15. YÜZYIL’IN SİYASÎ VE KÜLTÜREL DURUMU
1.2. MAVÎ KİTAPLARDA ZİKREDİLEN DİĞER ŞAHISLAR
1.2.10. Hz Meyrem
İslâmiyette yüce vasıflarıyla anılan, iffet ve itâatin simgesi olarak gösterilen ve Kur’ân-ı Kerim’de kendi adıyla yirmi üç, Îsâ b. Meryem şeklinde on bir kez olmak üzere toplamda otuz dört defa zikredilen Meryem’e bu adı annesi vermiştir.306 Ayrıca Kur’ân-ı Kerim’in on dokuzuncu sûresi onun ismiyle anılmaktadır. Hz. Meryem Kur’ân’da ismiyle anılan yegâne kadındır. Babasının adı İmrân’dır. Annesinden adı verilmeksizin İmrân’ın karısı diye bahsedilmektedir. Kur’ân’da İmrân’ın karısının doğacak çocuğunu rabbe adadığı, kız olunca ona Meryem adını verdiği, kovulmuş şeytâna karşı onun ve soyunun korunmasını dilediği ve Allah’ın bu dileği kabul ettiği nakledilmektedir.307 Kur’ân-ı Kerim’de anlatıldığına göre melekler Meryem’e: “Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına üstün kıldı. Rabbine ibâdet et, secdeye kapan, eğilenlerle berâber sen de eğil.”308 şeklinde tembihte bulunmuşlardır. Yine
305 Bkz. Ömer Faruk Harman, “Meryem” DİA, XXIX, 236-242. 306 Âl-i İmrân 3/36.
307 Harman, “Meryem”, s.236-242. 308 Âl-i İmrân 3/37, 42-43.
128
Kur’ân-ı Kerim, insan sûretine bürünen Cebrâil’in Meryem’e bir erkek çocuk doğuracağını müjdelediğini, Meryem’in kendisine erkek eli değmemişken bunun nasıl olacağını sorduğunu309 ve kendisine cevap olarak Allah’ın, bir işin olmasını murâd ettiğinde “ol” demesinin yeterli olduğunun, onun da anında olacağının bildirildiğini haber vermektedir. Kur’ân’da övülen kadınların başında gelen Hz. Meryem iffet, ismet ve takvâ gibi fazîletleri kendinde toplamış bir şahsiyettir. Bedenî ve ruhî saflığı, kendini Allah’a ibâdete adaması, iffet ve namusunu koruması sebebiyle “Betûl” olarak adlandırılmıştır. Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî peygamberliğini kabul ettiği altı kadın arasında Meryem’i de saymıştır. Meryem’in tertemiz olması, onun maddî ve mânevî kötülük ve günahlardan uzak olduğu şeklinde anlaşılmakdır.310
Dîvân şiirinde umûmiyetle Hz. Îsâ’yı doğurması ve Cebrâil tarafından üfürme yoluyla gebe kalması gibi yönleriyle anılan311 Hz. Meryem’e Necâtî Bey Dîvânı’nda tespit edebildiğimiz sekiz beyitte yer verilmiştir. Bunların bir kısmında Hz. Îsâ ile birlikte anıldığından burada ilgili beyitlerin birkaçına ver verilmiştir. (Bkz. Hz. Îsâ)
a) Hz. Îsâ’nın annesi olması münâsebetiyle: Necâtî’ye meğer ki itdi ta‘lîm
Mesîh-i Meryem-ü-Hızr-ı Peyember
(NBD, K.10/33)
(Öyle anlaşılıyor ki Meryem oğlu Îsâ ve Hızır peygamber Necâtî’ye öğretti.) Necâtî Bey Mesih Paşa’ya sunduğu kasîdenin fahriye bölümünde kendini methederken Meryem oğlu Hz. Îsâ ile Hızır peygamberin kendisine ders verdiğini söylemiştir. Hat sanatıyla da ilgilenen Necâtî Bey, paşaya sunduğu kasîdeyi kâğıda bizzat yazmış ve bir önceki beytin “Bu hatt ile bu ma‘nâ-yı güzide” mısraında bunu dile getirmiştir. Hz. Meryem, beyitte Hz. Îsâ’nın annesi olması sebebiyle anılmıştır.
309 Meryem 19/16-21.
310 Harman, “Meryem”, s.236-242. 311 Pala, Divân Şiiri Sözlüğü, s. 308.
129 Ehl-i diller göricek âyinede tasvîrüñi
Bağrına basmışdürür ‘Îsâ’yi Meryem sandılar (NBD, G.74/3)
(Gönül ehli tasvirini aynada gördüğünde Hz. Îsâ’yı bağrına basmış Meryem sandılar.)
Dîvân şiirinde kilise duvarına resmedilen Hz. Meryem’in kucağındaki Hz. Îsâ’ya yer verilmiş ve sevgilinin cana can katan dudağı Hz. Meryem’in kucağındaki Îsâ’ya benzetilmiştir312 Necâtî Bey de bu beytinde sevgiliyi Hz. Îsâ’ya benzeterek gönül ehlinin sevgilinin aynadaki yansımasını gördüklerinde onu Hz. Meryem’nin kucağındaki Hz. Îsâ sandıklarını söylemiştir.
b) Bekâreti münâsebetiyle:
Meryem-âsâ bikr-i fikrüñden tevellüd eyledi Hazret-i ‘Îsâ gibi ‘âlemleri ihyâ eyledi
(NBD, s.109, Terkib-bend 4/3) (Hz. Meryem misâli yeni ve tâze fikrinden meydana gelip Hz. Îsâ gibi âlemleri ihyâ eyledi.)
Dîvân şiirinde özgün ve tâze sözler, hayâller ve fikirler bekâret ve iffetin timsâli olan Hz. Meryem’e benzetilmiştir.313 Necâtî Bey bu beytinde, Hz. Meryem’in bâkire olarak dünyaya getirdiği Hz. Îsâ’nın dünyayı ihyâ etmesi hâdisesiyle Mustafâ Paşa’nın yeni ve tâze fikirleriyle âlemlere yeni bir canlılık katması arsında ilişki kurmuş, Mustafâ Paşa’nın tâze fikirlerini Hz. Îsâ’yı bâkire iken dünyaya getirmesi cihetiyle Hz. Meryem’e benzetmiştir.
312 Gürel, “On Beşı̇ncı̇ Yüzyıl Dı̇vanlarında Ulü’l-Azm Peygamberler”, s. 80. 313 Tunç, “Klasik Türk Şiirinde Kadın Şahsiyetler”, s. 242.
130 c) Siyah elbiseler giyinmesi münâsebetiyle:
Meryem-âsâ karalar giymiş salınur nâz ile Yirde sürür dâmenin zülf-i perîşânuñ senüñ
(NBD, G.311/5)
(Senin darmadağınık, perîşan saçların, karalar giymiş Hz. Meryem gibi eteğini yerlerde sürüyüp, naz ile salınıp gelir.)
Hz. Meryem, dîvân şiirinde kara ve uzun etekli elbise giymiş şekilde tasvir edilmiştir. Bu kıyafeti iffet ve mâsûmiyetini temsil eder.314 Necâtî Bey bu beytinde Hz. Meryem’in siyah elbese giymesine telmihte bulunmuş, sevgilinin yerlere kadar uzanıp savrulan siyah saçlarını Hz. Meryem’in yerde salınan uzun siyah eteğine benzetmiş ve sevgilinin iffet ve mâsûmiyetini dile getirmiştir.
Hz. Meryem, Ahmed Paşa Dîvânı’nda tek bir beyitte o da Cebrâil vâsıtasıyla gebe kalması hâdisesi münâsebetiyle zikredilmiştir.
Yil Rûh-ı Kudüsdür kim irüb yiñine şâhuñ Meryem gibi bir demde anı eyledi hublâ
(APD, K.38/3)
(Rüzgâr, [sanki] Cebrâil’dir ki [o] dalın, budağın yanına varıp bir ânda Meryem gibi onu gebe eyledi.)
Ahmed Paşa bu beytinde, bitkilerin tozlaşıp döllenmesine yardım etmesi ve bunun bir sonucu olarak ağaçların tomurcuklanıp çiçek açmasını, meyve vermesini sağlaması sebebiyle rüzgârı Cebrâil’e benzetmiştir. Zîra Cebrâil, Hz. Meryem’in nefha-i ilâhîyle gebe kalmasına vesîle olmuştur.
131