• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. YAŞAM AMAÇLARI

2.1.1. İçsel/Dışsal Amaçlar

Kasser ve Ryan (1993) öz-belirleme kuramına dayanarak insanların yaşamlarına yön veren ve gerçekleştirmek için çaba gösterilen her amacın mutluluk ve temel psikolojik ihtiyaçlar üzerinde aynı etkiye sahip olmadığını öne sürmektedirler. Onlara göre, bir amaç içeriğine göre ele alınmalıdır. Diğer bir anlatımla, amaçlar içsel ve dışsal olarak iki temel kategoriye ayrılmaktadır. İçsel amaçlar; kendini kabul, katılım/yakın

ilişkiler, topluma katkı ve fiziksel sağlık gibi amaçlardan oluşmaktadır. Dışsal amaçlar ise; ünlü olma/tanınma, çekicilik/imaj ve maddi başarı/zenginlik gibi amaçları kapsamaktadır. Her iki amaç türü de bireyi farklı bir yaşam tarzına doğru yönlendirmekte, bireyin mutluluğu/iyi oluşu üzerinde farklı etkilere yol açmaktadır.

Kasser ve Ryan (1993, 1996) öne sürdükleri bu görüşlerini desteklemek için bir dizi çalışma yapmışlardır. Araştırmacılar çalışmalarında katılımcıların içsel amaçları daha fazla süre takip ettiklerini ve içsel amaçların dışsal amaçlara göre öznel iyi oluşa daha fazla katkı sağladığını ortaya koymuşlardır. Diğer bir çalışmada ise (Kasser vd., 1995) ergenlerin maddeci ve prososyal amaçlarının psikolojik faktörlerle ilişkileri incelenmiştir. Sonuçlar, maddi amaçları ön planda tutan ergenlerin öznel iyi oluş düzeyleri, topluma katkı ve yakın ilişkilere sahip olma amaçlarını daha önemli bulan ergenlere göre daha düşük bulunmuştur. Ergenler üzerinde yapılan başka bir çalışmada (Williams vd., 2000) ise dışsal amaçlara sahip ergenlerin içsel amaçlara sahip ergenlere göre sigara, alkol ve uyuşturucu kullanma, kontrolsüz cinsel ilişkiye girme gibi risk alma davranışlarını daha fazla sergiledikleri görülmüştür.

Yaşam amaçlarıyla ilgili farklı kültürlerde yapılan diğer çalışmalarda da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin, Kasser ve Ahuvia (2002) Singapur’da işletme alanında okuyan öğrenciler üzerinde yürüttükleri çalışmada daha önceki araştırmalarda ele alınan yaşam amaçlarına maneviyat, uyma, haz ve güvenlik amaçları gibi bazı eklemeler yaparak) içsel ve dışsal amaçların psikolojik sağlık ile ilişkisini incelemişlerdir. Bulgulara göre dışsal amaçlar; kendini gerçekleştirme, zindelik (vitality) ve mutluluk ile negatif yönde; kaygı ve fiziksel belirtiler ile pozitif yönde ilişkili bulunmuştur. ABD ve Güney Kore’de okuyan üniversite öğrencileri üzerinde yapılan başka bir çalışmada (Kim vd., 2003) ise yaşam amaçları, benlik kavramı (bağımsız-karşılıklı bağımlı benlik) ve iyi oluş arasındaki ilişkiler incelenmiştir.

Regresyon analizi sonuçları her iki kültürde de içsel amaçların kendini gerçekleştirme, zindelik ve mutluluğu olumlu bir şekilde yordadığını, dışsal amaçların ise mutsuzluk, kaygı ve fiziksel belirtileri olumlu şekilde yordadığını göstermiştir. Diğer bir ifadeyle, her iki kültürde de dışsal amaçlara daha fazla önem veren üniversite öğrencileri, içsel amaçları ön planda tutan öğrencilere göre görece olarak daha mutsuzdurlar. Ryan ve arkadaşlarının (1999) Rusya ve ABD örneklemini karşılaştırdıkları çalışmada ise diğer çalışmalardaki benzer bulgulara ulaşmışlardır. Dışsal amaçlara ulaşmak öznel iyi oluşa anlamlı bir katkı sağlamazken, içsel amaçlara ulaşmak öznel iyi oluşu artırmaktadır.

Schmuck ve arkadaşlarının (2000) Almanya ve ABD’de okuyan üniversite öğrencileri üzerinde yaptıkları araştırmada içsel amaçların iyi oluş ile olumlu yönde; dışsal amaçların ise olumsuz yönde ilişkili olduğu hipotezi doğrulanmıştır.

Yaşam amaçları ile ilgi yapılan en kapsamlı araştırma ise Grouzet, Kasser, Ahuvia, Dols, Kim, Lau, Ryan, Saunders, Schmuck ve Sheldon (2005) tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, coğrafi, ekonomik ve kültürel açıdan (bireycilik-grupçuluk) çeşitlilik gösteren 15 farklı ülkeden veri toplayarak yaşam amaçlarının genellenebilirliği test edilmiştir. Bu amaçla, araştırmacılar daha önceki çalışmalarda kullanılan yedi yaşama amacına, Kasser ve Ahuvia’nın (2002) araştırmalarında ele aldıkları uyma/itaat, güvenlik, haz ve maneviyat olmak üzere dört amacı daha ilave etmişlerdir. Toplanan veriler üzerinde yapılan analizler sonucunda, 15 ülkenin tamamında 11 faktörlü bir yapı elde edilmiştir.

Şekil 1. Yaşam Amaçlarının Dairesel Gösterimi (Grouzet vd., 2005) Kendini Aşma

Maneviyat

Topluma hizmet

İçsel

Katılım Kendinikabul

Fiziksel sağlık Güvenlik

Haz

Fiziksel Benlik Finansal başarı

Fiziksel çekicilik Popülerlik Dışsal

Uyma/itaat

Aynı çalışma kapsamında Çok Boyutlu Ölçeklendirme ve Dairesel (Circumplex) analizleri yapılmış ve (Şekil 1) ölçekteki yaşam amaçları daha önceki versiyonlarda (Kasser ve Ryan, 1993, 1996, 2001) olduğu gibi içsele karşı dışsal değil, aynı zamanda fiziksel benlik’e (physical self) karşı kendini aşma (self transcendence) şeklinde boyutlanmıştır. Ortaya çıkan bu yapı oldukça esnek bir boyutlandırma ortaya koymakta ve amaçlar farklı şekilde sınıflandırılmaktadır. Bu haliyle ölçek kapsam, evrensellik ve boyutlandırılma konularındaki sınırlılıkları azaltmış gibi görünmektedir. Buna karşın, araştırmaya dâhil edilen ülkelerin yaşam amaçlarının sadece ekonomik olarak karşılaştırılması da ayrı bir sınırlılık olarak ortaya çıkmaktadır. Deci ve Ryan’a (2000a, 2000b) göre, amaçlarının birey açısından anlamı toplumsallaşma süreci ve kültürel değerlerin etkisiyle farklılaşabilmektedir. Bu yüzden yaşam amaçlarının evrensel olduğunu iddia etmek için daha farklı kültürel değişkenlere (bireycilik/toplulukçuluk kişilik yapıları, özerklik ve din gibi) yer verilmelidir.

Yukarıda ifade edilenleri kısaca özetlemek gerekirse, insanların bir amaca bağlanması ve sürdürmesi kendi varoluşlarını sürdürmesi için oldukça önemlidir. Buna karşın sürdürülen amacın içeriği, insanın mutluluğunu bir amaca bağlanmaktan daha fazla etkilemektedir. Kişiler arası ilişkileri geliştirme, kendini kabul etme, fiziksel zindeliğini koruma ve sürdürme, ihtiyacı olanlara yardım etme gibi amaçlar psikolojik sağlık üzerinde olumlu katkılar sağlarken, zengin olma, ünlü olma ve çekici olma gibi dışsal amaçları sürdürmek ve ulaşmak ise psikolojik sağlığı olumsuz etkilemektedir.

Buraya kadar özetlenenler içsel amaçların önemine vurgu yaparken bir soruyu da cevapsız bırakmaktadır. Neden bazı insanlar amaçlarını sonuna kadar sürdürüp ulaşabilirken, bazıları aynı başarıyı gösterememekte, amaçlarında vazgeçmektedirler?

Bu sorunun cevabını Baumeister ve Heartherton (1996), Downie, Koestner, Horberg ve Haga (2006) ve Koestner, Lekes, Powers ve Chicoine (2002) gibi araştırmacılar vermektedirler.