• Sonuç bulunamadı

2.5.2 Premenstrual Sendrom Etyolojisi ve Patofizyolojisi

2.5.2.2 Hormonal Patofizyoloji

patofizyolojisinde GABA’nın inhibitör etkinliğinde eksiklik görülmektedir [1]. PMS’u olan ve olmayan kadınların GABA inhibitör etkinlikleri arasında farklılıklar bulunmuştur [100].

Serotonin nöronlar tarafından sentezlenen uyku, duygu durum, iştah, ağrı ve vücut sıcaklığını düzenleyen bir nörotransmitter maddedir. Seratonin aktivitesindeki azalma depresyon ve karbonhidrat tüketme isteği ile ilişkilidir [101]. PMS’li olan ve olmayan kadınlar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda; geç luteal ve luteal faz ortasındaki östrojen seviyeleri PMS’li kadınlarda önemli derecede düşük bulunmuştur. Foliküler ve ovulasyon fazlarında herhangi bir fark belirlenmemiştir [102, 103].

Besinsel yolla triptofan alımı serotonin hormonu miktarını etkilemektedir. Rasgon ve diğ. [104] PMS’si olan ve PMS’si olmayan kadınlara 1 aydan daha fazla intravenöz olarak triptofan yüklemesi yapmıştır. Sonuç olarak foliküler fazda iki grupta da serotonin seviyelerinde bir artış görülmüştür.

2.5.2.2 Hormonal Patofizyoloji

Hormonal patofizyoloji değerlendirildiğinde; ilk çalışmalarda PMS nedeni östrojen salınımda fazlalık ve progesteron salınımında eksiklik olarak gösterilmiştir [72, 105]. Ancak PMS’lu kadınların yer aldığı bazı çalışmalarda; cinsiyet hormonlarının foliküler ve luteal faz seviyeleri arasındaki farklılıkları incelerken birçok çalışmada bu durum incelenmemiştir [91, 94]. Menstrual döngü boyunca maruz kalınan aşırı hormon değişikleri, PMS’un asıl nedeni olarak düşünülmektedir [93]. PMS semptomlarının potensiyel nedeni olarak düşülülen hormonal değişiklikler şöyledir:

1. Ovulasyon öncesinde östrojenin artması, 2. Ovulasyon sonrasında progesteronun artması,

21

3. Geç luteal fazda progestron seviyelerinin azalması [93, 94], 4. Luteal fazda artan prolaktin hormonu [106]

5. Luteal fazda aldesteron hormonunun artmasıdır [107].

Ovulasyonda artan östrojen hormonu kan kalsiyum, parathormon ve D vitamini seviyelerinde dalgalanmalara yol açmaktadır. Kalsiyum seviyesindeki düzensizlik luteal fazda, D vitamini eksikliğine ve hiperparatiroidizme neden olarak; depresyon, kas krampları, gerginlik ve migren gibi PMS semptomlarının gelişmesine neden olur (Şekil 4) [24-26].

Şekil 2.4. Mensturasyon süresince kandaki iyonize kalsiyum ve parathormon düzeyleri [26]

Menstruasyonun 14. gününde artan östrojen; luteal fazda kalsiyumun azalmasına ve Paratroit hormonun artmasına yol açar. Ondördüncü günden menstruasyon zamanına kadar ki dönemde östrojendeki dalgalanma, kalsiyum ve parathormonlarda dengesizliklere yol açmaktadır ve bu dalgalanmalar sonucunda kadınlarda; depresyona yatkınlık, kas krampları, baş ağrısı ve duygusal gerginlik ortaya çıkmaktadır [24, 26]. Menstrual döngü (günler) Östr oj en p g/ml Depresyon Kas krampları Gerginlik Migren gibi Semptomlar

22

Prolaktin hormonu ovulasyon ile artmakta ve luteal faz boyunca miktarında değişiklik olmamaktadır. Prolaktin artışındaki fazlalık; menstrual düzensizlik, libidoda azalma, depresyon ve gergin duygu durumla ilişkili bulunmuştur [108]. Ancak PMS olan ve olmayan kadınların luteal dönemde prolaktin düzeylerine bakıldığında bir fark bulunmamıştır [109, 110].

Aldesteron seviyesi ovulasyonun başlamasıyla artışa geçer ve luteal faz boyunca seviyesi hep yüksektir. Luteal fazda yüksek olan aldesteron karında ve ekstremitelerde su ve sodyum tutulumunun neden olarak PMS semptomlarına katkıda bulunmaktadır [107].

2.5.3 Premenstrual Sendromun Semptomları

PMS morbidite şiddeti ve kronikleşmesi sonucu; iş, aile ilişkileri ve günlük faaliyetlerinde oluşabilecek bozulma nedeniyle kadınlar için büyük bir sorun oluşturmaktadır. PMS kadının yaşantısını derinden etkilemektedir [105].

Belirtiler genellikle 20 ve 35 yaş arasında başlar. PMS ile ilişkili olan 200'den fazla belirti vardır [111, 112]. Bu belirtiler çoğu kadının, normal faaliyetlerini engelleyebilecek kadar şiddetli olmakta ve hatta kişiler arası ilişkilerde sorunlara bile yol açmaktadır. Bazen bu dönemlerde kadınlar ağır depresyonlar bile geçirebilmektedirler [113].

Tablo 2.3. PMS de görülen fiziksel ve psikolojik belirtilerin bir kısmı

Fiziksel semptomlar Psikolojik semptomlar

Uyku uyuyamama Sinirlilik Çok uyuma Anksiyete Besinlere karşı artış istek Depresyon

Baş ağrısı/ Sırt ağrısı Duygu durum değişiklikleri Abdominal ağrı Öfke

Eklem ağrıları Konsantrasyonda azalma Ödem Sosyal hayattan kopma Kendini enerjisiz hissetme İçsel çatışma

23

Kadınların %85'i mestruasyon öncesi dönemde, en az bir belirtiyi deneyimlemiştir [17]. PMS de görülen fiziksel ve psikolojik belirtiler Tablo 5’de yer almaktadır [6, 17]. Bu semptomlar menarştan itibaren başlar ve semptom şiddeti artarak devam eder [114].

Hemşireler Çalışması sonucuna göre PMS’da görülen semptomların görülme sıklığı Şekil 4’de verilmiştir. Stres düzeyi yüksek kadınlarda daha sık gözlemlendiği belirtilmiştir. Araştırmacılar PMS’yi kadının yaşantısını derinden etkileyen sosyal bir durum olarak değerlendirmektedir [17].

Grafik 2.1. PMS semptomlarının görülme sıklığı

Türkiye’de yapılmış bir çalışmada, premenstrual dönemde kadınlarda sırasıyla iştah değişikliği, depresif duygu durum, yorgunluk, sinirlilik, ödem, ağrı, uyku değişikliği, depresif düşünceler ve anksiyete görülmektedir [84].

0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0,9 Pre m en str ual sen dr om s em pto m lar ı LA R Ipr ev ans ı

24

2.5.4 Premenstrual Sendrom ve Beslenme İle İlişkisi

PMS semptomları için uygulanan diyetsel değişiklikler ve besin desteklerinin etkinliği tarih boyunca sıkça değerlendirilmiştir. Abraham [115], 1980’li yıllarda PMS’li kadınların olmayanlara göre daha fazla rafine şeker ve sodyum içeren besinleri tükettiğini belirlemiş ve PMS’li kadınların bu besinlerden uzak durmasını tavsiye etmiştir (C düzeyde kanıt). Kafein içeren içecek tüketiminin artması hem PMS prevelansını hem de PMS semptom şiddetini arttırmaktadır (B düzeyde kanıt) [116, 117]. Bu nedenle kafeinli içecek tüketiminin azaltılması önerilmektedir [118]. Yüksek östrojen seviyesinin bazı kadınlarda PMS semptomlarını arttırıcı etki gösterdiği düşünülmektedir. Diyet yağ miktarındaki artışın kan östrojen seviyesini artırdığı, yüksek diyet posasının ise intestinal etkilerden dolayı östrojen seviyesini azaltlığı düşünülmektedir. Bu nedenle düşük yağ ve yüksek posalı bir beslenme örüntüsü tavsiye edilmektedir (C düzeyinde kanıt) [119]. PMS için kanıta dayalı beslenme yaklaşımları tablo 3 de verilmiştir.

Tablo 2.4. PMS için kanıta dayalı beslenme yaklaşımları [118].

Destek ürünü Doz miktarı Etki Kanıt düzeyi

Magnezyum 400-800 mg/gün Olası etkisi vardır B B6 vitamini 50-100 mg /gün Olası etkisi vardır B

Kalsiyum 1.200-1.600

mg/dün Etkisi vardır A

Kafein alımını bırakma Uygulanabilir değil Olası etkisi vardır B Diyetsel manipülasyonlar Uygulanabilir değil Etkinliği

mümkündür C

PMS prevelansı ve semptomları üzerine etki gösteren ve literatürde kanıt düzeylerinin yer aldığı mikro besin ögeleri verilmiştir. Ancak D ve E vitaminleri,

Benzer Belgeler