• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III: 2007 ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ SONRASINDA

D) Anayasanın 102 Maddesinde Öngörülen DeğiĢiklik

4) HÜKÜMET SĠSTEMLERĠNĠN TÜRKĠYE ‘YE UYARLANMASI

Hükümet sistemleri tartıĢılırken yapılan hatalardan en önemlisi, ülkesel bazda sistemleri karĢılaĢtırmaktır. Hükümet sistemlerinin katı çizgileri olmadığından ve esnek bir yapıya sahip olduklarından toplumun yapısına göre değiĢebilmektedirler. Örneğin ABD‟de kusursuz iĢleyen baĢkanlık sistemi Kolombiya veya Arjantin gibi ülkelerde diktatörlüklere kayıp, kaos ortamına sebebiyet verebilmektedir. Bir baĢka örnek ise; Ġngiltere‟de parlamenter sistemle gelen demokrasi Fransa‟da demokrasinin çökmesine sebebiyet vermiĢtir. Bu nedenle önemli olan hangi hükümet sisteminin uygulandığı değil, hangi toplum için uygulandığıdır.183

Hükümet sistemi tartıĢmaları belli aralıklarla gündemin sıcak konusunu oluĢturmuĢtur. Özellikle 1990‟lı yıllardaki koalisyon hükümetleri döneminde hükümet sistemi değiĢikliği tartıĢmaları hız kazanmıĢtır. Ġlk olarak 8. CumhurbaĢkanı Turgut ÖZAL CumhurbaĢkanının halk tarafından seçilmesi fikrini ortaya atmıĢtır.184

ÖZAL‟ı 10. CumhurbaĢkanı Süleyman DEMĠREL takip etmiĢ ve bu fikre TBMM

181

ġule Özsoy, Başkanlı Parlamenter sistem, Ġstanbul, XII Levha Yayınları, 2009, s. 306

182 Hasan Tunç, Faruk BĠLĠR, Bülent YAVUZ, a.g.e, s. 154

183 Nur Vergin, “Genel Oy Kapsamında CumhurbaĢkanı”, Türkiye Günlüğü, 1991, s. 132 184 Hürriyet Gazetesi, 23 Nisan 1987, s.13

76 açılıĢ konuĢmasında yer vermiĢtir.185

Ancak bu konu sadece Ģahısların fikirleri olarak kalmıĢ, parlamento gündemine taĢınmamıĢtır. Bu geliĢmelerin ardından 2000 yılında Fazilet Partisi CumhurbaĢkanının halk tarafından seçilmesi için yapılacak değiĢiklik teklifini TBMM anayasa komisyonuna vermiĢtir. Komisyonda görüĢülen bu konu reddedilmiĢtir. Bu geliĢmeler tartıĢmaların siyasal alana yansıyan kısımlarıdır. Bu tarihten sonra da anayasa değiĢiklikleri yapılırken hükümet sistemi tartıĢmalarına yer verilmiĢtir.186

2007 yılındaki anayasa değiĢikliğinden sonra ise Türkiye için yarı baĢkanlık ve baĢkanlık modeli tartıĢmaları hız kazanmıĢtır.

Bu bölüme kadar genel olarak hükümet sistemleri üzerinde durulmuĢ ve hükümet sistemleri yapısal olarak değerlendirilmiĢ ve sonrasında da Türk Anayasa tarihinde hükümet sistemleri ele alınmıĢtır. Bu bölümün baĢında kısaca Türk parlamenter sisteminde yaĢanan problemler ele alınacaktır. Daha sonra da yarı baĢkanlık ve baĢkanlık hükümet sistemlerinin Türkiye için değerlendirmesine geçilecektir.

A) Türk Parlamentarizminde YaĢanan Problemler

1961 Anayasası yapıldığında meclis üstün yapı dikkat çekmekteydi. Bir bakıma yasama yürütme dengesi kurulamamıĢtı. Yapılan değiĢiklikler de yeterli olmayınca 1982 Anayasası yapılmıĢtır. Bu anayasada yürütme organının sorumsuz kanadı CumhurbaĢkanının güçlendirilmesi ile birlikte hükümet sistemi tartıĢmarı da hız kazanmıĢtır. Parlamenter sistemde CumhurbaĢkanına sembolik yetkiler tanınmaktadır. Ancak 1982 Anayasası incelendiğinde görülecektir ki CumhurbaĢkanı yetkileri 1961 Anayasasına göre geniĢletilmiĢ adeta bir siyasal lider konumuna getirilmiĢtir. 2007 yılındaki anayasa değiĢikliğinden sonra ise yarı baĢkanlık sistemi için büyük bir adım atıldiğı kanaatindeyim.

185 TBMMTD, Dönem 21, Yasama Yılı 2, cilt 13, 1999, s. 28 186 Erdal Onar, a.g.e, s. 85

77 Türkiyede parlamenter sistemin en önemli problemi istikrarsız hükümetlerdir. Anayasada da bu soruna çözüm olacak bir madde bulunmamaktadır.187

Ġstikrarsız hükümetler yürütmenin güçsüz yapısından kaynaklanmaktadır. 1982 Anayasası bu problemi çözmek için yürütmenin sorumsuz kanadı olan CumhurbaĢkanının yetkilerini geniĢletmiĢ, sorumlu kanadı temsil eden baĢbakan ve bakanlar kurulunu ihmal etmiĢtir. Bu da uzun ömürlü hükümetlerin kurulamamasına ve yürütmenin etkin bir Ģekilde iĢlerlik kazanmamasına sebebiyet vermektedir.188

Bu noktada Ģunu belirtmek gerekir ki, 2002 yılından beri AKP hükümetinin sürdürdüğü istikrarlı bir yapıdan söz edilebilir. Ancak bunun en önemli nedeni AKP‟nin seçimlerde aldığı oy oranı ile paralellik olarak meclisteki çoğunluğu elinde bulundurmasıdır. Mecliste çoğunluğu sağladığı için de AKP‟nin önerdiği her yasa meclisten kolayca geçmektedir. Bu da AKP hükümetinin politika üretmede ve uygulamada problem yaĢamamasına neden olmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, yaĢanan bu istikrar ortamı anayasada değiĢiklik yapılmaz ise geçicidir. Türkiye gibi siyasal hayatı dinamik olan bir ülkede bir sonraki seçimde yüzde kaç oy alınacağı kestirilememektedir. Bu nedenle de önümüzdeki 2015 seçimlerinde sandıktan hangi partinin birinci olarak çıkacağı ve hükümeti tek baĢına kurabilecek çoğunluğa ulaĢabileceği muammadır. Eğer anayasada gerekli değiĢiklikler yapılmaz ise Türkiye bundan sonraki siyasal hayatında tekrar koalisyon hükümeti tecrübesi yaĢayabilir.

Türk parlamenter sisteminde yürütmenin iki baĢlı yapısı ciddi problemlere sebebiyet verebilir. CumhurbaĢkanına 1982 Anayasası ile tanınan geniĢ yetkiler sayesinde CumhurbaĢkanı aktif siyasete müdehale edebilir. Bu durumda da hükümet ile CumhurbaĢkanı arasında çatıĢma çıkma ihtimali yüksektir.189 Türk siyasal hayatı düĢünüldüğünde cumhurbaĢkanlarının siyal alanda etkili olduğu görülecektir. ÖZAL, DEMĠREL cumhurbaĢkanlığı yaptıkları dönemde aktif siyasetin içinde olup zaman zaman hükümet ile ters düĢmüĢlerdir. CumhurbaĢkanları bu güçlerini 1982 Anayasasından almıĢtır. Bir nevi parlamenter hükümet sisteminde “iki baĢlılık”

187 ġadiye Ay Deniz, “Ġngiltere Ġle KarĢılaĢtırmalı Olarak Türkiye‟de Parlamenter Sistemin ĠĢleyiĢi Ve

Hükümet Sistemi TartıĢmaları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 8, Sayı 3, 2006, s. 146

188

Mehmet Kahraman, “Hükümet Sistemi TartıĢmaları Bağlamında BaĢkanlık ya da Yarı-BaĢkanlık Sistemlerinin Türkiye‟de Uygulanabilirliği”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 9, Sayı 18, 2012, s.445

78 problemi yaĢanmaktadır.190

Özellikle 2007 Anayasa değiĢikliği ile birlikte CumhurbaĢkanının halk tarafından seçilecek olması yürütmede ki gücünü daha da arttırmıĢtır. Bir bakıma hem CumhurbaĢkanının hem de baĢbakanın meĢruiyetlerinin halka dayanması uzlaĢı ortamının sağlanmasını güçleĢtireceği kanaatindeyim.

Benzer Belgeler