• Sonuç bulunamadı

1.5. Kamuoyunun OluĢma Süreci

1.5.2. Kamuoyunun OluĢmasında Etkili Olan Faktörler

1.5.2.1. Siyasal ToplumsallaĢma

1.5.2.3.6. Gruplar

Kanaatleri etkileyen faktörler arasında öncelik gruplara verilmektedir (BektaĢ, 1996:82). Grup, belirli normlara uyan, ideolojiye sahip, gruba özgü

duygusal ortamı yaĢayan, ortak değer ve çıkarlar çerçevesinde birleĢen bireylerin toplamından baĢka bir Ģey değildir ve üyeleri arasında bir etkileĢim olduğu sürece varolabilecek toplumsal bir varlıktır. Ancak bu aralarında etkileĢim bulunan bütün bireylerin bir grup oluĢturdukları anlamına gelmez (Tolan, 1983:420). Genellikle kiĢilerin birbirleriyle yüz yüze ve göreceli olarak yoğun iliĢkiye girebildikleri ve birbirlerini tanıdıkları küçük gruplar (Hortaçsu, 1998:80) toplumsal yaĢamda bireyden sonraki boyutu oluĢturur. Birey bir anlamda bu küçük gruplar aracılığıyla toplumla bütünleĢir, kanaatlerini oluĢturur ve onlara yön verir (BektaĢ, 1996:82).

Gruplar toplumsallaĢma süreci açısından ele alındığında iki temel baĢlığa ayrılabilir. ToplumsallaĢma sürecinin ilk dönemlerinde bireyin içinde bulunduğu gruplara birincil grup, daha sonra belirli amaçlar doğrultusunda toplumun isteğine bağlı olarak niteliklerin farklılaĢtığı gruplara da ikincil grup denmektedir (Ġsen ve Batmaz, 2002:233).

1.5.2.3.6.1. Birincil Gruplar

Birincil gruplar az sayıda üyeden oluĢan ve yakın iliĢkide bulunan (Turam, 1994:28), birbirleriyle sürekli, kolay ve samimi biçimde iliĢki kurabilen gruplardır. Ve bu gruplar içinde bireyi en çok etkileyen ve onun kanaatlerinin biçimlenmesinde en fazla rol oynayan grup ailedir (BektaĢ, 1996:83).

Aile, toplumun sürekliliğini sağlayan, bireyin kiĢiliğini yoğuran sosyal bir kurumdur (M. Mutlu, 2003:38). Aile modern toplumlarda kendi kendine yeterli olmaktan çıkıp toplum içerisinde özel görevleri olan bir birim haline gelmesiyle kurum özelliği kazanmıĢtır (Çevik, 2001:188). Toplum içerisindeki bu özel görevlerinden dolayı aileyi özel bir kurum olarak değil sosyal bir kurum olarak görmemiz daha doğru olur (Bilen, t.y:85).

Bireyin ilk eğitimi aileden kaynaklanır. KiĢinin bağımlı, en güçsüz, etkilere en açık olduğu dönemlerde çevresini ve kaynaklarını ailesi denetler. Bilinçaltı kiĢiliğinin geliĢmesinde, kiĢilik yönelimlerinin ve savunma

mekanizmalarının oluĢmasında aile önemli bir rol oynar (Alkan, 1979:57). Ailenin bireyler üzerinde bu kadar etkili olmasının nedeni; bireyin, öğrenmeye en fazla açık olduğu çocukluk çağlarında ailenin onu yönlendirecek tek bilgi kaynağı olması ve yine bu çağlarda anne, baba ve çocuklar arasındaki derin duygusal iliĢkinin yarattığı güven ortamıdır (Turam, 1994:28).

Birincil gruplar içinde yer alan bir diğer grup, aile kadar olmasa bile erken sayılabilecek dönemde bireyin inançlarını, tutumlarını etkileyen ve onları yönlendirebilen arkadaĢ gruplarıdır (BektaĢ, 1996:84). Çocuklar için aile dıĢındaki faaliyetlerin baĢlamasıyla önem kazanan ve gittikçe önemi artan bu gruplar (Turam, 1994:31), bireyin daha geliĢmiĢ olduğu yıllarda onun özgül siyasal tutumlar geliĢtirmesinde etkili olan bir kaynak durumundadır (BektaĢ, 1996:85). Bireyler aralarındaki yakınlık derecesine göre arkadaĢlarından etkilenmektedirler (Turam, 1994:31).

Yine birincil gruplar arasında sayabileceğimiz okul kanaatlerin biçimlenmesinde rol oynayan bir diğer faktördür (BektaĢ, 1996:85). Formel bir eğitimin ilk kaynağı okuldur ve burada alınan eğitim bireylerin fikirlerinin oluĢumunda köklü izler bırakabilmektedir (Daver, 1993:259). Eğitimin bireyin siyasal tutum ve beklentileri üzerindeki etkilerinin iki Ģekilde olduğu düĢünülebilir. Birinci etki eğitim sırasında bireyin edinmesi arzu edilen siyasal tutumların, eğitim programlarıyla doğrudan doğruya aktarılmaya çalıĢılması Ģeklinde ortaya çıkar. Ġkinci etki ise eğitim gören bireyin siyasal yaĢam hakkındaki görüĢ ve algılamaları değiĢir. Eğitim düzeyi yükseldikçe bireyin siyasal yaĢamı anlama veya kavrama biçiminde değiĢiklik olur (BektaĢ, 1996:86). Bunun yanı sıra okul, asıl eğitim sürecinin yanında değiĢik gruplardan, duygusal iliĢkilerden ve özel davranıĢ kalıplarından oluĢan komple bir kavramdır. Okulun bu yapısı bazen bireyin kanaatlerinin oluĢmasında asıl eğitimden bile daha fazla etkili olabilmektedir (Turam, 1994:35).

Kamuoyunun oluĢmasında önemli rol oynayan ikincil gruplar, tarafların genelde sözleĢmelerle kurdukları resmi ya da gönüllü gruplardır. Ġkincil grupların üyeleri arasındaki iliĢkiler duygusallıktan uzaktır ve sınırlı alanları kapsar. Üye ile grup arasında ailede olduğu gibi, doğuĢtan zorunlu bir iliĢki yoktur. Belirli bir amaca yönelik oluĢturulan bu gruplarda üyeler sürekli bir biçimde değiĢir ve birincil gruplara nazaran, sayıca çok daha büyüktür. Dernekler, sendikalar, siyasal partiler ikincil grupların kapsamına girerler.

GeniĢ grubun idaresini demokratik kurallara uygun bir Ģekilde yerine getirebilmek için bir örgüt kurulması gerekir. Baskı grubu olarak ifade edilen bu örgütler (dernekler, sendikalar,, meslek kuruluĢları gibi) çeĢitli lobi faaliyetleri yaparak hem üyelerini, hem de kamuoyunu kendi amaçları doğrultusunda etkilemek isterler. Örgütün, dolayısıyla üyelerinin, çıkarlarını kamuoyunda savundukları gibi kamuoyunu da bu çıkarlar doğrultusunda oluĢturmak ve etkilemek isteyen baskı grupları, kitle iletiĢim araçları vasıtasıyla propaganda yaparak, gösteri yürüyüĢleri, protesto mitingleri, grev, iĢgal ve kontak kapama gibi eylemler düzenleyerek kamuoyu oluĢturmaya çalıĢırlar (BektaĢ, 1996:89-90).

Halkın desteğini sağlamak suretiyle, devlet iktidarının kontrolünü ele geçirmeye veya sürdürmeye çalıĢan ve bu suretle politika belirleme ve belirlenen politikaları uygulama amacını güden, sürekli ve istikrarlı bir örgüte sahip olan siyasi partiler (Türköne, 2009:254) de kamuoyu oluĢturma açısından en önemli ikincil gruplar arasında yer almaktadır (BektaĢ, 1996:91).

Siyasal partiler bireylerin sisteme katılmalarında, siyasal bilinç ve kanaatlerin oluĢmasında bir aracı kurum konumundadırlar (Türköne, 2009:255). Yine siyasal partiler kamu kanaatinin dile getirilmesini temin ettikleri gibi tıpkı baskı grupları gibi kamunun düĢüncelerini yönlendirmek ve kamuoyunun oluĢumunu kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek isterler (BektaĢ, 1996:92).