• Sonuç bulunamadı

BÖLGE GENELİ (%)

7.1. İşletmelerin genel durumları

Tez çalışması kapsamında besi işletmelerinin mevcut durumları hakkındaki bilgiler değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre; bölge genelindeki işletmelerin istihdam oranlarına bakıldığında; % 54.5’ inde 1-2 kişi, % 25.8’ inde 3-5 kişi, % 12.1’inde 6-10 kişi ve % 7.6’sında ise 10 ve üstü çalışan bulunmaktadır. İller bazında değerlendirildiğinde Ankara ilinde; % 54.5’inde 1-2 kişi ve % 45.5’inde 3-5 kişi çalışmaktadır. Çankırı ilinin % 50’sinde 1-2 kişi, % 10’unda 3-5 kişi ve % 20’sinde ise 6-10 kişi ile 10 ve üstü kişi çalışmaktadır. Çorum ilinde % 58.8’inde 1-2 kişi, % 17.6’sında 3-5 kişi ve % 23.5’ inde 6-10 kişi çalışmaktadır.

Kırıkkale ilinin % 80’inde 1-2 kişi, % 13.3’ünde 3-5 kişi ve % 6.7’sinde ise 6-10 kişi çalışmaktadır. Kırşehir ilinin % 23.1’inde 1-2 kişi, % 46.2 sinde 3-5 kişi, % 7.7’sinde 6-10 kişi ve % 23,1’ inde 10 ve üstü kişi çalışmaktadır. Bu değerlendirmeye göre işletmelerin büyük çoğunluğu küçük ölçekli işletmeler oldu görülmektedir. Modern ve büyük işletme sayısı küçük ölçekli işletmelere nazaran daha az durumdadır. En yüksek kapasiteye sahip işletmelerin bulunduğu iller sırasıyla Çankırı, Kırşehir ve Çorum illeri olarak tespit edilmiştir. Kahramanmaraş ilinde besi işletmelerinde yapılan bir araştırmada, incelenen işletmelerde aile işgücünün büyük bir bölümünün besicilikte de istihdam edildiği bildirilmiştir. Yine aynı çalışmada, küçük ölçekli olarak ifade edilen 5-30 başlık işletmelerde besicilikte ortalama 0.31 erkek personel ve 0.05 kadın personel çalıştırılırken büyük işletmelerde 1.24 erkek personel ve 0.65 kadın personel çalıştırıldığı ifade edilmiştir (Eren 2006). Söz konusu çalışmada bildirilen bilgilerle ile mevcut çalışma sonuçlarının örtüştüğü görülmektedir. İşletmedeki çalışanların % 33.3’ ü 40 yaşın üstünde, % 51.5’ i 40 yaşın altında ve % 15.2’ sininde yaşları 40 yaşın hem altında hem de üstündedir. Anket çalışması yapılan iller genelinde 40 yaşın altında yetiştiricilik yapan besi bakımından Kırıkkale % 80’lik oranla genç bir yetiştirici kitlesine sahip olup, genç nüfus tarafından besicilik talep görülen meslekler arasında yer almaktadır. Ankara ilinde ise besicilerin % 63.6’sı 40 yaşın üstünde olduğu görülmektedir. Ankara ilinde genç nüfusun besicilik sektörüne olan ilgisinin azaldığı söylenebilir. Gözener ve ark. 2015, tarafından TR83 bölgesinde yapılan bir araştırmada, bölgedeki besi işletmelerinde çalışların büyük kısmını 15-49 yaş

45

aralığındaki çiftçilerin oluşturduğu bunu 50-64. 7-14, 0-6 ve 65-+ yaş aralıklarının izlediği gözlemlenmiştir. Yine, Adana’da Şahin ve ark. 2001, Adana ili besi işletmeleri çalışan yaş ortalamasının 48.4, Koyubenbe 2005, ise İzmir’de 46.83 olarak bildirmektedir. Şahin ve ark. 2001,’nın çalışanların yaşlarına ilişkin bulguları bu çalışmada tespit edilen bölge genelini içeren bulgularla uyumlu olduğu görülmektedir.

Özkan ve ark. 2003, yalnız Bayburt ilini kapsayan bir çalışmada ise incelenen işletme sahiplerinin ortalama yaşları ortalama 47 olarak belirlenmiş olup besicilerin yaklaşık 20 yıllık besicilik deneyimlerinin bulunduğu ifade edilmiştir. Ayrıca araştırmada 30 yaşın altında işletme yöneticisine rastlanmamıştır. Özkan ve ark. 2003, Bayburt için bildirdiği işletme çalışanlarının yaşlarına ait veriler, mevcut çalışma bölgesinde yer alan Ankara ili besi işletmeleriyle uyum gösterdiği gözlemlenmiştir.

Besi sığırcılığında ekonomik etkinliği ve üretimde verimlilik açısından eğitimin öneminin büyük olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda bölgedeki işletme sahiplerinin bölge genelinde eğitim düzeylerinin çok iyi olmadığı ve eğitim seviyesi;

% 3’ü okuma ve yazma bilmediği, % 36,4’ ü ilkokul, % 13,6’sı ortaokul, % 34,8’i lise ve % 12,1’i üniversite mezunu olduğunu belirmiştir. Bölge illeri içerisinde Kırşehir ilinde en fazla Üniversite mezunu işletmecinin bulunduğu tespit edilmiştir.

Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan bezer çalışmalarda, Tilki ve ark. 2013, Kars ilinde işletme sahiplerinin % 75 oranında ilk ve ortaokul mezunu olduğu belirlemiştir.

Şeker ve ark. 2012, Muş ilinde yaptıkları çalışmada, ildeki yetiştiricilerin % 8.0’nin okur yazar olmadığı % 38.4’ünün ilkokul mezunu, % 35.2’sinin ortaokul ve lise ile % 2.4’ünün üniversite mezunu olduğu belirlemiştir. Tugay ve Bakır (2004); Soyak ve ark. 2007, Kaygısız ve ark. 2009,’nin yaptığı çalışmalarda işletmecilerin eğitim düzeylerinin aynı sırayla % 54, % 59, % 9 ilkokul, % 17.4, % 11, % 26 ortaokul ve % 9.1, % 15, % 21 lise olarak bildirmiştir. Ayrıca, Bayındır ve Demirel (2009) işletmecilerin örgün eğitim seviyelerinin oldukça düşük olduğunu bildirmektedir. Bu çalışmada yer alan böle çiftçilerinin genelinin eğitim düzeylerinin yukarıda bildirilen çalışmalardan daha iyi durumda oluğu görülmektedir. Çalışma bölgesinde bulunan işletmecilerin % 46.9’u ortaöğrenim ve üstü eğitim düzeyime sahip olduğu ve bunun da eğitim düzeyi açısında ümit verici bir durum olduğu düşünülmüştür. Ancak, çiftçilerin gençleşmesine paralel olarak eğitim seviyesi bir miktar iyileştiği ve bunun sonucu olarak, sektörde yetiştiriciliğin artık eğitim düzeyi yüksek çiftçiler tarafından

46

bilim ve tekniğe uygun, verimliliği arttırıcı, maksimum kar oranını hedefleyen üretim yönelik yapılmaktadır.

İşletmelerin genel yapısına bakıldığında, işletmelerin; % 86.4’ ü aile tipi ve

%13.6’ sının ise şirket olduğu görülmektedir. Ankara ilinde işletmelerin % 90.9’ u aile tipi ve % 9.1’ i ise şirket tipidir. Çankırı ve Kırıkkale ilinde işletmelerin % 100’ ü aile tipidir. Çorum ilinde işletmelerin % 94.1’ i aile tipi ve % 5.9’ u ise şirket tipidir.

Kırşehir ilinde işletmelerin % 46.2’ si aile tipi ve % 53,8’ i ise şirket tipinde olup bu durum işletmedeki hayvan varlığını da etkilemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde daha çok aile tipi işletmelerin yaygın olduğu ve hayvan verimlerinin de düşük olduğu bildirilmiştir (Kayhan ve ark. 2015). Ülkemizin de gelişmekte olan ülkeler sınıfında olduğu düşünüldüğünde, söz konusu çalışmada elde edilen veriler Et stratejisi raporunda ifade edilen bilgilerle teyit edilmektedir.

Bölgedeki işletme büyüklükleri incelendiğinde, ziyaret edilen işletmelerin % 53’ü 1-50 baş, % 24.2’si 51-150 baş ve % 22.7’ si 150 baş ve üstü arasında besilik hayvan bulundurduğu tespit edilmiştir. İller bazında bakıldığında, Kırşehir ilinde 150 baş ve üzeri hayvan barındıran işletme oranı % 61.5 diğer illere oranla belirgin bir şekilde yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Peşmem ve Yardımcı (2008), ülkemizde faal durumda bulunan besi sığırı işletmelerinin % 87’si 10 başın altında hayvana sahip olduğunu bildirmiştir. Yapılan bir araştırmada Muş İlindeki sığırcılık işletmelerinin % 43.5’lik kısmı 6-10 baş, % 43.5’lık kısmını 11 baş ve üzeri büyüklükteki işletmelerin oluşturduğu belirlenmiştir (Eren 2006). Ankara ili besi işletmelerinde yürütülen bir çalışmada ise ortalama hayvan varlığı 36.27 Büyük Baş Hayvan Birimi (BBHB) ve ortalama arazi genişliği 66.28 dekar olarak belirlenmiştir (Kayhan ve ark. 2015). Aile tipi besi işletmeleri daha az besi hayvanı bulundururken, şirket tipi işletmeler daha fazla besi hayvanı bulundurmaktadır. Bu durumda işletmedeki kârlılığı etkilemektedir.

Sermaye, “mal ve hizmet üretimi için gerekli olan, üretim etkinliğini artıran ve kendileri de üretilmiş olan üretim faktörleri” olarak tanımlanan (İnan 2001) ve işletmenin kullanımına sunulan tüm ekonomik değerleri ifade eden bir kavramdır (Karacan 1991). Gözener ve ark. 2015, ülkemizde işletmelerin en büyük sorunlarından bir tanesi olan sermaye sorunu, araştırma bölgesinde de bariz şekilde görülmektedir.

47

Bölgede yer alan işletmeler sermayelerinin% 34.8’i öz kaynaklarından sağlamakta, % 18.2’ si kredi ve teşviklerden ve geri kalan % 47’si ise hem öz sermaye hem de kredi ve teşviklerden sağlamaktadır. Kahramanmaraş ilinde yapılan bir araştırmada kredi kullanım oranı % 42.0 olduğu, küçük işletmelerin % 33.3’ü büyük ölçekli işletmelerde ise kredi kullananların oranı % 50 olduğu bildirilmiştir (Eren 2006). Bu verilerin mevcut çalışma verileriyle benzerlik gösterdiği görülmektedir.