• Sonuç bulunamadı

2.1. KANSER

2.1.4. Kanser Hastalarının Verdikleri Tepkiler

Ġlk olarak verilen tepki kalıcı olmayan Ģok durumudur ve bu durum kademli olarak azalır. OluĢan ilk uyuĢukluk durumu kaybolmaya baĢladığında ve hasta normale döndüğünde çoğunlukla verilen ilk tepki “Hayır bu bana olamaz” olur. Ġlk baĢta verilen inkar tepkisi, hastalığı daha baĢlangıcından itibaren bilgisi olanlar kadar, hastalık hakkında açıklama yapılmayan ve bu durumu kendileri tarafından ortaya çıkaranlar bakımından da kabul görür. Kanser hastalarının bu tür tepkileri sadece hastalığın ilk dönemlerinde değil ara sıra diğer dönemlerde de görüldüğü gözlemlenmiĢtir. Aniden oluĢan bu hastalıktan sonra verilen inkar tepkisi bireyin normale dönmesine ve belli bir aralıktan sonra çok daha düĢük seviyede köktenci savunma mekanizmalarına onay veren bir tampon rolü üstlenmesini sağlar. 41

Öfke

Görülen ilk inkar evresi kaybolduktan sonra yerini kızgınlık, kıskançlık ve içerleme gibi duygulara bırakır; “Neden ben, neden o değil”. Tedaviyi gerçekleĢtiren kiĢiler bakımından öfke dönemi, inkar dönemine kıyasla güçlükle geçer. Bu durumun en önemli sebebi kızgınlık halinin her yere aktarılması ve sosyal ortamına ara sıra çoğunlukla spontane bir Ģekilde iletmesidir. Görülen bu durumdaki temel problem hastanın çevresindeki kiĢilerin çok azının kendini hastanın yerine koyması ve bu durumun nerden kaynaklandığı bulmaya odaklanmasıdır. Bu evrede hasta nereye bakarsa baksın sadece ona mutsuzluk veren Ģeyler bulacaktır. Hastanın çevresindeki insanlar gösterilen öfke duygusunu sadece kendilerine yönelik olduğu sanırlarsa, onların tepkileri de öfkeli bir duruma gelir ve buda hasta tarafından daha da düĢmanca tavırlar sergilemesine ortam hazırlar. 42

Pazarlık

39

Ashley Wilder Smith vd., Health-related quality of life of adolescent and young adult patients

with cancer in the United States: the Adolescent and Young Adult Health Outcomes and Patient Experience study, Journal of clinical oncology, 31(17), 2013, s.2136.

40

Line Wisting vd., Adolescents with type 1 diabetes–the impact of gender, age, and health- related functioning on eating disorder psychopathology, PloS one, 10(11), 2015.

41

Pei-Fan Mu vd., The experiences of family members in the year following the diagnosis of a

child or adolescent with cancer: a qualitative systematic review, JBI database of systematic

reviews and implementation reports, 13(5), 2015, s.293-329.

42 Münevver Tünel vd., Meme kanserli hastalarda psikiyatrik sorunlar, ArĢiv Kaynak Tarama Dergisi, 21(3), 2012, s.189-219.

14

Diğerlerini göre pek fazla bilinmeyen bu dönem kısa sürse de kanser tanısı konan kiĢiye diğer dönemler kadar destek sağlayabilir. BaĢlangıç evresinde görülen üzücü durumlarla yüzleĢmediyse ve sonraki dönemde çevresindeki kiĢilere ve tanrıya kızgınlığı varsa, bu durumu sonraya atmak için bir çeĢit sözleĢmeye giriĢilebilir: “Eğer tanrı bizi bu dünyadan almaya karar verdiyse ve öfkeli yakarıĢlara yanıt vermiyorsa, belki de iyilikle istersek daha olumlu davranabilir.” Burada hasta bir çeĢit anlaĢma yapar. Bu durum tedaviye katılma ve gayret verme evresidir. 43

Depresyon

Birey bir süre sonra kanser oluĢunu inkar edemez duruma getirdiğinde, yeni ameliyatlara alınması ya da sürekli olarak hastaneye kaldırılmak zorunda olduğunda, semptomlarda daha da kötüleĢtiğinde ya da ruhsal ve fiziksel olarak daha kötü bir duruma düĢtüğünde, bir süre sonra hastalığının gerçekliğine boyun eğmek zorunda kalır. GevĢeklik ve aldırmazlığının, kızgınlığıyla öfkesinin yerine bir süre sonra kayıp duygusu geçer. Fiziksel görüntülerindeki değiĢimler, organ kayıplarıyla beraber ödenmesi gereken hastane harcamaları veya iĢ ve verim kaybıyla ilgili olarak maddi durumun yetersizliği hasta yakınlarınca öğrenilmiĢ olup bu yetersizliğin neden olduğu depresyona reaktif (tepkise) depresyon tanımlaması yapılır. Hayati durumlar çözüme kavuĢturulduğunda hastanın çok çabuk bir Ģekilde tedavi olduğu gözlemlenebilir. 44

Kabullenme

ġu ana kadar yaĢadıklarını, hayatta olan ve çevresindeki sağlıklı insanlara karĢı hissettiği kıskançlık ve ölümü onunki gibi erken gelmemiĢ kiĢilere karĢı sezgilediği öfkeyi aktarabilmiĢ hasta kabullenme evresine geçecektir. Onun için değerli kiĢileri ve mekanları ileride yitireceğinde dolayı yas dönemine girecek ve belli bir seviyeye kadar sessiz bir Ģekilde gerçekleĢecek ölümünü idrak edebilecektir. Kabullenme dönemi hastaya mutluluk veren bir dönem olarak görülmemelidir. Bu dönemi hasta duygudan mahrum bırakılmıĢ bir Ģekilde yaĢar. Hasta ağrıyı sanki ortadan kaybolmuĢ, savaĢ bitmiĢtir Ģeklinde algılar. “Uzun yolculuktan önceki son istirahat” zamanıdır. Bu evre aslında hastanın ailesinin olağandan çok bir Ģekilde yardıma ve desteğe gereksinim duyduğu evredir. Hasta çoğunlukla yalnız kalmak ister ve dıĢarda olup bitenlerle pek fazla ilgilenmez. GörüĢmeye gelen yakınlarıyla

43 Tünel vd., a.g.e., 2012, s.189-219.

44 Wolfgang Söllner vd., Providing psychosocial support for breast cancer patients based on

screening for distress within a consultationliaison service, Psycho‐Oncology: Journal of the Psychological, Social and Behavioral Dimensions of Cancer, 13(12), 2004, s.893-897.

15

ilgilen ve onlara pek diyaloğa girmez. Televizyon hasta için ilgi çekici gelmez. KonuĢma sırasında sözel olmayan iletiĢimi seçer. Birine ihtiyaç duyduğu sadece bir el hareketini kullanabilir. Yanındaki kiĢinin elini tutup sessiz bir Ģekilde oturmasını ifade edebilir. Bu tür durumlarda hastanın ölebilme ihtimalini sezgileyenler için çok iyi bir iletiĢim türüdür. O yerde oluĢumuz her zaman orda bulunacağımızın teminatıdır. 45

Benzer Belgeler