• Sonuç bulunamadı

Konvansiyonel görüntüleme yöntemleri ve PET

Kırk hastanın uzak metastaz açısından değerlendirilmesinde KGY ile PET karşılaştırılarak değerlendirildi. Kırk hastanın 20’sinde her iki yöntemle de metastaz saptanmamıştı. Sekiz hastada her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptanmıştı. KGY ile metastaz saptanmayan 25 hastanın beşinde PET ile değerlendirmesinde metastazla uyumlu FDG tutulumu saptandı. KGY ile metastaz saptanan 15 hastanın PET ile değerlendirmesinde yedi hastada metastaz saptanmadı (Tablo 22). Bu hastaların üçüne sağ üst lobektomi, ikisine sol alt lobektomi ve birine sağ üst bilobektomi olmak üzere altısına cerrahi tedavi uygulanmıştı. KGY ve PET ile yapılan evrelemenin yüzde tutarlılığı %70 olarak hesaplandı.

Tablo - 22 : Konvansiyonel görüntüleme yöntemleri ve PET ile değerlendirme

Uzak metastaz P E T Yok n (%) Var n (%) Toplam n (%)

Konvansiyonel yöntemler Yok

Var Toplam 20 (50) 7 (18) 27 (68) 5 (20) 8 (12) 13 (32) 25 (70) 15 (30) 40 (100)

Adrenal metastazları değerlendirilmesinde BUSG ve PET

Adrenal metastazı BUSG ve PET ile 22 hastada karşılaştırılarak değerlendirildi. 22 hastanın 18’inde her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptanmadı. BUSG ile metastaz olarak değerlendirilen iki hastada PET ile değerlendirmede metastaz saptanmadı. BUSG ile metastaz bulgusu olmayan iki hastada PET ile değerlendirmede metastazla uyumlu FDG tutulumu olduğu bulundu (Tablo 23). Bu iki yöntemin adrenal metastazı değerlendirilmesinde yüzde tutarlılığı %81,8 olarak bulundu.

Tablo - 23 : Adrenal metastazlarının BUSG ve PET ile değerlendirilmesi Adrenal Metastazı P E T Yok n ( %) Var n ( %) Toplam n ( %) BUSG Yok Var Toplam 18 (80) 2 (10) 20 (90) 2 (10) 0 (0) 2 (10) 20 (90) 2 (10) 22 (100)

Adrenal metastazlarının değerlendirilmesinde batın BT ve PET

Adrenal metastazı batın BT ve PET ile karşılaştırılarak 23 hastada değerlendirildi. Yirmi üç hastanın 16’sında her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptanmadı. İki hastada her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptandı. Batın BT ile değerlendirmede metastaz bulgusu saptanan beş hastada PET ile değerlendirmede metastazla uyumlu FDG tutulumu saptanmadı (Tablo 24). Bu iki yöntemin adrenal metastazı değerlendirilmesinde yüzde tutarlılığı %78,2 olarak bulundu.

Tablo - 24 : Adrenal metastazlarının batın BT ve PET ile değerlendirilmesi

Adrenal Metastazı P E T Yok n (%) Var n (%) Toplam n (%) Batın BT Yok Var Toplam 16 (70) 5 (21) 21 (91) 0 (0) 2 (9) 2 (9) 16 (70) 7 (30) 23(100)

Adrenal metastazlarının değerlendirilmesinde batın MRG ve PET

Adrenal metastazının batın MRG ve PET ile değerlendirildiği dört hastanın üçünde her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptanmadı. Batın MRG yöntemiyle metastaz olarak değerlendirilen bir hastada PET ile değerlendirmede metastazla uyumlu FDG tutulumu

saptanmadı (Tablo 25). Bu iki yöntemin adrenal metastazı değerlendirilmesinde yüzde tutarlılığı %75 olarak bulundu.

Tablo - 25 : Adrenal metastazlarının batın MRG ve PET ile değerlendirilmesi

Adrenal Metastazı P E T Yok n (%) Var n (%) Toplam n (%) Batın MRG Yok Var Toplam 3 (75) 1 (25) 4 (100) 0 (0) 0 (0) 0 (0) 3 (75) 1 (25) 4 (100)

Adrenal metastazlarının KGY ve PET ile değerlendirilmesi

Adrenal metastazlarının saptanmasında kullanılan tüm KGY ve PET ile değerlendirilmesi tablo 26’da verilmiştir. KGY ile PET’in yüzde tutarlılığı % 78,3 olarak bulundu.

Tablo - 26 : Adrenal metastazlarının KGY ve PET’e göre değerlendirilmesi

Adrenal Metastazı P E T Yok n (%) Var n ( %) Toplam n (%) KGY Yok Var Toplam 27 (75) 6 (15) 33 (90) 2 (5) 2 (5) 4 (10) 29 (80) 8 (20) 37(100)

BUSG ve batın BT’si normal olan bir hastada PET ile karaciğer metastazının saptanması şekil 2’de belirtilmiştir.

(b) (c)

Şekil - 2: BUSG (a) ve batın BT’si (b) normal olan bir hastada karaciğer metastazının

PET(c) ile gösterilmesi

Kemik metastazlarının KGY ve PET ile değerlendirilmesi

Yirmi dokuz hasta kemik metastazı açısından KS, KDG ve kemik MRG tetkikleriyle ve PET ile karşılaştırılarak değerlendirildi. On beş hastada her iki yöntemle de metastaz uyumlu lezyon saptanmadı. Beş hastada her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptandı. KGY ile metastaz saptanan 12 hastanın beşinde PET ile değerlendirmede metastazla uyumlu FDG tutulumu saptandı. KGY ile metastaz bulgusu saptanmayan iki hastada PET ile metastazla uyumlu FDG tutulumu saptandı (Tablo 27). KGY ile PET’in yüzde tutarlılığı % 68,9 olarak bulundu.

Tablo - 27: Kemik metastazlarının KGY ve PET ile değerlendirilmesi

Kemik Metastazı P E T Yok n (%) Var n (%) Toplam n(%) KGY Yok Var Toplam 15 (52) 7 (24) 22 (76) 2 (7) 5 (17) 7 (24) 17 (59) 12 (41) 29 (100)

Kemik metastazlarının KS ve PET ile değerlendirilmesi

Kemik metastazlarının KS ve PET ile karşılaştırılarak değerlendirildiği 28 hastanın 14’ünde her iki yöntemle de metastaz saptanmadı. KS ile metastaz saptanmayan iki hastada

PET ile değerlendirmede metastazla uyumlu aktivite tutulumu saptandı. KS ile metastaz saptanan 12 hastanın PET ile değerlendirilmesinde beş hastada metastazla uyumlu aktivite tutulumu izlendi. Beş hastada her iki yöntemle de metastaz ile uyumlu lezyon saptandı (Tablo 28). KS ile PET’in kemik metastazı tespitindeki yüzde tutarlılığı %67,8 olarak bulundu.

Tablo - 28 : Kemik metastazlarının KS ve PET ile değerlendirilmesi

Kemik Metastazı P E T Yok n (%) Var n (%) Toplam n (%) KS Yok Var Toplam 14 (50) 7 (25) 21 (75) 2 (7) 5 (18) 7 (25) 16 (57) 12 (43) 28 (100)

Şekil 3’te kemik sintigrafisi ile metastaz saptanmayan bir hastada PET’te kemik metastazı görülmektedir.

(a) (b)

Şekil - 3: Kemik sintigrafisinde (a) metastaz saptanmayan hastada PET (b) ile alt

Kemik metastazları değerlendirilmesinde kemik MRG ve PET

Kemik MRG ve PET tetkiki ile kemik metastazının değerlendirildiği üç hastanın birinde her iki yöntemle de metastaz saptandı. Bir hastada her iki yöntemle de metastaz saptanmadı. Kemik MRG ile metastaz olmadığı belirtilen bir hastada PET ile metastaz ile uyumlu aktivite artımı izlendi. Bu iki yöntemin yüzde tutarlılığı %66,6 olarak bulundu.

Akciğer metastazlarının değerlendirilmesinde toraks BT ve PET

Primer tümörden farklı lobda yada karşı akciğerdeki lezyonlar toraks BT ve PET ile karşılaştırılarak değerlendirildi. Kırk hastanın 30’unda her iki yöntemle de metastazla uyumlu lezyon saptanmadı. Toraks BT ile akciğer metastazıyla uyumlu lezyon saptanan sekiz hastanın birinde metastazla uyumlu FDG tutulumu belirlendi. Toraks BT’de metastazla uyumlu lezyon izlenmeyen iki hastada PET ile metastazla uyumlu FDG tutulumu izlendi (Tablo 29). Toraks BT ve PET’in akciğer metastazları saptamasındaki yüzde tutarlılığı %77,5 olarak bulundu.

Tablo - 29 : Akciğer metastazlarının toraks BT ve PET ile değerlendirilmesi

Akciğer Metastazı P E T Yok n ( %) Var n (%) Toplam n (%) Toraks BT Yok Var Toplam 30 (75) 7 (18) 37 (93) 2 (5) 1 (2) 3 (7) 32 (80) 8 (20) 40 (100)

Klinik (c) evreleme ve PET ile evreleme

Kırk hastanın klinik evreleme ve PET ile yapılan evrelemesi karşılaştırıldı. c1A olarak değerlendirilen üç hastanın ikisi PET ile benign lezyon, biri 1B olarak değerlendirilmişti. Bir hasta her iki yöntemle de 1B olarak, c2B olan üç hastanın biri PET ile 2B, ikisi evre 4 olarak değerlendirilmişti. c3A olan altı hastanın dördü PET ile 3A, biri 2B ve biri 1A olarak bulunmuştu. c3B hastaların ikisi PET ile evre 4 ve biri evre

3B olarak değerlendirilmişti. c 4 olarak değerlendirilen 24 hastanın 10’u PET ile evre 4, beşi 3B, üçü 3A, biri 2B, biri 2A, üçü 1B, ve biri de benign olarak değerlendirilmişti (Tablo 30). Her iki yöntemin yüzde tutarlılığı %42,5 olarak bulundu.

Tablo - 30 : Klinik evreleme ve PET ile evrelemenin değerlendirilmesi

P E T c evre Benign 1A 1B 2A 2B 3A 3B 4 Toplam c 1A 2 - 1 - - - 3 c 1B - - 1 - - - 1 c 2A - - - 0 c 2B - - - - 1 - - 2 3 c 3A - 1 - - 1 4 - - 6 c 3B - - - 1 2 3 c 4 1 - 3 1 1 3 5 10 24 Toplam 3 1 5 1 3 7 6 14 40

KGY’nin metastaz yerlerine göre PET ile yüzde tutarlılık oranları tablo 31’de verilmiştir.

Tablo - 31 : KGY’nin PET ile metastaz yerlerine göre yüzde tutarlılık oranları (%)

Yöntem / PET Metastaz yeri

Adrenal Kemik Akciğer

BUSG 81,8 - - Batın BT 78,2 - - Batın MRG 75 - - KS - 67,8 - Kemik MRG - 66,6 - Toraks BT - - 77,5

KGY’ye göre, PET ile evrelemenin 40 hastada değerlendirilmesinde, 17 hastanın (% 42,5) aynı evrede olduğu, 18 hastanın (%45) evresinin azaldığı ve beş hastanın (%12,5) evresinin arttığı bulundu.

TARTIŞMA

KHDAK’de hastaya uygulanacak tedavi yöntemlerinin belirlenmesi ve hastanın prognozunun takibinde hastalığın doğru olarak evrelenmesi önemlidir. KHDAK erken evrede lokal ve/veya uzak metastaza yol açtığından özellikle cerrahi tedavi uygulanacak hastalarda hem mediasten, hem de KHDAK’nin sık metastaz yaptığı organların değerlendirilmesi gereklidir. Böylece gereksiz uygulanacak torakotomiler azaltılabilir ve hastaların uygun tedavi yöntemleri belirlenebilir.

Bilindiği gibi toraks BT, tümörün lokalizasyonunu, büyüklüğünü, rezektabilitesini ve anatomik yapılar ile ilişkisini ve mediastinal lenf nodu tutulumunu gösterebilmektedir (20). Çalışmamızda toraks BT’nin N0 lenf bezi tutulumu saptanmasındaki duyarlılığı %75,

özgüllüğü %75, pozitif prediktif değeri %90 ve negatif prediktif değeri %50 olarak bulunmuştur. Bu değerlendirme diğer “N” durumlarında hasta sayısının az olmasından dolayı N0 hastalar üzerinde yapılmıştır. Literatürde toraks BT’nin “N” durumunun

değerlendirilmesinde duyarlılığı %57 ve özgüllüğü %82, pozitif prediktif değeri %56 ve negatif prediktif değeri %83 olarak bildirilmektedir (3).

Negatif prediktif değerimizi düşük saptamamızı toraks BT’de bir cm’in altındaki lenf nodlarının, metastatik hastalık olduğu halde patolojik olarak kabul edilmemesinden kaynaklandığını düşünmekteyiz. Literatüre göre normal boyutta görülen lenf nodlarında %10- 64 oranında mikrometastaz bulunabilmektedir (22). Toraks BT ile patolojik sonuçların yüzde tutarlılığı %60 olarak saptanmıştı.

BT uzaysal rezolüsyonu daha iyi olduğundan anatomik detayları daha iyi ortaya koymaktadır. Ancak hiler veya mediastinal lenf nodlarının değerlendirilmesinde PET daha etkindir (32). PET’in N2-N3 lenf nodu tutulumunun değerlendirilmesinde negatif prediktif değeri yüksektir. KHDAK’de PET ile mediasten değerlendirmesi negatif olarak saptandığında mediastinoskopi uygulanmadan direkt olarak torakotomi uygulanabilmektedir (2). Çalışmamızda N0 hastaların saptanmasında PET’in duyarlılığı %75, özgüllüğü %50, pozitif prediktif değeri %81 ve negatif prediktif değeri %40 olarak bulunmuştur. Literatürde PET’in “N” durumu belirlenmesinde duyarlılığı %84, özgüllüğü %89, pozitif prediktif değeri %79 ve negatif prediktif değeri %93 olarak belirtilmektedir (3). Literatürle kıyaslandığında PET’in özgüllüğü ve negatif prediktif değerleri daha düşük bulunmuştur. Ancak, literatür sonuçları tüm lenf nodu durumlarının değerlendirilmesiyle elde edilmiş olup, çalışmamızda ise N0 olgular değerlendirilmiştir. Yine literatürde PET‘in N1 durumunu değerlendirmedeki güvenilirliği N2 ve N3 değerlendirmeleri ile kıyaslandığında daha düşük

olup, özellikle negatif prediktif değerinin düşük olduğu belirtilmektedir. Bu durum PET’in çözünürlüğünün kötü olmasına bağlanabilir. PET’in pozitif olan lenf nodlarını negatif olarak değerlendirmesi, tümör ile lenf nodlarını birbirinden ayıramamasına bağlı olabilir. Bu nedenle santral tümörü olan hastalarda PET ile mediastinal lenf nodu ayırımı net olarak yapılamadığından literatürde mediastinoskopi yapılması önerilmektedir. Mediastinal lenf nodu tutulumunun değerlendirilmesinde, özellikle santral tümörü olup, N0 olan hastalarda

PET ile değerlendirmenin güvenilirliğinin daha az olduğunu; ancak hasta sayısının daha fazla olduğu ve diğer lenf nodu durumlarının da incelendiği prospektif çalışmalarla daha net bilgiler verilebileceğini düşünmekteyiz. Çalışmamızda patolojik evreleme ile klinik evrelemenin yüzde tutarlılığını (%47), patolojik evreleme ve PET evrelemenin yüzde tutarlılığından (%29) daha yüksek olarak bulunmasını, PET’in “T” evrelemesinde anatomik detayları yeterince gösterememesine ve yüksek oranda N0 olan hastalarda primer lezyon

ile lenf nodu ayırımını iyi yapamamış olması ile ilişkili olduğunu düşünmekteyiz.

Çalışmamızda KGY ile uzak metastaz olduğu düşünülen hastaların %46’sında PET ile metastaz saptanmamış olup, çoğunda cerrahi tedavi uygulanabilmiştir. KGY ile yanlış pozitifliklere oldukça sık rastlanmaktadır. Mediastinal evrelemeye göre operabl olan hastalar, KGY ile uzak metastaz şüphesinden dolayı inoperabl olarak değerlendirilmektedir. Cerrahi rezeksiyon ile kür şansı olan hastalar, bu tedaviden yararlanamamakta ve sağkalımları olumsuz yönde etkilenmektedir.

Uzak metastaz saptanmasında KGY’nin değeri PET’e göre daha düşüktür. KGY ile uzak metastaz bulunmayan hastaların %15’inde PET ile uzak metastaz saptandığı bildirilmiştir. Bu hastalarda gereksiz torakotomi PET ile önlenebilmiştir (52,53).

1077 hastanın değerlendirildiği bir çalışmada PET ile hastaların %28’inde tedavi planının değiştiği gösterilmiştir (48).

KHDAK’li hastalarda genellikle toraks BT incelemesi sırasında üst batın BT de yapılarak karaciğer ve adrenal metastazları değerlendirilmekte, bazı hastalarda ise tek başına ve/veya batın BT’ye ek olarak BUSG yapılması gerekebilmektedir. Metastaz açısından karar verilemeyen bazı hastalarda da batın MRG incelemesi yapılmaktadır. Literatürde genişlemiş adrenal bezlerin metastatik hastalıktan çok adenoma bağlı olduğu gösterilmiştir (42). Klinik değerlendirmede zaman zaman metastaz açısından yanlış pozitif değerlendirmelerin yapılması nedeniyle bazı hastalar cerrahi rezeksiyon şansını yitirebilmektedir. Preoperatif KHDAK’li hastalarda adrenal metastazlarının saptanmasında PET ‘in duyarlılığı %100 ve özgüllüğü %80-100 oranındadır (50).

KGY ile adrenal metastazlarının incelenmesinde, PET ile metastaz olarak değerlendirilen hasta grubunun az bir kısmında KGY’nin metastazla uyumlu olmadığı, ancak KGY ile metastaz olarak değerlendirilen hastaların çoğunda PET ile metastaz bulunmadığını ve hastaların yarısında cerrahi tedavi uygulanabildiğini saptadık.

Çalışmamızda batın BT ile adrenal metastazı saptanan hastaların büyük bir kısmında PET ile normal bulunmuş olup, bazı hastalara cerrahi tedavi uygulanmıştır. PET bu hastalarda batın BT’nin yanlış pozitif değerlendirmesini önleyerek hastaların cerrahi tedaviden faydalanmasına olanak sağlamıştır. Batın BT ile PET’in adrenal metastazları değerlendirilmesinde tutarlılığı % 78,2, BUSG ile PET’in yüzde tutarlılığı ise % 81,8 olarak hesaplanmıştır.

Adrenal metastazı için uygulanan batın MRG ile PET’in yüzde tutarlılığını, BUSG ve batın BT’ye göre daha düşük olarak bulmuştuk. Bunu hasta sayımızın az olmasına bağlayabiliriz.

PET’in adrenal metastazlarının saptanmasında yüksek duyarlılığa sahip olması, KGY ile saptanamayan metastazları saptayabilmesi nedeniyle de gereksiz torakotomilerin azaltılmasında katkı sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Adrenal bezlerin radyolojik olarak normal bulunduğu bir çalışmada perkütan biyopsi ile %12 oranında metastatik hastalık saptandığı dikkate alınırsa, PET’in bu konudaki duyarlılığının yüksek olması ve özellikle izole adrenal metastazlarının doğrulanmasında biyopsi gereksinimini azaltacağı düşünülebilir (32,44). PET’in adrenal metastazlarının değerlendirilmesinde özgüllüğünün de yüksek olması, çalışmamızda olduğu gibi KGY ile metastaz olarak değerlendirilen hastaların bir kısmında metastaz olmadığını göstererek cerrahi tedaviye olanak sağlayabilmektedir.

Akciğer kanserlerinde, otopsi serilerinde kemik metastazı %25 oranında

görülmektedir. KS’nin metastatik tutulumu göstermede duyarlılığı yüksek (%90) ancak özgüllüğü düşüktür (%60). Kemik yıkımının arttığı dejeneratif hastalıklar, posttravmatik durumlar ve inflamatuar hastalıklarda yanlış pozitiflik oranı artmaktadır. Sıklıkla ek olarak KDG, BT, MRG gibi tetkikler gerekli olmaktadır (50).

PET’in kemik metastazı saptanmasında da doğruluk oranı oldukça yüksektir. PET ile KS’nin karşılaştırıldığı bir çalışmada 109 hastanın 37’sinde iki tetkik ile farklı sonuçlar ortaya çıkmış ve 37 hastanın 35’inde PET doğru sonuç vermiştir (35).

Çalışmamızda, KGY ile kemik metastazlarının değerlendirilmesinde metastaz bulunmayan hastaların %11’inde PET ile metastaz saptanmasına karşın, KGY ile metastaz bulunan hastaların %58’ inde PET ile metastaz olmadığı bulunmuştur. KGY ile PET’in

kemik metastazlarının değerlendirilmesinde yüzde tutarlılığı %68,9 ve KS ile yüzde tutarlılığı da % 67,8 olarak bulunmuştur.

Kemik metastazlarının değerlendirilmesinde özellikle KS’nin yanlış pozitiflik oranlarının yüksek olması nedeniyle birçok hastada ek görüntüleme yöntemleri ve biyopsi gibi invaziv işlemlere gereksinim duyulmaktadır. Bazı hastalarda da bu yanlış pozitif değerlendirme nedeniyle cerrahi tedavi uygulanamamaktadır.

Kemik metastazlarının saptanmasında özgüllüğü yüksek olan PET’in KS ile tutarlılık oranlarının düşük olması nedeniyle PET’in kemik metastazı saptamasında uygun bir yöntem olduğunu düşünmekteyiz. Ancak hastaların histopatolojik kanıtlarının olmaması nedeniyle histopatolojik tanıları elde edilmiş hastalarda PET’in doğruluğunun saptanmasının daha yararlı olacağı düşüncesindeyiz.

Toraks BT’de primer tümörden farklı lobda ya da karşı akciğerde nodüler lezyon saptanması M1 olarak kabul edilmektedir. Bu sık rastlanan durum, hastalara tedavi

planlanması aşamasında önemli sorunlara neden olmaktadır. Saptanan lezyonun benign/ malign ayrımı hastaların cerrahi tedavi kararını belirleyebilmektedir. Toraks BT ve/veya MRG ile anatomik detaylar değerlendirilebilmekte, ancak birçok hastada benign/malign ayrımı yapılamamaktadır. PET’in pulmoner nodüllerin değerlendirilmesinde duyarlılığı ve özgüllüğü oldukça yüksektir (46). Çalışmamızda toraks BT ile akciğer metastazı olarak değerlendirilen hastaların büyük bir kısmında PET ile bu lezyonlar benign olarak değerlendirilmiş olup, yaklaşık yarısında cerrahi tedavi uygulanmıştı. Akciğer metastazı değerlendirmesinde toraks BT ve PET’in yüzde tutarlılık oranı düşük bulunmuş ise de, bu lezyonların histopatolojik incelemesi yapılmamış olduğundan kesin bir görüş belirtilmemiştir. Toraks BT’de nodüler lezyonu olan ve VATS uygulanıp histopatolojik olarak metastaz saptanan bir hastada, PET ile lezyon benign olarak değerlendirilmişti. PET’in karsinoid tümör ve bronkoalveolar hücreli karsinom gibi düşük metabolik aktiviteye sahip bazı tümörlerde yanlış negatif sonuçlar verdiği bilinmektedir. Çalışmamızda yanlış negatif olarak değerlendirilen bu hastamız adenokarsinomdu ve SUV değeri 3.0 olarak bulunmuştu. Literatürde bazı iyi diferansiye adenokarsinomların SUV değerinin maligniteyi göstermeyebileceği ve SUV değeri yüksekliği ile prognoz arasında negatif bir ilişki olduğu belirtilmektedir. KHDAK’li 125 hastada yapılan bir çalışmada SUV değeri yedinin üstünde olan hastalarda iki yıllık sağkalım %60 iken, SUV değeri yedinin altında olan hastalarda %86 olarak bildirilmiştir. Ancak prognoz değerlendirilmesinde SUV için net bir sınır değer belirtilmemektedir (54). Çalışmamızda KGY’ye göre, PET ile evreleyerek değerlendirdiğimiz hastaların %42,5’inde evrenin aynı olduğu, %45’inde azaldığı ve %12,5’inde arttığı

bulunmuştur. Literatürde KHDAK ’de KGY ile PET ‘in karşılaştırılmasında PET ile 109 hastanın 15’inde (%14) uzak metastaz durumunda değişiklik olduğu bildirilmektedir (55). Çalışmamızda görülen evre değişikliği oranlarını, literatürde belirtilen oranlardan daha yüksek bulmamızı, metastaz açısından histopatolojik kanıtların olmamasına ve PET ile yanlış pozitif ve/veya yanlış negatif sonuçların verilebilmesine bağlı olduğunu düşünmekteyiz.

Sonuç olarak, PET’in mediastinal lenf nodu tutulumunun değerlendirilmesinde hasta sayısının az olması ve N0 dışındaki lenf nodu durumlarının incelenememesi nedeniyle kesin

bir görüş belirtilememiş olup, santral tümörü olan N0 hastalarda katkısının daha az

olabileceğini düşünmekteyiz. PET kullanımının adrenal metastazlarının araştırılmasında yüksek doğruluk oranı, kemik metastazlarının araştırılmasında ise özgüllüğünün kemik sintigrafisinden belirgin olarak yüksek olması nedeniyle katkı sağlayabileceğini, özellikle de metastaz açısından kuşkulu hastalarda kullanılabileceği görüşündeyiz. Uzak metastaz araştırmasında, özellikle adrenal ve kemik metastazlarınının PET ile histopatolojik bulguların karşılaştırılacağı prospektif çalışmalarla daha kesin sonuçlar verilebileceği düşüncesindeyiz. Akciğer metastazlarının PET ile değerlendirilmesinde ise özellikle 0,7 cm’den küçük olan lezyonlarda yanlış negatif sonuçlar verebileceği göz önünde bulundurularak kullanımının tedavi kararının belirlenmesinde katkı sağlayabileceği fikrindeyiz.

SONUÇLAR

Benzer Belgeler