• Sonuç bulunamadı

Amifostin(200)+Sisplatin grubunun üre sonuçlarının istatistiksel olmasa da en azından değersel olarak SF+CDDP grubundan daha yüksek saptanması (sırasıyla medyan 88, 57mg/dl), glomerüler hasar, tubuler hasar, tubuler interstisyel infiltrat ve nefrotoksisite total skoru yönünden AMF(200)+CDDP grubunun SF+CDDP grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha kötü sonuç vermesi üzerine, bu durumunun seçilen amifostin dozuyla ilişkisi olup olmadığını anlamak için etik kurul onayı da alınarak iki yeni çalışma kolu daha oluşturuldu. Amifostin’in 200 mg dozunda ratlarda hipotansiyona yol açarak renal perfüzyonu bozmak suretiyle tubuler hasara neden olabileceği düşünülerek bu yeni iki çalışma kolunda, literatürde ratlarda nefrotoksisiteyi engellediği gösterilmiş en düşük doz olan 25 mg\kg amifostin dozu kullanıldı. Tablo 17‘de ek iki grubun medyan üre, kreatinin değerleri ve histopatolojik değişiklik dereceleri sunulmuştur.

Bu ek iki grup ile yaptığımız çalışmada bulduğumuz üre, kreatinin ve histopatolojik değişiklik sonuçları, daha önceki AMF(200)+CDDP grubu sonuçları ile karşılaştırıldığında, amifostin dozunun 200mg/kg yerine 25mg/kg olarak verilmesinin sonucu istatistiksel olarak anlamlı düzeyde değiştirmediğini belirledik.

Tablo 17. Ek iki grubun üre, kreatinin ve histopatolojik bulguları

AMF(25)+CDDP) AMF(25)

Üre (%25-%75 persantil) mg/dl 98(83-218) 42(35,25-42,75)

Kreatinin (%25-%75 persantil) mg/dl 1,2(1,1-1,9) 0,6(0,6-0,6)

Glomerüler hasar derecesi 1(1-1) 1(0,25-1)

Tubuler hasar derecesi 3(2-3) 2(1-2)

Tubulointersitisyel inflitrat derecesi 1(1-1) 1(1-1)

Total nefrotoksisite skoru 5(4-6) 3,5(3-4,75)

TARTIŞMA

Son yıllarda onkolojik tedavi yöntemlerindeki ilerlemeler kanser hastalarında sağ kalımı uzatmakla birlikte, hem erken dönem hem de geç dönem toksisitelerin görülme sıklığını da arttırmışlardır.

Sisplatin, klinik olarak etkinliği kanıtlanmış, çeşitli tümöral tedavilerde sıklıkla kullanılan, temel antineoplastik bir ajandır. Sisplatin, hem insanlarda hem de hayvanlarda sık olarak nefrotoksisite, ototoksisite, nörotoksisite ve kemik iliği süpresyonu yapmaktadır. Sisplatine bağlı en önemli doz kısıtlayıcı yan etkisi nefrotoksisitedir.

Deneklerimizde kullanacağımız sisplatinin dozunu belirlemek için daha önceden yapılan çeşitli çalışmaları inceledik. Ward ve Fauvie (71) sisplatinin LD50 düzeyinin ratlarda 7,7mg\kg olduğunu ve maksimum BUN konsantrasyonuna tek uygulanan enjeksiyondan 5 gün sonra ulaşıldığını göstermişlerdir. Shimeda ve ark. (72), ratlarda sisplatine bağlı nefrotoksisiteyi önlemede diyetteki antioksidanlardan kapsaisinin etkinliğini araştırdıkları çalışmada, sisplatini intraperitoneal 5 mg\kg tek doz vererek nefrotoksisite oluşturmuşlardır. Karimi ve ark. (73), sisplatin nefrotoksisitesine karşı metanolik ekstre ve silimarin’in koruyucu etkinliğini araştırdıkları çalışmada, 3mg\kg tek doz intraperitoneal sisplatin uygulamışlar ve 5.gün sonunda ratları sakrifiye etmişlerdir. Dickey ve ark. (30) yaptıkları çalışmada, sisplatin nefrotoksisitesine karşı N-asetilsistein ve sodyum tiosülfatın etkinlikleri araştırılmış, sisplatin 10 mg\kg intraperitoneal tek doz uygulaması ile oluşturulan nefrotoksisiyi 3. günde yapılan sakrifikasyon ile araştırılmışlardır. Biz bu çalışmamızda, ratlara 7mg\kg tek doz intraperitoneal sisplatin verdik. Çalışmaların çoğunda kabul edildiği şekilde renal fonksiyon bozukluğunun maksimuma ulaştığı zaman olarak 5. günü kabul ettik.

Sisplatin tedavisinin yan etkilerini azaltmak amacı ile çeşitli yöntemler geliştirilmeye çalışılmıştır. Bunların içinde en çok araştırılanlar antioksidan ajanlardır. Sisplatinin SR yolu ile sebep olduğu toksik etkileri, antioksidan kullanımı ile bir ölçüde azaltılabilecek ve böylece hastaların hayat kalitesini ve sisplatinin tedavi doz yoğunluğunu arttırılabilme imkanı sağlayabileceklerdir (19, 20).

Organik tiofosfat olan amifostin, Amerikan Yiyecek ve İlaç Dairesi tarafından onaylanmış, normal dokular için sitoprotektan bir ajandır. Birçok çalışmada sisplatine bağlı toksisiteleri hafiflettiği gösterilmiştir.

Çeşitli klinik çalışmalarda, siklofosfamid, sisplatin veya bu iki ilacın kombinasyonu öncesi amifostin uygulaması ile nefrotoksisite, nörotoksisite ve myelotoksisite görülme sıklığında azalma sağlandığı gösterilmiştir. Preklinik çalışmalar, amifostinin malign transformasyonu da engellediğini göstermekteyse de, birlikte kullanımında kemoterapinin antitümör aktivitesini arttırdığına dair herhangi bir bulguya rastlanmamıştır (51, 52).

Amifostinin nefroproprotektif etkisi özellikle tubuler sistem üzerinedir. İntrarenal enzim dağılımının insanlarla oldukça benzer olmasından dolayı tubuler lezyonları değerlendirmek için en uygun hayvan modeli erkek ratlardır. Biz de çalışmamızda kiloları birbirine yakın erkek ratlar kullandık.

Siklofosfamid ve sisplatin kombinasyon kemoterapisi alan evre III-IV over kanseri hastalarda KT öncesi uygulanan amifostinin sitoprotektan etkinliği Kemp ve arkadaşları tarafından yapılan faz III çalışma ile gösterilmiştir (49). Bu çalışmada amifostin, siklofosfamid ve sisplatine bağlı kümülatif hematolojik, renal ve nörolojik toksisitelerde önemli bir azalma sağlamıştır. Hartmann ve ark.(74) tarafından yapılan diğer bir randomize çalışmada, sisplatin ve ifosfamid kombinasyon KT’si alan solid tümörlü 31 hastada amifostinin istatistiksel olarak anlamlı nefroprotektif etkisi gösterilmiştir. Weichert-Jacobsen ve ark. (75) amifostinin renal tubuler hücrelerine direkt farmakolojik etkisini araştırdıkları çalışmada, renal tubuler lezyonlar için spesifik bir marker olan N-asetil-beta-glukozaminidaz (NAG)’a 24 saatlik idrarda bakmışlar ve sisplatin öncesi amifostin uygulanan grupta NAG artışını sadece sisplatin verilen gruba göre anlamlı derecede daha az saptamışlardır. Asna ve ark.(76) yapmış oldukları çalışmada, sisplatin öncesi verilen amifostin, üre ve kreatinin yükselişini sadece sisplatin verilen gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede azalttığını göstermişlerdir. Ayrıca bu çalışmada, amifostinin sisplatine bağlı renal ve hematolojik toksisiteleri azaltmada önemli derecede zamana bağımlı koruyucu etkinliğinin olduğu ve sisplatin ile kombinasyonunda en uygun zamanın sabah ve öğle vakti olduğu gösterilmiştir.

İkibin yılına kadar yapılan çalışmaları değerlendiren Capizzi ve Oster (77), amifostinin sisplatine bağlı nefrotoksisite ve diğer yan etkilere karşı koruyucu etkisi olduğu yorumunu yapmışlardır.

Kemoterapi sitoksisitesine karşı çeşitli çalışmalarla etkinliği araştırılan bir diğer ajan L- Karnitin’dir (13,64). L-Karnitin, doğal endojen bir kofaktör olup yapısal olarak aminoasitlere benzemektedir (58). Böbreğin de içinde olduğu değişik organ ve dokularda koruyucu etkilerinin yanı sıra, çeşitli hastalıkların tedavisinde de başarı ile kullanılmaktadır (12,63,65,69).

Sisplatine bağlı böbrek ve ince barsak hasarı gelişimini üzerine L-Karnitinin etkisi araştıran bir çalışmada, karnitinin renal proksimal tübül hücre mitokondrilerine etki ederek, burada görülen oksidatif hasarlanma ve buna bağlı gelişen hücre ölümünün inhibe ettiği ve böylece nefrotoksisite gelişimini azalttığı belirlenmiştir. Aynı çalışmada, L-Karnitinin sisplatinin anti-tümoral etkilerine ise ek katkı sağlamadığı bildirilmiştir (13). Aleise ve ark. (59) L-Karnitin ile sisplatine bağlı nefrotoksisite arasındaki ilişkiyi toplam 40 rattan oluşan denek grubunda araştırdıkları çalışmada; sisplatin sonrası böbrek dokusunda total nitrat\nitrit düzeylerinde artış, total karnitin düzeylerinde ise azalma olduğunu, L-Karnitin uygulanması ile sisplatine bağlı gelişen glomeruler ve tubuler hasarlanmada istatistiksel olarak anlamlı derecede düzelme olduğunu bildirmişlerdir. Srivastava ve ark. (28) çalışmalarında, sisplatin tedavisi sonrası nitrik oksit sentaz artışı ile beraber serum üre ve kreatinin düzeylerinin ve hedef organlardaki lipid peroksidasyonunun önemli ölçüde arttığını, bu durumun nitrik oksit sentaz enzim inhibitörü tarafından önlendiğini bildirmişlerdir. Sayed-Ahmed ve ark. (66) tarafından yapılan çalışmada, D-Karnitin verilerek karnitin eksikliği oluşturulan ratlara sisplatin verildiğinde nefrotoksisitenin çok daha ağır şekilde ortaya çıktığı gösterilmiştir. Bu çalışmada sisplatinin, böbrek dokusunda hücreleri sitotoksisiteden koruyan glutatyon (GSH) düzeylerinde ve total karnitin düzeylerinde önemli ölçüde düşüşe sebep olduğu vurgulanmıştır.

Bu bulguların ışığında çalışmamızda, sisplatine bağlı gelişen nefrotoksisitenin azaltılmasında etkinliği genel olarak kabul görmüş amifostin ile karnitini karşılaştırdık.

Ratlarda sitoprotektan olarak kullanılacak amifostin dozunu belirlemek için daha önce yapılan çalışmaları inceledik. Capizzi (78), amifostinin preklinik profilini değerlendirdiği makalesinde, ratlarda sisplatinden 30 dakika önce uygulanan amifostin için 200 mg\kg dozun güvenli ve koruyucu doz olduğunu belirtmiştir. Yalçın ve ark. (79), sisplatinin motor nöropati etkisine karşı amifostinin koruyucu etkisini araştırdıkları çalışmalarında, amifostini sisplatinden 30 dakika önce intraperitoneal 200mg\kg dozunda uygulamıştır. Asna ve ark.

(76), sisplatine bağlı renal ve hematopoetik toksisiteye karşı amifostinin zamana bağlı koruyucu etkisini araştırdıkları çalışmada, amifostini 50 mg\kg dozunda uygulanmıştır. Trakya Üniversitesi Radyasyon Onkoloji grubunun çalışmalarında da amifostin intraperitoneal 200 mg\kg dozunda verilmiştir (7,8). Weichert-Jacobsen ve ark. (75) amifostinin renal tubuler hücrelere direkt farmakolojik etkisini araştırdıkları çalışmada, amifostini, sisplatin uygulamasından 30 dakika önce 25 mg\kg dozunda vermişlerdir. Çalışmamızda, bu verilerin ışığında amifostin 200 mg\kg İP yolla uygulanmıştır.

Çalışmamızda kullanılacak karnitin dozunu belirlemek için daha önce yapılan çalışmaları inceledik. Sayed-Ahmed ve ark. (66) çalışmasında, L-Karnitin sisplatin verilişinden 5 gün önce 500mg\kg dozunda başlanmış ve 5 gün sonrasına kadar devam etmişlerdir. Aleise ve ark (59) çalışmasında L-Karnitin tek doz sisplatin uyglamasından 5 gün önce 250 mg\kg dozunda başlanmış ve sisplatin sonrası 5 gün devam etmişlerdir. Benzer şekilde diğer pek çok çalışmada L-Karnitin kullanımı tekrarlayan dozlar şeklinde verilmiştir. Bizim çalışmamız L-Karnitini amifostin ile karşılaştırmayı amaçladığından, tekrarlayan ilaç enjeksiyonuna bağlı oluşabilecek morbiditenin sonuçlarımızı etkilememesi için, amifostine benzer şekilde L-Karnitini de sisplatinden 30 dakika önce 300mg/kg dozunda bir kez İP uyguladık.

Çeşitli çalışmalarda, sisplatin ile beraber antioksidan alan denek kolları ile almayan kollar karşılaştırıldığında, antitoksidan almayan kolların başlangıç kilolarında alan kollardan anlamlı düzeyde daha fazla azalma olduğu belirtilmektedir. Shimeda ve ark. (72), ratlarda sisplatine bağlı nefrotoksisiteyi önlemede diyetteki antioksidanlardan kapsaisinin etkinliğini araştırdıkları çalışmada, sadece sisplatin verilen grubun kilo kaybının sisplatin+kapsaisin ve sadece kapsaisin verilen gruptan daha fazla olduğunu saptanmışlardır. Bizim bu çalışmamızda, sisplatin alan gruplardaki (AMF(200)+CDDP, KAR+CCDP, SF+CDDP) ratların deney sonunda kilolarında azalma görülür iken, sisplatin almayan gruplardaki (AMF(200), KAR, SF) ratların kilolarında artış görüldü. Sisplatin alan gruplarda en fazla kilo kaybı AMF(200)+CDDP kolunda görülürken en az değişiklik KAR+CDDP kolunda oldu. Ancak bu iki sisplatinli koldaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi.

Çalışmamızın birincil hedefi olan sisplatin verilen hayvanlarda nefroprotektif etki açısından amifostin ile karnitin karşılaştırılması yapıldığında; her nekadar KAR+CDDP grubu ile SF+CDDP grubu arasında istatistiksel olarak hem biyokimyasal hem de histopatolojik bulgular açısından anlamlı bir fark olmasa da, KAR+CDDP verilen grubun AMF(200)+CDDP grubundan üre sonuçları açısından istatistiksel anlamlılık olmasa da değersel olarak (medyan AMF(200)+CDDP grubunun 88mg/dl, KAR+CDDP grubunun

60mg/dl), histopatolojik bulguların (Glomerüler hasar, tubuler hasar, tubuler interstisyel infiltrat ve nefrotoksisite total skoru) ise tümü açısından istatistiksel olarak anlamlı derecede daha iyi olduğu belirlendi. Bu sonucun, şimdiye kadar aynı ilaçların karşılaştırıldığı başka yayınlanmış çalışma bulunmadığından, çok önemli olduğuna inanmaktayız.

Karnitin+Sisplatin (KAR+CDDP) grubunun SF+CDDP grubundan nefroprotektif olarak neden daha iyi çıkmadığının açıklaması ise, daha önce belirttiğimiz gibi, çalışmamızın primer hedefi amifostin-karnitin karşılaştırması olduğu için, karnitin dozunun daha önce yapılmış etkinlik çalışmalarından farklı uygulanmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz.

Çalışma sonuçlarını değerlendirilirken dikkat çeken diğer bir bulgu, AMF(200)+CDDP grubunun, genel kabul görmüş bilginin tam aksine, SF+CDDP grubundan üre sonuçlarının istatistiksel olmasa da değersel olarak daha yüksek (medyan AMF(200)+CDDDP grubunda 88mg/dl, SF+CDDP grubunda 57mg/dl) ve tüm histopatolojik bulgular yönünden istatistiksel olarak anlamlı derecede daha kötü sonuçlarının olduğunun görülmesidir. Amifostinin sisplatinin nefrotoksik etkisini önlemede etkisiz kaldığını hatta daha da kötüleştirildiğini bildiren az sayıda da olsa yayın vardır. Petrilli ve ark. (80) osteosarkom tanılı 39 çocuk ve adelosan hastada amifostinin platine bağlı gelişen nefrotoksisite, kemik iliği toksisitesi ve ototoksisiteye karşı koruyucu etkinliğini araştırdıkları çalışmalarında, amifostinin nefrotoksisiteyi engelleme açısından etkili olmadığını saptamışlardır. Sastry ve Kellie (81), yüksek doz sisplatin tedavisi alan ve öncesinde amifostin uygulanmasına rağmen çok ciddi toksisite yaşanan bir vakayı sunmuşlar ve bazı çalışmalarda amifostinin sisplatin ilişkili toksisiteleri azalttığı rapor edilse de bunun bütün çalışmaları içermediğini vurgulamışlardır.

Çalışmamızda amifostin eklenmesi ile beliren sisplatin nefrotoksisitesindeki artış için ilk düşündüğümüz neden amifostinin dozunun yüksek olması ve buna bağlı olarak gelişen aşırı hipotansiyon nedeniyle oluşan renal perfüzyon azalması ve böylece akut böbrek yetmezliği gelişmiş olma ihtimali idi. Bu düşüncemizi destekleyen bir bulgu, AMF(200)+CDDP grubunda henüz kreatinin değerlerinde yükselme gelişmeden beliren üre değerlerindeki yükselmedir. Üre/kreatinin oranı göz önüne alındığında sonuçlar daha çok pre- renal etyolojiyi akla getirmektedir. Gerçekten bizim çalışmamızda AMF(200)+CDDP grubunda görülen bu durum amifostin doz yüksekliğine mi bağlı idi? Bu sorunun yanıtlanması için, etik kurul onayı da alınarak, yeni iki kol ile ek bir çalışma yapıldı. Yeni iki kol ile yapılan çaılşmadan elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, amifostin dozunun 200mg/kg yerine 25mg/kg olarak verilmesinin sonucu anlamlı olarak değiştirmediği görüldü.

Çalışmamızda amifostin ile görülen sisplatin nefrotoksisitesindeki artışın nedeni olabilecek diğer bir bulgu, amifostinin tek başına verildiği grupta (Grup IV) tubulointerstisyel inflamatuar infiltratlar gelişiminin, tek başına SF grubundan (Grup VI) istitistiksel olarak anlamlı derecede fazla görülmesidir. Ancak, hem bu bulguyu doğrulayan literatürte başka bir yayına rastlanmaması hem de bu histopatolojik bulgu açısından tek başına amifostin grubunun tek başına karnitin grubundan (Grup V) istatistiksel olarak anlamlı fark göstermemesi, neden olabilecek bu bulgunun önemini zayıflatmaktadır.

Çalışmamızın bulgularına göre, ratlarda sisplatin toksisitesini önlemede karnitinin amifostinden daha etkili olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, örneğin tek başına karnitin grubunun (Grup V), SF+CDDP grubu (Grup III) ile histopatolojik açıdan anlamlı farklılığının olmaması gibi sebebini tam olarak açıklayamadığımız bulgular nedeniyle, kesin sonuca varılabilmesi için yeni deneysel hayvan modelleri ile etki ve toksisite değerlendirmelerinin yapılmasına gerek olduğunu düşünmekteyiz.

SONUÇLAR

Öncesinde amifostin ve karnitin verilerek intraperitoneal 7,5 mg sisplatin uygulanan ratlarda, sisplatin nefrotoksisitesine karşı olması beklenen koruyucu etkileri biyokimyasal ve histopatolojik yöntemlerle karşılaştırmayı amaçladığımız bu çalışmada aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

1. Sisplatin sonrası erken dönemde (5.gün) böbrek fonksiyonlarının biyokimyasal olarak değerlendirilmesi sonucunda; sisplatin alan gruplarda (Gup I, II, III) sadece SF alan gruba (Grup VI) göre böbrek fonksiyonlarının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bozulduğu görüldü.

2. Sisplatin alan grupların deney sonunda gözlenen kilo kayıpları kendi aralarında karşılaştırıldıklarında, gruplar arasında anlamlı bir fark olmadığı saptandı. Bu bulguların ışığında ratlarda AMF ve KAR’nin sisplatine bağlı oluşan kilo kaybı üzerine koruyucu etkisi olmadığı belirlendi.

3. Amifostin+Sisplatin grubunda üre ve kreatinin düzeylerinin SF+CDDP grubuna göre istatistiksel anlamlı düzeyde olmasa da değersel olarak daha kötü olduğu, KAR+CDDP grubunda ise üre ve kreatinin düzeylerinin SF+CDDP grubuna göre hem değersel olarak hem de istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Bu sonuçlar ratlarda AMF ve KAR’in biyokimyasal olarak böbrek fonksiyonlarını sisplatin toksisitesinden koruyamadığını göstermektedir.

4. Üre değerleri açısından AMF(200)+CDDP grubu ile KAR+CDDP grubu karşılaştırıldığında, KAR+CDDP verilen grubun AMF(200)+CDDP grubundan istatistiksel anlamlılık olmasa da değersel olarak (medyan AMF(200)+CDDP grubunun 88mg/dl, KAR+CDDP grubunun 60mg/dl) daha iyi olduğu belirlendi.

5. Sisplatin sonrası erken dönemde (5.gün) böbrek fonksiyonlarının histopatolojik olarak değerlendirilmesi sonucunda; sisplatin alan gruplarda (Gup I, II, III) sadece SF alan gruba (Grup VI) göre histopatolojik bulguların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bozulduğu görülmüştür.

6. Glomerüler hasarlanma ve tubuler hasarlanma açısından AMF(200)+CDDP grubunun diğer tüm gruplardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha kötü olduğu belirlenmiştir. Amifostinin sisplatin nefrotoksik etkisini önlemede etkisiz kaldığını hatta daha da kötüleştirdiğini düşünmekteyiz.

7 Karnitin+Sisplatin ve SF+CDDP gruplarındaki tubuler hasarlanma dereceleri, sadece SF verilen gruptan istatistiksel olarak daha kötü bulunmuştur. Tubuler hasarlanma açısından KAR+CDDP grubu ile SF+CDDP grubu arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir. KAR+CDDP grubunun SF+CDDP grubundan nefroprotektif olarak daha iyi çıkmama sebebinin karnitin dozunun farklı uygulanmasından kaynaklandığına inanmaktayız.

8. Amifostin(200)+Sisplatin grubunda tubulointersitisyel inflamatuar infiltrasyon, sadece AMF verilen grup dışında diğer tüm gruplardan istatistiksel olarak anlamlı artmış olarak belirlenmiştir.

9. Sisplatin verilen tüm grupların (Grup I, II, III) total nefrotoksisite skorları, SF verilen gruptan (Grup VI) istatistiksel olarak anlamlı daha kötü bulunmuştur. AMF(200)+CDDP grubunun nefrotoksisite skoru diğer tüm gruplardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha kötü bulunmuştur. KAR+CDDP grubunun nefrotoksisite skoru AMF(200)+CDDP grubu kadar kötü olmasa da istatistiksel olarak anlamlı düzeyde iyileşme de sağlayamamıştır.

ÖZET

Sisplatin, kanser kemoterapisinde solid tümörlere karşı oldukça etkin ve geniş kullanıma sahip bir kemoterapötik ajan olmasına rağmen, nefrotoksik yan etkileri nedeniyle kullanımını önemli ölçüde kısıtlamaktadır. Buna bağlı olarak da renal toksisiteyi önleyici ajanların kullanımı son zamanlarda önem kazanmıştır.

Çalışmamızda; amifostin ve karnitin ardından sisplatin verilen 24 haftalık ratlarda, bu iki ajanın koruyucu etkilerinin saptanması ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Amifostin ardından sisplatin, karnitin ardından sisplatin ve serum fizyolojik ardından sisplatin uygulanan üç deney grubu ile yalnız serum fizyolojik, yalnız amifostin ve yalnız karnitin verilen üç kontrol grubu olmak üzere toplam altı grup oluşturulmuştur. Deney gruplarına sisplatinden 30 dakika önce amifostin 200mg\kg ve karnitin 300mg\kg dozunda intraperitoneal olarak uygulanmıştır. Beş günlük izlem sonunda sakrifikasyon sonrası tüm ratların kan örnekleri biyokimyasal ve böbrekleri de histopatolojik incelemeye alınmıştır.

Biyokimyasal ve histopatolojik olarak, sisplatinin böbrek fonksiyonlarını istatistiksel anlamlı olarak bozduğu görülmüştür. Amifostin, beklenilenin aksine, böbrekleri sisplatinin sebep olduğu biyokimyasal ve histopatolojik hasardan koruyamadığı gibi, biyokimyasal sonuçları istatistiksel anlamlı düzeyde olmasa da değersel olarak, glomerüler hasar, tubuler hasar, tubulointerstisyel infiltratlar ve total nefrotoksisite skorunu ise istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bozduğu gözlenmiştir.

Amifostin ile karnitin karşılaştırıldığında, her ne kadar karnitin sisplatin nefrotoksisitesine karşı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde koruyucu bulunmadıysa da, amifostinden daha etkili olduğu saptanmıştır.

COMPARISON OF THE EFFICIENCY OF CARNITINE WITH THAT

Benzer Belgeler