• Sonuç bulunamadı

HALK EĞİTİM MERKEZLERİ VE YAŞAM BOYU ÖĞRENMEYE KATKISI

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.7. HALK EĞİTİM MERKEZLERİ VE YAŞAM BOYU ÖĞRENMEYE KATKISI

2011 yılında kurulan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün günümüze kadar gerçekleştirdiği etkinlik ve projelerin, Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenme kültürünün oluşmasına doğrudan katkı sağlayacağı açıktır. Gerçekleştirilen etkinlik ve aktivitelerin bir kısmı aşağıda sıralanmıştır (HBOGM, 2015)

 Halk Eğitim Etkinlikleri (HEMFEST)  Okullar Hayat Olsun

 Aile Eğitimi Kursları  Yetişkin Öğrenme Projesi  Öğrenme Şenlikleri

 Çocuk Bakım Oyun Odaları Etkinlikleri  Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi  Evden İşyerine Bir Adım Projesi

 Bağımlılıkla Mücadele Eğitimi  Öğrenen Hasta projesi

 Türkiye Yetişkin Öğrenme Gündemi Uygulamaları  Yetişkin Eğitimi Okuma Yazma Faaliyetleri  Girişimcilikte Önce Kadın Projesi

 Çok sayıda değerlendirme toplantısı, seminer, konferans

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün yaptığı çalışmalar göstermektedir ki bu kurum üstlendiği misyon itibarıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın lokomotif gücü olmaya doğru gitmektedir (Doğan ve Kavtelek, 2015). Merkezi teşkilat tarafından planlanan çalışmaları, etkinlik ve eğitim, öğretim faaliyetlerini halka ulaştırmada, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı yaygın eğitim kurumları aktif rol almaktadır. Bu yaygın eğitim kurumları;

1. Halk Eğitim Merkezleri 2. Mesleki Eğitim Merkezleri 3. Akşam Sanat Okulları 4. Olgunlaşma Enstitüleri

47 2.7.1 Halk Eğitim Merkezleri

Halk eğitimi merkezleri Türkiye’de yaygın eğitim faaliyetlerinin en büyük sunucusu ve en geniş teşkilat ağına sahip kurumlarıdır. 1953 yılında faaliyete başlayan bu merkezlerin eğitim faaliyeti yapma ve eğitim faaliyetinin yapılmasını sağlama/destekleme gibi iki ana görevi bulunmaktadır. Bu merkezler;

 Çocuk, genç ve yetişkin bireylerin ekonomik verimliliklerini arttıracak bilgi ve beceriler kazandırmak,

 Değişen toplumsal ve ekonomik rollere uyumlarını desteklemek,  Değişen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak,

 Çocuğun kişilik gelişiminde ve eğitiminde önemli bir rolü olan aileyi bilgilendirerek güçlendirmek,

 Örgün eğitim yoluyla edinemediği ya da yeterince elde edemediği imkânlardan yararlandırmak,

 İş öncesi veya iş başında eğitimler düzenlemek,  Yaşam boyu eğitim anlayışıyla eşit fırsatlar yaratmak,

 Toplumda katılımcı, paylaşımcı bir demokrasi kültürünün yerleşmesi için bireyi hakları ve sorumlulukları konusunda güçlendirecek programlar sunmak,

 Diğer resmî ve özel kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluşların halka açık düzenledikleri yaygın eğitim amaçlı etkinlikleri koordine etmek

amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı tarafından il ve ilçelerde açılmaktadır.

Halk Eğitimi Merkezleri yapı itibariyle Türkiye’ye özgü kuruluşlardır. Bu kurumlar aynı zamanda örgün eğitim fırsatını kaçırmış olanlar için ikinci şans okulları olup aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığının mobil gücüdür. Dinamik yapısıyla çok hızlı organizasyon kabiliyetine sahip kuruluşlardır. Yaygın eğitim konusunda ileri düzeyde bilgili ve deneyimli personele ve yerleşim biriminin özelliği ne olursa olsun, her alanda ihtiyaç duyulan mesleki, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif amaçlı eğitim faaliyetini en hızlı ve en kısa sürede düzenleyebilme refleksine sahiptir. İşbirliği, koordinasyon ve kendine özgü kurumsal kültürü oluşturmuştur (Yıldırım, 2009). Bulundukları bölgenin eğitim, öğretim, üretim, rehberlik, bilgi erişim, danışma, öğrenme, kültür ve sanat merkezi olan halk eğitimi merkezleri, bu özellikleri ile batılı ülkelerdeki çok işlevli toplum merkezleri özelliğini taşımaktadır. Bundan da

48

söz konusu merkezlerin bütünüyle meslek edindirme merkezleri ya da kültür ve sanat merkezleri değil, hem meslek edindirme hem kültür sanat hem de sportif eğitim merkezleri olduğu özelliği görülmektedir (Yıldırım, 2009).

Halk Eğitim Merkezleri, Türk Milli Eğitimi’nin genel amaçları ile yaygın eğitimin amaç ve fonksiyonlarını gerçekleştirmek için il ve ilçe merkezleri ile bucak ve köylerde açılmak üzere, sosyal ve kültürel kurslar ile mesleki ve genel bilgi kursları düzenleyen kurumdur. Halk eğitim merkezi müdürlükleri çeşitli faaliyetlerini eğitim odalarında, ceza ve ıslahevlerinde, gecekondu bölgelerinde, il ve ilçe merkezleri ile bucak ve köylerde, eğitim için hazırlanan yerlerde, rehabilitasyon gerektiren hastanelerde, kamu ve özel kuruluşlara ait işyerlerinde, örgün eğitim kurumlarına ait binalarda ve gereksinim duyulan diğer yerlerde de sürdürürler. Yaygın eğitim hizmetlerinden yararlanmak için belli yaş ve eğitim seviyesi yoktur. Ancak uygulanacak programın özelliği gereği yaş ve eğitim seviyesi aranmaktadır. Bir ilin birkaç ilçesinde veya köyünde aynı isim altında değişik zamanlarda programın özelliğine göre belirli yaş grupları ve eğitim seviyelerindeki kursiyerler için ayrı ayrı kurslar açılmaktadır. Aynı kurs adı altında eğitim seviyesi ve yaş gruplarına göre ayrı ayrı değişik yerlerde ve zamanlarda açılan bu kurslarda aynı program türünün uygulanması ve aynı amaca yönelik olması nedeniyle yaş grupları ve öğrenim seviyeleri dikkate alınmadan kurs türü olarak aynı grupta mütalaa edilmektedir. Bunun tabii sonucu olarak da her kurs türünde her yaştan ve her eğitim seviyesinden kursiyere rastlanmaktadır (TUIK, 2014).

2.7.2 Halk Eğitim Merkezlerinin Yaşam Boyu Öğrenmeye Katkısı

Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmeye katılım oranları incelendiğinde (bkz. Tablo 3.) oranların Avrupa katılım oranlarının çok gerisinde olduğu görülmektedir. Yine Hayat Boyu Öğrenme önündeki engeller incelendiğinde (bkz. Tablo 4.) araştırmaya katılanların %70,1’inin ilave bir eğitime ihtiyaç duymadığı görülmektedir. Bu bilgiler dikkate alındığında halkın Yaşam Boyu Öğrenme yeterliklerine yeteri düzeyde sahip olamadığı dolayısıyla da bu kavramı içselleştiremediği sonucu çıkartılabilir.

Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmeye katılım oranları incelendiğinde (bkz. Tablo 3.) her yıl katılım oranının artış gösterdiği görülecektir. Yaşam Boyu Öğrenme

49

kavramının en sistematik işletildiği Halk Eğitim Merkezleri, halkın bu bilince sahip olması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Yıllarca eğitimden uzak kalmış bireyler önlerindeki engelleri aşıp bir Halk Eğitim Merkezi kursuna katıldığında, kurs süresinde bu bireye yeterliklerin tanıtılması veya mümkün olduğu kadarı ile kazandırılması bireylerin yaşam boyu öğrenen bireyler olması açısından çok önemli bir fırsattır. Halk Eğitim Merkezlerinde eğitim alan kursiyerlerin yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip olmaları ve yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip bireyler olarak çevrelerinde ki her yaştaki bireylere örnek olabilmeleri, Halk Eğitim Merkezlerinde bu becerilerin kursiyerlere kazandırılmasıyla mümkün olabilecektir. Dolayısıyla Halk Eğitim Merkezlerinde çalışan yönetici ve öğretmenlerin yaşam boyu öğrenmeye ilişkin olumlu tutum ve davranışlarıyla kursiyerlere model olmaları önem arz etmektedir.

Kuruluşunun, Türkiye’de eğitim yönetimi alanında yeni arayışların başladığı yıllara rastlaması halk eğitimi merkezlerinin yönetiminde çağdaş eğitim yönetimi anlayışının yer alma zorunluluğunu getirmiştir. Zira Türk eğitim sistemi içerisinde tamamlayıcı rol üstlenen merkezlerin gerçekten etkili ve verimli olmaları, çağdaş yönetim anlayışına uygun biçimde yönetilmeleri ile mümkündür (Yıldırım, 2009). Yönetici, yapması gereken işlerin bir kısmını bizzat yapar, bir kısmını da bazı yetkilerini devrederek astlarına yaptırır. İşleri bizzat yapmak uygulama, astlarına yaptırmak ise yönetme faaliyetidir. Yönetme ve uygulama zamanı arasındaki ideal oran, yönetim düzeyine göre değişir. İnsan yönetim merdiveninde yükseldikçe, zamanının çoğunu yönetime ayırmalıdır (Mackenzie, 1989, akt. Özgür, 2008). Margerison (1985), yönetim kademelerinde ilerledikçe teknik etkinliklerle direkt ilginin giderek daha da azaldığını ifade etmekte ve en alt düzeydeki yöneticinin çalışma süresinin % 15’ini yönetim, % 85’ini teknik faaliyetlerle geçireceğini söylemiştir (akt. Özgür, 2008).

MEB teşkilat yapısına baktığımızda öğrenen birey ile direk temas halinde bulunan halk eğitim merkezleri en alt düzeyde yönetilen kurumlardır. Dolayısıyla halk eğitim merkezi müdürlerinden %85 oranında eğitim öğretim faaliyetlerinin içinde olmasını beklemek yanlış olmayacaktır.

İç dinamiklerinden güç almayan bir sistemin gelişmesi ve iyileştirme çabalarının başarılı olması mümkün değildir (Özgür, 2008). Bu bağlamda hayat boyu öğrenme

50

kapsamında geliştirilen projelerin hayata geçirilmesini sağlayan hayat boyu öğrenme kurum yöneticilerinin, hayat boyu öğrenmeye ilişkin algıları önem kazanmaktadır. Çünkü hayat boyu öğrenme kurumları yöneticilerinin hayat boyu öğrenmeye ilişkin algıları, hayat boyu öğrenme kavramının gelişimi, toplumda hayat boyu öğrenme kültürünün oluşması ve yaygınlaşması bağlamında doğrudan etkili olacaktır (Doğan ve Kavtelek, 2015).