• Sonuç bulunamadı

2.4. Toprak Özellikleri

Karalar üzerinde çeĢitli yollarla oluĢan toprak örtüsü, ihtiva ettiği organik ve inorganik maddeler nedeniyle çok değerli unsurlardır. Ġnsanların, bitkilerin ortaklaĢa faydalandıkları toprak örtüsünün doğal ortam içerisinde önemli bir yeri vardır. Oldukça uzun bir sürede oluĢan toprak örtüsü, erozyonla çok kısa bir sürede yok olabilmektedir. Bu sebeple üzerinde yaĢadığımız, ekip biçtiğimiz toprağı çok iyi korumamız ve değerlendirmemiz gerekmektedir. Türkiye gibi ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan ülkelerde gelirin yükseltilmesi için, ülke topraklarının çok iyi bir Ģekilde etüt edilmesi ve ortaya çıkan sorunların giderilmesi gerekmektedir (Özçağlar, 1997, s.75).

Toprak; Dünyadaki kara yüzeyinin dıĢ kısmını birkaç mm ile birkaç metre kalınlıkta saran, organik veya inorganik maddelerin karıĢımından oluĢan, belirli oranlarda su ve hava bulunduran, içinde ve üzerinde canlı bir ortamı barındıran, bitkilere durak yeri ve besin kaynağı sağlayan ayrıĢmıĢ bir kattır. Daha öz bir ifade ile toprak, karasal bitkilerin büyüdüğü doğal bir ortamdır (Atalay, 2006, s.6).

ÇalıĢma alanımızda görülen zonal toprak tiplerinden sadece Kahverengi Orman Toprakları geliĢme göstermiĢtir. Zonal topraklar iyi geliĢmemiĢ profil özelliğine sahip bu takımdaki topraklar, toprağı oluĢturan aktif faktörlerden iklim ve vejetasyon özelliklerine göre oluĢmuĢtur. BaĢka bir değiĢle, iklim ve vejetasyon, toprak oluĢumu üzerinde etkili olmuĢ ve oluĢuma damgasını vurmuĢtur (Atalay, 2006, s. 246).

Kahverengi orman toprakları, ülkemizde genel olarak orman örtüsünün bulunduğu alanlarda organik maddenin toprakta birikmesinden dolayı renk kahverengine doğru dönüĢmektedir. Bu toprakların oluĢumunda iklimin yanı sıra ana materyal ve eğimde önemli rol oynamaktadır. Eğimin fazla dolayısıyla aĢınmanın aktif olduğu alanlarda toprak üzerinde ana kayanın etkisi kuvvetle hissedilmektedir. Bu nedenle bu sahalardaki topraklar genç bir oluĢ ve doğuĢ safhasında olup, genellikle B horizonundan mahrumdurlar (Atalay, 2006, s.408).

Kahverengi orman topraklarının A horizonu, organik maddenin ve minerallerin toprağa karıĢmasından dolayı kahve ve koyu kahve renginde olup balçık, kumlu balçık ve killi balçık bünyelidir. B horizonu genel olarak açık kahve, açık sarımsı bir görünümdedir. C horizonu genel olarak filiĢler ve kumlu Ģistler üzerinde oldukça derindir. C horizonu boyunca kireç yığılması görülebilmektedir.

AraĢtırma sahası ve yakın çevresinde kahverengi orman toprakları genellikle orman örtüsünün bulunduğu, ya da tahrip edildiği alanlarda görülmektedir. Özellikle çalıĢma alanımız ve yakın çevresinde bu toprak grubu çok görülmektedir.

Devamlı aĢınmaya uğrayan arızalı ve eğimli sahalarda ve eğimli sahalarda ve devamlı birikime uğrayan alüvyon sahalarda toprak oluĢumunda zaman faktörü askıya alınmaktadır. Devamlı aĢınmaya uğrayan arızalı ve eğimli sahalarda çözülmüĢ ana materyal sürekli taĢındığından alüvyon birikim sahalarında ise sürekli birikiminden dolayı instabil koĢullar oluĢtuğundan, ayrıĢma, yıkanma ve alt katlarda birikme ile oluĢan toprak horizonları geliĢmez, bu nedenle belirtilen sahalarda horizonların geliĢmemiĢ olduğu “azonal” topraklar meydana gelir. Ancak birikimin yavaĢladığı alüvyon sahalarda aĢınım azaldığı yada duraksadığı, arızalı- eğimli sahalarda çok sığ da olsa “A horizonu” geliĢebilmektedir. Azonal topraklar genel olarak toprak oluĢumu açısından sürekli gençlik (baĢlangıç-oluĢ) safhasında olan “entisol” grubundan topraklardır (Atalay,1994, s.247).

AraĢtırma alanımızda Azonal topraklar gurubuna giren toprak çeĢidi ise Kolivyal topraklardır. Kollüviyal topraklar dağların eteklerinden ve platoların yamaçlarından gerek yerçekiminin gerekse yüzeysel akıĢa geçen akarsuların etkisiyle taĢınmıĢ köĢeli, çakıllı, kumlu, depolar veya topraklardır. Bu topraklarda zonlaĢma görülmemektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında pedojenezin oldukça yeni olması ve yüzeysel akıĢla gelen ve eğimin azaldığı yerlerde biriken kum, kil ve çakıl gibi malzemelerle birikimin hala devam etmesi etkilidir.

Kollüviyal topraklarda sık sık gerek renk gerekse malzeme boyutunda değiĢmeler görülebilmektedir. Bu durum yamaçlardaki aĢınım etkisini açık olarak göstermektedir. Kaba elemanlı seviyeler Ģiddetli erozyonu; ince elemanlı ve koyu renkli seviyeler ise aĢınmanın yavaĢ olduğunu göstermektedir (Bkz Harita 6).

Özel bir iklime ve vejetasyona sahip değildirler, her iklimde bulunabilirler. Vejatasyon çok çeĢitli olabilir. Tunceli ilinde 6612 ha. alanı kapsamaktadır. En yaygın Ovacık ve Merkez ilçelerinde bulunmaktadır (Tunceli Ġli Arazi Varlığı, 2001, Ankara).

AraĢtırma bölgemiz çevresindeki dağlık alanlarda yaygın olarak görülen kolüvyal topraklar tepe, yamaçlarda görülmektedir. Eğimli yamaçlardan aĢınan materyalin dağın eteklerinde birikmesiyle oluĢan topraklardır. Bahçe tarımı yapılan Hozat ilçe merkezi ve çevresindeki topraklar bu gruba dahildir.

Ġnceleme alanımızda arazi kabiliyet sınıflarına bakıldığında da toprak yapısına benzer yapının oluĢtuğu söylenebilir. ġöyle ki VII. sınıf arazi çalıĢma alanımızda büyük bir kısmı kapladığı görülmektedir (Bkz Harita 6).

VII. sınıf arazi, çok meyilli, erozyona fazla uğramıĢ, taĢlı ve arızalı olup, elveriĢsiz toprakları ihtiva eder. Çok fazla ihtimam gösterilmek Ģartıyla çayır veya orman olarak kullanılabilir. Üzerindeki bitki örtüsü azalırsa erozyon çok Ģiddetlenir. Bu araziler tarımsal açıdan zayıftır. Fakat diğer faktörlerin etkisi ile bu alanlar bitkisel üretim alanları olarak değerlendirilir. Yine doğal olarak Ģartların getirdiği durumdan dolayı hayvancılık ve bitkisel üretim yapabilmek çok sayıda fiziki engeller ortaya koymaktadır. Yine araĢtırma sahamızda diğer sınıflandırma daha az yer kaplayan III. sınıf araziler ise bu arazilerin genel özelliği olarak, üzerinde iyi bir bitki kullanılmak ve uygun ziraat metotları uygulanmak suretiyle fazla gelir getiren çapa bitkileri için orta derecede iyi bir arazidir. Orta derecede meyillilik, erozyona fazla hassasiyet, fazla ıslaklık, yüzlek toprak, taban taĢının varlığı, fazla kumluluk veya çakıllılık, düĢük su tutma kapasitesi ve az verimlilik bu sınıf araziye ait olan özelliklerdir. Bu nedenle III. Sınıf arazilerde özellikle kültür bitkileri için iktisadi faaliyet için uygun Ģartlarına yakın koĢullar sağlarlar ( Bkz Harita 6).