• Sonuç bulunamadı

Özel hukuk kişileri (taraflardan birinin idare olup da idarenin de özel hukuk kişileri gibi hareket ettiği haller de dahil olmak üzere) arasındaki ilişkilerde, özel hukuk anlamında sorumluluktan söz edilir. Bu ilişkiler, tarafların eşit olduğu, idarenin egemenlik gücüne dayanmaksızın kurduğu ilişkilerdir.13

Hukukta sorumluluğun iki farklı görünümü vardır ve bu iki görünüm, birbirinden bağımsız değerlendirilemez. Sorumluluğun ilk anlamı tazminat ödeme yükümlülüğü anlamında sorumluluktur, diğeri ise alacaklının borçlunun malvarlığına el koyabilme iktidarını ifade eder.14

12 Çağlayan, R.: İdari Yaptırımlar Hukuku, Asil Yayın Dağıtım, 1. Baskı, Ankara 2006. 13 Aşağıda inceleneceği üzere bu ölçüt her zaman çok belirleyici olamamaktadır.

14 Tekinay S. S./Akman, S./Burcuoğlu H./Altop A.: Tekinay Borçlar Hukuku, Filiz Kitabevi, 7. Bası, İstanbul 1993 (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop), s.18-23.

Tazminat ödeme yükümlülüğü anlamında sorumluluk, sorumluluğun kaynağını işaret edecek şekilde “…den” veya “…dan” sorumluluk olarak da ifade edilir.15 Bir kimsenin

haksız fiilinden ya da borca aykırı hareketinden sorumluluğu bu şekilde belirtilir.16

Borcunu yerine getirmeyen borçlunun malvarlığına el koyabilme iktidarını ifade eden sorumluluk da, sorumluluğun kapsamını belirleyecek şekilde “…ile” sorumluluk olarak ifade edilmektedir.17 Tazminat ödeme yükümlülüğü anlamında sorumlulukta, sorumluluk

çoğu defa bir zarardan doğan tazmin yükümünü ifade eder.18

Borcun varlığı her zaman sorumluluğu gerektirmez. Eksik (tabii) borçlar, sorumluluk unsurundan yoksun borcu ifade eder.19 Hukuki işlemler de ihlal edilmedikçe bir

sorumluluğun ortaya çıkmaması bunun gibidir.20 Bununla birlikte, kural olarak

sorumluluk her zaman bir borç ile beraber bulunur.21 Nitekim sorumluluk, borcun

15 Tandoğan, H.: Türk Mesuliyet Hukuku (Akit Dışı ve Akdi Mesuliyet), Ankara Hukuk Fakültesi Yayınları No.159, Ajans, Türk Matbaası, Ankara196, s.3.

16 Kocayusufpaşaoğlu, N./Arpacı, A./Hatemi, H./Serozan, R.: Borçlar Hukuku, Genel Bölüm, Cilt I, Filiz Kitabevi, İstanbul 2014, s.26.

17 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.26. 18 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.18.

19 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.45; Säcke, F.J./Rixecker, R./Oetker, H./ Limperg, B. (Hrsg.): Münchener Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch, Band 2, Recht der Schuldverhältnisse, Rn.1-81, C.H. Beck, 8. Aufl. München 2019. (Ernst, W.: Münchener Kommentar zum BGB, Rn.35)

(Erişim tarihi:15.05.2019 https://beck-

online.beck.de/?vpath=bibdata%2Fkomm%2FMuekoBGB_8_Band2%2FBGB%2Fcont%2FMuekoBGB %2EBGB%2Evor1%2EglII%2Egl5%2Ehtm)

20 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.18.

21 Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Cilt 1-2 (Çeviren: Cevat Edege), Olgaç Matbaası, Yargıtay Yayınları No:15, Ankara 1983, s.18.

yaptırımıdır.22 Bir borç söz konusu olmalıdır ki, o borç gereği gibi yerine getirilmediği

takdirde kişinin sorumluluğundan söz edilebilsin.

Borçlu, borcunu ifa etmediği zaman alacaklıya karşı [İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nda haczi caiz sayılmayan mallar dışında] tüm malvarlığı ile şahsen sorumlu olacaktır.23 Borçlunun

şahsen sorumlu olması, şahsı ile sorumlu olduğu anlamına gelmez.24 Şahıs ile sorumluluk

hukuk tarihinin akışı içinde en eski sorumluluk biçimi olarak alacaklının borçlunun şahsına el koymasını ifade eder.25 Modern hukukta bu anlayış terk edilmiştir. Kural olarak

borçlunun sorumluluğu sınırsız sorumluluk olmakla birlikte; konu bakımından, eşya bakımından ve miktar bakımından sorumluluğun sınırlı olduğu haller de bulunmaktadır.26

Türk Borçlar Kanunu (TBK), sistematiği itibariyle, kategorik olarak, borcun kaynaklarını üç başlık altında ele almıştır.27 Bunlar Kanun’da yer alan ifadeleri ile;

sözleşme28, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmedir.29. Borcun kaynağı olarak TBK

kapsamında sayılanlar hayatta en çok karşılaşılan tipik borç kaynaklarıdır ve sınırlı

22 Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınevi, 23. Baskı, Ankara 2018., s.83. 23 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.29.

24 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.29. 25 Eren, F., s.85.

26 Bu konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.30-31.; Eren, F., s. 85-85.; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.21-23.

27 Bununla birlikte, borcun kaynakları sayılanlar ile sınırlı değildir.

28 Sözleşme ifadesi, sözleşme dışındaki hukuki işlemleri kapsam dışı bırakabilecek nitelikte, dar bir ifadedir. (Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.70, par. 2.) Borcun kaynakları belirtilirken, sözleşme yerine hukuki işlem ifadesinin kullanılması Kanun’un amacına daha uygun düşmektedir. Bu nedenle, çalışmamızın devamında sözleşme ifadesine yerine hukuki işlem ifadesi kullanılmıştır.

29 Borcun dolayısıyla da sorumluluğun kaynağı açısından çeşitli sınıflandırmalar bulunmaktadır ancak genel olarak kabul gören sınıflandırmaya göre, hukuki işlemler, haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşme borcun kaynağını oluşturan temel kategorilerdir.

sayıda değildir. Hukuki işlem, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme kategorileri dışında kalan ve yine TBK kapsamında düzenlenmiş olan, vekaletsiz iş görme gibi başka borç kaynakları da vardır.30 Borcun kaynakları olarak belirlenen kategoriler, birbirleri ile

ilişkilidir. Şöyle ki, hukuki fiiller, hukuka uygun fiiller veya hukuka aykırı fiiller olarak ortaya çıkabilir. Borcun kaynağı olan hukuki işlemler, hukuka uygun fiiller kapsamında yer alırken, borcun bir diğer kaynağı olan haksız fiil ve borca aykırılık, hukuka aykırı fiiller kapsamında değerlendirilir.31 Sorumluluk açısından hukuka aykırılık kapsamında

sorumluluğun kaynağının haksız fiil ve borcun ihlali olduğunu söylemek mümkündür.32

Borcun ihlal edilmiş olması, hukuki ilişkinin taraflarından birinin, bu ilişki sebebiyle yüklenmiş olduğu mükellefiyetlere aykırı hareket etmesi anlamına gelir. Bu durum genellikle sözleşmeden doğan borçların yerine getirilmemesi şeklinde ortaya çıkar. Sözleşmeden doğan bir borcunu yerine getirmeyen bir kimsenin tazminatla mükellef olmasına sözleşmesel (akdi) sorumluluk (mesuliyet) denilir.33

İhlal edilen hukuki ilişkinin mutlaka bir sözleşmeden doğmuş olması gerekmez.

Doğrudan kanundan doğan bir borcun, örneğin nafaka borcunun ihlal edilmiş olması da tazmin mükellefiyetini gerektirebilir. 34

30 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.71, par. 4-5.

31 Bu konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, s.83-87, par. 1-10.; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.35-38.

32 Bu noktada yukarıda bahsettiğimiz bir “…den sorumluluk” halinin mevcudiyetinden söz edilebilir. 33 Tandoğan, H., s.5.

Haksız fiillerde ise taraflar arasında önceden kurulmuş olan bir hukuki ilişki yoktur, taraflardan birinin diğerine hukuka aykırı bir fiille zarar vermesi halinde tazminat borcu ortaya çıkabilir.35

Hukuki sorumluluk, kusur unsurunun aranıp aranmamasına göre, kusur sorumluluğu (dar anlamda haksız fiil sorumluluğu) veya kusursuz sorumluluk (sebep sorumluluğu) olarak nitelendirilecektir. Kusursuz sorumluluk halleri, sebep olma esası, tehlike esası, hakkaniyet esası, kontrol (hakimiyet) esası gibi esaslardan kaynaklanmaktadır.36

Kusursuz sorumluluk halleri (sebep sorumluluğu) ve hukuka uygun müdahaleden doğan sorumluluk (fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi) öğretide bazı yazarlarca37 haksız fiiller

kapsamında incelenmekte olmasına rağmen bazı yazarlar38 tarafından da ayrı bir hal

olarak incelenmektedir.

Sonuç itibariyle, hukuki sorumluluk temel olarak, bir hukuki işleme aykırılıktan (akdi) veya hukuki işlem dışı (akit dışı) bir sebepten kaynaklanabilir. Hukuki işlem dışında bir sebepten kaynaklanan sorumluluk, kusura dayalı olabileceği gibi kusursuz sorumluluk olarak da düzenlenmiş olabilir.

35 Tandoğan, H., s.6-7.

36 Detaylı bilgi için bkz. Oğuzman, K./Öz, T.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, 13. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2017 (Oğuzman/Öz: Borçlar Hukuku II), s.1-5.; Eren, F., s.495-499.

37 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.474-617.; Oğuzman/Öz: Borçlar Hukuku II, s.1-5.

38 Eren, hukuki sorumluluğu üçe ayırmaktadır. Bunlar: “kusur sorumluluğu” (dar anlamda haksız fiil sorumluluğu), “kusursuz sorumluluk” (sebep sorumluluğu) ve hukuka uygun müdahaleden doğan sorumluluktur (fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi). Bkz. Eren, F., s.493.

Borcun kaynağı ne olursa olsun, sorumluluktan söz edebilmek için borca aykırı davranışın mevcudiyeti gerekir. Borç ve sorumluluk ilişkisine özel hukukun çeşitli dallarından örnek vermek gerekirse;

Kişiler hukukunda, dernek üyelerinin Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 70. maddesinde, “ödenti verme borcu”; 71. maddesinde ise yine dernek üyelerinin “diğer yükümlülükler”i düzenlenmiştir. Eğer üyeler bu yükümlülüklere aykırı davranırlarsa, dernek, alacağını cebri icra yoluyla elde edebilir. Bunun dışında dernek tüzüklerinde, sadakat yükümlülüğü niteliğindeki üyelik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırımlara da yer verilmiş olabilir.39 Söz konusu yükümlülüklere uyulmaması üyenin

sorumluluğunu gerektirecektir.

Aile hukukunda, TMK’nın 363. maddesinde çocuk mallarının korunması kapsamında, ana ve babanın çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumlu olacağı

düzenlenmiştir. Bunun dışında “sorumluluk” başlıklı 369. maddede, ev başkanının, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumlu olduğu düzenlenmiştir.

39 Bu konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Dural, M./Öğüz, T.: Türk Özel Hukuku, Cilt II, Kişiler

Miras hukukunda, vasiyeti yerine getirme görevlisinin, görevini yerine getirirken özen göstermekle yükümlü olduğu, eğer bu yükümlülüğe aykırı davranırsa ilgililere karşı bir vekil gibi sorumlu olacağı TMK’nın 556. maddesinde düzenlenmiştir. Bunun dışında, mirasçıların mirasbırakanın kefalet borcundan sorumlulukları (m.630), tereke

borçlarından sorumlulukları (m.641) mirasçıların birbirlerine ve üçüncü kişilere karşı sorumlulukları (m.679, 681) yine örnek olarak gösterilebilir.

Eşya hukukunda ise TMK’nın 730. maddesinde “taşınmaz malikinin sorumluluğu”, “sorumluluk” başlıklı 800. maddesinde ise intifa hakkı sahibinin sorumluluğu

düzenlenmiştir. Bunun dışında, TMK’nın 945. maddesinde, alacaklının, rehinli taşınırın kaybolması, yok olması veya değerinin azalması yüzünden meydana gelen zararlardan, bunların kendi kusuru olmaksızın doğduğunu ispat etmedikçe sorumlu olduğu, rehinli taşınırı kendiliğinden başkasına devir veya rehneden alacaklının, bundan doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı ifade edilmiştir.

Ticaret hukukunda ise, TTK’nın 12. maddesinde, bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimsenin, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 109. maddesinde ise, acentenin, sözleşme uyarınca kendisine bırakılan bölge ve ticaret dalı içinde, müvekkilinin işlerini görmekle ve menfaatlerini korumakla yükümlü olduğu düzenlenmiş sonrasında da acentenin, kusursuz olduğunu ispat etmediği takdirde

özellikle, müvekkili hesabına saklamakta olduğu malın veya eşyanın uğradığı hasarlardan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. TTK’nın 388. maddesinde düzenlenmiş olan şirketin kendi paylarını taahhüt yasağına aykırı davranışından kuruluşta

kurucuların, sermaye artırımında ise yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu yer almaktadır.

Benzer Belgeler