• Sonuç bulunamadı

Emek piyasasında eksik bilgilendirme bireyleri iş arama faaliyetine yöneltmekte, bu ise işsizliğe (özellikle geçici işsizliğe) neden olmaktadır.

İş arayan kişi, ister iş piyasasına yeni giriş yapan birisi, ister işini değiştirmek isteyen birisi, isterse işyeri kapandığı için işsiz kalan birisi olsun, piyasa hakkındaki eksik bilgilendirme nedeniyle, ücretler ve çalışma koşulları hakkında bilgi edinmek için firma firma dolaşmak durumundadır.

İş arama süreci farklı açılardan incelenmiş ve farklı modeller ortaya konmuştur.

Stigler’in İş Arama Modeli: Stigler,1962’teki “Information In The Labor Market” adlı makalesinde, işsizlerin çeşitli istihdam olanakları öneren firmaların olduğu işgücü piyasasında nasıl iş bulabildiğini analiz etmiştir. Stigler işsizlerin işlerin değişik ücretlerde var olduğunu, fakat sadece iletişimde oldukları firmalar tarafından hangi ücretin teklif edildiğini bilebildiklerini varsaymaktadır. Her bir firma ile iletişim kurmak maliyetlidir, bu yüzden tüm firmalarla iletişim kurmak imkansızdır. Stigler’in temel endişesi iş aramanın optimal yolunu bulmaktır. Stigler’in optimal stratejisi, önceden belirlenen firmalarla iletişime geçmek ve teklif edilen en yüksek ücreti kabul etmektir. İlave arama getirinin (beklenen ücretin) azalmasına neden olduğundan, iletişim kurmak için optimal firma sayısı, bir firma ile iletişim kurmanın marjinal maliyeti ile aramadan elde edilen beklenen marjinal kazancın eşitlendiği noktada olacaktır (Davidson, Woodbury, 2002: 1-2).

Birey, işgücü piyasasına girerken, firmaların her birinin ödeyeceği ücreti tam olarak bilmemekle birlikte, kendisini istihdam edecek firma sayısını bilmektedir.

Eğer emek piyasasında tam bilgi olsaydı, işçinin hiç zaman kaybetmeden kendisine en yüksek ücreti veren firmaya gitmesi gerekirdi. Ancak gerçekte, en yüksek ücreti hangi firmanın vereceği bilinmediğinden, birey en iyi işi buluncaya kadar belirli bir süre işsiz kalacaktır. Stigler modeli bu işsizliğin ne kadar süreceğini açıklayan modellerden biridir.

Stigler, oluşturduğu bu modele göre optimal iş arama faaliyetine nasıl karar verileceğini marjinal karar alma kuralı yardımıyla açıklamıştır. İş arayan kişi iş arama faaliyetinin marjinal getirisi marjinal maliyetinden büyük olduğu sürece iş aramaya devam edecektir. Bu ikisi birbirine eşit olduğunda, optimal sayıda iş görüşmesi yapılmış demektir.

İş arama faaliyeti devam ettikçe maliyetler artmaktadır. İş arama faaliyetlerinin doğrudan ve fırsat maliyeti olmak üzere iki tür maliyeti vardır. Doğrudan maliyetler, iş arama sürecinde harcanılan akaryakıt, bu amaçla yapılan posta harcamaları vb. kalemlerden oluşur. Fırsat maliyeti iş arama nedeniyle piyasada çalışamamaktan dolayı uğranılan gelir kaybını göstermektedir.

İş arama faaliyetleri devam ettikçe, getiriler azalmaktadır. İş arama faaliyetinin getirisi, daha iyi iş teklifleri elde etme beklentisidir (Biçerli,2005:432-434). McCall’ın İş Arama Modeli: Stigler’in modelinde işçiler optimal iş arama modelini tespit ettikten sonra bu süre içinde yapılan en iyi teklifi kabul etmektedir. Yapılan deneysel gözlemler işsizlerin genellikle buna alternatif bir yaklaşım olan, ard arda iş görüşmesi yaparak belirledikleri minimum seviyenin üzerindeki ilk teklifi kabul etmek şeklinde davrandıklarını tespit etmiştir. Bu alternatif strateji John McCall’ın teorisinde geliştirilmiştir.

McCall modelinin anahtar unsuru işçilerin minimum kabul ücretidir. Diğer bir ifadeyle, işçilerin iş tekliflerini kabul edecekleri en düşük ücret düzeyi olan rezervasyon ücretidir.

Eğer birey ücret tekliflerinin sıklık dağılımını biliyorsa ve yeni bir iş teklifi almanın maliyetini hesaplayabiliyorsa, iş arama faaliyetinin beklenen marjinal getirilerini beklenen marjinal maliyetlere eşitleyen ücretin ne olduğunu tespit edebilmektedir. Tespit edilen bu ücret minimum kabul ücretidir. Bu durumda işçiye yapılan ücret teklifi bu ücrete eşit veya daha fazla ise, birey teklifi kabul etmekte, aksi takdirde iş aramaya devam etmektedir. Eğer birey kabul ücretini nispeten düşük tutarsa, uygun iş teklifini daha çabuk elde edeceğinden işsizlik süresi kısa olmakta, rezervasyon ücretinin yüksek tutulması durumunda işsizlik süresi daha uzun olabilmektedir.

Bireyler rezervasyon ücretini belirlerken iş aramanın beklenen getirilerini ve maliyetlerini göz önüne almaktadır. Rezervasyon ücretini yüksek belirlemenin marjinal faydası, böyle bir iş bulunduğunda, bireyin diğer işlerden daha yüksek ücret almasıdır. Rezervasyon ücretini yüksek belirlemenin maliyeti daha uzun süre işsiz kalmaktır (Biçerli, 2005: 434-435).

Denge Arama Modeli: Denge arama modelleri, ücret dağılımının dışsal olarak ele alındığı, rezervasyon ücreti dışında işverenin ücret stratejileri gibi diğer faktörlere de analizlerde yer verebilmeyi sağlayan özelliklere sahiptir. Denge arama modellerinde işgücü piyasalarında talep ve ücret tanımı birlikte ele alınmaktadır. İşsizlik süresi ve bir işten diğer işe geçiş kararı ile ilgili mikro veriler kullanılarak yeni iş arama durumu incelenmektedir.

Denge arama modellerinde firmaların hedefi, düşük ücret düzeyinde optimal stratejiyi geliştirmektir. Diamond (1971) sırasal arama modelinin ele alındığı ilk çalışmadır.

İşverenin ücret stratejileri gibi faktörlere de önem verilmektedir.

İş arama ve istihdam kabulü arasındaki gecikme, toplam talep ve toplam arz arasındaki nedensel ilişkiye bağlı olmaktadır. İş arama teorisinin toplam talep ve istihdam arasındaki seçim teorisi temeline dayalı ilişkisi piyasaların temizlenmesi üzerindeki etkisi yönünden ele alınarak test edilmesi Walrasyan denge paradigmasına sahip piyasa sisteminde mümkündür. Walrasysan denge paradigmasında, arzcı ve talepçilerin tüm olası alternatifler hakkında bilgi sahibi olması durumunda ve fiyatlar uygun olursa piyasaların temizleneceği varsayılmaktadır.

Denge arama modelleri sırasal ve sırasal olmayan biçiminde tanımlanmaktadır. Denge modellerinin bu şekilde tanımlanması iş tekliflerinin ulaşması ile ilgili bir ayrım olarak karşımıza çıkmaktadır.

- Sırasal arama modeli: Sırasal iş arama sürecinde işgücü arzı ve işi kabul kararı modellenmektedir.

Homojen olmayan işçiler ve işverenler, işgücü arzının tek fiyata bağlı olmaması ve işçilerin farklı verimlilik düzeyleri piyasada tek ücret denge

oluşumunu engellemektedir. Denge sırasal arama teorisinde genel olarak, sırasal arama sürecinden kaynaklanan ücret farklılıkları ele alınmaktadır.

Parsons’ın 1973 yılında yaptığı çalışması, iş arama literatüründe sırasal arama modelinin optimal olduğunu deneysel olarak ortaya koyan ilk çalışmalardandır. Beklenen gelirlerin maksimizasyonu isteği piyasadaki diğer işler hakkındaki eksik bilgi durumu ile birleştiğinde, iş arayanın optimal stratejisi sırasal arama modeli ile uyumlu olmaktadır. Parsons, ekonomide artan işgücü talebinin her bir arama dönemindeki maliyetler üzerinde de azaltıcı yönde etkide bulunduğunu ifade etmektedir.

Stigler (1961) makalesini kapsamlı olarak ele alan ve tartışan, Lippman ve McCall (1976) tarihli sırasal arama modeli, arama teorileri ile ilgili öncü çalışma niteliğindedir.

Weitzman’ın 1979 yılında yaptığı çalışmaya göre, sırasal arama modelinde her bir teklif incelendikten sonra karar verilir ve arama süreci devam ederse diğer teklifler de ayrı ayrı değerlendirilir. Ayrıca sırasal arama modeli ile arama teknolojisi seçimi arasında da ilişki bulunmaktadır.

Reinganum 1982 yılında yaptığı çalışmada ise sırasal arama modeli, arama maliyetleri yönü ile ele alınmaktadır.

Morgan’ın 1983 yılında yaptığı çalışmada, sırasal arama modelinin her bir arama döneminde kabul edilecek iş teklifleri ile ilgili karar vermeyi içeren özel bir durumu ele almaktadır. Sırasal arama stratejisinin optimal olabilmesi belli koşulların varlığına bağlı olmaktadır. Öğrenme, finansal arama maliyetleri, farklı maliyet fonksiyonlarının farklı olası getirileri gibi koşullar iş bulma sürecini etkilemektedir.

Benhabib ve Bull’un çalışması, aramanın sırasal durumunun, arayıcının sabit belirli bir zaman tercihi varsa bu durumun arama yoğunluğunu etkilediği görüşüne dayalıdır. Arama sürecinin, en uygun alternatifin seçimi ile fayda maksimizasyonu amacı taşıdığını ortaya koymuştur.

Soelberg 1966 yılında “genelleştirilmiş karar süreci modeli” varsayımları ve test edilmesi ile diğer karar alma modelleri ele

alınmaktadır.Soelberg’in sırasal modelin dört aşaması; ideal mesleğin tanımlanması, iş aramanın planlanması, iş arama ve seçim, verilen kararın teyit edilmesi şeklindedir.

Vroman 1985 yılında yaptığı çalışmada, sırasal arama süreci ile iş bulma durumu genel ekonomik durum ile birlikte ele alınmakta, “no-help- wanted-signs” ile basit arama modeli geliştirilmektedir. “No-help-wanted- signs” işaretleri içermeyi amaçlayan bu modelde iş arama sürecinin basit bir matematik modeli ele alınmaktadır. “No-help-wanted-signs” işaretleri artarsa optimal iş arama süresi ve genel işsizlik düzeyi artar. “No-help-wanted-signs” işaretler ve iş arasındaki bu ilişki, işsizlik ve iş arama davranışının çevrimsel yapısını yansıtmaktadır. Örneğin, resasyon döneminde sıfır ücret teklifi durumu işçinin optimal arama süresini arttırmaktadır. İş arama süresi arttığından ortaya çıkan yeni ücret dağılımı ile ücret beklentisinin uyumlu olamaması durumunda sırasal iş arama modelindeki arama süresi belirsizleşir (Özgüler, 2007: 36-39).

- Sırasal olmayan arama modelleri: Hall-Holt’un 1979 yılında yaptığı çalışması, iş arama sürecini zaman yatırımı olarak ele almaktadır. İş aramaya ayrılan zamanın beklenen getirisi de yüksek ücret düzeyinde bir iş olmaktadır. Sırasal arama modelleri işsiz kişilerdin arama sürecinde neden bazı işleri kabul etmediğini açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Bu düşünce sırasal olmayan arama modellerinin geliştirilmesinde temel çıkış noktası olmaktadır.

Sırasal olmayan arama modelleri aynı anda birden fazla teklifin alınması ve değerlendirilmesi durumuna da imkan tanıdığından arama yoğunluğu kavramı ile birlikte ele alınmaktadır.

MacMinn’in 1980 yılında yaptığı çalışması, iş bulma süresi ve durumu ile ilgili belirsizlik arttıkça arama yoğunluğunun da arttığını göstermektedir.

Gal-Landsberger-Levykson’un çalışmasında Lippman ve McCall modeline dayalı olarak arama yoğunluğunun iş bulma süreci üzerindeki etkilerinin ele alındığı sırasal olmayan arama modelidir. Tamamen sırasal özelliklere sahip arama yönteminin optimal olmadığı, iş arama yatırımının marjinal getirisinin arama dönemi boyunca düştüğünü, iş arayan bireyin iş

teklifleri sayısı ve rezervasyon ücreti göz önünde bulundurarak karar verdiğini ifade etmiştir. İş arayanlar piyasada mevcut olan iş teklifleri hakkında eksik bilgiye sahiptir (Özgüler, 2007: 40).

Benzer Belgeler