• Sonuç bulunamadı

Hüseyin Teyci’nin Yurt Arayışı ve Gasköl’deki Yaşamı

Döngel yöneticileri ile yerli ahalinin Kazaklara kötü muamelesi sonucunda Kansu’ya gelenler pişman olmuşlardır. Kafile liderleri Kansu’daki zor hayat şartlarından kurtulmak için Hindistan’a gitmeyi ya da hiç olmazsa bir şekilde Barköl’e geri dönmeyi planlamaktaydı. Hüseyin Teyci, ne Hindistan nede Barköl’e dönmeyi düşünmüyordu. Kendisi bir maceraya atılıp mahiyetindeki Kazakların bilinmeyen bir yola sürüklemek istememekteydi. Göç kafileleri içerisinde en arkada duran Hüseyin Teyci, Kansu’da yaşananlardan haberdardır. Hüseyin Teyci, en güvendiği yakın dostu Elishan Batur, Hamza İnan ve diğer arkadaşlarından ayrı kaldıktan sonra yeni yerleşim yeri aramaya başladı. Hüseyin Teyci, Haldun yöresi Sürü Nehri vadisinde bulunurken buranın yerli halkı Moğollardan bölge hakkında bilgiler alır. Şinkay bölgesinin batısında Kansu’nun güneyinde “Gasköl” denen yeri çok et ederler, buranın en az 1000 aileye yetecek büyüklükte olduklarını söylerler. Moğollar beş yıl önce burayı terk etmişler ve şuan orası boş vaziyetteymiş.166

Bereketli otlak ve av hayvanları hakkında kesin bilgi aldır. Hüseyin Teyci, “Düşmanın gönlünde olsan da, gözü önünde olma” ibaresine uygun olarak, kafilesindekilerle birlikte Gasköl’e hareket eder. Hüseyin Teyci 1939 yılının Aralık ayında Gasköl’e gelir. Çalılık denen yerde kışı geçirir. Burada at deve boyunu geçen kamışlar vardı. Hayvanlar ağıl gereksinimi duymadan dışarıda yatıp yayılmaları göç edenlerin en büyük avantajı olmuştur. Oturdukları çadırların yanlarında dağ keçisi, yaban atı ve ceylan avları büyük ganimet olmuştu. Burada hayatlarında hiç görmedikleri güzel kışı geçirdikten sonra Kazaklar, baharın gelmesiyle keşif kolları oluşturdular. Gasköl yöresindeki dağ, bayır, yayla ve ovaları iyice keşfettiler.

Gasköl hakkında elde ettikleri bütün bilgileri Hüseyin Teyci’ye rapor ederler. Bu bilgiler ışığında Hüseyin Teyci, buranın iyi yurt olacağına kanaat getirir. Hüseyin Teyci kendisiyle beraber gelen 150 aileyi toplayıp bu yeni yer hakkında bilgi vererek şu konuşmayı yapar; “Değerli kardeşlerim bildiğiniz gibi Kansu bölgesine bin bir

166 Mansur Teyci, babasına Gasköl’e gitmesi fikrini Moğol asıllı Aka Töre’nin verdiğini söylemektedir.

48

türlü zahmetle 3.000 civarı alile ile geldik ise de ortaya çıkan olumsuz haller parçalanmamıza sebep oldu. Elishan lar, Hindistan’a gittiler, Sultan Şerif Şapşa Gökgöl’de kaldı. Dağınık halde olanlar ise Barköl’e geri döndüler. Bizler siyasi kargaşadan uzak kalacağız. Allah nasip ederse yurt edinip buraya yerleşmeyi uygun görmekteyim, yer değiştirmemiz hayırlara vesile olur”.167 Bu konuşmanın ardından

1940 yılının ilkbaharından itibaren Gasköl’e yerleşmeye başlarlar. Hüseyin Teyici’nin Gasköl’ü tercih etmesindeki etkenler şunlardır:

a. Gasköl’ün yazın serin, kışın ılık bir iklime sahip olması nedeniyle hayvan sürüleri

açık havada her mevsim yayılabiliyordu.

b. Gasköl’ün doğusunda Şinhay, kuzeydoğusunda Gansu, kuzeybatısında Gobi ve

Lop-Nor, güneyinde Tibet yer almaktadır. Herhangi bir ihtiyaç durumunda dört yönden faydalanılabilirdi.

c. Gasköl, Urimçi ve Barkölden 1500 km uzaklıkta bir mesafede yer almaktadır.

Böylece zalim Sheng Shih-tsai’in katliamlarından uzak kalınacaktı.

Hüseyin Teyciyle beraber Gasköl’e gelen fakir halk kısa zaman içerisinde zenginleşmeye başladı. Atları, develeri çoğalan halkın bu hale gelmesinde muhakkak ki liderleri Hüseyin Teyci’nin ileri görüşlülüğü en önemli etken olmuştur. Halife Altay, Hüseyin Teyci hakkında şu ifadeleri kullanır; “Hüseyin Alkenbayoğlu, çok metin ve cesur bir mücahitti. Az ve öz konuşur, yeri gelince sert davranmasını da bilirdi. Türkistan’da 1931 yıllarındaki Hoca Niyaz Hacı’nın başlattığı milli mücadelede Conci civarında Elishan Batur’la beraber savaşa iştirak ederek metanet ve cesaretini göstermiştir”.168 Gasköl’w gelişlerinin ikinci yılında Şinkay ve Kansu

bölgelerindeki aileler yavaş yavaş Gasköl’e gelmeye başladılar. Buradaki yaşam şartları halkın umutlarını arttırdı.

Gasköl’ün kuzeybatısında Şaşan Çarkılık denen yerde fakir Uygurlar yaşamaktaydı. Onlar Gasköl’de Hüseyin Teyci ve halkının durumunu öğrendikten sonra Gasköl’e gelerek yaşamaya başladılar. Kazaklara odun topluyorlar, hayvan sürülerine çobanlık

167 Mansur Teyci ile 24.10.2017 tarihinde yapılan röportaj.

168 Halife Altay, Anayurttan Anadolu’ya, s. 420; Kul, Kırkıl, Doğu Türkistan Kazak Türkleri Liderlerinden Bir Portre: Hüseyin Teyci kAlkenbayoğlu (1900-20 Eylül 1963), s. 112’de Hüseyin Teyci’nin hiçbir zaman silahlı mücadele içinde olmadığını ifade etmiştir.

49

yapıyorlardı. Bu Uygurlar, bir iki sene içerisinde zenginleşerek 50-60 koyun sürüsü sahibi oldular. Bunlar memleketlerine tekrar döndükten sonra arkalarından başka Uygurlar gelmeye başladı. Böylelikle uzun yıllardır Doğu Türkistan’da zor hayat süren Kazaklar, Gasköl’de nefes almış, Çin’in baskısından ve Doğu Türkistan’da yaşanan kirli siyasetten uzak durmuştur.

3.2.1. Gasköl’e Gelen Heyet

1943 yılına doğru Doğu Türkistan’da yumuşama siyaseti izleme kararı alan Sheng Shih-tsai, ülkenin her tarafına haber gönderip herkesin yurtlarına dönmelerini bildirmiştir. Aynı yıl içinde Gasköl’de buluna Hüseyin Teyci’ye Şerif Han Töre öncülüğünde bir heyet gelir. Heyet yirmi günlük bir yolculuğun ardından Gasköl’e ulaşır. Uzun yıllar hizmetinde bulunduğu Şerif Han Töre’nin gelişi Hüseyin Teyci ve Gasköl’deki Kazakları sevindirir. Gasköl’e gelen heyettekiler şaşkınlık içerisinde kalırlar. Onlar Kazakların aç, fakir zor şartlar altında yaşadıklarını düşünüyorlardı. Bundan dolayı da Kazakları tekrardan Barköl’e geri döndüreceklerini umuyorlardı. Gördükleri manzara en fakir Kazak’ın ocağında 60-80 koyun olduğuydu.

Çil yavrusu gibi dağılan soydaşlarının iltifatlarıyla karşılaşan Şerif Han Töre, dönüşü esnasında Hüseyin Teyci’nin evinde toplantı yaparak açıklamada bulundu: “Ben size artık geçmişteki zor günlerin sona erdiğini ve önceleri yaşadığınız yerlere dönerek akrabalarınızla birleşmenizi isterim. Memleket yönetiminde çok değişmeler oldu. Bunu anlatmak için ve sizlerin durumlarını görmeye geldim. Burada sizleri iyi durumda göreceğimi zannetmemiştim, durumlarınızın iyi oluşu şahsımı ve heyettekileri memnun etti. Durumlarınızın ne kadar iyi olursa olsun sonuçta burası dış memlekettir, bizlerden uzakta yaşamamalısınız”.169

Gasköl’de bulunan Kazaklar adına onların lideri Hüseyin Teyci, Şerif Han Töre ve heyettekilere fikirlerini sunar: “Değerli Töre, sizlerin buralara kadar gelip halkınızın halini sormanız bizlere büyük bir manevi güç oldu. Bizleri de soracak devlet büyüklerinin olması memnun vericidir. Biz buralara yaşamımızı sürdürmek için bin bir zahmetlerden sonra sele kapılan ağaç dalına tutunur gibi Gasköl’e gelip bu gördüğünüz günlere kavuştuk. Sizinde gördüğünüz gibi buradaki Kazakların durumu eskiye nazaran daha iyi. Bizleri yanlış anlamayın, buraya geldiğimizde binecek at,

50

yük yükleyecek develerden acizdik. Bize müsaade edin birkaç sene daha burada kalalım, daha da zenginleşelim. Döndüğümüzde sürülerce koyun, at ve develerimiz

olsun ki memleketimizdekilere muhtaç olmayalım”.170

Şerih Han Töre: “Hüseyin Teyci, senin toplum hizmetindeki hizmetlerini önceden gayet iyi bildiğimden, burada da topluma iyi bir hizmette baş göz olup ıssız yerde bu hale getirmen büyük başarıdır. Durumunuzu Urümçi’ye bildireceğim. Şerif Han Töre’nin Gasköl’deki soydaşlarını ziyaretinin duyulmasının ardından Gasköl’e yeni aileler gelmeye başladı ve Gasköl’de 300 aile ikamet eder duruma geldi.

İlk heyetin gelişinden iki yıl sonra 1945 yılında Gasköl’e Delilhan Kökiy, Kabdul ve Türkistan adında kişiler ziyarete gelirler. Türkistan adındaki kişi Hüseyin Teyci’nin babası Alkenbay’ın kayınçosu oluyordu. Hüseyin Teyci gelen heyet için çadır kurdurur. Bu heyet bir ay boyunca Gasköl’de Hüseyin Teyci’nin misafiri olurlar. Gasköl halkı ile beraber sürek avına çıkarlar. Heyet Gasköl’den ayrılmadan önce zaman Hüseyin Teyci’ye ne zaman döneceklerini sorarlar.

Hüseyin Teyci onlara: “Bizleri ziyarete gelen eğerli misafirlerimiz sizleri burada ağırlamaktan onur duymaktayız. Buraya ikinci heyetin gelmiş olması devlet kademesinde önemsendiğimizi göstermektedir. Buradaki soydaşlarınızın ne duruma geldiklerini kendi gözlerinizle görerek kanaat sahibi oldunuz. Durumuzun iyi düzeye ulaştı, bizler iyi olunca komşu yörelerden Uygur yurttaşlarda gelip geçimlerini temin ettiler, sizler buna şahit oldunuz. Sizden bize biraz daha Gasköl’de kalmamız için devlet yetkililerini bilgilendirmenizi istemekteyim. Vatanımızı inkâr etmiyoruz ama siyasi durum belli olsun. Altaylara döndüğümüz zaman sürülerle varmak, varlıklı

kişiler olarak dönme arzumuzdur”.171

170 Mansur Teyci ile 24.10.2017 tarihinde yapılan röportaj.

171 Gayretullah, Altaylarda Kanlı Günler, s. 202’de Hüseyin Teyci’nin Gasköl’de sahip olduğu hayvan sayıları ile ilgili olarak 1950 yılı itibariyle 80.000 koyunu, 1.500 yılkı sığırı, 3.000 deve sürüsü olduğunu ifade etmektedir. Hüseyin Teyci’nin bu denli servete sahip olması ileri dönemlerde Gasköl’e gelecek Kazak liderlerinin Hüseyin Teyci ile sorun yaşamalarının temel sebeplerinden biri olacaktır. Verilen rakamlar dikkate alındığında Gasköl’ün gerçekten bereketli bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Hüseyin Teyci’nin Barköl’e dönmek istememesinin en büyük nedenlerinden biride buranın tabi zenginlikleri ile elde ettikleri varlıklarını kaybetmek istememesidir. Hüseyin Teyci, ileri görüşlü bir karaktere sahiptir. Çağdaşı olan liderler Doğu Türkistan’da maceralara girişirken, halkın çektiği sıkıntılar dayanılmaz boyutlara ulaşmış vaziyette idi. Hüseyin Teyci, Gasköl’de kendisini ve liderliğini yaptığı halkını düşünerek tehlikeli maceralara girişmemiştir.

51

Bu sözlerden sonra Delilhan, “İfade ettiğiniz gibi Gasköl’deki soydaşlarımızın genel durumunu iyice bildik. İstek ve taleplerinizi Urümçi’deki ilgili makamlara arz edeceğim, gerekli bilgileri de size göndereceğim. Bizler, sizin bu yaşam durumunuzdan memnun olarak ayrılıyoruz. Gasköl’deki bütün soydaşlarımıza selam söyleyiniz” diye ayrıldılar. Gasköl bölgesinin huzur dolu bir mekân oluşunu haber alan Aksay, Kanalbal’dan Gasköl’e gelenler olmasıyla aile sayısı 500’e çıktı. Gasköl’de refah seviyesinin yükselmesiyle uzak civarlarda olan Kotan, Çerşen ve Duhan pazarlarına yıla iki kez ekonomik seferler düzenlenmeye başlamıştır. Koyun, deve yünleri, yak öküz derileri vb. ürünleri bu pazarlara götürerek gerekli alışveriş yapmaktaydılar. 1947 yılında Elishan Batur grubunda yer alan Kasen Batur, Kara Molla ve Ahmet Eker liderliğinde 30 aile sekiz aradan sorma Hindistan’dan dönerek Gasköl’e Hüseyin Teyci’nin yanına sığınmışlardır. Bu hadise Gasköl’deki soydaşlarını sevince boğmuştur. Gasköl halkı gelen soydaşlarına desteklerini verip yardımda bulunmuşlardır. Hüseyin Teyci, kendine ait koyun sürülerinden bir kısmını gelen soydaşlarına hediye etmiş, çadırlar kurdurarak eşyalarını Gasköl halkının yardımıyla tamamlamıştır. Kasen Batur, Gasköl’ün aksakalı seçilmiş, Kora Molla’da imam seçilerek Gasköl halkına hizmet etmeye başlamışlardır. Ahmet Eker, Tursabbay, Kasımbay, Abzelhan, Mağfer, Toktavbay, Mollacan, Abaykan ve Seyitbattal gibi kişiler Hüseyin Teyci’nin yanında yer alarak hizmetlerini hakkıyla yerine getirdiler.172

3.2.2. Hüseyin Teyci’ye Urumçi Yönetimi Tarafından Verilen Görev

Hüseyin Teyci’nin Gasköl’deki durumu hakkında Doğu Türkistan’daki liderler haberdar olmaya başlamışlardı. Artık herkesin başı sıkıştığına sığınacağı bir yer vardı. 1946 yılında Hüseyin Teyci, Urumçi’ye davet edilir. Urumçi’de Hüseyin Teyci’ye Türksitan, Kansu, Şinkay ve Tibet olmak üzere dört ülkenin sınır muhafızlığı görevi verilir. Karaşehir, Küytün, Kumul, Concu, Lancu’yu kapsayan resmi seyahatlerini tamamlayıp 6 ay sonra Gasköl’e döndü. Urumçi’den Cin-Coyan başkanlığında ulaşım işleri bölümünden bir grup Hüseyin Teyci’nin yanına geldi. Bu grubun görevi Gasköl’den Lasa istikametine doğru yol yapım çalışması idi. Zikredilen ülkeler arasındaki karayolunun yapılmasına nezaret etme görevi Hüseyin Teyci’ye verildi. Hüseyin Teyci’nin emrine telsizle birkaç Çinli uzman tahsis

52

edildi.173 Artık haberleşme imkânı kolaylaşmıştı. Böylelikle Hüseyin Teyci, Barköl,

Urümçi, Kumul, Kansu ve pek çok yerle irtibat kurmaya başlamıştı. Doğu Türkistan’da yaşanan siyasi bunalımlardan her zaman haberi olmakta idi. Böylece bir taraftan Gasköl’de halkıyla yaşamını sürdürürken, diğer taraftan Doğu Türkistan’daki gelişmelerden haberdar olmuştur. Yol yapım denetleme şantiyesi kurularak o günün şartlarına uygun şekilde yol yapım çalışması başladı.

Benzer Belgeler