Nefsin tanınması, cezalandırılması, ahiret hayatına yöneltilmesi ve terbiye edilmesi ancak Kur'an ve Sünnet'i anlamak ve yaşamakla gerçekleşebilir. Kur'an ve Kur'an-ı beyan eden, hayata uygulayan Rasulullah (s.a.v.) mü'min için bir rehberdir. Rehberi Kur'an ve Sünnet olmayan bir kimse helak olmaya mahkûmdur. Yani kişinin helakının önünde Kur'an ve Sünnet vardır.345Dolayısıyla Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurmaktadır: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız. Bunlar: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti."346
Biz inananlar
Allah'ın kitabı ve Rasûlüllâh'ın sünnetine uymak zorundayız. Onlara uymak demek Kur'an-ı ve sünneti iyi anlamak ve onları hayatımızda tatbik etmek demektir. Bunuda 342 Şura, 42/11. 343 Ögke, a.g.e., s. 37. 344
Aktaş, Hamza, Din Eğitimi Açısından Kur'an'da Nefis Kavramı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2012, s. 125
345
Pekcan, a.g.e., s. 134.
346
ancak nefsimizin arzu ve isteklerine gem vurarak başarabiliriz. Bu sebeple bizim şeytandan sonra ikinci düşmanımız sayılan nefsimizi iyi tanımamız gerekmektedir. Peygamber (s.a.v.)'in "Nefs" konusundaki hadis-i şerifleri de bize nefsimizi nasıl tanımamız gerektiği konusunda yol göstermektedir. Şimdi nefs, hadis- şeriflerde nasıl kullanılmış ona bakalım.
Nefsin, Hadis-i Şerif'ler de genel itibariyle can, kalp, gönül, kişi, din kardeşi ve kasem olarak kullanılış şekilleri mevcuttur. Asıl üzerinde durulan husus ise nefis kelimesinin anlamlarından daha çok, nefsin terbiye edilmek suretiyle kazanacağı güzel ahlakla, nefsin kötülüğü emretmesi özelliğinden hareketle bedene, kalbe, ruha, akla verebileceği zararlardır.347
Şimdi Peygamber (s.a.v.)'in genel itibariyle "nefs" ile ilgili sözlerine bakalım: Allah Rasulü (s.a.v.) nefsin kötülüklerinden genel olarak sığındığı gibi, nefsin ortaya koyduğu amellerin kötülüğünden ve yine bu amellerden dolayı gelecek hoşnutsuzluk ve cezaların da kötülüğünden Allah'a sığınmıştır. O hem nefsin kötülüğünden, hem de amellerin kötülüğünden kendisini korumasını istemiş ve şöyle dua etmiştir: 348 "Bütün övgüler Allah'ındır. O'ndan yardımını, bizi doğru yola
ulaştırmasını ve bizi bağışlamasını niyaz ederiz. Nefislerimizin ve amellerimizin kötülüklerinden de Allah'a sığınırız."349
Hz. Peygamber (s.a.v.), Tirmizî'nin, Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet ettiği ve sahih olduğunu söylediği bir hadis-i şerifinde, şeytandan ve nefisten sığınmayı bir arada zikretmiştir. Hz. Ebu Bekir (r.a): "Ey Allah'ın Resulü! Bana, sabah ve akşam okuyacağım bir şey öğret." dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "De ki: Ey görüneni ve görünmeyeni bilen, gökleri ve yeri yaratan, her şeyin sahibi ve maliki olan Allah'ım! Senden başka ilahın bulunmadığına şahitlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım. Nefsime kötülük etmekten ya da onu bir Müslümâna kötülük yapmaya itmekten sana sığınırım." Bunu her sabah, her akşam ve yatağına girince oku!"350
diye Hz. Ebu Bekir'e tavsiyelerde bulunmuştur.
Yine, Zeyd bin Erkam (r.a.)'dan rivayete göre Rasûlullah (s.a. v.) şöyle dua ederdi: "Allahım, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, kabir azabından sana sığınırım. Allah'ım, nefsime günahlardan korunma
347
Yıldız, Adem, İmam Gazzali'ye Göre Nefis ve Nefis Eğitimi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2007, s. 29. 348 Cevziyye, a.g.e., s. 93. 349 Ebu Davud, 2118. 350
melekesi nasip eyle ve onu her türlü günahtan temizle, onu en iyi temizleyecek sensin. Onun koruyucusu ve efendisi de sensin. Allah'ım faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul olunmayacak duadan sana sığınırım."351
Hz. Peygamber (s.a.v.) konuşması esnasında sık sık "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki…" diyerek başlardı ve nefisle ilgili şöyle dua ederdi: "Ya Rabbi, göz açıp kapayıncaya kadar da olsa beni nefsime bırakma."352
Ebu'd-Derda (r.a)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Davut (a.s.) şöyle dua ederdi: Allah'ım senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi istiyorum. Allah'ım senin sevgini bana canımdan (nefsimden), ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl."353
Hz. Peygamber (s.a.v) çok cihetle nur istediği bir duasında da şöyle der:
"Allah'ım! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır. Sağımı nurlandır, solumu nurlandır. Üstümü nurlandır, altımı nurlandır. Önümü nurlandır, arkamı nurlandır. Allah'ım! Nefsimi nurlandır, nurumu azim kıl."354
Bu nurlu duada Hz. Peygamber'in "Allah'ım nefsimi nurlandır" demesi şu anlama gelmektedir: Siyah kömür, ateşe atılınca nuraniyet kesbeder, işe yarar. Pis gübre, gül fidesinin altına bırakıldığında gülü güzelleştirir, hoş kokulara inkılâb eder. Nahoş kokulara sahip petrol, rafine edildiğinde "siyah altın"a dönüşür, kendisinden yüzlerce faydalı mamul elde edilir. Onun gibi, şu suflî nefis daha iyi bir terbiye ile nuraniyet kazanır, insanın manevî seyr-i sülûkunda "ateşleyici ve tetikleyici" bir unsur haline gelir. O zaman suflî zevkler yerine ulvî zevklere yönelir. İsyan-tuğyan yerine Rabb'ine itaat eder. Böylece gerçek mecrasını bulur, cennete layık bir kıymet kazanır.355
Peygamber (s.a.v.)'in "nefs" ile ilgili diğer hadis-i şeriflerinde: Ebû Mâlik Hâris ibn Âsım el Eş‟arî (r.a)‟den rivayet etmiştir ve Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Temizlik, yani her türlü günah ve pisliklerden arınmak; imanın yarısıdır. Elhamdülillah demek mizanı doldurur, Sübhanallah ve Elhamdülillah sözleri ise yerler ve gökler arasını doldurur. Namaz bir nurdur, sadaka bir burhan, sabır aydınlıktır. Kur‟ân senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahleyin işine gücüne çıkar kendisini satar ya kazanır ya da kaybeder (yani kişi Allaha emirlerini yerine getirmekle nefsini Allaha
351
Müslim, Zikir, 73.
352
Ebu Davud, Edeb, 101.
353
Tirmizi, Deavât, 73.
354
Buhari, Deavât, 9; Müslim, Müsâfirîn, 189; Tirmizi, Deavât, 30; Ebu Davud, Tetavvu, 26.
355
satarak kazanır, yada kendi nefsinin sefasına uyup Allahın emirlerini çiğneyip kendisini şeytana satarak kaybeder).”356
Hz. Peygamber (s.a.v.), nefsin meyillerine dikkat çektiği bir hadisinde şöyle der: "Allah her uzva zinadan payını yazmıştır. Gözün zinası bakmaktır. Kulağın zinası duymaktır. Elin zinası tutmaktır. Nefis, ister ve arzular; azalar ise ya bunu uygular veya terk eder."357 Öyle anlaşılıyor ki her nefis, fıtratı itibariyle günahlara meyillidir. Büyük zatlar, bu tür meyilleri olmadığından değil, aksine bu meyilleri kontrol altında tutabilmeleriyle büyük olabilmişlerdir.358
Ebû Ya‟lâ Şeddâd ibn Evs (r.a)‟den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Akıllı kişi nefsini hesaba çekerek, nefsine hâkim olup ölüm sonrası için çalışandır. Âciz ve zayıf kimse ise nefsini arzularının peşine takıp da kurtuluşunu hiçbir iş yapmaksızın Allah beni bağışlar diye hayal kurarak Allah‟tan bekleyen kimsedir.” 359
Aişe (r.a)‟dan rivayet olunduğuna göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz nefsim murdar ve pis oldu demesin, fakat nefsim yaramazlaştı, fenalaştı desin.”360
Hz. Peygamber (s.a.v.), "Cennete ancak Allah'a teslim olan nefis girecektir"361 buyurur. O'na teslim olmayan nefisler ise ateşe teslim edilecektir.
Abdullah bin Amr'dan (r.a.) rivayetle:
"Allah'ım, huşu duymayan kalpten, işitilmeyen (kabul olunmayan) duadan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım, bu dört şeyden sana sığınırım."362
Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayetle:
"Cehennem nefse hoş gelen şeylerle, cennet ise nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle kuşatılmıştır."363
Fudale bin Ubeyd'den (r.a.) rivayetle:
"Mücahit Allah yolunda nefsiyle mücadele edendir."364
Zeyd bin Erkam'dan (r.a.) rivayetle:
356
Müslim, Tahârat, 1.
357
Buhari, İsti'zan, 12; Müslim, Kader, 20.
358
Eren, a.g.m., s. 89.
359
Tirmîzî, Kıyâme, 25.
360
Buhari, Edeb, 100; Müslim, Elfaz, 17.
361
Müslim, İman, 178.
362
Tirmizî, Dua, 68.
363
Buharî, Rikâk,28; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/333, 373.
364
"…Allah'ım nefsime takvasını ver ve onu temiz eyle, onu temiz edecek sadece sen varsın. Onun Veli'si ve Mevlâsı sensin!"365
Hadis-i şeriflere baktığımızda nefs kelimesi, daha çok insanı kötülüğe sevkeden iç kuvvet anlamında kullanılmış, onunla mücadele tavsiye edilmiş, kötü yönleri hakkında bilgi verilmiş, bunun yanı sıra hakkını gözetmek hususuna da dikkat çekilmiştir.
Kur'an'ın ve sünnetin nefs kavramını ele alışı birbirine paralellik arz eder. Kur'an'da ve sünnette nefs, insana imtihan için verilmiş, çeşitli istekleri taşıyan, bu yüzden de Rabb'ini emrine itaat etmekten kaçınan soyut bir varlıktır. İnsanın kurtuluşa ermesi için nefsle mücadele ederek onu arındırması gerekir. Zira onu arındıran kurtulmuş arındır(a)mayan ise hüsrana uğramıştır.366
Nefisle ilgili Hadislerde, Allah Rasülü'nün nefsin şerrinden çok çekindiğini ve her duasında O'nun tehlikesinden Allah'a sığındığını görüyoruz. O halde içimizdeki bizi yönetmeye ve dünya nimetlerinin tuzağına düşürmeye çalışan nefse karşı uyanık olmak zorundayız. Biz de Peygamber'in izinden giderek dualarımızda nefsin şerrinden korunmayı ihmal etmemeliyiz. Her türlü kötülüğün anası olan şeytan ve ona ortak olan nefs bizim için amansız bir düşmandır. Bu düşmanlara da ancak Allah'ın kitabı ve Peygamber (s.a.v.)'in sünnet-i seniyyesi ile galip gelebiliriz.
5. TASAVVUF LĠTERATÜRÜNDE NEFĠS KAVRAMI VE KULLANILIġ