• Sonuç bulunamadı

Alaşehir’in güneybatısında, Esentepe’nin batıya bakan yamaçlarında 1976’da bir yol inşaatı sırasında bir grup hipojeye rastlanmıştır. Yapılan kazı çalışmasının ardından bir

. . . 212

bölümü yan yana dizilmiş toplam 12 adet hipoje tespit edilmiştir (Levha 99) . Ardından hipojeler Manisa Müzesi eski müdürlerinden İ. Al gedik tarafından incelenerek kısa bir makale ile tanıtılmıştır. 1987’de ise E. Karakaya tarafından “Yurdumuzdaki Geç Hellenistik ve Erken Hristiyanlık Dönemi Hipojeleri” başlıklı yüksek lisans tezinde, Alaşehir’deki hipojeler de ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Fakat bu çalışmada, geçen 10 yılın ardından dört tanesi

. . . . . . . . . . 213

tamama yakın, iki tanesi kısmen mevcut kalabilmiş sadece altı adet hipoje saptanabilmiştir . 2012 yılı Ocak ayının sonunda Alaşehir’de yaptığımız yüzey araştırmasında Esentepe’nin batıya bakan yamaçlarında yan yana sıralanmış doğu- batı doğrultulu sadece üç adet hipojenin günümüze ulaştığı tespit edilebilmiştir (Levha 100- 101). Bu hipojeler, doğudan batıya sırayla 1, 2 ve 3 olarak numaralandırılmıştır. Saptanan hipojelerin hepsi beşik tonozla örtülüdür. Görüldüğü kadarıyla sadece giriş cepheleri üzerinde tuğlalarla oluşturulmuş üçgen alınlık uygulaması söz konusudur (Levha 102). Yüzey araştırmalarında saptanan üç adet hipoj eden bir tanesinin içinde bitkisel bezeli süslemeler bulunmaktadır (2 numaralı hipoje). Diğerlerinin içi ise beyaz renkli kireçle sıvalıdır (1 ve 3 numaralı hipojeler).

1 numaralı hipoje, diğerlerine göre daha küçük boyutludur (1,12 x 0,97 m). Dikdörtgen planlıdır. Üzeri tuğlalarla örülmüş beşik tonoz ile örtülüdür. İçi, tonoz üzengi hattına değin toprak ve molozla kaplıdır. Görülebilen doğu, güney ve kuzey duvarları sağlamdır. Girişin bulunduğu batı cephe ise geniş bir tuğla kemer ile dışarıya açılmaktadır. Kemerin içi de üst seviyelere kadar toprakla kaplı olduğundan, batı cephesinin özgün durumu hakkında kazı yapılmadan net fikir yürütmek mümkün değildir. Mekânın içi yalnızca beyaz renkli sıva ile kaplıdır. Süsleme yoktur (Levha 103).

2 numaralı hipoje, üçlü grubun ortasında yer almaktadır (1,89 x 0,97 m.). Dikdörtgen planlıdır; üzeri, tuğla ile örülmüş beşik tonoz ile örtülüdür. Özellikle giriş kısmı tonoz üzengi 211 Bkz. H. Buclrvvald, a.g.e., s. 317- 318.

212 Karakayandan naklen, 1. Algedik, “Alaşehir’den Bizans Mezarları”, PireUi D ergisi, 153, 1977, s. 6- 7.

213 E. Karakaya, Yurdunuzdaki Geç Hellenistik ve Erken Hristiyanlık Dönemi H ipojeleri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

hattına değin toprak ve molozla kaplıdır. Görülebilen doğu, güney ve kuzey duvarları sağlamdır. Girişin bulunduğu batı cephe ise geniş bir tuğla kemer ile dışarıya açılmaktadır (Levha 104).

Bu mezar odasının da batı duvarı 1 numaralan hipoje gibi yıkıktır. Dolayısıyla bu yöndeki özgün durum hakkında kazı yapılmadan net fikir yürütmek mümkün değildir. Î. Algedik, 1977 yılında mezarları ilk incelediğinde, tonozun batı ucuna açılmış mezar odasına geçişi sağlayan, 0.60 m. genişliğinde dikdörtgen şekilli bir açıklık tespit ettiğinden bahsetmiştir. Araştırmacı, bu açıklıktan batı duvarı üzerine belli aralıklarla gömülmüş mermer ya da kayrak

• • . . . 214

cinsinden yassı taşlarla zemine inildiğini söylemektedir .

2 Numaralı mezar odası, firesko süslemeleriyle diğer hipojelerden ayrılmaktadır. Fakat günümüzde büyük bir bölümü toprak ve molozla dolduğu ve görülen kısımlan da tahrip olduğu için, özgün durumu hakkındaki bilgileri E. Karakaya’dan edinebilmekteyiz. E. Karakaya’ya göre Hipojenin içi ile tonoz ve tüm duvarlar, boşluk bırakılmaksızın freskolarla süslüydü. Kırmızı, siyah, mavi, yeşil ve sarı renkler kullanılmıştı. Üç yöndeki duvarlar, çayır görünümünü anımsatan bitkisel süslemelerle bezenmişti. M ezar süsleme sanatında, cenneti betimleyen bu tipte dinsel ve sembolik motiflere gerek bu bölgede, gerekse Anadolu’nun diğer bölgelerinde sıklıkla rastlanmaktadır. E. Karakaya, bu süsleme elemanlarının: tek

. 215 . . . .

çiçekler ile yeşillikler, içi meyve dolu sepetler, bahçe kurdu şeklinde girlandlar ve kekliklerden oluştuğunu tanımlamıştır216.

Günümüzde ise E. Karakaya’nın bahçe kurduna benzettiği stilize edilmiş girland motifleri ile birkaç kırmızı taç yapraklı çiçek ve doğu duvar üzerinde, son derece tahrip durumda gözlemlenen içi meyve dolu sepetin izleri ancak seçilebilmektedir. Araştırmacı Karakaya’nın, yöresel haşhaş çiçeklerine benzettiği taç yapraklı kırmızı çiçekler, belki de bölgede “gelincik” olarak tanımlanan bahar çiçeklerinden de esinlenmiş olabilir (Levha 105- 106).

3 Numaralı Hipoje, batıdan bakıldığında en sağda konumlanmıştır (1,89 x 0,88 m.). Plan ve dekorasyon açısından 1 numaralı hipojeyle aynı özelliklere sahiptir. Dikdörtgen planlıdır; üzeri, tuğla ile örülmüş beşik tonoz ile örtülüdür. İçi, tonoz üzengi hattına değin toprak ve molozla kaplıdır. Gürülebilen doğu, güney ve kuzey duvarlan sağlamdır. Girişin bulunduğu batı cephe ise geniş bir tuğla kemer ile dışarıya açılmaktadır (Levha 107).

1, 2 ve 3 numaralı hipoj elerin hepsinin yan yana, birbirine paralel şekilde inşa edilmeleri

217 ~

ve üçünün de tek çatı altında toplanmaları araştırmacı I. Algedik’e hipoj elerin bir aile

214 E. Karakaya, ag.e., s. 108.

215 Kırmızı taç yaprağa sahip, ince ve kısa saplan üzerinde yeşil yapraklan, bazen de tomurcuklara sahip bu çiçeklerin bölgeye has ve sembolik yönden ölümü ile bağlantılı haşhaş bitkisi olması olasıdır. Bkz. E. Karakaya, “Sardes Hipojeleri (Mezar Odaları)”, Sanat Tarihi Araştırmaları D ergisi, C. 1, S. 1, 1987, s. 25.

216 E. Karakaya, ag.e., s. 109-110.

mezarı olabileceğini düşündürmüştür. Ortada yer alan 2 Numaralı fresko süslemeli mezar odasının ise mevkii sahibi bir kişi (belki de aile reisi) için düzenlenmiş gömü alanı olduğu ileri sürülmüştür. 2 ve 3 numaralı mezarların 1 Numaralı hipojeye göre daha büyük boyutlu olmaları, küçük boyutlu mezarın bir çocuğa, diğerlerinin yetişkinlere ait olabileceğini akla getirmektedir.

Hipoj eleri tarihiendirmeye yönelik herhangi bir yazıt yoktur. Bununla birlikte, 2 numaralı hipojenin fresko süslemelerindeki figürler Lydia Bölgesi dâhil, Anadolu’daki birçok mezar yapısında karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’da tespit edilen ve freskolarında 2 numaralı hipoj edeki gibi çiçek, girland motifi ve kuş figürlerinin bulunduğu birçok mezar odası,

• . . . . 218

genellikle 2- 5. yüzyıl aralarına tarihiendirilmektedir . Daha bölgesel bakıldığında, Philadelphia’daki hipojeler, Lidya Bölgesi’nde bulunan Sardis kazılarında ortaya çıkartılmış

. . . 219

birçok hipoj eyle plan, süsleme ve boyut açısından ortak özelliklere sahiptir . Aynı yörede ve birbirine çok yakın iki kentin ölü gömme tekniklerinin benzerliği düşünüldüğünde Philadelphia’daki mezar yapılarını Sardis’deki ler gibi Geç Antik- Erken Hristiyanlık

• • . . . . 2 2 0

Dönem i’ne tarihlendirilebilir .

Benzer Belgeler