• Sonuç bulunamadı

HÜSEYİN TURAL Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Belgede tıklayınız. (sayfa 101-136)

2020 YILI MEZUNLARI TEZ ÖZETLERİ (I)

TİP 1 DİYABETLİ ADÖLESANLARDA YÜKSEK VE DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ ÖĞÜNLER İÇİN İNSÜLİN DOZUNUN BELİRLENMESİNDE KARBONHİDRAT SAYIMI VE BESİN İNSÜLİN İNDEKSİ YÖNTEMLERİNİN

H. HÜSEYİN TURAL Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Biyokimya Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2020 Danışman: Prof. Dr. Kader KÖSE

Erciyes University, Graduate School of Health Sciences

Department of Biochemistry

M.Sc. Thesis, January2020

Supervisor: Prof. Dr. Kader KÖSE ÖZ

Hemodiyaliz (HD) hastalarında çeşitli nedenlerle or- taya çıkan enflamatuvar durumun kardiyovasküler hastalık (KVH) gelişimi ile ilişkili olduğunun gösteril- mesi, bu hastalarda enflamasyonun takibini önemli hale getirmektedir. Bu amaçla miyeloperoksidaz (MPO)

aktivitesi literatürde sıklıkla kullanılmaktadır.

Plazmagelsolin (pGSN) düzeylerinin enflamasyon süre- cinde etkili olduğu bildirilmekle birlikte; HD hasta- larında pGSN seans içi değişimini; ayrıca MPO ile ilişk- isini gösteren bir çalışmaya rastlanılmamıştır.

Bu çalışmada; hem HD seansı öncesi hem de sonrasında pGSN ve plazma MPO seviyelerinin ölçümü yapılarak, bir arada değerlendirilmesi ve ölçülen parametrelerin enflamasyon ile ilişkisininincelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmaya en az altı aydır haftada üç kez dört saat süreyle düzenli HD tedavisi alan 30 hasta ve 16 sağlıklı gönüllü dahil edildi. Çalışma grubunu oluşturan bireylerden HD seansı öncesi ve sonrasında alınan kan örneklerinde, MPO ve pGSN ölçümlerinin yanısıra, rutin biyokimya analizleri de yapıldı.

Hastaların biyokimyasal çalışma bulguları control grubu ile karşılaştırıldığında; pGSN düzeylerinin HD öncesinde control grubuna göre yüksek olduğu ve HD sonrasında öncesine gore değişmediği görüldü. Diğer taraftan hemodiyalize girmeden once anlamlı yüksek bulunan plazma MPO aktivitesinin diyaliz sonunda daha da yükseldiği belirlendi.

Sonuç olarak, HD hastalarında yüksek pGSN ve MPO düzeyleriyle yansıtıldığı üzere; hemodiyaliz hasta- larında çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enflamatuvar durumun gösterilmesinde, her iki parametrenin de birer belirteç olarak kullanılabileceği söylenebilir.

ABSTRACT

The demonstration of the inflammatory condition in hemodialysis (HD) patients associated with the devel- opment of cardiovascular diseases (CVD) makes it im- portant to monitor the inflammation in these patients. For this purpose, myeloperoxidase (MPO) activity are frequently used in the literature. Plasma gelsolin (pGSN) levels have been reported to be effective in the inflammation process; In addition, a study showing its relationship with MPO could not be found.

In this study, it was aimed to evaluate pGSN and plasma MPO levels both before and after the HD session to- gether and to evaluate the relationship between the measured parameters and inflammation and oxidative stress.

For this purpose, 30 patients and 16 healthy volunteers who received regular hemodialysis treatment for four hoursat three times a week for at least six months were included in the study. Inaddition to MPO and pGSN mesurements routine biochemical analysis were per- formed in blood samples taken from the study group before and after the HD session.

When the biochemical study findings of the patients were compared with the control group; GSN levels were found to be statistically high both before and after dialysis but did not change after HD. On theotherhand, plasma MPO activity, which was significantly higher before hemodialysis, was in creased at theend of dialy- sis.

In conclusion, as reflected by high pGSN and MPO levels in HD patients; it can be said that both parameters can be used as markers in the demonstration of inflamma- tory conditions in HD patients due to various reasons.

Anahtar kelimeler: Enflamasyon, Hemodiyaliz, Kronik böbrek yetmezliği, Miyeloperoksidaz (MPO), Plazma gelsolin (pGSN)

Keywords: Inflammation, Hemodialysis, Chronic renal failure, Myeloperoxidase (MPO), Plasma gelsolin (pGSN)

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)

TEZ ÖZETLERİ

20

SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİNDE EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN SPORA BAKIŞ AÇILARI VE SPOR YAPMA ALIŞKANLIKLARININ İNCELENMESİ

THE EVALUATION OF THE SPORT HABITS OF THE SPORTS SCIENCE FACULTY AND THEIR ATTITUDES TO SPORT

Halil İbrahim ADIGÜZEL Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Anabilim Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2020 Danışman: Dr.Öğr. Üyesi Feyzullah KOCA

Erciyes University, Graduate School of Health Sciences,

Department of of Physical Education and Sport

MSc. Thesis, January 2020 Supervisor: Dr.Öğr. Üyesi Feyzullah KOCA ÖZ

Bu araştırma Erciyes Üniversitesi Spor Bilimleri Fakül- tesinde eğitim gören öğrencilerin spora bakış açıları ve spor yapma alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma evrenini 2019-2020 öğretim-öğretim yılında Erciyes Üniversitesi Spor Bilimleri fakültesinde öğre- nim gören 220 öğrenci oluşturdu. Öğrencilerin spora bakış açılarını ve alışkanlıklarını belirlemek için oluştu- rulan ‘kişisel bilgi formu’ ve ‘spor alışkanlıkları ölçeği’ kullanıldı. Bulguların Excel ve SPSS 24.00 programları kullanılarak yapıldı. Anlamlılık düzeyleri 0,05 olarak alındı.(P > 0,05).Frekans dağılımı ve yüzde incelendik- ten sonra, parametrik olmayan testlerden ki-kare ile çapraz tablolar değerlendirmeler yapılmıştır. Öğrenci- lerin yaptıkları spor dalı ve aktif spor yapmalarına iliş- kin görüşlerinde gözlenen farkın anlamlı olduğu bulun- muştur. Futbol ve vücut geliştirme sporlarında ilginin daha çok olduğu görülürken basketbol ve atletizm branşlarına katılımın minimum düzeyde kaldığı sonu- cuna ulaşılmıştır. Aktif spor yapanlar futbol branşını ile ilgilenirken, aktif spor yapmayanlar en fazla basketbol ile ilgilenmektedir. Öğrencilerin spor faaliyetlerine katılma nedenleri ile aktif spor yapmalarına ilişkin gö- rüşlerinde gözlenen farkın da anlamlı olduğu bulun- muştur. Sporu zevk aldığı için ve sevdiği için yapanların oranı en fazla, arkadaş çevresi edinmek için spor ya- panların oranı en az seviyede kalmıştır. Öğrencilerin eğitim gördükleri sınıf seviyeleri ile aktif spor yapmala- rı arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucu bulunmuş- tur. Aktif olarak en fazla 2. Sınıf öğrenciler spor yapar- ken, 4. Sınıf düzeyinde aktif spor yapanlar en az olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin spor yapma süreleri ile aktif spor yapmaları arasındaanlamlı bir ilişki vardır.4 yıl ve daha fazla spor yapan öğrenci sayısı en fazladır. Aktif olarak spor yapanlar 4 yıl ve daha fazla süredir spor yaparken, aktif spor yapmayanlar en fazla 1 yıl olarak veriler elde edilmiştir. Baba eğitim durumu ve aktif spor yapmalarına ilişkin görüşlerinde gözlenen fark anlamlıdır. Toplamda en yüksek oran ilkokul ola- rak belirlenmiştir. Aktif spor yapanların baba eğitim seviyesi yüksek lisans olurken, aktif spor yapmayanla- rın ilkokul olarak verilerinin elde edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

ABSTRACT

This research was carried out to examine the perspectives of the students studying in the Faculty of Sports Sciences of Erciyes University and their habits of doing sports. There search population consisted of 220 students studying in Sports Sciences in 2019-2020 academic year. The ‘personal information form’ and ‘sports habits scale’created to determine students’ perspectives and habits were used. The findings were made using Excel and SPSS 24.00 programs. Significance levels were taken as (P > 0,05). After the frequency distribution and percent age were examined, cross-tables with non-parametric test were evaluated withc hi-square. The difference observed in their views on active sports was found to be significant. While it was observed tha tthere was more interest in football and body building sports, it was concluded that participation in basketball and athletics branches remained at a minimum level. While those who do active sports are interested in the football branch, those who do not do actives sports are most interested in basketball. It was found that the difference between students participation in sports activities and active sports is meaningful. It is determined that the rate of those who do sports bacause they enjoy and loves ports is the most, and the rate of those who do sports to make friends is the least. It has been found that there is a significant relationship between students level of education and their active sports. While active students at the most 2nd class are active, those who are active at the 4th grade level are the minimum. There is a significant relation ship between the duration of the sports and the active sports of the students. While those who do active sports have been doing sports for 4 years or more, those who do not do active sports have a maximum of 1 year of data. In total, the highest rate was determined as primary school. It was concluded thath the data of the ones who do active sports are the master’seducation level while those who do not do actives sports are obtained as primary school.

Anahtar kelimeler: Sportif faaliyet, Sportif Alışkanlık, Öğren- ci

TEZ ÖZETLERİ

SIÇAN TESTİS DOKUSUNDA PAKLİTAKSEL İLE OLUŞTURULAN HASARDA OTOFAJİNİN ROLÜ THE ROLE OF AUTOPHAGY IN DAMAGED CAUSED BY PACLITAXEL IN THE TESTIS TISSUE OF RAT

Hande VURGUN

Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Şubat 2020 Danışman: Doç.Dr. Arzu Hanım YAY

Erciyes University, Graduate School of Health Sciences

Depertmant of Histology and Embryology MSc. Thesis, February 2020

Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Arzu Hanım YAY ÖZ

Paklitaksel, çeşitli tümörlerin tedavisi için kullanılan antikanser ilaçlardan biri olup, organlar üzerindeki toksik etkileri hala net olarak bilinmemektedir. Bu ça- lışmada, farklı dozlarda uygulanan Paklitaksel’in testis

dokusu üzerine olası etkilerinin histolojik,

immunohistokimyasal ve biyokimyasal metodlar kulla- nılarak belirlenmesi amaçlanmıştır.

Çalışmada Wistar albino türü 30 adet erişkin erkek sıçan rastgele 5 gruba ayrıldı. Kontrol (n=6); serum fizyolojik uygulanan grup; sham8 (n=4); 8mg/kg kromofor uygulanan grup; sham16 (n=4) 16mg/kg kromofor uygulanan grup; paklitaksel 8 (n=8) 8mg/kg paklitaksel uygulanan grup; paklitaksel 16 (n=8) 16mg/kg paklitaksel uygulanan grup şeklinde oluştu- ruldu. Enjeksiyonlar haftada birgün, aynı dozda ve 4 hafta boyunca intraperitoneal (i.p.) olacak şekilde uy- gulandı. Deney süresince her hafta sıçanların ağırlıkları ölçüldü. Son enjeksiyondan 24 saat sonra denekler dekapite edildi. Deney sonunda testis dokularında mor- folojik yapıyı belirlemek için Hematoksileneozin boya- ma yapıldı. Otofaji de rol oynayan Beclin-1, LC3-2 ve

P62 proteinlerinin ekspresyon düzeyleri ise

immünohistokimya boyama metodu ile belirlendi. Ayrı- ca, testis doku ve serum testesteron seviyeleri ise ELISA metodu ile gösterildi.

Çalışmada uygulanan paklitaksel deneklerin vücut ağır- lığında azalmaya neden oldu. Işık mikroskobik incele- melerde, paklitaksel uygulanan gruplarda kontrol gru- buna göre, seminifertübül hasarı, germinalepitelde düzensizlikler ve seminifertübül çaplarında azalma gözlendi. Beclin-1, LC3-2 ve P62 proteinlerinin immunoreaktivite yoğunlukları Paklitaksel uygulanan gruplarda kontrol grubuna göre anlamlı derecede art- mıştı.

Sonuç olarak, çalışmada paklitaksel uygulaması, testis dokusunda belirgin şekilde hasara yol açmış ve spermatogenik hücreleri otofajiye yönlendirmiştir.

ABSTRACT

Paclitaxel is one of the anticancer drugs used for he treatment of varioustumors, but effects on organs are still not clearly known. The aim of this study was to determine the effects of Paclitaxel in different doses on

testicular tissue using histolocigal,

immunohistochemical and biochemical methods. In this study, 30 adulttype of Wistar albino rats werer and omlydividedinto 5 groups. They were created this way. Control (n=6); serum physiological applied group, sham (n=4);8 mg/kg chromophore applied group, sham16 (n=4);16 mg/kg chromophore applied group, paclitaxel 8 (n=8); 8 mg/kg paclitaxel applied group, paclitaxel 16 (n=8);16 mg/kg applied group. The injections were applied in traperitonal (i.p.) at the same dose once a week for four weeks. Weight of rats were measured every week during the experiment. Subjects were decapitated after 24 hours last injections. At the end of experiment, hematoxileneozinstaining was performed to determine the morphological structure of testiculartissues. Expression levels of Beclin-1, LC3-2 and P62 proteins plays in role in autophagy were determined by immunohistochemical staining method. In addition, serum tissue and testosterone levels were determined by ELISA method.

Paclitaxelapplied in the study caused a decrease in body weight of subjects. In light microscopic examinaton, when paclitaxel applied groups compared to the control group, seminiferous tubule damage, irregularities in germinalepitelium and decrease in seminiferous tubule diameters were observed in

paclitaxelapplied groups. Immunore activity

concentrations of proteins Beclin-1, LC3-2 and P62 were significantly increased in paclitaxel groups compared to control group.

As a result, in our study the application of paclitaxel in significan damage to testicular tissue and directed sperma to geniccells to autophagy.

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)

TEZ ÖZETLERİ

22

ERGENLER İÇİN ZORBALIK VE SİBER ZORBALIK ÖLÇEĞİ (BCS-A): TÜRKÇE GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

BULLYING AND CYBER BULLYING SCALE FOR ADOLESCENTS (BCS-A): TURKISH VALIDITY AND RELIABILITY STUDY

Harun ÖZBEY Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Hemşirelik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Aralık 2019 Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Öznur BAŞDAŞ

Erciyes University, Graduate School of Health Sciences,

Department of Nursing, M.Sc. Thesis, December 2019 Supervisor: Assist.Prof.Dr. Öznur BAŞDAŞ ÖZ

Metodolojik nitelikte planlanan bu araştırmada Ergen- ler İçin Zorbalık ve Siber Zorbalık Ölçeği (ZSÖ-E)’nin Türkçe geçerlik ve güvenirliğinin incelenmesi amaçlan- mıştır.

Araştırmanın örneklemini, 2018-2019 eğitim öğretim yılında 7-12. sınıfa devam eden 12-18 yaş arası 600 ergen oluşturmuştur. Etik kurul, kurum, ergen ve ebe- veyn izni alınarak yapılan bu çalışmada veriler Nisan- Haziran 2019 tarihleri arasında, Ergen Tanıtıcı Form ve Ergenler İçin Zorbalık ve Siber Zorbalık Ölçeği (ZSÖ-E) ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, Kap- sam Geçerlik Oranı (KGO), Kaiser-Meyer-Olkin testi (KMO), Bartlett Küresellik Testi (BTS), faktör yapısının belirlenmesi anabileşenler analizleri, Cronbach alfa katsayısı, sınıf içi korelasyon katsayıları (SKK) ve eşleş- tirilmiş örneklerde t testi kullanılmıştır.

ZSÖ-E’nin Türkçe diline uygun, KGO değerlerinin 0.733 ve üzerinde, KMO değerinin mağduriyet alt ölçeği için 0.500 ile 0.827, zorbalık alt ölçeği için 0.500 ile 0.789 arasında olduğu belirlenmiştir. BTS sonuçlarının mağ- duriyet ve zorbalık alt ölçekleri için istatistiksel olarak önemli olduğu bulunmuştur. Mağduriyet alt ölçeğinde tüm faktör yüklerinin 0.630 üzerinde, zorbalık alt ölçe- ğinde ise tüm faktör yüklerinin 0.679 üzerinde olduğu, mağduriyet alt ölçeği için Cronbach alfa değerlerinin 0.606 ile 0.806 arasında, zorbalık alt ölçeği için 0.616 ile 0.815 değerleri arasında değiştiği, test tekrar test güvenirliğinde ilk test ve son test değerleri arasında fark olmadığı ve SKK değerlerinin 0.559 ve üzerinde olduğu saptanmıştır.

Ergenler İçin Zorbalık ve Siber Zorbalık Ölçeği (ZSÖ- E)’nin 12-18 yaş arası ergenlerde zorbalık ve siber zor- balığı belirlemede geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu belirlenmiştir. Ölçeğin 12-18 yaş ergenlerde zorbalık ve siber zorbalığı belirlemek için yapılacak yeni çalışmalarda değerlendirme aracı olarak kullanıl- ması önerilebilir.

ABSTRACT

The aim of the current methodological study was to evaluate the Turkish validity and reliability of Bullying and Cyber Bullying Scale for Adolescents (BCS-A). The sample of the study was consisted of 600 adoles cents, aged between 12-18 years, attending to 7th-to-12th classes in the 2018-2019 educational year. In this study, conducted with the permission of the ethics committee, institution, adolescent and parent, the data were collected between April and June 2019 with the Adolescent Identifier Form and Bullying and Cyber Bullying Scale for Adolescents (BCS-A). In the evaluation of the data; Scope Validity Ratio (SVR), Kaiser Meyer-Olkin test (KMO), Bartlett Sphericity Test (BTS), factor analysis of determinants, Cronbach alpha coefficient, intraclass correlation coefficient (ICC) and paired samplesttest were used.

BCS-A was suitable for Turkish language, SVR values were above 0.733, KMO values were between 0.500 and 0.827 for victimization subscale and 0.500 and 0.789 for bullying subscales, respectively. In the victimization subscale, all factorloads were above 0.630 and in the bullying subscale, all factorloads were above 0.679. The

cronbach alphavalues for the victimization

subscaleranged between 0.606 and 0.806, and the perpetration subscaleranged between 0.616 and 0.815.There was nodifference between the pre-and post-test values and ICC values were 0.559 and above. Bullying and Cyber Bullying Scale for Adolescents (BCS- A) was found to be a valid and reliable instrument for determining bullying and cyberbullying among adolescent saged between 12-18 years. In conclusion, thes calemay be suggested to be used as an assessment tool in new studies to determine bullying and cyberbullying among adolescents aged between 12-18 years.

Anahtar kelimeler: Ergen, Geçerlik, Güvenirlik, Siber zorba- lık, Zorbalık

Keywords: Adolescent, Bullying, Cyber bullying, Validity, Reliability

TEZ ÖZETLERİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE DİYET İNFLAMATUVAR İNDEKSİ, GLİSEMİK YÜK VE İNDEKSİN UYKU KALİTESİNE ETKİSİ

THE EFFECT OF DIETARY INFLAMMATORY INDEX, GLYCEMIC LOAD AND GLYCEMIC INDEX ON SLEEP QUALITY IN UNIVERSITY STUDENTS

Hürmet KÜÇÜKKATIRCI

Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Aralık 2019 Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Neslihan ÖNER

Erciyes University, Graduate School of Health Sciences

Department of Nutrition and Dietetics MSc. December 2019

Supervisor: Asst. Prof. Dr. Neslihan ÖNER ÖZ

Bu araştırma, üniversite öğrencilerinde diyet inflamatuvar indeksi (Dİİ), sağlıklı yeme indeksi-2015 (SYİ-2015), glisemik indeks (Gİ) ve glisemik yük (GY) ile uyku kalitesi ve antropometrik ölçümler arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla planlanmıştır. Araştırma, 2019 yılının Şubat ile Haziran ayları arasında Kapadokya Üniversitesi’nde öğre- nim gören 18-25 yaş aralığındaki 124 erkek ve 376 kız olmak üzere toplam 500 öğrenci ile yürütülmüştür. Araş- tırmada öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, antropometrik ölçümleri, uyku kaliteleri ve üç günlük be- sin tüketim kayıtları incelenmiştir. Üç günlük besin tüke- tim kayıtlarından Dİİ, SYİ-2015, Gİ ve GY değerleri hesap- lanmıştır. Uyku kalitesi “Pittsburgh Uyku Kalitesi (PUKİ)” indeksi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğren- cilerin yaş ortalaması 20.73 ± 1.43 yıldır. Beden kütle in- deksi (BKİ) sınıflamasına göre öğrencilerin %68.8’i normal ağırlıkta (18.5-24.9 kg/m2), %16.8’i hafif şişman (25.0- 29.9 kg/m2) ve %6.4’ü şişman (≥30.0 kg/m2) olarak değer- lendirilmiştir. Öğrencilerin Dİİ puanı çeyrekliklere bölüne- rek incelenmiştir. Diyet inflamatuvar indeksi puanı en az “- 9.67”, en çok “+10.41” olarak hesaplanmıştır. Diyet inflamatuvar indeksi puanının ortalaması 2.51 ± 3.26’dır. Enerjinin karbonhidrat, doymuş ve çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlanan yüzdesi, kolesterol ve posa alımı ile vitaminlerden; A, C, E, D, tiamin, riboflavin, niasin, B6 ve folik asit, minerallerden; demir (Fe), magnezyum (Mg) ve çinko (Zn) alımının çeyreklikler arasında anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir (p<0.05). Diyet inflamatuvar in- deksi ile SYİ-2015 puanı (r=-0.2135, p<0.001) arasında ve Dİİ ile GY (r=-0.1887, p<0.001) arasında negatif yönlü, anlamlı ve zayıf bir korelasyon saptanmıştır. Ancak, Dİİ ile Gİ arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki bulunmamış- tır (p>0.05). Diyet inflamatuvar indeksi çeyrekliklerine göre bel çevresi, bel/kalça oranı ve bel/boy oranının an- lamlı olarak değiştiği saptanmıştır (p<0.05). Diyet inflamatuvar indeksi arttıkça; bel çevresi, bel/kalça oranı ve bel/boy oranının anlamlı olarak arttığı saptanmıştır (p<0.001). Diyet inflamatuvar indeksi ile PUKİ puanı ara- sında anlamlı ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak; üniversite öğrencileri arasında proinflamatuvar tipte bes- lenmenin yaygın olduğu, Dİİ ile SYİ-2015 ve GY arasında anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Üniversite öğrencileri- nin makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerini yeterli düzeyde karşılamalarının ve antiinflamatuvar tipte beslen- melerinin diyetin inflamatuvar yükünün azaltılmasına katkıda bulunarak, öğrencilerin inflamasyon ve inflamasyon ile ilişkili hastalıklardan korunmasına destek sağlayacağı düşünülmektedir.

ABSTRACT

The aim of this study was to determine there lation ship between dietary inflammatory index (DII), health yeating index-2015 (HEI-2015), glycemic index (GI) - load (GL) with sleep quality and anthropometric measurements in university students. The study was conducted between February and June 2019 with a total of 500 students (124 male, 376 female) aged 18-25 years studying Cappadocia University. Socio-demographic characteristics, anthropometric measurements, sleep quality and three- day food consumption records of the students were examined. Dietary inflammatory index, healthy eating index-2015, glycemic index and glycemic load were calculated from the three-day food consumption records of the students. Sleep quality was evaluated by Pittsburgh Sleep Quality (PSQI) index. The meanage of the students was 20.73 ± 1.43 years. According to body mass index (BMI) classification, 68.8% of the students were normal weight (18.5-24.9 kg / m2), 16.8% were ower weight (25.0 -29.9 kg / m2) and 6.4% were obese (≥30.0 kg / m2). Dietary inflammatory indexs cores of the students were evaluated by dividing in to quartiles. Minimum dietary inflammatory indexs core was “-9.67” and maksimum

Belgede tıklayınız. (sayfa 101-136)

Benzer Belgeler