• Sonuç bulunamadı

HULUSİ HAKO’NUN ATEİZMİ

II. Hulusi Hako’ya Göre “Ruh”

Tarih boyunca ortaya çıkmış pek çok kültür, insan yaşamının ya da var oluşunun, “ruh” kavramıyla ilişkilendirilebilecek maddi olmayan bir ilkeye dayandığı inancını paylaşır; çoğunda da bütün canlı nesnelerin ruhu olduğu inancına rastlanır. Tarih öncesi halkların bile bedenden ayrı ve bedenin içine yerleşmiş bir ilkeye inandıklarını gösteren kanıtlar vardır. Bununla birlikte ruhun varlığının genel olarak kabul edilmesine karşın, değişik dinler ve felsefeciler ruhun yapısı, bedenle ilişkileri, kökeni ve ölümsüzlüğü üzerinde çeşitli kuramlar geliştirmişlerdir.168

168 Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Ana Yayıncılık,

Felsefe dilinde en genel anlamda ruh, evrenin usunu, canlılığını, doğasını anlatmak için kendisine başvurulan özdeksel varlığı olmayan töz, aklı, düşünmeyi, canlı bedeni alet olarak kullanan varlık ve insan kişiliğinin ve birliğinin kaynağı olarak bilinmektedir.169

Felsefe tarihinde adı geçen değişik ruh görüşlerine dizgeli yaklaşılacak olursa, bu görüşler en genel anlamda; ruhu maddeden ayrı ele alan, ezelî ve ebedî bir düşünce gücü olarak temellendiren spiritüalizm ve bunun karşısında maddeden başka bir varlık kategorisi tanımayan, ruhun varlığını kabul etmeyen materyalizm olmak üzere iki ayrı başlık altında toplanabilir. 170

Aslında, materyalizm tarihinde de ruh hakkında iki değişik yaklaşım olmuştur. Birincisi, bazı materyalistler ruhun ve şuurun doğuşunu çözümlemeye zorlandıklarından ruhun ve şuurun varlığını inkâr etmeyip, maddenin birer ezelî vasfı

169 A. Baki Güçlü, Erkan Uzun, Serkan Uzun, Ümit Hüsrev Yolsal,

Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara 2000, s. 1425; Süleyman Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yayınları, 8. Baskı, İstanbul 1999, s. 386

170 A. Baki Güçlü, Erkan Uzun, Serkan Uzun, Ümit Hüsrev Yolsal,

olarak kabul etmişlerdir. İkinci grupta ise, ruhun varlığını kabul etmeyen materyalistler yer almaktadır.171

Hulusi Hako da ruh hakkında ki görüşleriyle, ilk gruba, yani ruhun varlığını kabul eden fakat onun maddenin bir ürünü olarak değerlendirenler grubunda yer almaktadır.

Hulusi Hako, “ruhu ve şuuru, madde veya organizma yaratmıştır” diye diyalektik materyalizmin formülü, insanı ikna etmemesinin mümkün olmadığını düşünmektedir.172 Bu

gerçekten Hulusi Hako’nun emin olduğu gibi çok inandırırcı bir açıklama mıdır? Böyle bir tez aklen ve tecrüben ne kadar mümkündür? Böyle bir iddia ilmen ispatlanmış mıdır? Bu kadar kitap yazmış biri olarak Hulusi Hako ruhla ilgili neden bu kadar az bilgi vermektedir? En azından kendisinin söz ettiği bu diyalektik materyalizminin formülünü neden daha fazla açıklamıyor? Madde ruhu nasıl yaratabilir?

Aslında Hulusi Hako, bu kadar emin olunabilecek bir tez olmadığının farkındadır. Bunu da aynı kitabın bir sonra ki sayfasında itiraf etmektedir: “Ruh, ‘kendi hâlinde bir eşya’,

171 Bkz. Grup yazar, Bazat e filozofisё marksiste, Mihal Duri

Yayınları, Tiranё 1960, s. 135

çözümlenmeyen ve anlaşılmayan bir sırdır.” 173 Bu itirafla

kendisi iki açıdan açık bir tutarsızlık göstermektedir. Birincisi, “Ruh, beyin dışı olamaz. Ruh organizmanın, maddenin dışında var olamaz” 174 iddiasıyla bariz bir şekilde çelişmekte

olduğu gibi karma karışık ve tutarsız bir ruh teorisi ortaya atmaktadır.

İkinci tutarsızlığı da, kendisinin yukarıda belirtmiş

olduğu diyalektik materyalizminin ruh hakkındaki formülü kendisini bile inandırmamıştır. Çünkü eğer bu tez şüphe götürmez, bariz, herkesi ikna edebilecek bir açıklamaysa neden “çözümlenmeyen ve anlaşılmayan bir sır” olsun? Hani bilimin açıklayamadığı olayları olmayışı?

Gerçek böyleyse de, Hulusi Hako ruh meselesini dinin açıklayamayacağını savunmaktadır. Böyle olmasını da şu sebeplere bağlamaktadır:

İlk olarak, Hako’ya göre, din açısından ruh maddeden

ayrı ele alındığından, dinin bu konuyu çözümlemeyeceğini söylemektedir.

173 Hulusi Hako, Gjyq Zotit, s. 86-87. 174 Hulusi Hako, A. g. e., s. 87.

İkinci olarak de, din ve din adamı “ruh dünyayı var edip,

gökleri, böcekleri, hayvanları yaratmıştır” gibi ruhu olduğundan farklı boyutlara soktuğundan karışık ve gerçek dışı hüviyet verdiğinden din ve din adamının ruh meselesini açıklamaktan uzak olduğunu savunmaktadır.175

Din gerçekten ruhu maddeden ayrı ele almaktadır. Fakat böyle bir düalizm, dinin ruhu açıklamaktan, diyalektik materyalist formülü gibi, ne çıkmaza ne de herhangi bir tutarsızlığa sevk etmiştir. Kaldı ki, Hulusi Hako’nun iddia ettiği gibi, “âlemi yaratan ruhtur” diye bir inanç monoteist dinlerde yoktur. Dünyayı ruhun değil de Tanrı’nın yarattığını ve evrensel dinde ruh Tanrı’nın bir emridir.

Hulusi Hako’ya göre dindarların ısrarla en fazla üzerine durdukları konu ruh konusudur. Ona göre, bütün bu ısrarın amacı, şu beş maddede aranmalıdır:

Birincisi: Hıristiyanlık dininin Teslis inancındaki “Ruh”

kavramının önemi olduğundan üzerine fazla durmuşlardır.

İkincisi: Dindara Tanrı’nın şekli ve yapısının bilinme

hakkı din tarafından verilmiştir. Böyle olmakla beraber, Kitab-ı Mukaddes’te şöyle denilmektedir:

“Tanrı’nın ruhu sular üzerinde dolaşır dururdu…”

Üçüncüsü: Dinlerin “Tanrı’nın insanoğluna üflemesi”

teorisi olduğundan bu konunun üzerine ısrarla durmuşlardır.

Dördüncüsü: Ruha inanmadan ve ona “ölümsüzlük”

vasfı üzerine atfetmeden, öbür dünya görüşünü, ihya olayını da din adamları anlatamazlardı.

Beşincisi: Ruh konusu üzerine ısrarla durmuşlardır,

çünkü din ile bilim arasında ayırım yapmak istemişlerdir. Bilimin maddesel şeylerle uğraşır, din ise madde ötesi şeylerle. Bilim tabiat kanunlarını inceler, din ise Tanrı – İnsan ilişkisini ele almaktadır. 176

Monoteist dinlerde ruh önemli bir konudur. Fakat Hulusi Hako’nun iddia ettiği gibi, din adamların ruh konusuna önem vermelerinin amacı kendisinin düşündüğü gibi bu beş maddeye bağlı değildir. Çünkü ruh meselesi, ne

Teslis doktrininin temellerini oluşturmak için ortaya çıkmış, ne âhireti delillendirmek için (çünkü ahiret inancı Monoteist dinlerde ruh inancından önce ya da sonra diye bahsedilmesi söz konusu değildir) ne de din ile bilim arasında –sanki zıt kutuplarmış gibi- ayrım yapmak için ortaya çıkmıştır.

Hulusi Hako’nun ruhla ilgili görüşlerini tutarsız, mantıksız ve sübjektif olarak değerlendirdikten sonra, şimdi Hulusi Hako’nun insanın ortaya çıkışı tartışmasının görüşlerine değinmeye çalışacağız.

III. Hulusi Hako’ya Göre İnsanların Varoluşu