• Sonuç bulunamadı

İştirak Nafakasının Miktarı

G- Velayet Hakkına Sahip Olan Kişinin Velayet Görevini İhmal Edip, Bu

III- İŞTİRAK NAFAKASI

4- İştirak Nafakasının Miktarı

Çocuk için hükmedilecek olan nafaka miktarının belirlenmesi, Türk Medeni Kanunu madde 330’da düzenlenmiştir. Bu konu hâkimin genel hukuk bilgisi için çözebileceği meselelerden olduğu için bilirkişiye başvurmadan somut olaya, tarafların maddi durumlarına ve çocuğun özelliklerine göre takdir etmesi gerekmektedir.175

İştirak nafakası belirlenmesinde hâkimin göz önünde tutarak değerlendirmesi gereken konular:

1- Ana, babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri ve sağlık durumları,

2- Çocuğun herhangi bir gelirinin olup olmadığı, geliri mevcut ise bunun miktarı,

174 - Y.2.H.D. E. 6565 E. 7178 K. 15.05.2003 Tarihli Kararında "Davacı kadının, müşterek çocukları için iştirak nafakası istemediği halde talep dışına çıkarak, iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu karara ilişkin bir üyenin koymuş olduğu muhalefet şerhi mevcut olup, şerhe göre;

iştirak nafakasının boşanmanın kesinleşmesinin ardından hüküm ifade edeceği, bu yüzden dava sürecinde talep olmadan re'sen hâkim tarafından çocuklar için nafakaya hükmedilebileceği, ayrıca boşanma kesinleşmediği için iştirak nafakasının hüküm ifade etmeyeceği doğmamış hakta önceden feragatın hukuk âleminde sonuç doğurmayacağını belirtmiştir." (Sinerji İçtihat Programı).

175 - ÇELİKEL, 2012, s. 136.

81

3- Çocuğun somut konuda özellikleri, bunlar: çocuğun yaşı, çocuğun eğitim durumu, cinsiyeti, sağlık durumu, tahmini bakım giderleri,

4- Ana, babanın ekonomik ve sosyal durumu ile nafaka talep edilen çocuk haricinde bakmakla yükümlü oldukları başka çocuk veya kimsenin olup olmadığı dikkate alınarak hâkim tarafından nafaka miktarı belirlenmektedir.

Doktrinde bir kısım yazarlara göre nafaka talepli davalarda 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun usul kuralları geçerli olmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri kanununda geçerli olan ilkelerden biri de talebe bağlılık ilkesidir. Bu yüzden hâkim her ne kadar nafaka miktarını belirlerken, yukarıda belirttiğimiz kıstaslara göre hüküm kuracaksa da bu miktar, davacı velayet sahibi olan ebeveynin talep ettiği miktarı aşamayacaktır.

Yargıtay da, davacının talep ettiği miktarın üzerinde hükmedilen nafakayı doğru bulmamıştır. “Davacının talebinden fazla yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmetmesi doğru değildir.” şeklinde istikrarlı kararlar vermiştir. 176 Bu konuda gerek 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nda gerekse de Yargıtay’ın istikrarlı kararları ile kabul edilen nafaka için hâkimin belirleyeceği miktarın üst sınırı; davacı tarafından nafaka miktarı olarak talep edilen miktar olacaktır.177

Doktrinde kabul edilen diğer görüşe göre ise iştirak nafakasının çocuk ile ilgili olması, nafaka belirlenirken çocuğun menfaatinin ön planda olup, bu durumun kamu düzeninden olması ve re’sen veriliyor olabilmesi de göz önüne alınarak nafaka talep edenin davada belirttiği miktar ile hâkimin bağlı olmayacağını, nafakanın miktarını, çocuğun yararına göre serbestçe belirleyebileceğini savunmuşlardır. Hâkim, ana ve babasına rağmen çocuğu korumak zorunda olduğu bu yüzden ana ve babanın taleplerinin hâkimi sınırlandırılamayacağını kabul etmektedirler. 178

Kanaatimizce de İştirak nafakasının yoksulluk nafakasının aksine çocuk yararına olması ve talep edilmese dahi hâkim tarafından re’sen

176 - Y.2.H.D. 2003/559 E. 2003/1593 K. 04.02.2003 Tarihli Kararı.(Sinerji İçtihat Programından Alınmıştır.)

177 -TUTUMLU, M. A. Yeni Türk Medeni Kanununun Hükümlerine Göre Evliliğin Butlanı Boşanma, Ayrılık Sebepleri Ve Boşanmanın Hukuki Sonuçları. Ankara: Adalet Kitapevi, 2006, s.

1393.

178 -GENÇCAN, 2010, s. 1201-1202 ; Y.2.H.D. 3694 E. 5221 K. 08.03.2012 T. ; Y.2.H.D. 8719 E.

10937 K. 11.07.2005 Tarihli Kararları. ; SEROZAN, R. Çocuk Hukuku, Seçkin Yayıncılık, İstanbul, 2005. s.36.

82

hükmedilebileceği, bu nafakanın çocuk için bir hak içerdiği, velinin bu hakkı çocuk aleyhine daraltamayacağı ve hâkimin çocuğun yararını gözetme konusunda yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün kamu düzeninden olduğu dikkate alındığında hâkimin çocuk için talep edilen nafaka davasındaki üst sınır ile bağlı olmamasının hukuk mantığına daha uygun olacağı yönünde düşünmekteyiz. Yargıtay’ın son zamanlarda vermiş olduğu kararlar da bu yönde olmaktadır. Bu yüzden bu davalarda Hukuk Mahkemeler Kanunu talep ile bağlılık ilkesinin bir istisnası olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Nafaka miktarını hâkim, gerek çocuğu gerekse de ana ve babanın özelliklerine göre belirleyebileceği gibi taraflar da kendi aralarında anlaşarak nafaka miktarı, artırım oranı, süresi, hangi cins para ile ödeneceği konusunda sözleşme ile belirleme yapabilmektedirler. Ancak bu anlaşmanın hukuki sonuç doğurabilmesi için hâkim tarafından onaylanması gerekmektedir.

Hâkim, nafaka miktarını somut olaya göre belirler iken her ne kadar miktarı belirlemek için genel hukuk bilgisi ile aydınlatabileceği için bu konuda bilirkişi görevlendiremese de nafaka belirlenirken dikkate alınacak olan çocuk ana babanın özelliklerini belirlemede pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacıdan bu özelliklerin belirlenmesinde yardımcı olmaları için görevlendirme yapabilmektedir.

Çocuk için belirlenecek olan nafaka miktarında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; Türk Medeni Kanunu madde 183/2'nin 2. cümlesinde belirtilen velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğudur. Yani burada velayet sahibi olmayan ana veya babanın nasıl çocuğun ihtiyaçlarına katılma yükümlülüğü mevcut ise aynı şekilde velayet sahibi ana veya babanın da çocuğun ihtiyaçlarına katılması gerektiğidir. Her ne kadar çocuğun masraflarının velayet sahibi olmayan eşe yüklendiği izlenimi mevcut ise de kanunen velayet sahibi eşe de bu konuda yükümlülük yüklenmiştir.

Nafaka belirlenirken hâkim tarafından göz önünde alınacak bir diğer husus ise talep eden veli tarafından çocuğun fiilen bakılıp bakılmadığıdır.

Hâkim, nafaka miktarını çocuğun ve ana, babanın özellikleri ile somut olaya göre hakkaniyet kuralları çerçevesinde takdir etmesi gerekmektedir.

İştirak nafakası belirlenir iken özellikle resmi kayıtlar da çalışmıyor olarak gösterilip verilecek nafaka miktarını azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalışan ebeveynler olabilmektedir. Bu konuda Yargıtay; çalışma olanağına sahip olduğu halde çalışmayan ana veya babanın çalıştığı takdirde elde edeceği kazancın da ödeme gücüne dâhil edilmesi gerektiği kanısında olup, olanakları kullanmayarak

83

az gelir elde etmek çocuğun nafakasının azaltılmasını gerektirmeyeceğini belirtmiştir.179

Ancak sürekli olarak ödeme gücünden yoksun olup hiçbir geliri olmayan kişiyi de iştirak nafakasıyla yükümlü tutmak hakkaniyete aykırılık oluşturacağı fikri kabul edilmektedir. 180

İştirak nafaka ve miktarı belirlenir iken:

-Talep edilen miktar, çocuğun yararına göre aşılabilmelidir. Her çocuğun ihtiyaçları ayrı ayrı belirlenerek bir miktar ortaya konulmalıdır.

-Nafaka talep edilmemiş ise boşanma davasında; boşanma gerçekleşmiş ise hâkim tarafından re’sen hükmedilmeli, boşanma davasının reddi yönünde karar verilmiş ise nafakaya hükmedilmemelidir.

-Nafaka istenilmediği velayet sahibi tarafından açıkça belirtilmiş ise nafakaya hükmedilmemelidir.

-Velayet sahibinin nafaka isteyip istemediği belirsiz ise hâkim tarafından açıklattırılmalıdır.

-Çocuk için nafaka haricinde veya nafaka ödemeleri, velayet sahibi olmayan tarafından yapılan diğer harcamalar ve ödemeler; ahlaki görev olarak kabul edilerek iadesi talep edilmemelidir.

-Taraflar aralarında anlaşarak çocuk için bir nafaka miktarı belirlemiş ise hâkim bu miktarın çocuğun yararına olmadığı konusunda karar verir ise bu anlaşmayı onaylamamalıdır.

-Velayet sahibi olan ebeveynin de velayeti altındaki çocuk için yaptığı harcamalar ahlaki bir borcun yerine getirilmesi kapsamında olduğu için velayet sahibi olmayan diğer ebeveynden talep edilemeyecektir.