• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.2. Rekreasyon Olarak Tüplü Dalış

2.2.3. Rekreasyonel Tüplü Dalış Deneyimi

2.2.3.1. Hür İrade Kuramı

1980’li yılların başında Deci ve Ryan tarafından uluslararası literatüre kazandırılan Self-Determination Theory (SDT), Türkçede Hür İrade Kuramı (HİK) olarak bilinir. HİK, deneysel temelli bir insan güdülenmesini, gelişimi ve iyi oluşu içeren bir

20 kuramdır. Kuram sadece güdülenme düzeyinden ziyade, özerk (otonom) güdülenme, kontrollü güdülenme ve performansa, ilişkiye ve iyi oluşa dayalı güdülenmenin ön görücü çıktıları gibi güdülenmenin türlerine odaklanır. HİK, insanların yaşamla ilgili hedeflerini veya özlemlerini de inceleyerek, onların performans ve psikolojik sağlıklarına yönelik içsel ve dışsal güdülenmeye dayalı yaşam hedeflerini ele alır (58).

Deci ve Ryan’a göre içsel güdülenme; temel değerler, ilgi alanları ve kişisel ahlak anlayışı dâhil olmak üzere insanın belirli şekillerde davranmasını sağlayan iç sürücülerle açıklanır. Öte yandan dışsal güdülenme, dış kaynaklara dayanan belirli davranışlarda bulunma ve dışsal kazanımlara yol açması yönünde bir itici güçtür (Deci & Ryan, 1985).

‘İdeal benlik’ ile beraber ortaya çıkan içsel güdülenme ve başkalarının standartlarına uymaya yönlendiren dışsal güdülenme, tamamen karşıt gibi görünse de güdülenme türlerinden başka önemli bir ayrı tür vardır. HİK, özerk güdülenme ile kontrollü güdülenme arasında ayrım yapar (59).

Özerk güdülenme, iç kaynaklardan gelen güdülenmeyi ve bir faaliyetin değerini ve öz benlik algısıyla nasıl uyum sağladığını tanımlayan bireyler için dış kaynaklardan gelen güdülenmeyi içerir. Kontrollü güdülenme, dış düzenlemelerden oluşur; bireyin dış ödüller alma arzusundan veya ceza korkusundan etkilendiği bir güdülenme türüdür. Öte yandan içe dönük düzenleme, utançtan kaçınma, onay alma ve egoyu koruma gibi

‘kısmen içselleştirilen faaliyetler ve değerler’den gelen güdülenmedir.

Bir birey, özerk güdülenme tarafından yönlendirildiğinde, kendini yönetir ve özerk hissedebilir; birey kontrollü bir güdülenme tarafından yönlendirildiğinde ise belirli bir şekilde davranması için baskı hissedebilir ve bu özerkliği çok az deneyimleyebilir (59).

Güdülenme, hür iradenin olmadığı ve hür iradenin olduğu iki uçlu spektruma sahip bir süreç olarak açıklanabilir (Tablo 1’e bakınız). Spektrumun sol ucunda, bir bireyin tamamen özerk olmadığı, konuşamadığı ve ihtiyaçlarının herhangi birini karşılama konusunda mücadele içinde olduğu güdülenmeme düzeyi yer alır. Güdülenmemenin bir aşama ilerisinde, güdülenmenin dışsal olduğu, dışa itaat sonucu düzenlendiği, kabul edildiği ve dışsal ödül ya da cezaya bağlı olarak devreye girdiği bir düzey söz konusudur.

Dışsal güdülenmenin bir sonraki seviyesinde güdülenmenin biraz dışsal olduğu, egoyu korumak için öz kontrol çabasının ve içe bağlı ödül ya da ceza durumuna yönelik bir çabanın sarf edildiği düzey bulunur. Tanımlanan düzenlemede güdülenme biraz içseldir ve bilinçli değerlere dayanır ve birey için kişisel olarak önemli olandır. Dışsal güdülenmenin son adımı, içsel kaynakların ve kendini tanıma arzusunun, bireyin

21 davranışına rehberlik ettiği bütünleşik düzenlemedir. Sürekliliğin sağ son ucu, içsel kaynaklar tarafından tamamen güdülenen bireyi gösterir. İçsel düzenlemede birey, kendini güdüler ve kendi kararını verir ve ilgi, haz ve içinde bulunduğu davranış veya faaliyetin doğasında var olan memnuniyet tarafından yönlendirilir (60).

Hem iç hem de dış güdülenme, insan davranışının son derece etkili belirleyicileridir ve her ikisi de HİK’in belirlediği üç temel ihtiyacı karşılamaya itmektedir: özerklik, yeterlik ve ilişkili olma. ‘‘Özerklik’’ bileşeninde insanlar kendilerinin yönlendirici olduğunu ve yaşamları üzerinde kontrol sahibi olduklarını hissederler. En önemli husus, insanların kendi davranışlarını kontrol ettiklerini hissetme ihtiyacıdır. ‘Yeterlik’ bileşeniyle ortaya çıkan ihtiyaçlar ise insanın başarısı, bilgisi, becerileri ve kendisi için önemli olan görev üzerinde yetkilerini geliştirmesi ve ustalaşmasıdır. ‘İlişkili olma’ (ayrıca bağlantılı olma olarak da bilinir) bileşeni, insanın başkalarına ait olma ve başkalarına bağlı olma hissine sahip olması durumuyla açıklanır.

Sosyalliğe ve diğer insanlarla ilişki içerisinde olmanın önemine vurgu yapan bileşen, çevreyle ilişki içerisine girildiğinde özerk davranışlardan taviz verilmemesi gerektiğini savunur (59).

HİK, içsel ve dışsal güdülenmenin daha ayrıntılı bir şekilde anlaşılması için iki alt kuram sunar. Bu alt kuramlar, sosyal faktörleri ve dışsal güdülenmeyi etkileyen çeşitli bağlamsal faktörlerin dereceleri bakımından içsel güdülenmeyi açıklamaya yardımcı olan Bilişsel Değerlendirme Kuramı (BDK) ve Organizmik Entegrasyon Kuramıdır (OEK).

BDK’ye göre, içsel güdülenme, etkinlikteki sosyal ve çevresel faktörlere bağlı olarak kolaylaştırıcı veya zayıflatıcı olabilir. İhtiyaç Teorisine atıfta bulunan Deci ve Ryan (58,60), bir etkinlik yaparken yetkinlik duygularına yön veren kişiler arası olayların, ödüllerin, iletişimin ve geri bildirimin söz konusu etkinlik için içsel güdülenmeyi artıracağını iddia eder. Bununla birlikte birey, performansını kendisi belirlemiyor veya bu etkinliği gerçekleştirmek için özerk bir seçeneğe sahip olduğunu hissetmiyorsa bu içsel güdülenme seviyesine ulaşamaz. Bu nedenle yüksek düzeyde içsel güdülenme için iki psikolojik gereksinimin karşılanması gerekir: Birincisi ‘yeterliliktir’. Böylece etkinlik, kendini geliştirme ve etkinlik duygularına yol açar. İkincisi, seçilen faaliyetin performansının kendi kendine başlatıldığı ya da kendi tarafından belirlendiği için

‘özerkliğe’ duyulan ihtiyaçtır. Dolayısıyla BDK, güdülenmenin içsel olması ve bireye hitap etmesi gerektiğini savunur. Aynı zamanda özerklik ve yetkinlik gereksinimlerinin sırasıyla desteklenip engellenmesine bağlı olarak içsel güdülenmenin artırılacağı veya zayıflatılacağı anlamına gelir (61).

22 İkinci alt kuram, dışsal güdülenmede özerkliğin ne ölçüde bulunduğuna bağlı olduğuna odaklanan Organizmik Bütünleşme Kuramıdır (OBK). Başka bir deyişle dışsal güdülenme, faaliyetin değerinin içselleştirilmesine ve bütünleşmesine göre değişir.

İçselleştirme, bir faaliyetin değerinin ne kadar iyi hissedildiğini gösterirken bütünleşme, dış düzenlemeden kendi kendine düzenlenen versiyonuna bireysel dönüşüm sürecini açıklar. Bu nedenle, OBK varolan farklı dışsal güdülenme seviyeleri ve içselleştirme ve bütünleşme süreçleri hakkında daha büyük bir perspektif sunar; bu da sonunda kendi içsel neşesi ve değeri için etkinliğin gerçekleştirilmesinin özerk seçimine yol açabilir (61).

HİK, aynı zamanda spor katılım ve başarı araştırmalarında verimli bir şekilde uygulanmaktadır. Bu araştırmalarda içsel güdülenmenin hedeflere ulaşma açısından dışsal ödüllere göre çok daha etkili bir davranış iticisi olduğunu gösterir.

Güdülenmeyenlerin (içsel ya da dışsal faktörler tarafından güdülenemeyen) ya da dış düzenleme tarafından güdülenenlerin, spor takımlarından ya da liglerden ayrılma olasılığı daha yüksektir ve haz alma, özerklik ya da ilişkide olma ihtiyacı kavramlarına daha az ihtiyaç duyarlar (62). Hür iradesiyle güdüelenenlerin zamanla egzersiz yapma ve Csikszentmihalyi’nin akış kuramında (63) ifade ettiği ‘akış durumuna girme’ olasılıkları daha yüksektir. Hür iradeyle güdülenenler, algılanan bir yetkinliğe ve psikolojik iyi oluşa (well being) sahiptir (64).

İnsanlar neden su altına dalmak isterler ve bu isteklilik onları hangi deneyimlere götürür? İnsanların su altı dünyasıyla olan etkileşimi ve entegrasyonu güçlü tarihsel bağlantılara sahiptir (17). Bir sürü bilinmezliği derinliklerinde saklayan su altı dünyasını keşfetme arzusu muhtemelen hep var olmuştur. İnsanlar yeryüzünde yürümek için yaratılmışlar. Ancak erken tarihten itibaren iki şeye arzu duymuşlar: ‘kuşlar gibi uçmak ve balıklar gibi yüzmek’ (65). Günümüzde araştırmacılar, insanların ‘balıklar gibi yüzmek’ arzusunun altında yatan etmenleri, yani Rekreasyonel Tüplü Dalış yapma nedenlerini incelemektedir. Araştırmalar, her dalgıcın aynı şekilde tüplü dalışa güdülenmediğini göstermektedir.

Dalgıçları Rekreasyonel Tüplü Dalışa güdüleyen en önemli faktörler, bol miktarda deniz yaşamı görme (26,55,73–76,56,66–72), aynı fikirdeki bireylerle etkileşimde bulunma ve aile ve arkadaşlarla beraber zaman geçirerek bağları güçlendirme gibi dalışın sosyal yönlerinden faydalanan (56,67,69,70,77,78), su altı ortamının huzur ve sükûneti ile gevşeme, rahatlama ve keyif alma (69,78–81), meydan okuma ve macera (56,66–

69,72,81) ve su yaşamını öğrenmektir (67,68,77,82).

23 Rekreasyonel Tüplü Dalışa dalgıçları güdüleyen diğer popüler etmenler su altı jeolojik oluşumlarını görmek için yeni deneyimler elde etme (26,56,67,73), Denizatları, deniz iğnelileri (syngnathids) ve deniz yumuşakçası gibi küçük türlerin yanı sıra (77,83), köpekbalıkları, vatozlar ve kaplumbağalar gibi devasa deniz canlıları dâhil olmak üzere belirli deniz yaşamı türlerini görmeyi istemektir (66,67,70,77,82,84–87). Dalgıçların su altı ortamlarında edindikleri hazza dayalı deneyimler için bulunan güdüleyici unsurlar, su altı ortamlarının kalabalık olmaması (25,66,67,81,88–90), su altındaki iyi görüş (26,56,66–68,70,76,91) ve sıcak sudur (67,70).

24

Tablo 2.1. Hür İrade Süreci Spektrumu Hür İradenin Olmaması Hür İradenin Olması Gülenme Türülenmeme Dışlenme İç lenme Düzenleme Türüzenlemenin Olmaması Dışzenleme İçe Yansıtılan zenleme Tanımlanan zenleme

Bütünleşik zenleme İç zenleme Gülenme KaynağıKişisel OlmayanDışsalBiraz DışsalBiraz İçselİçselİçsel Gülenme Düzenleyicileri

İçsel Olmayan, Değersiz, Önemsiz, Kontrol Dışı İtaat, Dışsal Ödüllendirme, İçsel Cezalandırma Öz Kontrol, Ego, Dışsal Ödüllendirme, Dışsal Cezalandırma

Kişisel Der, Bilinçli Değer Bme Uyum, Bilinç, Öz Sentezleme İlgi, Eğlence, Öz Haz

24

25