• Sonuç bulunamadı

Halk Tedavileri (Halk Hekimliği)

2. HALK BİLGİSİ

2.7 Halk Tedavileri (Halk Hekimliği)

Bu başlık altında tıp gelişmeden önce yörede kullanılan tedavi yöntemleri derlenerek sınıflandırılmış ve bilgi verilmiştir.

Halk hekimliği, insanlığın var olduğundan beri süregelen bir pratiktir. Hayvanların içgüdüsel hareketlerini gözlemleyip kendilerine uygulayan insanoğlu kendilerinin doktoru olmuşlardır. Eski dönemlerde hastalıkların tedavilerinde çaresiz kalan insanoğlu bunları güneş tutulması, ay hareketi gibi doğa olaylarına bağlamışlardır. Bundan dolayı bu tür çaresiz vakaların çözümünde sihir ve büyü gibi pratiklerden yararlanmıştır. Tedavilerde muska, sihir ve düğmeler kullanmışlardır (Artun, 2013: 239).

2.7.1 İnsanlarda Görülen Hastalıkların Tedavi Yolları

Halk tedavileri yörede bulunan birçok kişi tarafından uygulanmaktadır. Araştırmalar sonucunda elde edilen verilere göre halk tedavileri, insanlarda görülen hastalıkların tedavi yolları, hayvanlarda görülen hastalıkların tedavi yolları ve psikolojik ve inanca dayalı hastalıkların tedavi yolları olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır:

Önceden sağlıkla ilgili kurumlar bu kadar gelişmemişti. Köylerde, mahallelerde hastalıklarla ilgili bilgisi olan kişiler bulunmaktaydı. Akçalı mahallesinde ebe olarak Fadik Ana (Fadik Sırtbaşı). Kırıkçı - çıkıkçı Alanın Mahmut, sünnetçi Ziya hoca, sıhhiyeci Hamit Karaca bulunmaktaydı.

İnsanların vücudunda yara vb. çıktığında pezük, pazı gibi yeşil bitkiler yaranın üzerine sarılır. Bu çok sık başvurulan bir çözüm yoludur. Bu şekilde yaranın kararmasını önlemeye çalışırlar. Ağrı, acıyı bitkinin çekeceği düşünülür. (KK1)

Yörede bulunan dere ve pınarlarda halk arasında kan sülüğü diye adlandırılan bir sülük çeşidi bulunmaktadır. Bu kan sülüğü yaraların iyileştirilmesi, vücutta bulunan şişliklerin indirilmesi, kirli kanın emdirilmesi gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Bu tedavi sülüğün tedavi edilmesi gereken bölgenin üzerine bırakılması, belli bir süre kanı emmesi ve sonra oradan alınması şeklinde uygulanmaktadır. Mesela belinde yara varsa bele konuluyor. Bel fıtığı gibi hastalıklarda da tercih ediliyor. (KK34)

İnsanlar bir yerini yanlışlıkla çarptıklarında morarmasını önlemek için ekmek çiğneyip üzerine bırakıp bir bezle sararlardı. Ayağını burkan biri olduğunda tuzlu olarak hamur hazırlanır ve yaranın üzerine konulurdu. Bu çok sık başvurulan bir çözüm yollarıdır. Ağrının acının azalacağı düşünülürdü. (KK33)

117

Başı ağrıyan insanlar büyük boy bir patatesi halka halka doğrayıp üzerine tuz ekleyip, bir çember yardımıyla başlarına sararlardı. Bu şekilde biraz dinlenince ağrı geçerdi. (KK12) Çocukların, yetişkinlerin kulakları ağrıdığında çocuk emziren birinden anne sütü alınarak kulağa konulurdu. Bu şekilde ağrının kesileceği düşünülürdü. (KK27)

Yüksek ateşi olan çocukların, ateşini düşürmek için çocukların vücudu sirkeyle yıkanmaktadır. Çocuk ılık suyla yıkanır. Alnına, koltuk altlarına bezler ıslatılarak konulur ateşin düşmesi sağlanırdı. (KK3)

Pekmez şerbeti ve ayva yaprağı öksürüğe iyi gelmektedir. İshal tedavisinde, muşmula yaprağından yapılan çay içirilir, patates haşlanarak yedirilirdi. (KK4)

Isırgan otunun romatizma ağrılarına iyi geldiği bilinmektedir. Isırgan otu kaynatılmakta, suyu ağrı olan bölgelere sürülmektedir. Bu şekilde şifa bulduğunu söyleyen birçok insan bulunmaktadır. (KK8)

Mahallelerde vücudunda bir yeri kırılan veya çıkan insanların gittiği kırıkçı - çıkıkçı diye adlandırılan “halk ocakları” bulunmaktadır. Genellikle kendi evlerinde hizmet veren bu kişiler tedavi yöntemlerini büyüklerinden öğrenmiş ve doktorun az bulunduğu dönemlerden bugüne bu hizmeti insanlara sağlamaktadırlar. Kırık yerlere uyguladıkları doğal ilaçların ardından çekip kemik yerine oturtulup sabitlemeyi yapmaktadırlar. Vücutta çıkan yerleri önceki tecrübelerine dayanarak yerine oturtmakta ve yine doğal ilaçlarla tedaviyi tamamlamaktadırlar. (KK2)Sarılığa yakalanan kişileri iyileştirmek için camış yoğurdu yedirilirdi. (KK16)

Yörede arı sokan kişilerin vücutlarına iğnenin girdiği yer şişmemesi için yoğurt sürülmektedir. Ayrıca metal bir aletle iğne giren yer dolaştırılmaktadır. Bu şekilde şişmenin önleneceği düşünülmektedir. (KK17)

Midesi ağrıyan kişilere şekerli su içmesi tavsiye edilmektedir. (KK1) Kabız olan kişilere kabızlığın geçmesi için sıvı yağ içirilmektedir. (KK18) Yanıkların tedavisinde yanık olan bölgeye yoğurt sürülmektedir. (KK2)

Altına kaçıran çocuklara inek, koyun vb. dalağı yedirilirdi. Bu yolla düzeleceği düşünülmüştür. Bayılma problemi olan kişilere sarımsak koklatma veya soğan koklatma gibi uygulamalar yapılmaktadır. (KK26) Kuşburnu çayı, marmelatı tüm hastalıklara iyi gelir. Ihlamur gribe iyi gelir. (KK24)

2.7.2 Hayvanlarda Görülen Hastalıkların Tedavi Yolları

Hayvanlar hasta olduğunda hastalığına göre ya sahibi ya da mahalleden birileri müdahale etmektedirler.

Hayvanlara nazar değdiğinde bir ekmek parçasına bir kadın ve bir erkek nazar duası okur. Ekmek hayvana yedirilir. (KK2)

Hayvanların ayakları kırıldığında uygulanan çeşitli yöntemler mevcuttur. Hayvanın ayağına hamur sarılmaktadır. Diğer bir uygulama ise et sarılması şeklindedir. Ayak tahta veya demir ile sabitlenmektedir. (KK1)

Hayvanlarda görülen meme hastalığının tedavisi meme bölgesinin sıcak tutulması biçimindedir. Havlu veya bez parçası ısıtılarak bölgeye sürülmektedir. (KK32)

118

Hayvan hasta olduğunda kulağından kan alınırdı. İshal olan hayvana kuru çay yedirilir. Hayvanın karnı şiştiğinde karbonat, yağ, şeker karıştırılarak hayvana içirilir. Hayvanlar avu yediklerinde zehirlendiklerinde yoğurt veya şekerli su hazırlanıp içirilir. (KK39)

İnsanlar iyileşmek için hastalıklarına şifa bulmak için, şehit ve evliya mezarlarına gitmekte buralarda dualar etmektedirler, mezarlara bez ve çaput bağlamaktadırlar.

2.7.3 Muska Yazdırma Geleneği

Hasta olan ve iyileştirilemeyen kişiler için muska yazdırma geleneği bulunmaktadır. Muskaların yazdırılma amaçlarına göre ikiye ayrıldıkları görülmüştür. (KK1)

2.7.3.1 Şifa Muskaları

Şifa Muskaları, iyi niyetle yazılmış olan muskalardır. Bu muskaları hasta olanlar şifa bulmak amacıyla hocalara yazdırırlar. Muskanın içerisinde nazar ve şifa ayetleri bulunmaktadır. Hoca okurken “Şifa Allah’tandır” diye belirtmektedir.

Çocukları olmayan çiftlerin muska yazdırdığı bilinmektedir. Muska yazdıran eşler muskalarını üzerlerinde taşıyarak şifa bulacaklarına inanmaktadırlar. (KK1) Bebeği olan bazı anne babalar çocukları çok ağladıklarında, bebek bir şeyden korkup huzursuz olduğunda şifa muskası yazdırdıkları bilinmektedir. Filiz Sırtbaş’ın bebeği bir şeyden korkup sürekli olarak, ağlarken nefes almakta zorlandığından, huzursuz olduğundan şifa muskası yazdırmıştır. Yazdırmış olduğu muskayı bazen bebeğin yastığı altında bazen de bebeğin beşiğine asarak saklamıştır. (KK2)

Kişi kekeme ise, bir şeylerden korkuyor korunmak istiyorsa muska yazdırır. Yazdırmış olduğu muskayı yedi yıl boyunca üzerinde taşır. ( KK5, KK9) Çeşitli hastalıkları olan kişiler için şifa muskaları yazılmaktadır. Kişiler yazılan muskayı bir bardak suyun içine koymakta yedi sabah aç karnına bu suyu şifa bulacağına inanarak içmektedirler. (KK3, KK8, KK16)

Şifa muskası yazan kişiler: Akçalı mahallesinden Salih Uzun, Damarlı mahallesinden Avni Çelenk, Çetilli mahallesinden Kurbağa Ahmet olarak anılan kişilerdir. Bu kişiler Hakkın rahmetine kavuşmuşlardır.

2.7.3.2 Şer Muskaları

Şer muskaları iyi niyetle yazılmamış olan muskalardır. Bu tür muskalar genelde kız kaçırmak amacıyla kullanılmaktadır. Bazı yerlerde kişileri bağlama gibi kötü amaçlar için de kullanılmaktadır. Kız kaçırmak için yazdırılan muska, kızın yakınlarından birine verilir ve suyun içine bıraktırılır ve kıza bu su içirilir. Suyu içen kız bir süre sonra kendi isteğiyle muskayı yazdıran kişiye kaçmaktadır. (KK10, KK39)

Kötü niyetle yaptırılmış olan muskalar akan suya atılır. Akan suyun içinde dağılsın, parça pinçik olsun istenir. Muskayı yazdıran kişi kötülüğünü istediği kişinin ve ailesinin suyun içinde parçalanan muska gibi dağılmasını istediği için muskayı akan suya bırakır.(KK10, KK23, KK33)

Bir kişinin ya da ailesinin zarar görmesi için yapılmış olan muskalar, muskayı yaptıran kişi tarafından kötülüğünü istediği kişinin evinin bahçesine, eve yakın ağaç dibine gömülür. Ağacın dibine gömülen muskanın önce ağacı sonra tıpkı ağaç gibi kişiyi ve ailesini kurutacağına inanılır. (KK2, KK7) Şer muskayı yazdıran kişi anlaşamadığı, kötülüğünü istediği kişinin

119

hayvanlarına zarar vermek için de muska yazdırabilir. Bu muskayı ya hayvanların ahırına gömer ya da ekmek gibi hayvanların yiyecek içeceğinin içine koyarak hayvana yedirir. (KK33, KK34, KK40)

2.7.4 Nazar Duası Okunması

Yörede kendine nazar değdiğini düşünen insanlar, kendilerine bir erkek ve bir kadına nazar duası okuttururlar. Bu şekilde nazarın geçeceğine inanılmaktadır. Nazar duası okuyan kişinin gözünden yaş gelirse ve sürekli esnerse kişide nazar olduğuna kanaat getirilir. Eğer kişide nazar varsa duayı okuyan kişi bir çay kaşığı şeker ister ve şekeri yer. (KK1)

Benzer Belgeler