• Sonuç bulunamadı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM

1. İşbirlikli Öğrenmenin Başarıya Etkisi Motivasyon Açısından

Güdüleme aslında öğrencilerin çalışması altında amaç yapısı veya ödüllendirmeye odaklıdır. Güdülemecilik perspektifinde, grubun tüm üyeleri başarılıysa ödül yapısı yalnızca grup üyelerinin kendi kişisel işbirlikli hedeflerini elde edebilmeleri gibi bir durum yaratır. Bu koşulda, grup üyeleri hem başarılı olmak için gruba ne yardım olursa yapmalı hem de maksimum çaba sarf etmek için grup arkadaşlarını cesaretlendirmelidir. İlk ve orta öğretimde işbirlikli öğrenmenin pratik

savunucunun kanıtı, işbirlikli öğrenmenin etkinliği için gerekli olan grup ödüllendirmenin güdüleyici durumunu destekler.

1.2. Sosyal Birlik Açısından

Bu teorik perspektif güdüleyici bakış açısı ile ilgilidir. Bu yaklaşıma göre, başarı üzerinde işbirlikli öğrenmenin etkileri grubun birbirlerine bağlılığıyla ilişkilidir. Ayrıca bu perspektif, işbirlikli öğrenmenin etkinliğinin öğreticiliği için bilişsel açıklamalardan çok güdüleyici açıklamaları vurgular. Güdüleyici teori dış ödüllendirmeyi vurgular; öğrenciler grup arkadaşlarına öğrenmede yardımcı olur. Çünkü bunu kendi çıkarları için yaparlar. Sosyal birlik teorisi tam aksine grupla ilgili kaygılı olduklarından dolayı grup arkadaşlarına öğrenmede yardımcı olmayı vurgular. Sosyal birlik perspektifi dış ödüllendirme ve bireysel sorumluluk kadar grup değerlendirmesinde işbirlikli öğrenme için hazırlanan takım çalışması aktivitelerini de vurgular. Bu teorinin en ünlü savunucusu Aranson’un (Aronson ve diğer., 1978) Jigsaw metodudur ki orada öğrenciler uzman gruplardaki farklı konulara ve sonradan tüm uzman gruplardan öğrencilerin bir araya geldiği gruplarda olanların uzmanlık alanlarına konsantre olur. Jigsaw metodundaki teorik düşünce sosyal birliği arttırarak bir bakıma grup üyeleri arasında karşılıklı dayanışma yaratmaktır. Benzer bir metot ayrıca Johnson ve Johnson (1992) tarafından geliştirilmiş ve Brown ve Cambione (1994; 1996) tarafından Fostering Community of Leaners (FCL) adı verilen öğretici programda kullanılmıştır. Jigsaw’un yanı sıra birçok yeni öğrenme metodunu kapsayan Brown ve Cambione tarafından geliştirilen metodunun yüksek seviyede öğrenmeler sağladığı görülmüştür. Buna karşın tüm bu başarılı sonuçların sadece sosyal birlik teorisine dayandırılması mümkün değildir (Sharan ve Shachar, 1988; Sharan ve Sharan, 1992, Johnson ve Johnson, 1994).

1.3. Gelişim Açısından

Slavin (1997) tarafından önerilen işbirlikli öğrenme mekanizmasının açıklandığı üçüncü perspektif gelişim teorisidir (Murray, 1983). İşbirlikli öğrenmenin gelişim perspektifinin temel varsayımı, eleştirel kavramın hâkimiyetinin

artan görevleri ayırması çerçevesinde çocuklar arasındaki etkileşimidir. Gelişim psikolojisinin başlıca geleneğinde Vygotsky’in “bilişsel çıraklık” ilkesinin işbirlikli öğrenme teorisine önemli katkıları vardır. Vygotsky (1934/1994; 1935/1994), aynı yaştaki çocuklar arasında kendiliğinden işbirliğinin yarar sağlamadığına inanmaktadır. Özellikle, Vygotsky’nın(1978) gelişim teorisine bakışı öğrenmede anlama mekanizması için yararlıdır. Bu bakış açısına göre, benzer yaştaki çocuklar gelişimsel farklılıklara sahipse çocuklar arasındaki işbirlikli aktivite gelişmeye katkıda bulunur. Sosyal keyfilik, bilgi, dil, değerler, kurallar, moral ve sembol sistemlere sahip olan öğrencileri ise Piaget (1926)’ e göre yalnızca birbiriyle etkileşim halinde öğrenilebilir. Öğrencilerin yaşıtları arasında mantıksal yorumun geçerliliği ile ilgili çocuklara geri dönüşüm koşulları ve çocuklardaki kavramsal bencillikle ilgili dengesizlik mantıksal matematiksel açıdan önemlidir.

1.4. Bilişsel Girişiklik Açısından

Bilişsel girişiklik işbirlikli öğrenmenin etkili olduğu varsayılan teorik bir perspektiftir. Çünkü bu perspektif sosyal bağlamda katılımcılara bilişsel yapılarının ayrıntılarına girmeyi gerekli kılar. Girişikliğin en etkili anlamlarından biri materyalin bir başkasına açıklanıyor olmasıdır. Yaşıtların birbirlerine ders vermeleri üzerindeki birkaç çalışma, özel öğretmenden ders alınıyormuş gibi öğrencilerin başarılarında olumlu etkisi olduğunu göstermiştir (Devin-Sheehan, Feldman ve Allen, 1976). Webb (1989) işbirlikli öğrenme aktiviteleri ile ilgili yapmış olduğu çalışmalarda grup içerisinde ders veren öğrencilerin birçok stratejiler geliştirerek işbirlikli ortama katkıda bulunduklarını keşfetmiştir.

Palincsar ve Brown (1984) tarafından geliştirilen karşılıklı öğrenme modeli bilişsel girişik perspektifinin bir örneği olarak düşünülebilir. Karşılıklı öğrenmede, işbirlikli öğrenme, öğretme – okuma kavramsal becerisi için bir metottur. Bu teknikte öğrencilerin test ile ilgili bir başkası için soruları formüle etmesi öğretilir. Öğrenciler kavramsal modelleri yapmadan önce okuma metinlerini gerekli unsurlarını nasıl odaklanacaklarını öğrenmek ve materyalleri kendi kendilerine işlemlerden geçirmek zorundadır. Karşılıklı öğrenme üzerine yapılan çalışmaların sonuçları çalışmaları

bilişsel girişiklik perspektifinin öğrenci başarısı üzerindeki etkilerini desteklemektedir. (Jarvela 1996).

Bu dört perspektif bilgisayar destekli işbirlikli öğrenme ortamında öğretmene ve öğrenciye yeni roller hazırlamıştır (Açıkgöz,2005):

2. Öğretmenin Rolü

İşbirlikli öğrenme yöntemini uygulayan öğretmenlerin öğrenme etkinliklerini seçmek ve uygulamak, sınıfı yönetmek kurallar koymak, konu alanı uzmanlığı model olma vb. birçok rolünde bir değişiklik olmaz. Öğretmen yine öğrencilerin çevresini düzenleyen öğrencilerin öğrenmesinden sorumlu olan kişidir. Farklı olan öğretmenin bu işlevini öğrencilerle paylaşarak yerine getirmesidir. Örneğin öğrencilere söylediklerinin aynen yapılıp yapılmadığını kontrol etme, öğrencinin yaptığı her yanlışı düzeltme ve sorduğu her soruyu yanıtlama gibi ağır bir yükü tek başına taşımaz. Çünkü işbirlikli öğrenmede bu sorumluluklar gruba aittir. Grupta hiç kimsenin bilmediği sorular öğretmene sorulur. Öğretmenin ayrıca iyi bir teknoloji okur yazarı olması gerekir. Dersi için uygun materyali hazırlamalı, sınıftaki öğrencilerin oturuş şeklinden bilgisayarı kullanımlarına kadar her şeyi organize etmelidir. Öğretmen tarafından hazırlanan materyal sınıf seviyesine uygun olmalı, dikkat çekici, güdüleyici etkinlikler içermeli, beraber çalışmaya motive etmeli, dersin içeriğine paralel kullanımı sağlanmalıdır. Bilgisayar materyalinin ders süresince sürekli kullanımı olabileceği gibi, dikkat çekme, açıklama gibi dersin farklı etkinliklerinde de kullanılabilir. Ayrıca ağ bağlantısının olduğu durumlarda bilgisayar işbirliği için sadece bir araç değil bir öğrenme ortamı olacaktır.

Öğretmenin bilgisayar destekli işbirlikli öğrenme ortamında hem rehber hem de koordinatördür. Yapması gereken şey çalışmakta olan gruplar arasında dolaşarak öğrencilerin verilen işi işbirliği içerisinde yapıp yapmadıklarını izlemek durgun olan grupları sorular sorarak hareketlendirmek, izledikleri hakkında öğrencilere dönüt vermek, öğrencilerin takıldıkları noktalarda bilgi vererek, soru sorarak yardımcı olmak işlerin yürümediğini fark ettiği an oraya giderek işlerin yürümesini sağlamak,