• Sonuç bulunamadı

H yeniden dolaşımı: H

Belgede Erdoğan Tekin (sayfa 88-150)

Ç çaba: effort, exertion

D- H yeniden dolaşımı: H

recirculation

DI1-sıcaklığı: AC1-temperature DI2-sıcaklığı: AC2-temperature DI3-sıcaklığı: AC3-temperature DID (Doğrudan İndirgenmiş Demir):

DRI (Direct Reduced Iron)

DID-temelli tümleşik küçük çelik fabrikası: DRI-based integrated minimill DIN asit direnci deneyi: DIN acid

resistance test

DIN çelik simgeleri: DIN

steeldesignations

DIN çelik standartları: DIN steel

standards

DIN film nitelendirmesi: DIN film

rating

DIN gereç sayıları: DIN material

numbers

DIN standartı çelikler: DIN standard

steels

DN değeri: DN value DNA: DNA

DNA nanoteknolojisi: DNA

nanotechnology

Du/D oranı: Du /D ratio dadı: dry nurse

dağ bilimi (yer b.): orology dağ çizimbilimi: orography dağ deviren (bomba): blockbuster dağ oluş: orogeny

dağ oluşumu (yer b.): orogeny dağ yamacının taş yığıntısı: scree

dağcı borusu: alpenhorn dağcı çengeli: karabiner dağcı çivisi: piton dağcı değneği: alpenstock dağılım: dissipation, distribution dağılım eğrisi: distribution curve dağılım etmeni: dissipation factor dağılım işlevi: distribution function dağılım katsayısı: distribution coefficient dağılım oranı: distribution ratio

dağılma ısısı: heat ofdisintegration dağınık: dispersed, sparsel

dağınık akma: discontinuous yielding dağınık ışık: stray light

dağınık ışınım: stray radiation dağınık sıcaklık: nonuniform

temperature

dağınım: dispersion dağınmış: dispersed dağıntı (S=dQ/T): entropy dağıntı çizelgesi: entropy chart dağıntı çizgesi: entropy diagram dağıntı değişimi: entropy change dağıntısal kısıtlanmış dizgeler:

entropically confined systems

dağıntısal kuvvet: entropic force dağıntısal soğutulmuş katman:

entropically cooled layer

dağıtaç: distributor dağıtan: dispersant

dağıtıcı: dispersant, distributor dağıtım: distribution

dağıtım anahattı: distribution main dağıtım panosu (elekt.): switchboard dağıtım tabağı: platter

dağıtım tepsisi: platter dağıtma: dispensing

dağlama: cauterization, etching, searing dağlama ayıracı: etching reagent

(=etchant)

dağlama camı: etching glass dağlama çatlağı: etching crack dağlama çözeltisi: etching solution dağlama çukurcukları: etch pits dağlama deneyi: etch test

dağlama deneyi parçası: etch test cut dağlama durulaması: etch rinsing dağlama izleri: etch figures

dağlama koşulları: etching conditions dağlama sıcaklığı: etching temperature dağlama süresi: etching period dağlama zıtlığı: etching contrast dağlamacılık (deri, tahta): pyrography dağlamalı parlatma: attack polishing

dağlamalı temizleme: etch cleaning dağlanık: etched

dağlanmış: etched

dağlanmış cam deseni: plate etching dağlanmış çelik numune: etched steel

specimen

dağlanmış metal numune: etched metal

specimen

dağlanmış metalografi numunesi:

etched metallographic specimen

dağlanmış numune: etched specimen dağlayıcı: etchant, etching agent dağlayıcı bileşimi: etchant composition dağlayıcı derişimi: etchant concentration dağlayıcı seçimi: etchant selection dağlayıcı uygulaması: etchant

application

dağlayıcı uygunluğu: etchant suitability daha düşük fiyat teklif etme (ihale):

underbidding

dahiliye hekimliği (tıp): internal

medicine

dahra: broad hatchet, hand axe daido potada arıtma süreci (çelik):

daido ladle refining process

daire: apartment, circle, department, ring daire halkası (geom.): annulus

dairenin sekizde biri: octant dairesel: circumferential, rim, round dairesel bıçkı: disc saw

dairesel eğe: circular file

dairesel kafatası testeresi (tıp): trephine dairesel kesitli tünel fırın: circular kiln dairesel mil (tel çapı ölçü birimi):

circular mill

dairesel örme: circumferential weaving dairesel sarma: circumferential winding dairesel testere: disc saw

dakika: minute

dakron: dacron, terylene daktilo: typewriter daktilo yazısı: typewriting daktiloda yazma: typewriting dal: branch, ramification, wicker dal biçimli: ramiform

dal(dır)ma: immersion, plunging dal(dırıl)mış: immersed

dalar kepçe: dipper

dalcıklar (elektrikli kaplama bozukluğu): trees

dalcıklı yapı: lineage structure daldan çit: wattle

daldıraç: catheter

daldırık: dipped, immersed, submerged

D

daldırık elektrot: submerged electrode daldırık elektrotlu fırın:

submerged-electrode furnace

daldırık giriş memesi: submerged entry

nozzle

daldırık meme: submerged nozzle daldırılabilir: immersible

daldırılmış: dipped

daldırma: dipping, immersion daldırma aşı (tıp): whipgraft daldırma borusu: sublance

daldırma borusu sondası: sublance

probe

daldırma düzeneği: immersion system daldırma elektrotlu fırın:

immersed-electrode furnace

daldırma fosfat örtü: immersion

phosphate coating

daldırma kaplaması: immersion plating

(=dip plating)

daldırma merceği: immersion lens daldırma ortamı: immersion medium daldırma örtü: immersion coating daldırma süresi: immersion time daldırma süzgeç: immersion filter daldırma tankı: dip tank

daldırma uçlu nano yazım: dip-pen

nanolithography

daldırmalı: dipped

daldırmalı alkalili temizleme:

immersion alkaline cleaning

daldırmalı asitli temizleme: immersion

acid cleaning

daldırmalı bağlantı (tuğla): dipped joint daldırmalı boyama: dip painting daldırmalı dağlama: etching by

immersion, immersion etching

daldırmalı dondurma (işlem):

immersion freezing, plunge freezing

daldırmalı dondurma aygıtı: plunge

freezing device

daldırmalı dondurucu: plunge freezer daldırmalı döküm: dip casting daldırmalı kalay kaplama: contact tin

plating

daldırmalı kapama / kaplama (seramik): dip coating, dip

encapsulation, dip plating, immersion coating

daldırmalı kırılma ölçümü (optik):

immersion refractometry

daldırmalı lehimleme (baskıdevreler):

dip soldering, drag soldering

daldırmalı sert lehimleme: dip brazing daldırmalı sertleş(tir)me: immersion

hardening

daldırmalı sıcaklık ayarlayıcı:

immersion thermostat

daldırmalı sıcaklıkölçer: immersion

pyrometer

daldırmalı su ısıtıcısı: immersion heater daldırmalı suverme: immersion

quenching

daldırmalı taşlama: plunge grinding daldırmalı temizleme: immersion

cleaning

daldırmayla alkali temizleme (metal):

soak alkaline cleaning

daldırmayla temizleme (metal): soak

cleaning

dalga: wave

dalga biçimi: wave form dalga boyu (λ): wavelength

dalga boyu dağınımlı görünge gözlemi:

wavelength-dispersive spectroscopy

dalga boyu dağınımlı görüngeölçer:

wavelength-dispersive spectrometer

dalga boyu dağınımlı x-ışınları florışınımı: wavelength-dispersive x-ray

fluorescence

dalga boyu dağınımlı x-ışınları görünge gözlemi: wavelength-dispersive x-ray

spectroscopy

dalga boyu dağınımlı x-ışınları görünge ölçümü: wavelength-dispersive x-ray

spectrometry

dalga boyu dağınımlı x-ışınları görüngeölçeri: wavelength-dispersive

x-ray spectrometer

dalga boyu dağınımlı x-ışınları görüngesi: wavelength-dispersive x-ray

spectrum

dalga çıkını: wave package

dalga çözümleci (fiz.): wave analyser dalga çözümleme (fiz.): wave analysis dalga çukuru: wave trough

dalga dalga: undulated

dalga dalga ilerleyen: undulatory dalga denklemi [∇²ψ = 1/c² x δψ / δt²] (fiz.): wave equation

dalga devinimi: wave motion dalga etmeni: wave factor

dalga girişimi: interference of waves dalga işlevi (fiz.): wave function dalga kapanı: wave trap dalga karnı (fiz.): antinode dalga katarı: wave train dalga kayağı: surfboard

dalga kayakçılığı: surfing(=surfriding) dalga kılavuzu: wave guide

dalga kıran: breakwater, wave breaker

dalga kuramı: undulatory theory, wave

theory

dalga kuşağı (fiz.): wave band dalga kümesi (elekt.): wave group dalga mekaniği (fiz.): wave mechanics dalga optiği: wave optics

dalga peryodu: wave period dalga sayısı (1/λ): wave number dalga sıklığı (elekt.): wave frequency dalga yayılması (fiz.): undulation dalga yüzeyi: wave surface dalga yüzü: wavefront dalgakıran: jetty

dalgalanan: fluctuant, fluctuation,

undulant, undulating

dalgalanımlı elektron mikroskopisi:

fluctuation electron microscopy

dalgalanma: fluctuation, surge

undulance, undulation

dalgalar: corrugations

dalgalı: sinuous, undulant, undulated,

wavy

dalgalı akım: alternating current dalgalı akım motorları: alternating

current motors

dalgalı biçim: undulation dalgalı damar (cam): wavy cord dalgalı gerilim: alternating stress dalgalı gerilim genliği: alternating stress

amplitude

dalgalı kenar (cam): curled edge dalgalı lehimleme: wave soldering dalgalılık (yüzey): waviness dalgamsı: undulatory dalgasız: waveless dalgıç: plunger

dalgıç elektrot: immersion electrode dalgıç ısıtıcı: immersion heater dalgıç merdane: sink roll dalgıç odacığı: bathyscape

dalgıç pompa: immersion pump, plunger

pump

dalınç: trance

dallanma: branching, ramification dallanma noktası (mat.): branch point dallanmış: branched

dallantı: dendrite, fir-tree crystal

(=dendrite)

dallantı biçimseli: dendritic morphology dallantı büyüme hızı: dendritic growth

rate

dallantı büyümesi: dendritic growth dallantı çekirdeklenmesi: dendritic

nucleation

dallantı dalcıkları: dendrite subbranches dallantı dalları: dendrite branches dallantı kolları: dendrite arms dallantı morfololojisi: dendritic

morphology

dallantı oluşumu: dendrite formation dallantılararası: interdendritic

dallantılararası birikim: interdendritic

segregation

dallantılararası birikinti: interdendritic

segregate

dallantılararası çekinti: interdendritic

shrinkage

dallantılararası gözenekler:

interdendritic pores

dallantılararası gözeneklilik:

interdendritic porosity

dallantılararası saldırı (yenim):

interdendritic attack

dallantılararası sıvı: interdendritic liquid dallantılararası yenim: interdendritic

corrosion

dallantılı: dendritic

dallantılı büyüme: dendritic growth dallantılı çoğuzlar: dendritic polymers dallantılı çökelti: dendritic precipitate dallantılı grafit: dendritic graphite dallantılı içyapı: dendritic

microstructure

dallantılı karbonitrürler: dendritic

carbonitrides

dallantılı katılaşma: dendritic

solidification

dallantılı magnezyum parçaları:

magnesiumdentritic pieces

dallantılı yapı: dendritic structure dallantısal: dendritic

dallantısal birikinti: dendritic segregate dallantısal birikme: dendritic

segregation

dallı: branched, ramiform dallı çoğuz: branched polymer dallı karbon zinciri (kim.): branched

carbon chain

dallı polietilen: branched polyethylene dallı polimer: branched polymer dallı polimer gereçler: branched

polymeric materials

dallı zincir (kim.): branched chain dallı zincir çoğuzlar: branched chain

polymer

dallı zincir polimerler: branched chain

polymer

dalma boru: immersion pipe

dalma çizikleri (mek. işleme): feed lines

dalmış: submerged

Dalton yasaları: Dalton’s laws Dalton’un kısımsal basınçlar yasası:

Dalton’s law of partial pressures

dalyan çiti:weir dam: roof dam altı: loft

dama desenli: tattersall dama tahtası: checkerboard dama taşı: checker

damacana: demijohn damağa ilişkin: palatral damak: palate

damak eteği (tıp): velum damaksı: palatral damalı: tattersall

damar: cord, lap mark, ledge,lode, ream,

seam, vas, vein (tıp)

damar açıcı (ilaç): vasodilator damar açımı (tıp): embolectomy,

endarterectomy, vasodilatation

damar ağı (yüzey bozukluğu): veining damar ağına ilişkin (tıp): plexal damar aşısı (tıp): vascular grafts damar bağlama (tıp): ligation damar bilimi (tıp): arteriology damar büzücü (tıp): vasoconstrictive damar büzücü ilaç: vasoconstrictor damar büzülmesi (tıp): vasoconstriction damar büzüp açan (tıp): vasoactive damar büzüp açma (tıp): vasoactivity damar diziliş ve yayılışı (tıp): vasculature damar düzeni (tıp): vasculature

damar etkin: vasoactive damar etkinliği: vasoactivity damar genişlemesi (tıp): aneurysm damar genişliğini düzenleyen (sinir):

vasomotor

damar ışını: vascular ray damar içi: intravascular

damar içi pıhtılaşması (tıp): thrombus damar implantı (tıp): vascular implant damar kayacı (yer b.): dike (=dyke) damar kesme (kan alma için):

venepuncture (= venipuncture)

damar koyuntusu (tıp): vascular implant damar röntgeni (tıp): venograph damar röntgeni çekimi (tıp):

venography

damar sertleşmesi (tıp): arteriosclerosis damar sıkacı (tıp): tourniquet

damar tıkantısı: embolus (emboli) damar yumağı (tıp): glomerulus damarcık (tıp): veinlet

damardan besleme (tıp): drip-feed damardan ilaç verme (tıp): transfusion damardan kan alma (tıp): venesection

(= venisection)

damarın yağ bağlaması: atherosclerosis damarlandırma: graining

damarlandırma macunu: graining paste damarlandırma merdanesi: graining roll damarlanma (yüzey): bloating

damarlar (yüzey hatası): seams, (cam)

streaks (cords)

damarlaşma (tıp): veining damarlı: banded, grainy, ribbed,

streaked, streaky, vascular, veined

damarlı akik: onyx

damarlı cevher: banded ore damarlı çömlek: agate ware

damarlı demir oluşumu (yerbilimi):

banded iron formation

damarlı doku (tıp): vascular tissue damarlı olma (tıp): vascularity damarlı turba (maden): banded peat damarlılaşma: vascularization damarlılık (tıp): vascularity, venosity damarsal: vascular

damarsal tümör (tıp): vascular tumor damarsal ur (tıp): vascular tumor damga: seal, stamp

damga basma (kızgın demir): searing damga demiri: marking iron

damgalama: coining damıtık: distillate, distilled damıtık içki: liquor

damıtık su: distilled water, neutral water damıtım düzeni: alembic

damıtımlı arıtma: refining by distillation damıtma: distillation, stilling

damıtma balonu: distilling flask damıtma borusu: distilling tube damıtma kulesi: distillation tower damıtma tortusu: residue of distillation damla: bead, blob, dribblet, glob, gob,

gutta, trickle

damla hunisi (cam): guide funnel damla kabı (su toplama): drip-pan damla oluşturucu (cam): feeder (=feeder

head)

damla sıcaklığı: gob temperature damla tamponu (cam): gather guide damla taşı: stalactite

damla yolu (cam): delivery equipment damla yöntemi (cam): gob process damla(t)ma: dripping, (cam) gobbing damlacık: drib, droplet

damlacık aşındırması: droplet erosion damlacıklı aktarım (tüketilen elektrotlu ark kaynağı): globular transfer

damlaç: burette

damlalı besleme: drip feed damlalı dağlama: drop etching

damlalı yağlama: drip-feed lubrication,

drop-feed oiling

damlalık: drainboard, dropper,

stactometer

damlalık şişe: dropping bottle damlalık taşı (cam): drip course damlalıklı yağdanlık: drop oiler damlaölçer: stactometer damlatma: dripping

damlatma hunisi: dripping funnel damlayan: dripping

damperli kamyon: dumptruck damtaşı: slate

dana gözlü yapı (dökme demirler): bull’s

eye structure

danburit [CaO.B2O3.2SiO2]: danburite daniell gözesi: daniell cell

Danner süreci (cam çubuk/boru):

Danner process

dantel: crochet, lace, lacework, lacing dantela ipliği: gimp

dantelli: invected dar: low, narrow

dar açı: acute angle, small angle

dar açı saçılımlı (x-ışınları): small-angle

scattering

dar açılı esnek saçılım: small-angle

elastic scattering

dar açılı kırınım: low-angle diffraction dar açılı sınır: low-angle boundary, small

angle boundary

dar açılı tane sınırı: low-angle grain

boundary (LAGB)

dar açılı x-ışınları saçılımı: small angle

x-ray scattering (saxs)

dar açılık tane sınırı (içyapı): small

angle grain boundary

dar ağızlı cam kaplar: narrow mouth

containers

dar aralıklı cam: short glass dar boğaz (şişe): choked neck dar boğazlı cam kaplar: narrow neck

containers

dar bölge tıkayıcıları (tıp): zonula

occludents

dar çelik şerit: narrow steel strip dar dalga boyu aralıklı süzgeç (ışık):

notch filter

dar delikten sızma: effusion

dar demiryolu: narrow gauge railway dar gerdanlık: necklet

dar kanal: constriction dar kuşak: stripe dar maden tüneli: shoot dar paçalı: pegtop dar pay: close tolerance

dar paylı dövme: close tolerance forging dar saçılım: forward scattering

dar spor pantalonu: sweat pants dar şerit: narrow strip

dar tabanlı döküm kalıbı: big-end-up

mould

dar tabanlı ingot kalıbı: big-end-up

ingot mould

dar tabanlı tomruk: big-end-up ingot dar tabanlı tomruk kalıbı: big-end-up

ingot mould

dara: counterweight, tare darağacı: widdy

daralı ağırlık: gross weight daralım (tıp): diastalsis daralma: constriction, shrink daralma çatlağı: restriction crack daralmış: constricted

daralmış kıvrıntı (dislokasyon):

constricted jog

daraltı: constriction

daraltı direnci (elektrik): constriction

resistance

daraltıcı maça (döküm): strainer core daraltma: anamorphism, drawingdown daraltma haddesi: reducer

darbe: beat, impact, knock, stroke darbe hatası (cam): cockle (=batter) darbeli delgi: hammerdrill

darbeli el delgisi: hammer handdrill darbeli matkap: percussion drill darbeli süsleme (cam): needle etching darboğaz: bottle neck, bottleneck darbuka: drum

darçıkım kusuru: extrusion defect darçıkım kütüğü: extrusion billet darçıkımlı: extruded

darçıkımlı çubuk: extruded bar darçıkımlı kalın çubuk: extruded rod darçıkımlı metal: extruded metal darçıkımlı metal çubuk: extruded metal

bar

darı süpürgesi: grain sorghum Darken denklemi: Darken equation darkuşaklı yansıtmaz kaplama:

narrowband antireflection coating

darp takımları: coining tools

darp zımbası: coining punch darphane: mint

darplama: coining

darplama kalıbı: coining die dart (döküm): scab

dasimetre: dasymeter datolit: datolite dava: case davlumbaz: hood

davranım: behaviour, performance davul: drum, timpano

davullar (orkestra): timpani dayak (mek.): sprag

dayama noktası: fulcrum

dayanak: basis, girder, kicktand, pier,

support

dayanç: strength

dayanç ağırlık oranı: strength-to-weight

ratio

dayanç artırma: strengthening

dayanç artırma oluşbiçimi: mechanism

of strengthening

dayanç yoğunluk oranı:

strength-to-density ratio (Su/r)

dayançlı: strong

dayanıklı: durable, robust, wearproof dayanıklı çanak çömlek: stoneware dayanıklı tüketim malları: durable

consumable goods

dayanıklılık: durability, endurance dayanıklılık aralığı: endurance range,

limiting range (=endurance range)

dayanıklılık dayancı: endurance strength dayanıklılık deneyleri: endurance tests

(=fatigue tests)

dayanıklılık kısıtı (metal yorulması):

endurance limit

dayanıklılık oranı: endurance ratio dayanıksız: labile, sleazy, weak dayanıksız gereç: labile material dayanıksızlık: weakness dayanma deneyi: bearing test dayanma gerilimi: bearing stress dayanma gerinimi: bearing strain dayanma takozu: kicking piece dazlak: bald

dazlaklık (tıp): alopecia

De Broglie dalga boyu [λ =mυ/h]: De

Broglie wavelength

De Broglie denklemi: De Broglie

equation

debbağhane (deri): tannery debitöz dudağı (cam): slot

debitöz kabarcığı (cam): open blister

debriyaj: clutch

debriyaj kutusu: clutch housing debriyaj tamburu: clutch drum debütöz: debiteuse

debütöz kabarcığı (cam): debiteuse

bubble

Debye belirgin sıcaklığı: Debye

characteristic temperature

Debye belirgin sıklığı: Debye

characteristic frequency

debye birimi (=10 e.u): debye unit Debye denklemi: Debye equation Debye halkası: Debye ring Debye kuramı: Debye theory Debye sıcaklığı: Debye temperature Debye sıklığı: Debye frequency Debye ve Huckel kuramı (elektroliz):

Debye and Huckel’s theory

Debye-Huckel perdeleme değişmezi:

Debye-Huckel screening constant

Debye-Scherrer kamerası (x-ışınları):

Debye-Scherrer camera

Debye-Scherrer yöntemi (x-ışınları):

Debye-Scherrer method

Debye-Scherrer x-ışınları kırınımı:

Debye-Scherrer x-ray diffraction

Debye-Scherrer-Hall toz yöntemi:

Debye-Scherrer-Hall powder method

defa: times

defile: fashion show define: treasure, trove

deflektör (=yansıtıcı): deflector

defne asidi [CH3(CH2)10·COOH]: lauric

acid (=dodecanoic acid)

deformasyon: deformation

deformasyon kuşakları: deformation

bands

deformasyon mekanizmaları:

deformation mechanisms

deforme: deformed

deforme olmayan takımlar:

nondeforming tools

değdirmeli dondurma: contact freezing değdirmeli yanayölçer: contact

profilometer

değeç: contact, ligand değer: value

değer biçme: assessment değerini düşük belirleme:

underestimation

değerini yükseltme: upgrading

değerlendirilebilir boksit:

metallurgical-grade bauxide

değerlendirilmiş güvenirlik: asessed

reliability

değerlendirme: appraisal, assessment,

evaluation

değerlendirme maliyeti: appraisal cost değerli: precious, valuable

değerli metaller: precious metals değerli taş: gem, gemstone değerli taş oymacılığı: glyptics

değerli taşlar: precious stones (=precious

gems)

değerlik (kim.): valence (= valency) değerlik doyması: saturation of valency değerlik eksicikleri: valence electrons değerlik elektronları: valence electrons değerlik kuşağı (atom): valence band değerlikli bileşik: valence compound değerlikli örütler: valence crystals değersiz: inconsiderable, unworthy,

useless

değersiz hurda: junk değersiz oyuncak: trinket değersiz takı: trinket

değirme çarkı yuvası: wheelrace değirmen: grinding mill, mill değirmen çarkı: mill wheel değirmen deresi: flume değirmen havuzu: millpond değirmen motoru: mill motor değirmen oluğu: headrace, millrace değirmen seti: mildam

değirmen suyu akıntısı: millstream değirmen taşı: grinding stone, metate,

millstone

değirmencilik: milling değiş tokuş: exchange

değiş tokuş yapma: reciprocating değiş(tir)im: exchange

değiş(tirile)mez: unchangeable değişebilirlik: changeability değişen: fluctuant

değişik: variant

değişik biçimli: variform

değişik halkalı (kim.): heterocyclic değişik halkalı bileşikler (kim.):

heterocyclic compounds

değişik halkalı çoğuzlar: heterochain

polymers

değişik halkalı ısılplastik çoğuzlar:

heterochain thermoplastic polymers

değişik renkli: heterochromatic,

heterochromous

değişik renklilik: heterochromatism değişik yağlara uygun nesnel mercek:

multi-immersion objective

değişim: change, variation

değişim akımı: exchange current değişim erkesi: exchange energy

değişim etkileşimi: exchange interaction değişim kuvvetleri: exchange forces değişim tepkimeleri: exchange reactions değişim tümlevi: exchange integral değişimli direnç: varistor

değişimsel: variational değişinç (fiz.kim.): variance değişke (ist.): variance değişken: variable

değişken basınçlı taramalı elektron mikroskobu: variable-pressure SEM değişken boyutlu haddeleme: free-size

rolling

değişken maliyetler: variable costs değişken sayısal açıklıklı nesnel mercek:

variable numerical-aperture objective

değişkenlere göre inceleme: inspection

by variables

değişkenlik: variability, variableness değişme: shift, varying

değişmeyen: unchanging

değişmez: constant, invariable, invariant değişmez ağırlık besleyicisi: constant

weight feeder

değişmez altöbek (mat.): invariant

subgroup

değişmez basınç: constant pressure değişmez denge: invariant equilibrium değişmez derişim: constant

concentration

değişmez düzlem: invariant plane değişmez düzlem gerinimi: invariant

plane strain

değişmez gerilimli dağlama:

potentiostatic etching

değişmez hız: steady-rate

değişmez hız sürünmesi: steady-rate

creep

değişmez maliyet: fixed cost değişmez nokta: invariant point değişmez oran: steady-rate değişmez oylum: constant volume değişmez ömür yorulma çizelgesi:

constant life fatigue diagram

değişmez sıcaklık: constant temperature değişmez sıcaklık kabı: thermostat değişmez tepkime: invariant reaction değişmez uyum (aydınlatmayla değişmeyen renk karşılaştırması):

invariant match

değişmez yeğinlik: constant intensity değişmez yeğinlikli pirometre: constant

intensity pyrometer

değişmez yeğinlikli yükseksıcaklıkölçer:

constant intensity pyrometer

değişmez yük: constant load, steady load değişmez yükte çatlak ilerleme kuvveti eğrileri: fixed load crack extension force

curves

değişmezlik: invariance

değiştirebilir parça: interchangeable part değiştirge (mat.): parameter, variometer değiştirgesel: parametric

değiştirgesel denklemler: parametric

equations

değiştirilebilir: exchangeable,

replaceable

değiştirilebilir uçlar: replaceable tips değiştirilebilirlik: exchangeability değiştirilemez (para): inconvertible değiştirilmiş: modified

değiştirim: modification değiştirme: replacement değiştirme çarpışması (atom):

replacement collision

değme: contact, kissing (=touching) değme açısı: contact angle

değme alanı: area of contact, contact area değme arayüzeyi: contact interference değme arkı: arc of contact

değme basıncı: contact pressure değme baskısı: contact printing değme bölgesi: zone of contact değme direnci: contact resistance değme gerilimi: contact stress değme izi (kauçuk tapa): tracking

pattern

değme kaynağı (mek.): contact weld

Belgede Erdoğan Tekin (sayfa 88-150)

Benzer Belgeler