• Sonuç bulunamadı

Klasik hadis şerhlerinde başvurulan uygulamaları genel iti-bariyle şöyle sıralamak mümkündür:

1. Hadislerin senet durumları ve sıhhatleri hakkında bilgi vermek, 2. Aynı konudaki âyetlere ve varsa farklı rivayetlere işaret etmek.

3. Rivayetin –varsa- esbâbü vürûdlarına yer vermek.

4. Hadisleri yorumlamada ihtiyaca göre dil ve gramer uygulamala-rına başvurmak.

5. Rivayet metinlerindeki belâgat unsurlarına vurgu yapmak.

6. Hadislerden fıkhî hükümler çıkarmak.

7. Rivayetler arasındaki ihtilafları gidermek.

8. Varsa nesh olgusuna işaret etmek.

9. Anlam zenginliğine bağlı olarak te‟villere başvurmak ya da işâri yorumlar yapmak.78

Sonuç

Kur‟ân ve Sünnet, din olgusunun ana unsurlarıdır. Dinin ana omurgasını teşkil eden bu unsurların doğru anlaşılması ve yorum-lanması ciddi bir ihtiyaçtır. İslâm ilim geleneğinde Kur‟ân ve Sün-net‟i anlama ve yorumlama çabalarının ürünü olarak tarihî süreç içerisinde tefsir ve şerh ilimleri ortaya çıkmıştır. Tefsir ve şerh kitap-larının her ikisinin de ana malzemesi rivayete dayalı metinler olup bu metinler muhteva itibariyle dinî bilginin aslî mercileridir. Kay-naklık sıralamasında önce Kur‟ân sonra Sünnet gelir. Birincisinde âyetler diğerinde hadisler ele alınıp değerlendirilmiştir. Her iki alan-da alan-da ilk müfessir ve ilk şârih Hz. Peygamber‟dir. Kur‟ân, hadise oranla çok daha erken dönemde yazıya geçirildiği için tefsir şerhten önce ortaya çıkmıştır. Tefsir faaliyetleri Hz. Peygamber döneminden itibaren başlamış ve erken dönemlerden itibaren meyvelerini ver-miştir. Zira tefsire konu olan Kur‟ân, Hz. Peygamber‟den hemen sonra iki kapak arasına alınarak yoruma hazır hale getirilmiştir.

Sonraki dönemlerde de oldukça geniş bir yelpazede meyvelerini

78 Türcan, Hadis Şerh Geleneği, 63-134. Ayrıca bk. Talat Sakallı, Aynî ve Hadis Yorum/Şerh Yöntemi (Ankara: Nobel Yayınları, 2013), 47.

rerek günümüze kadar devam etmiştir.

Hadis şerhçiliğinin gelişimi nispeten sonraki dönemlere teka-bül etmektedir. Zira hadislerin formel olarak şerhe tâbi tutulabilme-si için doğal olarak hıfz, kitâbet, tedvin ve tasnif süreçlerinin ta-mamlanması beklenmiştir. Bu sürecin tata-mamlanması da yaklaşık olarak üçüncü asrın sonu ile dördüncü asrın başına denk gelmek-tedir. İlk şerh denemesinin de bu dönemde ortaya çıktığı müşahede edilmektedir. Hicrî yedinci asırdan onuncu asra kadar neredeyse bütün hadis mecmuaları üzerine birtakım şerhler yazılmıştır.

İlk devirlerde tefsir çalışmaları daha çok rivayet ve dirâyet ağırlıklı iken sonraki dönemlerde geliştirilen yeni metotlarla ilmî, edebî, sosyolojik ve tasavvufî tefsir gibi farklı yaklaşımlarla bu alana bir zenginlik ve çeşitlilik kazandırılmıştır. Hadis şerhlerindeki çeşit-liliğe gelince aynı şeyi söylemek zordur. Zira klasik dönemde şerhle-rinin alanı fıkhî ve lugavî olmak üzere oldukça dar bir saha ile sınır-lı iken sonraki dönemlerde daha çok zengin içerikli şerhler yapılmış-tır. Ayrıca çok az da olsa bazı tasavvufî şerhler ortaya çıkmışyapılmış-tır.

Hem tefsir ilminde hem de hadis şerhçiliğinde tefsir, şerh, beyân, te‟vil, delâlet, hâşiye, işaret ve remz gibi ortak kavramların kullanıldığı müşahede edilmiştir. Özellikle Kur‟ân yorumları için tefsir, hadis yorumları için de şerh hususî birer ıstılah olarak kabul edilmiştir. Bu ilimlerin her ikisinde de zamanla birtakım usûllerin geliştirildiği görülmektedir. Her ne kadar tefsir usûlü zamanla sis-tematik bir hüviyet kazanmışsa da şerh usûlü henüz müstakil bir isim ile anılır hale gelmemiştir.

Diğer taraftan Kur‟ân tefsirinde âyetlerin tamamı tefsir edil-mekte iken, hadislerin şerhinde aynı şeyi söylemek mümkün değil-dir. Hadislerin şerhi hicri dördüncü asırda başlayıp yedinci asırda zengin içerikli hadis şerhleri ortaya çıkmıştır. Çoğu şerhler mana ve üslup bakımından benzerlik göstermektedir. Zira hadis kitaplarında tekrar çok fazladır. Genellikle şerhlerde öne çıkan sahih hadislerin şerh edilmesi yoluna gidilmiştir. Bazen de belli konularda bir araya getirilen hadisler konu esaslı olarak şerhe tâbi tutulmuştur. Meselâ

ortak özellikteki rivayetlerin bir araya getirildiği hadis kitapları üze-rine yapılmış müstakil şerhler bunun örneklerindendir.

Tefsir ilmi gelişerek zengin bir içeriğe sahip olmasının yanın-da aynı şeyi hadis şerh ilmi için söylemek mümkün değildir. Bu ek-sikliğin nedeni yoruma konu olan hadis kitaplarının farklılık arz etmesi olabilir. Zira bütün tefsirlerde ana metin tek ve değişmez olan mushaf olduğu halde şerhlerde yoruma esas olan ana metinler (hadis mecmuaları) farklılık arz eder. Bilindiği üzere her hadis kitabı hem müellif hem muhteva hem de tasnif açısından farklıdır. Dolayı-sıyla ortak bir usul belirlemek oldukça zordur. Günümüzde hadis şerh ilminde yeni bir usul geliştirerek hadislerin daha iyi anlaşılma-sına büyük katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Kaynakça

Abdülbâkî, M. Fuad. el-Mu’cemü’l-müfehres li elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerim.

Kahire: Dârü‟l-kütübi‟l-Mısriyye, 1364.

Ahmed Yahya, İsmail. “Mukaddime”. Suyutî. el-Luma’ fi esbâbi vurûdi’l-hadis. Beyrut: Dârü‟l-kütübi‟l-ilmiyye, 1404/1984.

Ali Kārî, Ebü‟l-Hasan Nûreddîn Ali b. Sultan Muhammed el-Herevî. Şerhu şerhi nuhbeti’l-fiker fî mustalatâti ehli’l-eser.

Takdim: Abdülfettâh Ebû Gudde, thk. ve ta„lîk: Muhammed Nizâr Temîm-Heysem Nizâr Temîm. Beyrut: Dârü‟l-kalem ts.

Âmidî, Seyfeddin. el-İhkâm fî usûli’l-ahkâm. nşr. İbrâhim el-Acûz.

Beyrut: Dârü‟l-kütübi‟l-ilmiyye, 1405/1985.

Aydınlı, Abdullah. Hadis Istılahları Sözlüğü, 8. Baskı. İstanbul: İFAV Yayınları, 2015.

Aynî, Bedruddîn Ebû Muhammed. Umdetü’l-kârî şerhu Sahîhi’l-Buhârî, 1-25. Beyrut: Dârü‟l-kütübi‟l-ilmiyye, 1421/2001.

Barlas, Yılmaz. Kur’ân-ı Kerim’de Te’vil Kavramı ve İlgili Âyetler Bağ-lamında Tahlili. Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Yüksek Li-sans Tezi, 2013.

Bilgin, Recep. Bir Müfessirin Hadisçiliği: Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Örneği. Ankara: Nobel Yayıncılık, 2019.

Bilmen, Ömer Nasûhî. Tefsir Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği,

1974.

Bolay, M. Naci. “Delâlet”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi.

9/119. İstanbul: TDV Yayınları, 1994.

Cerrahoğlu, İsmail. Tefsir Tarihi (I-II). Ankara: Diyanet İşleri Başkan-lığı Yayınları, 1988.

Cerrahoğlu, İsmail. Tefsir Usûlü. Ankara: TDV Yayınları, 22. Basım, 2012.

Cürcânî, Ali b. Muhammed. et-Ta’rifât. Thk. İbrâhim el-Ebyârî. Bey-rut: Dârü‟r-reyyân li‟t-türâs, 1403/1982.

Çakan, İ. Lütfi. Hadis Edebiyâtı. İstanbul: İFAV Yayınları, 23. Ba-sım, 2019.

Çalışkan, Necmettin. Habenneke ve Nüzûl Sıralı Tefsiri. İstanbul:

Şule Yayınları, 2017.

Demirci, Muhsin. Tefsir Usûlü. İstanbul: İFAV Yayınları, 17. Basım, 2015.

Derman, M. Uğur. “Ta‟lik”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedi-si, 39/507. İstanbul: TDV Yayınları, 2010.

Dönmez, İbrahim Kâfi. “Beyân”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansik-lopedisi. 6/23-25. İstanbul: TDV Yayınları, 1992.

Durmuş, İsmail. “Remiz”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi.

34/556-558. İstanbul: TDV Yayınları, 2007.

Efendioğlu, Mehmet. “Şerh”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklope-disi. 38/559-560. İstanbul: TDV Yayınları, 2010.

Erul, Bünyamin. Sahâbenin Sünnet Anlayışı. Ankara: TDV Yayınları, 2014.

Fîrûzâbâdî. Kāmus Tercümesi. Beyrut: Dârür-risâle,1406/1986.

Gelgeç, Sevim. “16/Nahl 44 Bağlamında Hz. Peygamber‟in Tebyin Görevi”. Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi 15/1 (2015), 275 -299.

Görmez, Mehmet. Gazali’de Sünnet, Hadis ve Yorum. Ankara: Otto Yayınları, 2014.

Görmez, Mehmet. Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorumlanma-sında Metodoloji Sorunu, Ankara: TDV Yayınları, 2. Basım,

1996.

Gümüş, Sadreddin. Kur’ân Tefsirinin Kaynakları. İstanbul: Kayıhan Yayınları, 1990.

Hatîb el-Bağdâdî. Takyîdü’l-ʿilm. nşr. Yûsuf el-Iş. Dımaşk. Dârül-istikâme, 1974.

İbn Cüzeyy el-Kelbî. et-Teshîl li ulûmi’t-tenzîl. Kahire: Dâru‟l-kütübi‟l-hâdise, 1973.

İbn Ebi Cemre el-Ezdî. Behcetü’n-nüfûs ve tehallîhâ bi ma’rifeti mâ lehâ vema aleyhâ I-II. Beyrut: Dârü‟l-cîl, 1972.

İbn Manzûr, Ebü‟l Fadl Cemâleddin Muhammed. Lisânü’l-Arab. 3.

Baskı. Beyrut: Dâru sadr, 1414/1993.

Kâdî Abdülcebbâr. Şerhu Usûli’l-Hamse. thk. Abdülkerim Osman.

Kahire: Mektebetü Vehbe, 1996.

Kâsımî, Cemaleddin Muhammed b. Muhammed Saîd. Kavâidü't-tahdis min fünûni mustalahı'l-hadis. Beyrut: Dârü'l-kütübi'l-ilmiyye, ts.

Kettanî. Risâletü’l-müstatrefe (Hadis Literatürü). İstanbul: İz Yayıncı-lık, 1994.

Koçyiğit, Talat. Hadis Terimleri Sözlüğü. Ankara: Rehber Yayıncılık, 1992.

Mâtürîdî, Ebû Mansûr. Te’vilâtül-Kur’ân. İstanbul: Mizan Yayınları, 2005-2010.

Sâbûnî, Muhammed Ali. Safvetü’t-tefâsîr. Beyrut: el-Mektebetü‟l-asriyye, 2012.

Sâlih, M. Edîb. Tefsîrü’n-nusûs fi’l-fıkhi’l-İslâmî. Beyrut: Mektebetü'l-İslâmî, 1404/1984.

Sakallı. Talat. Aynî ve Hadis Yorum/Şerh Yöntemi. Ankara: Nobel Yayınları, 2013.

Sancaklı, Saffet. Sünneti Doğru Anlamak. İstanbul: Rağbet Yayınları, 2017.

Sehavî, Muhammed b. Abdurrahman. Fethu’l-muğîs bi şerhi Elfiye-ti’l-hadis, I-IV. thk. Hüseyn Ali. Beyrut: Dârü‟l-imâm et-Taberî, 2. Basım,1412/1992.

Serinsu, Ahmet Nedim. Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûlün Rolü, İstanbul: Şule Yayınları,1994.

Sıcak, Ahmet Sait. Kur’an Tefsirinde Öznellik. Ankara: Ankara Oku-lu, 2017.

Şeker, Necmeddin. İbn Ebû Cemre el- Ezdî ve Behcetü’n-nüfûs. K.

Maraş: Noya Medya, 2015.

Taberî, Câmiu’l-beyân. 24 Cilt. nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî. Riyad: Dârü't-tayyibe, 1424/2003,

Topuzoğlu, Tevfik Rüştü. “Hâşiye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm An-siklopedisi. 16/419-422. İstanbul: TDV Yayınları, 1997.

Türcan, Zişan. Hadis Şerh Geleneği. Ankara: TDV Yayınları, 2011.

Uludağ, Süleyman. “Keşf”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedi-si. 25/315-317. İstanbul: TDV Yayınları, 2002.

Zehebî, Muhammed Hüseyin. et-Tefsîr ve’l-müfessirûn. Beyrut:

Dârü‟l-Erkâm, ts.

Zerkeşî, Bedreddîn Muhammed b. Abdullah. el-Burhân fî ulûmi’l Kur’ân. thk. Ebü‟l-Fadl ed-Dimyâtî. Mısır: Dârü‟l-hadîs, 1427/2006.

Comparison of Exegesis (Tafsīr) and Annotation (Sharḥ) Sciences

Summary

The Qurʾān and the Sunna, which constitute the backbone of Islam, are an inseparable whole. It is a serious need to understand and interpret both correctly to obtain genuine religious knowledge.

Consequently, exegesis and annotation sciences have emerged in the tradition of Islamic science. The main materials of both of these disciplines are narrative texts. In the list of sources, the Sunna fol-lows the Qurʾān. In the Qurʾān, the verses are interpreted, and in the Sunna, ḥadīths are interpreted. In both fields, the Prophet has an important role because he is the first exegete (mufassir) of the Qurʾān and the first person who annotates (shāriḥ) the Sunna. As the Qurʾān was written in a much earlier period compared to the ḥadīth, the tafsīr appeared before the annotation (sharḥ). Tafsīr ac-tivities have started from the time of the Prophet and have given their detached fruits in a manner separate from the early periods.

On the other hand, the ḥadīth annotators are seen relatively later.

Because in order to make the hadiths subject to formal annotations, it is expected that the processes of hygiene, inscription, treatment and classification will be completed. It is seen that the first inde-pendent interpretation of annotation occurred in the 4th century. A number of commentaries have been written on almost all ḥadīth magazines, especially in al-Kutub al-Sitta, especially in the writings from the 7th century to the 10th century.

It is observed that common concepts such as tafsīr, annota-tion, bayān, taʾwīl, dalālāt, ḥāshiya, ishāra and ramz are used in both fields. Especially for the comments of the Qurʾān, for the in-terpretations of the Qurʾān, the term of tafsīr is accepted and for the comments of the ḥadīth. It is seen that several procedures were de-veloped in both of these sciences over time. Although the method of tafsīr has gained a systematic identity over time, the annotation had not yet known as a detached name. Despite such a rich

interpreta-tive literature, in terms of Islamic sciences, the fact that an inde-pendent method of interpretation such as the tafsīr method has not been put forward can be considered as a serious deficiency.

While the verses are discussed individually or in groups in terms of subject unity in the tafsīr method, the arrangement of the ḥadīth book (in the form of Book-Bab), which will be made more an-notation in the commentaries, is taken as the basis. On the other hand, while all the verses are interpreted in the commentary of the Qurʾān, not all ḥadīths are included in the interpretation of the ḥadīths. Because again, there are many redundancies in the ḥadīth books. Therefore, it was deemed to be annotated by considering each of them one by one. It is also possible to come across detached commentary books made on any ḥadīth or forty ḥadīths.

While the tafsīr studies were more dominant in the early ag-es, the new methods developed in the following periods brought a richness to this area with different approaches such as scientific, literary, sociological and Sufi tafsīrs. It is not easy to say the same when it comes to the variety of ḥadīth commentaries. Because, in the classical period, these commentaries were limited to very narrow fields like fiqhī and lugavī. Whereas in the following periods, more rich commentaries were made. In addition, albeit they are very short, some mystical annotations have appeared.

Keywords: Hadith, tafsīr, taʾwīl, Qurʾān, commentary, meth-od.

Benzer Belgeler