs. (Tınaz, 2011: 48). Şiddet ve mobbing birbirini içeren bir küme gibidir. Keşiştikleri yollar ve amaçlar aynı yöne çıkar. Ne yazık ki kişiyi intihara kadar dahi götürebilir.

Mobbing; saldırgan, hakaret edici davranışlarla gücü kötüye kullanarak mağdurun, aşağılanmasına neden olmaktır. Mobbingle, mağdurun özgüveni zayıflatılır ve onun, kronik bir endişe ve yoğun stres altında kalması amaçlanır ( Tınaz, 2011: 48). Bu endişe ve yoğun stres öyle kronik bir hal alır ki, kişi benliğinden çıkar adeta başka bir insan haline gelir. Ruh hali daha kötüye gidebilir ve bedensel sağlığı ile birlikte ruh sağlığı da bozulabilir.

Psikolojik şiddet, taktik hedeflerine ulaşabilmek için “pasif” ve “ aktif saldırganlık” şeklinde iki tür saldırıyla başlar. Pasif saldırı, başlangıçta çok rafine, çok inceltilmiş bir şekilde başladığı için, pek belirgin değildir. Rafine saldırılara karşı başlangıçta pasif direnişler gösterilir. Pasif saldırganlar, fırsat buldukça kötü davranışlarını örtmek için nazik ve düşünceli davranışlar sergileyeceklerinden onlarla başa çıkmak daha çok zaman alır (Tutar, 2004: 28). Bu nedenle çok daha

tehlikelidirler ve dozajın ne zaman ne şekilde artacağı belli olmaz. Pasif saldırganlar sinsice yaklaştıkları için, kurban ilk başta durumun farkında olmayabilir.

Aktif saldırganlar ise, rafine ve sofistike mobbingcilerin aksine, daha kaba ve daha amatördürler. Bunların mobbingi fiziksel saldırıya (bullying) kadar varabilir. Bu nedenle aktif saldırıların ömrü fazla uzun değildir. Aktif saldırıların mobbing stratejisinin taktik hedefleri olma yeteneği oldukça zayıftır (Tutar, 2004: 29). Kurban bu saldırıları doğrudan algılar ve gözlemleri sonucunda harekete geçebilir. Thomas Hobbes’ a göre insanın doğasında onu kavgaya sürükleyen üç faktör vardır. Bunlar; “rekabet”, “güvensizlik” ve “şöhret” tir. Mobbingci bu üç faktöre karşı aşırı ihtiyaç duyar. Bu nedenle mobbingci genellikle mantık ölçülerinden uzak, heyecanlandırıcı, kışkırtıcı bir dil kullanır; çatışmadan ve acı vermeden hoşlanır; şiddetin devamı için elinden geleni yapar ve bunda kendini görevli sayar (Tutar, 2004: 39). Bu nedenle, mobbingi seçen ve davranış tarzı olarak benimseyen kişiler, tehlikeli insanlardır. Rekabet uğruna her şeyi yapabilecek potansiyele sahiptirler. Güven unsurunun hayatlarında pek yeri yoktur, lakin kendileri de güvenilmez kimselerdir. Ek olarak naylon bir şöhret, itibar ve prestij için yapamayacakları şey yoktur. Bu tip kişiler, istedikleri prestij için başkalarını ezip geçmekten ve onları, üzerine basılması gereken bir merdiven olarak görmekten hiçbir şekilde rahatsızlık duymazlar. Dolayısıyla mobbingi yapan kişinin, ahlaki ve insani açıdan noksanlıklara sahip bir birey olduğu düşünülebilir.

Bunlara ek olarak, iş yerinde psikolojik yıldırma davranışlarına örnek verilecek olunursa; Avustralya’da mobbingin gittikçe artması üzerine mecliste kurulan bir komisyon araştırma yapmış ve bilindik psikolojik şiddet tavırları üzerine şu örneklere ulaşmıştır; kötü bir üslup, devamlı kovma tehdidi, sürekli olumsuz eleştiri, gereksiz görevler vermek, diğer çalışanların yanında aşağılayıcı tavır göstermek, alay etmek, çelişen ve kafa karıştırıcı görevler vermek, harcanan emeği ve performansı yok saymak, agresif e-mailler yollamak, terfi engellemek, aşırı iş yükü, neden belirtmeden olumsuz tenkit, bilgi paylaşmama, doküman ve işle ilgili çeşitli gereçleri saklama, iş sürelerini yetişmesi mümkün olmayacak şekilde vermek, ‘böyle yaparsan sen kaybedersin’ şeklinde imalı tehditler vs. (Vega&Comer, 2005: 101-109). Bulguların ortaya çıkması kimi zaman oldukça güçtür. Çünkü bazı

mağdurlar, bunu bir utanç meselesi haline getirmekte ve herkesten saklamaktadır. Dolayısıyla durum, mağdurun işinden istifa etmesi noktasına kadar gitmektedir.

Brodsky psikolojik yıldırmanın temel amaçlarını, örgütte disiplinin sağlanması, verimliliğin arttırılması ve askeri örgütlerdeki gibi şartlı refleks oluşturulması olarak tanımlamıştır (Aktop, 2006: 39). Örgütler amaçlarına ulaşabilmek için disiplin sistemlerinden yararlanmak durumundadırlar. Örgütler, amaçlarına ulaşmayı engelleyici davranışları engellemek, bunların yerine istediği davranışları yaptırmak isteyecektir. Ancak disiplin cezalarının işgörenin verimliliği üzerindeki olumsuz etkisini dikkate alarak cezalandırmadan çok ödüllendirme davranışlarının uygulamaya konması gerekmektedir (Tabancalı, 2005: 20). Eğer kişiye yaptığı bir yanlıştan dolayı ceza verilecekse bu zaten psikoşiddet şeklinde gerçekleştirilemez. Bireyin görevini gerçekleştirmede ciddi bir ihmali, istismarı varsa yasal yaptırımlarla gereken cezalar devreye sokulmalıdır (Yaman, 2009: 6). Ancak, çalışanları motive edici bir sistem genellikle daha çok etkili olacağından, çalışanlara; onaylama, teşvik, olumlu motive ve ödüllendirme gibi yapıcı tarz davranış modelleri uygulanabilir.

Danimarka’da yapılan bir araştırmada (Mikkelsen&Einarsen, 2002), 224 katılımcının % 88’inin son altı ay içinde psikoşiddete maruz kaldığı; bu durumla psikolojik ve fiziksel sağlık sorunları arasında güçlü bir korelasyon (p<.01) olduğu görülmüştür (Yaman, 2009: 9). Hiç şüphesiz psikolojik taciz ile fiziksel ve psikolojik sağlık bozulmaktadır. Fiziksel ve psikolojik sağlık birbirini tamamlayan unsurlar olduğundan, mobbinge maruz kalınması ile ne tek başına olumlu fiziksel sağlıktan, ne de tek başına ruhsal sağlıktan söz edilebilir.