• Sonuç bulunamadı

1.5. İş-Aile Çatışması Nedenleri

1.5.2. İşle İlgili Faktörler

Günümüz çalışma ortamında, bireyler çalışma hayatlarını zor koşullarda sürdürmek zorundadır. Bireyler bu koşullar altında işlerini yitirmemek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha yoğun çalışma şartları ve saatleri ile karşı karşıya kalmışlardır. İşteki bu yoğun çalışmaya uyum sağlamak bireyin beklentilerini karşılasa da kişinin diğer sorumluluk alanlarında çatışmaya neden olabilmektedir (Katyayani ve Bussareddy, 2011’den aktaran Atabay, 2012: 26). Uzun ve düzensiz çalışma saatleri, fazla mesai, düşük ücret, üst yönetimin olumsuz tavrı, kişinin işte bulunma süresinin uzunluğu gibi çeşitli iş özellikleri de iş-aile çatışmasının en önemli nedenlerindendir. Yapılan çalışmada işteki çalışma süresi, esnek iş programları ve işte stres yaratan

17 durumlar (işteki rol çatışmaları ve işletmenin finansal durumu ile ilgili endişeler) ile iş-aile çatışması arasında pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir (Kim ve Ling, 2001: 210-211).

1.5.2.1. Çalışma Saatlerinin Fazlalığı ve Düzensizliği

Uzun çalışma saatlerive düzensiz çalışma programları, bireyin fiziksel olarak ailesi ile ilgili aktivitelere katılmasını engelleyebilmektedir, bununla birlikte hafta sonu çalışmaları ve ek mesailer gibi faktörler de bireyin aile aktivitelerine ayırması gereken zamanın işe aktarılması gibi sonuçlar doğurabilmektedir (Stoeva vd.,2002: 13).Çalışma saatleri ve vardiyalı çalışma, bireylerin hem sağlık hem de motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen faktörlerdendir. Gece çalışmasını zorunlu kılan vardiyalı çalışma da kişinin biyolojik saatiyle de uyuşmadığından hem fizyolojik, hem de sosyal sorunlara sebep olabilir. Vardiyalı çalışma sonucu meydana gelen uyumsuzluk sorunu, kişinin iş performansına yansıyabileceği gibi iş kazalarının artmasına, sağlığın bozulmasına, aile yaşamının ve toplumsal ilişkilerin zedelenmesine neden olmaktadır (İncir, 1998: 63).

1.5.2.2. Yöneticilerin Tutumu

Yöneticilerin baskı veya desteği işgörenler açısından önemli bir role sahiptir. Aile yaşamını destekleyen ve aile problemlerinde destek sağlayan yöneticilerle çalışanlar, ailelerine daha fazla zaman ayırabileceğinden, daha az çatışma yaşayacak ve aile görevlerine daha fazla vakit ayırabileceklerdir. Yönetim ve yöneticiler çalışanları iş ve bireysel amaçları doğrultusunda desteklediklerinde kişi iş-aile çatışmasını daha az hissedeceklerdir. Bireylerin kişisel gelişimini destekleyen kişiyi iş öncelikleri konusunda bilgilendiren ve kişinin iş yaşamı dışında da çeşitli rolleri olduğunu kabul eden ayrıca iş ve aile yaşamının dengelenmesi için çeşitli yollar arayan ve bulan yöneticiler sayesinde iş kaynaklı sorunlar azalabilecektir (Önel, 2006: 22-23).

1.5.2.3. Örgüt Kültürü

Örgüt kültürü iş-aile çatışmasını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Çalışanların örgütlerinde iş ve aile alanları arasında denge kurmaya yönelik uygulamaların bulunması, üst yönetimin desteğinin olması, örgüt içi iletişimin güçlü olması hem çalışanlar hem de örgüt açısından yararlı olacaktır. İşe devamsızlık ve işten ayrılma niyeti gibi olumsuz sonuçların azalmasını, örgüte bağlılık ve sadakatin artmasını sağlamaktadır. Çalışan açısından da kendini güvende hissetme, motivasyon

18 gibi çalışmasına olumlu etki edecek unsurları hissetmesini sağlar. Destekleyici örgüt kültürünün varlığı iş-aile dengesini kurmaya yardımcı olabilir (Thompson, Beauvais ve Lyness, 1999: 408-412).

1.5.2.4. İşkoliklik

İş-aile çatışmasına neden olan işle ilgili faktörlerden biri de işkolikliktir. İşkoliklik, Oates tarafından kişilerin sağlıklarını, mutluluklarını, diğer insanlarla olan ilişkileri ve sosyal hayatını bozacak kadar aşırı çalışma isteği olarak tanımlanmıştır. İşkolikler çalışmaya yüksek derecede bağlılık duyarlar, işleriyle ilgili sorumluluklarına gereğinden fazla zaman ayırırlar. (Snir, Harpaz ve Burke, 2006: 369). İşkoliklik kavramı çalışanların zamanının çoğunu işyerinde geçirmesi olarak değerlendirmekte ve olumlu olarakta ifade edilmektedir. Ancak işkolikliği olumsuz tutum ve durum olarak ifade eden çalışmalarda işkolikleri mutsuz, sağlıksız, sorun çıkaran obsesif çalışanlar olarak algılamış ve işkolikleri iş yaşam dengesiolmayan kişiler olarak değerlendirmiştir. Sonuç olarak işkolikliği olumlu olarak algılayanlar, çalışanların bu tür davranışlarını teşvik etmekte, olumsuz olarak değerlendirenler ise tam tersine onların bu davranışlarını engellemeye çalışmaktadır (Aktağ ve Yüksel, 2010: 48).

1.5.2.5. İş Yolculukları

Çalışan bireyin iş yolculukları sürekli ve uzun süreli olması sorun yaratabilmektedir. Bu durumda birey ailesi ile yeteri kadar ilgilenememekte ve bu da iş-aile çatışması yaşamasına sebep olabilmektedir. İş seyahatlerinde genellikle erkek çalışanlar tercih edilmektedir. Kadın çalışanlarla kıyaslandığında daha az sıkıntı yaratacağı düşünülmektedir (Çetinkaya, 2011: 102-103).

1.5.2.6. İşin Sağladığı Gelir Düzeyi

Bireyin çalışma yaşamında oluşunun en önemli nedenlerinden olan ücret, kişinin iş ve iş ortamına ilişkin tutumlarını ve algılarını etkileyen faktörlerdendir. Ekonomik refah seviyesinin düştüğü durumlarda, kişinin işine daha sıkı sarılacağı beklentisi bulunmaktadır. Kısıtlı olan iş imkânları, kişiyi bu doğrultuda davranmaya yöneltebilmektedir. Aksi takdirde elindeki işini kaybedecek ve gelir kaynağından mahrum kalacaktır. Bu durumda çalışanlar memnun olmasalar bile ellerindeki işlerini korumaya çalışacaktır. Bu durumun getireceği olumsuzlukların başında ise, düşük ücretlendirme ve stres gelmektedir. Çocukları olan düşük gelirli aileler, çocuk masrafları yüzünden daha fazla aile içi çatışma yaşamasına sebep olabilmektedir.

19 Bireyin işsiz kalması gelirinin kalmamasının yanı sıra elde ettiği kimlik duygusu ve kendine olan güvenini kaybetmesine neden olabilecektir (Önel, 2006: 23).

1.5.2.7. Stresli İş Ortamı

Bazı çalışmalara bakıldığında iş yerinde stres yaratan unsurların iş-aile çatışmasını arttığı, aralarında pozitif ilişki olduğu görülmüştür (Kim ve Ling, 2001: 210-211; Byron, 2005: 175). Çalışma ortamına bakıldığında, herkesin farklı olarak tanımladığı stresin etkilerini görmek mümkündür. Stres yaşamın bir parçasıdır. Strese sürekli maruz kalan kişi bir süre sonra bundan olumsuz etkilenir (Okutan ve Tengilimoğlu, 2002: 15).

Rol çatışması, rol belirsizliği ve aşırı iş yükü gibi iş ile ilgili stres yaratan unsurlar çalışanların iş yaşamından taşıp aile yaşamına da etki etmektedir. Ailesi (çocuklar ve eş) ile sorunlar yaşayan çalışanların iş ve aile alanları arasında daha çok çatışma yaşadığı belirlenmiştir. Bu yüzden işverenlerin, personellerinin eş ve çocukları ile olan ilişkilerinin iyi olmasının iş-aile çatışmasını azaltacağını göz önünde bulundurması gerekir. Aile hayatında mutlu olan bireylerin iş ortamında da mutlu olup daha verimli çalışacağı ortaya çıkmaktadır (Byron, 2005: 193). Stresli iş ortamında çalışan bireyler bunu eve yansıtmaktadır. Erkekler babalık veya eşlik görevini gerektirdiği gibi gerçekleştirememektedirler. Kadınlar ise işten eve geldikten sonra annelik, eşlik ve ev hanımlığı rollerini yerine getirmek durumundadırlar. Bu nedenle kadınların erkeklerle kıyaslandığında iş-aile çatışması yaşama olasılığı daha yüksektir (Çetinkaya, 2011: 105).