• Sonuç bulunamadı

2.12. Minyatür Sanatında(Klasik tarzda) ĠĢlenen Konular

2.12.4. Hilat VeriliĢi

Osmanlı Devletinde yabancı elçiler ve takdirgören görevliler hılat denilen süslü kaftanlarla

bir merasim eĢliğinde onurlandırılırdı. Hilat padiĢah tarafından sarayda, sadrazam tarafındansa Babıâli‟de giydirilirdi. Yabancı elçiler Ġstanbul‟da karĢılandığında, sadrazam tarafından yapılan resmi kabulde mektup takdimi ve ikramın ardından elçiye samur kürk yanındaki çektirme beylerine kakum kürk, diğer hizmeti geçenlere de sade hilat hediye edilirdi. Saray teĢrifatından önemli bir yeri olan hilat verme merasimini belgeleyen minyatürler daha çok Ģahname, gazavatname ve sürname türü eserlerde bulunmaktadır. Sefere gidecek olan sadrazam, padiĢah tarafından Arz Odası7ndan huzura kabul edildiğinde ona seraser kumaĢtan hilat, değerli taĢlarla süslü sorguç, mücevherli tirkeĢ ve kılıç verilir. Sadrazam Ġbrahim PaĢa (1599‟da Macar seferine serdar olarak atanıp III. Murad‟ın huzuruna kabul edildiğinde ona üç murassa sorguç ve mücevherli tirkoĢ verilmiĢtir. Bu olayın tasvir edildiği minyatür Divan-ı Hümayun‟da yapılan toplantıları betimleyen minyatürlerin en erken tarihlisi Süleymanname‟de bulunur. Divan toplantısı ve ulufelerin dağıtılması konulu minyatürler Hünername‟de de raslanır. Kubbealtı ve divan toplantısı tüm ayrıntılarıyla tasvir edilmiĢtir.

2.12.5. Topkapı Sarayı

Topkapı sarayını betimleyen minyatürlerin ilk örnekleri “Süleymannâme” adlı eserde rastlanmaktadır. Kanunî Sultan Süleyman‟ın tahta çıkıĢ törenleri ile ilgili kompozisyonlar çift sayfada yayınlanmıĢtır. Birinde sarayın ikinci avlusundaki cülus töreni, diğerinde ise katılan devlet erkanı nın, atlarının ve maiyetinin beklediği birinci avlu betimlenmiĢtir.

Sarayın birinci avlusunun ve buradaki yapıları gösteren ikinci minyatür Hünernâme‟nin birinci cildinde bulunmaktadır. Hünername‟nin birinci cildinde metne bağlı kalınarak, sarayın ikinci avlusu ve buradaki önemli yapıları yarı plan krakterinde farklı yönlerden bakılarak karĢılıklı sayfalara yerleĢtirilmiĢtir. ġehinĢehnâme‟nin ikinci cildinde Topkapı Sarayı‟nm ikinci avlusu için görsel belge niteliğini taĢıyan iki minyatür bulunur. Bunların konusu Acem seferinden dönen Serdar Sinan PaĢa‟yla Yemen Hidisinin huzura kabulüdür. Ayrıca Hürname‟nin ilk cildinde Topkapı Sarayı‟nı, Enderunu Haremi, Has Bahçeyi ve sahil köĢklerini gösteren bir minyatür daha vardır. Hürnamenin ikinci cildinde Topkapı sarayındaki yapıların tasvirlerine, III. Murad‟ın annesi Nur Banu sultan naĢının, padiĢahında katıldığı cenaze alayıyla omuzlar üzerinde kapıdan çıkarılıĢı tasvir edilir. Saray DıĢı Hayat Osmanlı sultanlarının ya daserdarlarımn sefere gidiĢi, dönüĢü, Ģehzadelerin göreve çıkıĢları, sünnet düğünleri için gösterilerin yapılacağı alana gidiĢlerin, esnaf ve localarnını Ģenliklerini betimleyen tasvirler Ģahname, gazavatname ve sürname türündeki yazmalar bulunur. Alay tasvirleri olarak bilinen bu minyatürlerin en erken tarihlisi Süleymannâme‟de raslanır. Bu kompozisyonlarda Kanûnî Sultan Süleyman, bölükler eĢliğinde alana doğru ilerleyiĢi betimlenmiĢtir. ġehinĢehname‟nin ilk cildindeki minyatürde, Safevi elçisinin önünden geçen padiĢah alayı betimlenmiĢtir. Safevi elçisi Zülfıkar Han‟ın Eğri seferinden dönen Sultan III. Mehmed‟in Kont‟e giriĢ alayını seyrediĢin betimleyen minyatürü NakkaĢ HaĢan tarafından yapılmıĢtır.

ġenlikler ve Spor Gösterileri: ġehzadelerin sünnet düğünü gibi önemli günlerde esnaf lancalarınm hünerlerinin sergilendiği ve spor gösterilerini betimleyen tasvirler Ģehname ve surnâme türü eserlerde bulunur. Hühenname‟nin „'ikinci cildinde‟ki bu minyatürlerde cambazlar, güreĢçiler ve at yarıĢları gibi Ģenlik eğlenceleri canlandırılmıĢtır. Sürnâme-i Hümâyûn‟un (TSMK, H. 1344). NakkaĢ Osman baĢkanlığındaki bir ekip tarafından yapılan sünnet düğünü minyatürleri Sultan III. Murad‟ın Ģehzadesi Mehmet‟in sünnet düğünü Ģenliklerini belgeler. Bu minyatürlerin değiĢmez unsurları Ġbrahim PaĢa Sarayı‟yla, at meydanı olmuĢtur. Eserlerde Osmanlıların çok sevdiği cerit, matrakçılık, okçuluk ve güreĢ gibi spor oyunları betimlenmiĢtir. NakkaĢ Osman aynı kurguyu ġehinĢehnâme‟nin ikinci cildindeki sünnet düğünü Ģenliklerinde kullanmıĢtır. Levni‟nin resimlediği Sumâme- i Vehbi‟de batılılaĢma akımının etkilerinin hissedildiği, yeni kurgulara sahip Ģenlik tasvirileri bulunur.

2.12.6.Cenaze

Selimnâme adlı eserde Osmanlı hükümdarlarının ölüm ve cenazelerini betimleyen tasvirlerin ilk örneklerine rastlanır. II. Bayezid‟in cenazesinin taĢınması konu edilir. Bu minyatürlerde Ġslâm resim geleneğindeki ölüm ve cenaze konulu anlatımlarda renklerin kullanımı da dikkat çekmektedir. Osmanlı yazmalarının cenaze konulu minyatürlerinde mavi, mor ve siyah, Selimnâme5deki minyatürlerde ise kıyafetler koyu mavi, yeĢil ve mor sarıkları siyah ve mor renklidir. Nüzhet (ü‟ül-esrâr) ü‟l-ahbâr dersefer-i Sigetvar, Tarih-i Sultan Süleyman ve Hünername II de Kanûnî‟nin ölümünü ve cenazesinin getiriliĢini gösteren tasvirler bulunmaktadır. Bu tasvirlerde cesedin hazırlanması, taĢınması konu edilmektedir. Bu konunun iĢlendiği baĢka bir minyatür Hünername5nin ikinci cildinde yer almaktadır. Bu olayı gösteren Tarih-i Sultan Süleyman‟daki Nüzhet (ti‟l-esrar)ü‟l-ahbâr der-sefer-i zigetvarda ki minyatüre benzer.Tarih-i Sultan Süleyman adlı eser Kanûm‟nin toprağa veriliĢini betimleyen minyatürlerin sonuncusudur. Minyatürde matem giysilerine bürünmüĢ devlet erkanı nın tabutu taĢıması tasvir edilmiĢtir. Bu tasvir türbe inĢa edilene kadar mezarın üzerine çadır kurulmasının Osmanlılar‟ da eski bir türk geleneği olduğunu göstermektedir. ġehname-i Selim Han‟dan çıkma ve Topkapı Sarayı‟nın ikinci culusunda Sultan II. Selim‟in cenazesinin taĢınmasını konu alan minyatürde, cenaze alayına katılan devlet erkanının kıyafetlerinin renkleri hakkında bilgi vermektedir. ġehinĢehnâme‟nin ikinci cildinde S. III. Murad‟m annesi Nur Banu Sultan‟m cenazesinin toplu kapudan çıkarılıĢını betimleyen minyatürde de tarihi kaynakları destekleyici bir betimleme söz konusudur.

2.12.7. PadiĢah Portreciliği

Osmanlı tasvir sanatında padiĢah portreciliği 1480‟h yılarda Sinan Bey veya ġiblizade Ahmed‟e ait olduğu sanılan Fatih Sultan Mehmed‟in gül koklayan portresiyle baĢlar ve kesintisiz olarak XIX yüzyıl sonlarına dek sürmektedir. Fatih Sultan Mehmed‟in Ġstanbul‟a davet ettiği Gentile Bellini ve Costanzo da Ferrara gibi Avrupalı sanatçıların yaptıkları yağlıboya resim ve bronz madalyaların etkilerinin yansıdığı prajilden büst Fatih portrelerinin de yine bu dönemde yerli sanatçılara yapıldığı sanılır. b.)Bellini‟nin bir eserine bağlanabilen gül koklayan Fatih tasviri, sonraki dönemlerin padiĢah portreciliğinde etkin olan NakkaĢ Osman ve Musavvir Hüseyin gibi sanatçılar tarafından da örnek olarak kullanılmıĢtır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde padiĢah portreleriyle isim yapmıĢ

sanatçıysa Nigarî mahlasıyla resim yapan Osmanlı Denizcisi Haydar Reistir. Dörtte üç profil veya tam profilden çalıĢarak Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, Barbaros Hayreddin PaĢa ve Avrupa krallarından I. Français ile V. Charles‟in portrelerini yapan Nigari‟nin günümüze ulaĢmamıĢ dizi halindeki onbir padiĢah portresinin, Giovio‟nun 1575‟te basılan Elogia adlı kitabında yayımlanan gravür portrelerin hazırlanmasında da ikonografık açıdan yararlanılan tasvirler olduğu düĢünülmektedir. Venedik‟te Veronese Atölyesine ısmarlanan ve gemiyle Ġstanbul‟a getirtilen yağlı boya tablolar, Rıyâfetül- insaniye fı Ģemail ü‟l- Osmaniye adlı eserin tasvirlerini yapan NakkaĢ Osman‟a da esin kaynağı olmuĢtur. Minyatür geleneğinde yapılmıĢ bu portrelerde padiĢahlar bağdaĢ kurarak ya da ayaklarını altına toplayıp bir yastığa dayanarak tahtlarında otururken ellerinde de mendil, çiçek veya kitap bulunmaktadır. XVI. yüzyılın son çeyreğiyle XVIII. yüzyıl baĢlarından itibaren NakkaĢ Osman‟ın kalıplarının model alındığı padiĢah portrelerindeyse sultanların yeni alametlerle betimlendiği görülmektedir. Bunlar, kılıç, topuz ve kızıl elma gibi nesnelerdir. Ayrıca at üzerinde veya arkalıkla tahtta oturur pozda betimlenmiĢ padiĢah portrelerinin de yapımı bu dönemde yaygınlaĢmıĢ ve çocuk yaĢta tahta geçip XVII. yüzyılın ilk yarısında hüküm sürmüĢ padiĢahlar sakalsız ve bıyıksız olarak tasvir edilmiĢtir. NakkaĢ Osman‟ın portre kalıpları, Kıyafet‟ül-Ġnsaniyye fı ġemai‟l ül-Osmaniye dizilerinde kullanıldığı gibi, Silsilnâme hazırlama faaliyetlerini canlandıran Musavvir Hüseyin‟in bazı tasvirlerine de yansımıĢtır. Musavvir Hüseyin batı etkilerinin görüldüğü minyatür geleneğinde portreler yapmıĢtır. Musavvir Hüseyin‟in bu yaklaĢımı kendisinden portreler yapmıĢtır. Musavvir Hüseyin‟in bu yaklaĢımı kendisinden sonra gelen Levniyi de etkilemiĢtir. Osmanlı padiĢah portreciliğinde ikonografık değiĢimlerin yaĢandığı ikinci önemli dönem Sultan III. Ahmed‟in saray nakkaĢı olan Levni‟nin yaptığı Kebir Musavver Silsilname‟deki dizi padiĢah portreleriyle baĢlar. Levni nin yaptığı yeni yaklaĢımlar özellikle giysiler ve mekan ayrıntılarında kendini göstermiĢtir. PadiĢah portreciliğinde eserler veren Refail ve Kapıdağlı Rostantin hem kağıt hem de tuval üzerine yaptıkları portrelerle Avrupa resim geleneğine yakın bir üslup benimsemiĢtir. Sultan III. Selim döneminde saray için çalıĢmaya baĢlayan Kapıdağlı Kostantin‟in hazırladığı portreler dizisindeyse guvaĢla çalıĢılmıĢ. Kapıdağlı Kostantin’in bu dizisi minyatür geleneğindeki Osmanlı padiĢah portreciliğinde yaratılmıĢ son özgün tasvir kalıbını temsil eder. PadiĢahlar ayakta, yarım boy ve dörtte üç profilden resmedilmiĢtir. XIX. yüzyılda Kapıdağlı Kostantin‟in bu yeni kalıbı padiĢah portreciliğinde minyatür geleneğinin bu dönemde son bularak yerini tamamen yağlı boya tablolara bıraktığı görülmektedir.

2.12.8. SavaĢ ve KuĢatma

SavaĢ konulu minyatürlerin yer aldığı ilk eser Selinâme‟dir. Eserde iki ordu arasındaki

çarpıĢma betimlenmiĢtir. Süleymannâme‟de de savaĢ sahneleri bulunmaktadır. ġehnâme ve Gazavatnâme türündeki eserlerde Osmanlı Devleti‟nin önemli meydan savaĢları ve kuĢatmalarını betimleyen sanatçıların gerçekçi yaklaĢımları sanatçıların betimledikleri olaylara tanık olduklarını göstermektedir. Kale kuĢatma sahnelerinin ilk örneğine yine Selimnâme‟de rastlanır. Bütün figürlerin aynı form diliyle yansıtılması askerler arasında padiĢahı seçmeyi olanaksız kılmıĢtır. Osmannâme‟de ki Aydos Kalesi‟nin alınıĢını betimleyen minyatür yansıttığı farklı ikonografyayla dikkati çekmektedir. Süleymanâme‟deki kale kuĢatması ve Belgrat Kalesi‟nin almıĢını betimleyen gerçekçi yaklaĢımla resmedilen bu eserler belge değeri taĢımaktadır. Aynı nakkaĢın Mohaç konulu minyatürü Osmanlı ordusunun savaĢ düzeni hakkında bilgi vermektedir. NakkaĢ Osman ve ekibinin klasik Ģeklim verdiği bu ve buna benzer savaĢ ve kuĢatma tasvirlerinin kompozisyon Ģeması, daha sonraki yıllarda baĢka sanatçılar tarafından da küçük değiĢikliklerle tekrarlanmıĢtır. Belirli kalıplara uyularak oluĢturulan bu sahnelerde hiçbir hayali öğeye yer verilmemiĢtir. Haçova Meydan SavaĢı‟nı anlatan ġehnâme-i Sultan Mehmet IIP te yer alan ve NakkaĢ HaĢan‟m çift sayfa üzerine düzenlediği kompozisyon dairesel Ģemasıyla diğer tüm savaĢ sahnelerinden ayrılır. Ahmet NakĢi tarafından resimlendirilen Divân- ı Nadiri‟de de aynı sahne yepyeni bir kurgu ile oluĢturulmuĢtur. XVI. yüzyılın son çeyreğinde hazırlanan Tarih-i Feth-i Yemen adlı eserde kuĢatma sahnelerindeki kalelerin gerçekle ilgisinin olmadığı hayal ürününün bir yansıması olduğu düĢünülmektedir. Hüner Osmanlı saray teĢkilatındaki maaĢlı görevlilerle gerçekleĢtirilen av eğlenceleri, yazmaların görkemli minyatürleriyle belgelenir. Av eğlencelerini betimleyen minyatürlerin ilk örneklerine Süleymanâme‟de rastlanmaktadır. Bu minyatürler Kanuni Sultan Süleyman‟ın seferlerden önce, yolculuklar sırasında, fetihlerinin ardından ve Ģehzadeleriyle birlikte çıktığı av partilerini betimlemesi bakımından önem taĢır. Bu minyatürler genelde merkezi kompozisyon Ģemasına göre düzenlenmiĢtir. Az figürlü bu sahnelerde avlanan padiĢah ya da Ģehzade izleyicinin bakıĢım çekebilecek Ģekilde kompozisyonun merkezine yerleĢtirilmiĢtir. Hünernâme adlı eserin ilk cildinde de çok sayıda av konulu minyatür bulunur. ġehinĢehnâme I, Nusretnâme ve ġecaatname‟deyse av konulu birer Talikizâde ġehnamesi‟nde de iki minyatür vardır. NakkaĢ Osman‟ın baĢkanlığındaki bir ekip tarafından resimlenen Hünernâme‟nin ilk cildindeki av konulu minyatürler kompozisyon düzenlemeleriyle dikkat çekmektedir. Bu minyatürlerde ufuk

çizgisi yüksek tutulmuĢ avm yapıldığı tepeler ve zemin bölümlere ayrılmıĢtır. Avlanan padiĢah, yaya veya atlı olarak okuyla kaçıĢan hayvanlara saldırmaktadır. Av hayvanlarının kaçıĢması sahnelere hareket katsa da diğer bölümler durgundur. Osmanlı sultanlarının hünerlerinin, güç gösterilerinin ve cesaret gerektiren davranıĢlarının betimlendiği diğer minyatürler, Hünernâme adlı eserin ilk cildinde toplanmıĢtır. NakkaĢ Osman ve ekibinin farklı kurgularla yaptıkları minyatürlerde padiĢahlar bir menzile ya da hedefe ok atarken, yabani ve tehlikeli hayvanları öldürürken ya da gücünü gösterirken tasvir edilmiĢlerdir.

2.12.9. Keııt Tasvirciliği

Osmanlı tasvir sanatının XVI. yy.7da kazandığı yeni ve özgün bir konu da topoğrafık kent

tasvirleridir. Osmanlı kitap resmi geleneğinde bu çığır açan bu tarz minyatürler denizcilik ve tarih yazımcılığıyla ilgili eserlerin yanı sıra kutsal kent tasvirlerinin yer aldığı dinsel içerikli yazmalarda bulunurîar. Piri Reis‟in KitÂB-î Bahriye‟sinin kopyalarındaki kent tasvirleri, Osmanlı haritacılığı kadar minyatür sanatı açısından da önem taĢır. Osmanlı topoğrafık resim geleneğinin ilk örnekleri olan bu minyatürler, eserin Kanunî‟ye sunulmuĢ özgün nüshasında yer alır. Adriyatik ve Ġtalya kıyılarındaki kentleri, partalan ve isalaria tarzındaki Avrupa örneklerinden yararlanarak çizgi ve bazı ayrıntıları da kendi gözlemleri sonucu eklediği belirlenmiĢtir. Kitâb-ı Bahriye‟de özellikle Akdeniz, Kıbrıs ve Anadolu kıyılarındaki kentler tasvir edilmiĢtir. Özellikle Alanya tasviri hayali hiçbir öğenin yer almadığı, topoğrafik resim türünün ilk örneklerindendir. Matrakçı Nasuh‟un Kanûnî Sultan Süleyman‟ın Irak Seferi‟ni konu alan Mecmu‟ı Menazil‟inde sefer sırasında konaklanan uğrak yerlerini gösteren minyatürleri topoğrafık kent tasvirlerinin aynı dönemdeki yeni yorumlarını içerir. Seferin baĢladığı Ġstanbul‟dan baĢlayarak gidiĢ-dönüĢ yolu üzerindeki yüzü aĢkın durak yeri çoğulcu bakıĢ açısıyla betimlenmiĢtir. Matrakçının metnini yazıp resimlediği Tarih-i Feth-i ġiklaĢ ve Estergon ve Estonibelgrad Tarih-i Sultan Bayezid Tarih-i Sultan Bayezid ve Sultan Selim adlı yazmalarda liman ve kent tasvirleri Nüzhet (ü‟l- Esrâr) ü‟l-Ahbâr der - sefer-i Sigetvâr, Futuhât-ı Cemile ve Süleymannâme‟de de Portolon tarzında kentler tasvir edilmiĢtir. Tarihi konulu eserlerin dıĢında hac faraziyeieriııi konu alan eserlere de rastlanır.

ĠĢlevsel Tanım: Geleneksel Türk Süsleme Sanatın daki motifler araĢtırıldığında günümüz minyatür kompozisyonlarının serbest minyatür tarzında yeni isim alarak kullanıldığı görülmüĢtür. Bu yenilikler yaprak üzerine minyatür tekniğinin uygulanması ile yeni bir teknik oluĢturulmuĢtur. Ömer Faruk Atabek bu ÇalıĢmaları gün ıĢığına çıkarmıĢtır.

Benzer Belgeler