• Sonuç bulunamadı

X Işını Kırınım Şiddet Verileri Yardımı İle Kristal Yapı Çözümü Ve

2. MATERYAL VE YÖNTEM

2.7. X Işını Kırınım Şiddet Verileri Yardımı İle Kristal Yapı Çözümü Ve

2.7.1. Faz Sorunu ve Yapı Çözümü

Deneysel olarak Ihkl şiddet verileri doğrudan ölçülebilir ancak, toplanan yansımalar içindeki her yansımaya ait faz değerleri doğrudan belirlenemez. Ölçülen bu şiddet verileri üzerinde fiziksel ve geometrik düzeltmeler yapıldıktan sonra yapı faktörleri elde edilir (13,15).

Yapı faktörleri önceden bilinirse ve fazlar da doğrudan yöntemler aracılığı ile hesaplanırsa, birim hücredeki elektron yoğunluğu, aşağıdaki eşitlik yardımı ile hesaplanabilir; hücre içerisindeki düzlemleri belirleyen değerlerdir. Elektron yoğunluğu, belirlenen orijinde maksimum değere ulaşan, kosinüs formlu, düzlemsel dalgaların üst üste binmesi ile oluşmuş yansımalardan hesaplanabilir. Bu fonksiyonun maksimum olduğu yerler bize atomların koordinatlarını verir.

) , , (x y z

elektron yoğunluğunu, Fourier toplamları ile gösterebilmek için, Fhkl ve

hkl değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Ancak bu verilerle, 'örnek elektron yoğunluğu' değerleri hesaplanabilir. Oysa, X-Işını kırınımı yöntemi ile deneysel olarak elde edilebilen veriler, Ihkl, dolayısı ile Fhkl 2 değerleridir. Yani eşitlikten elektron yoğunluğu değerlerinin hesaplanabilmesi için, hkl faz bilgisi eksik kalmaktadır. Deneysel yöntemlerle ölçülemeyen bu faz değerlerinin, bazı yollardan türetilmeleri gerekmektedir. Kristallografide bu problem 'faz sorunu' olarak bilinir.

Yapı çözümü için başka yöntemler de vardır. Örneğin ağır atom modeli, Patterson fonksiyonları vs. eğer yapı faktörlerinin genlikleri gibi fazları da deneysel olarak elde edilebilseydi, yapı ne kadar karmaşık olursa olsun kristal yapı analizi çok basit olacaktı. Bu nedenle, bu sorunun çözümünü temel alan, pek çok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden birisi ve en sık kullanılanı doğrudan yöntemlerdir.

2.7.2. Yapı Arıtım Yöntemleri

2.7.2.1. Fark Fourier Yöntemleri

Arıtım işlemi için en yaygın kulanıma sahip 'en küçük kareler' yönteminden başka Fourier sentezi de bu amaçla kullanılmaktadır.

Arıtım işleminde, hidrojen atomu dışında, konumları belirlenemeyen atomlar varsa, öncelikle bu atomlar belirlenmeye çalışılır. Bu atomların konumları belirlendikten sonra yapı arıtılır. Daha sonra hidrojen atomlarının konumları belirlenerek tekrar arıtım işlemi uygulanır. Yapı çözümünde doğrudan bulunamayan, hidrojen atomları gibi atomların konumlarını belirlemede F, 'Fark Fourier' sentezi oldukça etkin bir yöntemdir. Bu yöntemde, gerçek yapı ile örnek yapıya ait elektron yoğunluğu haritaları arasındaki fark incelenir. Bu incelemenin yapılabilmesi için Fark Fourier haritası oluşturulur. Örnek yapı, gerçek yapı ile tamamen uyum içinde ise F haritasında hiç bir pik gözlenmeyecektir. Ancak, bazı pikler bulunursa, yapıda bu piklere karşılık, belirlenmemiş atomların varlığından şüphe edilir. Bu pikler incelenerek, yapıda olması mümkün olan atomların konumları belirlenebilir. Ayrıca bu yöntemle yaklaşık konumları belirlenen atomlar için arıtım işlemi de yapılabilir.

Hafif atomların bulunması için, kristal yapının doğrudan elektron yoğunluğu haritasını veren üç boyutlu Fark Fourier Sentezi yapılır. Simetri merkezi olmayan bir kristal için hesaplanan elektron yoğunluğu;

2 ( )

Gözlenen ve hesaplanan yapı sabitleri arasındaki fark,

( ) ( )

exp

2 ( )

şeklinde verilir. Bu eşitlik kullanılarak oluşturulan yoğunluk dağılımı haritasına Fark Fourier Sentezi denir. Fgoz ile Fhes' ların, gerçekte atomların bulunduğu yerde değerlere sahip, diğeri ise tasarlanan yapı modelindeki atomların bulunduğu yerlerde büyük değerlere sahiptir. Tasarlanan yapı modelindeki atom gerçek yapıdaki ile çakışıyor ise, FFgozFhes'nın katsayısı olarak alındığı Fourier sentezinde tepeleri kaybolur. Bu işlemlerde F' ye Fhes 'nın fazı verilir. Kristal yapıda mevcut bazı atomlar hes sentezinde ortaya çıkarlar ve atomik koordinatları doğrudan doğruya Fourier haritalarından elde edilebilir.

2.7.2.2. En Küçük Kareler Yöntemi

Deneysel verilere ilişkin en uygun modeli belirleme de yaygın olarak kullanılan en küçük kareler yönetminden, kristalografide de arıtma işlemi sırasında yararlanılır. Böylesi bir arıtma işlemi, yapı arıtma programları olan sözgelimi SHELXL-97(2) ve TEXSAN(25) gibi bilgisayar programları kullanılarak yapılır.

Bir kristal yapı analizi çalışmasında, ilk aşamada, moleküler yapıdaki atomların tamamının olmasa bile çoğunun konumları yaklaşık olarak belirlenerek örnek yapı oluşturulur. Elde edilen örnek yapı ile gerçek yapının birbiri ile uyuşumu, çalışmanın doğruluğunu gösterir. Bu durumda, örnek yapı için hesaplanan yapı faktörü

mümkün olan en iyi uyumu göstermesi gerekir. Bu durumun sağlanabilmesi için atomik parametrelerin sistematik bir şekilde değiştirilerek, gerçek değerlerine ulaştırılmaları yoluna gidilir. Yapı çözümünde bu aşama 'arıtım' aşaması olarak bilinir (26).

En küçük kareler yönteminde önerilen yapının Fhes değerleri ile gerçek yapının Fgoz değerleri arasındaki farkı belirleyen fonksiyon tanımlanır. Bu fonksiyon değerini minumum yapan, doğru parametre değerleri araştırılır. Ancak, yapı faktörü fonksiyonu çizgisel olmadığı için çizgisel hale şu şekilde getirilir.

)

En küçük kareler yöntemini kullanarak yürütülen bir arıtma işleminde;

-Atomik koordinatlar, -Isısal titreşim genlikleri, -Atomların işgal parametreleri

-Sönüm faktörü, skala faktörü, arıtılabilir.

Sonucun güvenilirliğini artırmak için birden fazla arıtım döngüsüne ihtiyaç duyulur. Her arıtım döngüsünde , sonucun doğruluğunun bir ölçüsü olan R residü değerleri hesaplanır. X-Işını kırınımında, yapı arıtımı sonucunda belirlenen residü değerleri;

Tek kristal yapı analizi, numune kristalin tek kristal difraktometreye yerleştirilip, kırınım şiddet verilerinin toplanması ile başlar. Kristal yapı analizi temel olarak iki ana başlık altında toplanabilir. İlki; kristal yapının çözümü, ikinci ise kristal yapının arıtımıdır. Kristal yapının çözümü ve arıtımı için çeşitli bilgisayar

Benzer Belgeler