• Sonuç bulunamadı

Halk Dindarlığı ve Batıl İnanç İlişkisi

3. BULGULAR VE YORUM

3.6. Halk Dindarlığı ve Batıl İnanç İlişkisi

Hurafe ya da batıl inanç olarak bilinen bazı inanç ve uygulamalar halk arasında hala varlığını sürdürmektedir. Bunlar genelde bazı nesnelerin uğur veya uğursuzluk getireceğini düşünme, doğal nesne ve olaylara kutsiyet atfetme, bazı canlıların kötü enerji getireceğinden endişe duyma şeklinde olan inançlardır. Katılımcıların bazıları bunları batıl olarak gördüğünü söylese bile kaygıları olduğunu, çocuklukta bu öğretilerle büyüdüğü için istese de bu kaygıları atamadığını ifade etmiştir.

Çalışmamızda deneklere batıl inanç olarak görülen bazı davranışlara ilişkin sorular sorularak onların kaygıları ölçülmeye çalışılmıştır.

Tablo 23: Kaygı Testi Ölçeği

G enel olarak hurafe tarzı inanışları olan deneklerde halk dindarlığı tutumları da yüksek çıkmaktadır. Bu tür kaygı ve endişelerin arkasındaki sebepler hep dine dayandırılmıştır. Bu tür inançları olan katılımcıların cevaplarına yer vermek uygun olacaktır.

EVET HAYIR

Kara kedi gördüğümde rahatsız olurum.

4 46

Kem gözlü birinin bana dikkatli bakması beni

endişelendirir. 14 36

Besmelesiz, küle-çöpe basmak beni korkutur.

14 36

Soğan, sarımsak kabuğuna basmak beni

endişelendirir. 6 44

Evimizin damında baykuş ötmesi beni

tedirgin eder. 12 38

İki bayram arası düğün yapılması sakıncalıdır.

Kara kedi görmek sizi endişelendirir mi?

“Görünce çekinirim ve o gün kesin başıma bir şey gelecek diye hissederim. Hiç sevmem kara kedileri.” (Görüşmeci 11)

“Endişelenirim. Hatta o gün başıma bir kötülük gelmesinden korkarım. Kara kedinin içine 3 harfliler daha rahat gizlenirmiş derler.” (Görüşmeci 38)

Kem gözlü birinin size bakması sizi rahatsız eder mi?

“Eder. Bir gün komşumuzda oturuyorduk. Komşumun biri eteğin çok güzelmiş deyince benim eteğim ortadan yırtıldı. Bazı insanın bakışı çok zarar verir. O insanların olduğu ortama girmek istemem. Yine dikiş yapıyordum ben gök gözlü bir akrabamız vardı o gün bizde. Ne kadar hızlı dikiyorsun demesiyle makinemin bozulması bir oldu. Bir çift gözün bakışı bir çift öküzü devirirmiş.” (Görüşmeci 22)

“Eder. Bunla ilgili tasavvufi öğretilerde bilgiler var. Hatta kızıl saçlı, kızıl sakallı ve renkli gözlü insanların nazar konusunda daha etkili oldukları söylenir. Bu yüzden çok rahatsız olurum.” (Görüşmeci 23)

Besmelesiz küle, çöpe basmak sizi korkutur mu?

“Cinler hep onların üstünde yaşarlarmış o yüzden basmamaya çalışırım. Besmele çekerek yürümeye özen gösteririm.” (Görüşmeci 7)

“Toplumda cinlerin böyle pis yerlerde yaşadığı ön kabulünden ve böyle bir çevrede büyüdüğüm için mantıki ve fikri olarak değil ama hissi olarak çöplük olan yerlerden geçerken istemsiz bir şekilde kendimi besmele çekerken yakalarım.” (Görüşmeci 41)

Soğan ve sarımsak kabuğuna basmak sizi endişelendirir mi?

“Soğan sarımsak kabuğuna cinin parası asla yakmayın derler. Bir tedirginlik olsa da yere a zaten çöpe atıyorum.” (Görüşmeci 24)

“Küçükken anneannem bir hikaye anlatırdı soğan ve sarımsak kabukları ile ilgili: Sözde onların köylerinde bir kadın geceleri tarlalara doğru çekip çekip gidermiş ve şalvarında bu soğan ve sarımsak kabukları ile gelirmiş. Bunların ne olduğu sorulduğunda ise “Bunlar Altın” dermiş. Bu yüzden bende çekinirim yakmamaya çalışırım sadece poşetler çöpe koyarım.” (Görüşmeci 18)

Evinizin damında baykuş ötmesi sizi kaygılandırır mı?

“Ben evimi aldığımda damda baykuşlar vardı. Yavruları falan vardı. Bir gün eve musallat olmuş içeri girmiş. Komşumuz hocaydı o okudu bir ekmeği. O ekmeği bu senin kısmetin diyerek attık. İki gün yavrularını taşıdı gitti. Tehlikeliler. Bir hafta uyku tutmadı.” (Görüşmeci 21)

“Kaygılanırım. Baykuşun geldiği yere uğursuzluk gelir. Başımıza geldiğinde onu korkutmadan rahatsız etmeden bir şekilde kovarız.” (Görüşmeci 38)

İki bayram arası düğün yapmak sizi endişelendirir mi?

“Bir gün bayram cumaya denk gelmiş. Sabah bayram namazı kılınmış öğlende Cuma namazı kılınacak olunca Peygamberimiz o arada nikahlanmayın demiş. Ama ramazan bayramı ve kurban bayramı arası bu yapılabilir.” (Görüşmeci 12)

“Doğru değil derler. İki bayram arası düğün yapmak hoş karşılanmaz.” (Görüşmeci 7)

Hiçbir dini dayanağı olmadığı halde sonradan dini anlamlar yüklenen bu inanışlar az da olsa Dörtyol’da varlığını sürdürmektedir. Sorulan sorulara %16.7’i oranda bir evet cevabı varken %83.3’lük bir kesim hayır cevabı vermiş ve bu tür inanışları batıl gördüğünü ifade etmiştir. Dini eğitim alan bazı katılımcılar bu inanışların İslamiyet öncesi cahiliye döneminde yaygın olduğunu ifade etmiştir. Mesela iki bayram arası düğün yapma konusunda; Görüşmeci 32 bu inancın cahiliye döneminde şevval ayında evlenmenin uğursuzluk getireceği şeklinde olan inanışının devamı olduğunu söylemiş ve Peygamber efendimizin bu inanışı kaldırmak için Hz

Aişe ile Şevval ayında evlendiğini belirtmiştir. Görüşmeci 1’de kara kedinin uğursuzluk getireceğine olan inancın şamanizme dayandığını ifade etmiştir.

Çalışma alanımız olan Dörtyol’da sorduğumuz sorular dışında yaygın olan diğer bir inanış makas yada bıçak gibi kesici aletleri başkalarının elinden doğrudan almamalardır. Görüşmeci 38’den edindiğimiz bilgilere göre, elbise kişinin üstündeyken dikilirse aklının da dikileceğine inanılır, kapı eşiğinde cinler bulunduğu için orda oturulmaz, kaynar su bir cini yakabileceği için her yere dökülmez, Cuma günü taziyeye gidilmez gibi öğretiler de mevcuttur.

Görüşmeci 3’ün verdiği bilgilere göre de Acele Bacı adı verilen bir toplanma biçimi yine Dörtyol’da yaygındır. Perşembe günü toplanan kadınlar 41 yasin okur ve o sırada helva kavrulur. Orada bulunan kişilerden her biri gelir ve helvayı karıştırır, karıştırırken de dilekte bulunur. Günün sonunda helvalar yenilir ve o gün pişen helva o evin dışına çıkmaz ise o gün dilenen dilekler kabul olur şeklinde bir inanış şekli vardır.