• Sonuç bulunamadı

2.6 Türkiye’den Keder Turizmi Örnekleri

2.6.4 Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi

Iğdır ve köyleri 1915-1920 yıllarında Ermeni katliamlarına en yoğun maruz kalan bölgelerden biridir. O dönemde Iğdır halkının büyük bir kısmı (seksen binden fazla) katledilmiş, sağ kalanlar ise kendi yurtlarını terk etmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle "soykırım" anıtının Iğdır’ da yükseltilmesi doğal bir talepten ileri gelmektedir. Iğdır "soykırım" Anıtı, şimdi Türkiye’nin en yüksek anıtı olup, yüksekliği 43.50 m’dir (Gezilecek Yerler, 2012).

Yapımına 1 Ağustos 1997 tarihinde başlanmış ve 5 Ekim 1999 tarihinde hizmete girmiştir. Anıt inşaatında Türkiye'nin farklı illerinden getirilen mermerler kullanılmıştır. Ancak taşların eskimesi üzerine restorasyona tabi tutularak 2005 yılında yeniden ziyaretçilere ücretsiz olarak açılmıştır. Yıllık olarak yaklaşık 6500 - 7000 ziyaretçi müzeyi gezmektedir (Genel Bilgiler, 2012).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

A. WATERLOO VE GELİBOLU YARIMADASI TARİHİ MİLLİ PARKI

3.1 Savaş Alanları Turizmi

Seyahat, her yolcu için farklı bir anlam taşır. Örneğin bir çocuk Disneyland’a gitmeyi hayal ederken, fanatik bir rock hayranı Abbey Road grubu için Londra’ya gitme arzusu içerisindedir. Bu destinasyonlar, hepsi için farklı bir mistik hava ve duygusal derinlik taşır (Hyde ve Harman, 2011, s. 1343). Savaş alanları turizmi de böyledir. Savaş, genellikle mantıktan yoksun fakat çelişkili bir katliam şeklidir. İnsanoğlundaki hırs ve daha rahat yaşam isteği, çoğunlukla kurbanların verildiği şiddet ve kanla sonuçlanan mücadeleye dönüşür. Savaş döneminde yaşama hırsı öldürme ve yaralamaya teşvik ederken barış zamanında insan yaşamı ulusal yasalarca yüceltilerek mahkemelerce korunur. İnsanlar yakınlarını, atalarını, silah arkadaşlarını anmak onlara saygı göstermek ve hatta bir nevi hac vazifelerini yerine getirmek amacıyla savaş alanlarını ziyaret etmek istemektedirler. Sebepler çok çeşitli olsa da ulaşım kolaylığının etkisiyle de savaş alanları turizminin son yıllarda oldukça talep gördüğü açıktır.

Savaşın nihai paradoksu, savaş ıstırabının sükunete yol açtığı, bir zamanlar son derece tehlikeli olan yerlerde turistin özgürce dolaşabilmesidir. Bir zamanlar savaşılan noktalarda ziyaretçiler sorular sorarak ve savaş anlarını gözlerinde canlandırarak üzüntü duyar ve hatta bazen hoşnutluklarını dile getiriler (Prideaux, 2007, s.18).

Turizm endüstrisi için yeni cazibe alanları aranmaktayken, savaş alanlarını ziyarete olan ilgi, savaş alanları turizmi diye yeni bir olguyu meydana getirmiştir. Savaş alanları turizmi önceki bölümlerde de bahsettiğimiz gibi keder turizminin bir alt bileşenidir.

Son yıllarda yapılan incelemelere göre askeri mirasın turizmdeki rolü hızla büyümektedir. Savaş alanları, kaleler, askeri müzeler savaş alanları turizminin başlıca çekiciliklerindendir. Keder turizm ürünlerinin en karanlık ve en aydınlık uç noktaları arasında, savaş alanları en karanlık uç noktasında bulunmaktadır. Bu turizm çeşidi, yüksek ölçüde politik etki ve ideolojinin varlığı, eğitim yönelimli yani ders verici ve tarih merkezli oluşu ile dikkat çekmektedir (Winter, 2011, s. 164).

Savaş alanları, diğer turizm destinasyonlarına göre ziyaretçide derin duygular yaratır. İnsanoğlunun komşularıyla barış içerisinde yaşama konusundaki yetersizliğini savaş alanları

en etkili biçimde anımsatmaktadır. Ayrıca sahip olamadıklarını zorla alma isteği ulusların bencilliğinin bir ifadesidir. Savaş alanları aynı zamanda geçmişi hatırlatan ve bazıları için ulusal gururun veya utancın doğduğu yerlerdir. Savaş alanlarının önemi ulusal kimlik, siyasal yapı, özgürlük arayışı ve yenilginin hatırlanması gibi genellikle çok yönlü bir yapıya sahiptir. Savaş alanları galip gelenin ve mağlup olan tarafın akıbetini tüm boyutlarıyla gözler önüne sermektedir.

Savaşın uluslar üzerindeki etkisi ister ulusal sınırlar içinde veya dışında olsun ulusal kimlik çerçevesinde ifade edilebilir bir anlamı vardır. Örneğin Gelibolu mücadelesi Avustralya ve Yeni Zellanda’lılar için geçmiş savaşlar koloni düzeninden bağımsızlığa geçişin güçlü bir hatırlatıcısıdır.

Savaş alanlarının sahip olduğu çekicilikler dünya üzerinde en çok rastlanan çekiciliklerdir (Smith, 1998, s. 204). Bu çekicilikleri mekânsal ve olaysal çekicilikler olarak ayırt etmek lazımdır. Savaş meydanları, kaleler, surlar, anıt mezarlar, müzeler, ordu yolları, karargâhlar mekânsal çekicilikleri oluştururken, askeri günler, savaş yıldönümleri, kurtuluş yıldönümleri ve barış antlaşması yıldönümleri de başlıca olaysal çekiciliklerdir (Doğaner, 2006, s. 6). Keder turizminin parçası olmakla birlikte, savaş turizmi kültürel turizmin de parçası durumundadır. “Savaş turizmi [veya savaş alanları turizmi] insanların tarihsel ve güncel savaşların mekân ve kalıntılarını görmek isteğinin ortaya çıkardığı bir turizm çeşididir (Aliağaoğlu, 2008, s. 90).

‘Savaş turistleri’ nin büyük bir kısmını savaşa katılan askerler, aileleri, tarih ve askeri tarihe meraklı turistler oluşturur (Doğaner, 2006, s. 6). Keder turizminden bahsettiğimizde ziyaretçilerin ‘ölüme duyulan ilgi’ motivasyonunun katılım açısından büyük paya sahip olduğundan bahsetmiştir. Ancak savaş alanları turizmi söz konusu olunca genellikle atalara olan saygı ve manevi bir görevin yerine getirilme isteği ön plandadır. Geçmişle, ölümle, zafer ve yenilgiyle, dostluk ve düşmanlıkla yüzleşmek isteyen insanlar için ‘savaş alanları’ en uygun mekânlardır. Kültürünün kökenlerini araştıran insanların karşısına da kaçınılmaz olarak savaşlar çıkmaktadır. Tarihe meraklı insanlar için de tarih savaşla doludur. Başkalarının değil kendi yorumuyla savaşı anlamak isteyenlerin hedefi de savaş alanıdır. Savaş alanlarına bu duygularla hareket ‘savaş turizmini ortaya çıkarmıştır (Doğaner, 2006, s. 3–4).

Savaş Turizminin Dağılım Alanları 1-Mekânsal Çekicilikler  Savaş Meydanları  Kaleler  Surlar  Anıt Mezarlar  Müzeler  Ordu Yolları  Karargâhlar  Ordugâhlar 2-Olaysal Çekicilikler  Askeri Günler  Savaş Yıldönümleri  Kurtuluş Yıldönümleri

 Barış Antlaşmaları Yıldönümleri

Türkiye’de savaş alanları turizminin gelişmesi ve kitlelerin ilgisini çeken bir turizm çeşidi olması için, Borley’in de ifade ettiği gibi, kültürel mirasın canlandırılmasına, ev sahibi toplumların değerlerinin anlatılmasına ve açık olarak yeniden ifade edilmesine ihtiyaç vardır (Borley, 1994, s. 8).

İngilizler, ölülerinin ülkelerine iadelerine karşı çıkarak Milletler Topluluğu Savaş Mezarları Komisyonu tarafından defin işlemlerini gerçekleştirmiştir. Bunun anlamı İngilizler tarafından savaş alanı ziyaretinin uzun bir yolculuk sonrası geleneksel olarak gerçekleştirilmesi isteğindendir. Savaş sonrası ilk yıllarda çoğu insan toplu halde hacı olarak atalarının şehit düştüğü yerleri ziyaret etmeye gitme geleneğine uymuştur (Winter, 2011, s.165).

Savaş alanlarını ziyaret edenler boş vakitlerini önemli faaliyetlerde bulunarak geçirme niyetiyle deniz, kum, güneş turizmi yerine kaybettikleri atalarını, akrabalarını veya arkadaşlarını anarak doldurmakla bir nevi manevi anlamda kendilerini rahatlatırlar.

Benzer Belgeler