• Sonuç bulunamadı

Girişimciliği olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyen pek çok unsur vardır.

Bunlar aile, eğitim, psikolojik özellikler, bireyin motivasyonu, yasal ve siyasal faktörler, kültür, cinsiyet, yaş, ekonomik – finansal ve toplumun girişimciye bakış açısı gibi faktörlerdir(İlter, 2010; Doğramacı ,2006; Durukan , 2007).

Toplumun en küçük yapı taşı ailedir. Ailenin birey üzerinde 3 çeşit etkisi vardır.

Bunlar teşvik edici etki, kısıtlayıcı etki ve kararsızlık yaratıcı etkidir(Arıkan, 2004; İraz, 2010). Teşvik edici etki durumunda, aile bireyi küçük yaşlarda yaptığı işlerinde ona sahip çıkar ve onu cesaretlendirir. Bu tür bir ailede ya da girişimci bir yapıya sahip ailede doğan çocukların , ilk çocuk olanların ve erkeklerin girişimci olma ihtimalleri yüksektir(Arıkan , 2004; Özden vd., 2008-2009 ).

Tarımla uğraşan toplumlarda görülen ataerkil aile yapılarında anne – baba sıkı denetimi görülmektedir. Bu tür aile yapılarında babanın sözü geçer hatta bireyin meslek seçimini bile baba belirler. Risk alabilen, yaratıcı ve yeniliklere açık olan kişiler yerine kendini güvence altına almak isteyen ve bu yüzden memurluk gibi devlet kapısındaki işleri tercih edenler ortaya çıkmaktadır. Bu da birey üzerinde kısıtlayıcı bir etki gösterir(Arıkan, 2004).

Kararsızlık yaratıcı etki durumunda aile, çocuğu toplumsallaştırmak yerine eğitim ve formel toplumsallaştırma rolünü uygularlar. Kendisinden çok şey beklenen, uzun süre okula devam etmesi istenen ve başarılması zor işlerle uğraşan bireyler eğitimleri yetersiz olduğu için zorlanacaktır (İraz, 2010).

Genellikle bilgi verme, yetenek ve becerileri geliştirme olarak tanımlanan eğitim, bireyin kötü davranışlarını azaltıp davranışlarını geliştirmek amacıyla yapılır.

Eğitim girişimcinin yetiştirilmesinde ve iş hayatında karşılaştığı sorunları çözmesi bakımından önemli rol oynar. Andrew Carnegie, Henry Ford, William Durant ve William Lear gibi liseyi yarıda bırakan kişilerin başarılarında görüldüğü gibi, formal

eğitim yeni bir işe başlamak için gerekli olmamasına rağmen, özellikle girişimcilik alanı ile ilgili olduğunda bireye iyi bir zemin sağlar(Bayraktaroğlu, 2008; Hisrich ve Brush, 1986).

Girişimcilik ve eğitim arasında iki yönlü bir ilişki vardır. İlki, yenilikçilik, kaliteyi daha ucuza üretme, kutsallık, dürüstlük ve kahramanlık gibi unsurların girişimcilikle birleştirilerek eğitimle bireylere aktarılmasıdır. İkincisi, orta ve yüksek eğitim seviyesindekilere eğitim verilmesidir. Örneğin; ÇOMÜ Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, öğrencilere girişimcilik kültürünü aşılamak amacıyla kurulmuş ve öğrencilere proje fikri geliştirme, geliştirilen projeleri de hayata geçirme fırsatı sunmaktadır(Oruç, 2007).

Girişimci kişiler kendilerini kontrol etme yetisi ile güçlü bağımsızlık hissine sahip olan ve enerjileri yüksek bireylerdir. Bu kişilerin başlıca psikolojik özellikleri arasında ileriyi görebilme, sorumluluk alabilme, çalışma esnasında bilgili davranabilme, risk alabilme, kendine güven ve yenilikçilik özellikleri yer almaktadır(Esen ve Çonkar, 1999; Özden vd., 2008-2009).

Girişimciler, kendileri için çalışanları motive etmeli ve geliştirmelidir. Bireyin bir işi kendi isteği ile yapması için hareket etmesi ve çabalaması olan motivasyon, birey için sadece para ile sağlanmamalıdır. Örneğin; David Landau, çalışanlarına her zaman hayatlarının nasıl olduğunu sorar, mutlu olup olmadıklarını, iyi ücret alıp almadıklarını, başka bir işte çalışmak isteyip istemediklerini kısacası çalışanlarına kendisi için önemli olduğunu hissettirerek motive eder. Motive olan kişilerde şirketin büyümesine hız kazandırır(Koçel, 2005; Thackray, 2004 ).

Bireyi motive eden unsurlar – ekonomik, psiko sosyal ve yönetsel örgütsel – olmak üzere 3 başlık altında toplanır. İş özerkliği, sosyal katılım psiko sosyal faktörlere, prim, ücret artışı ekonomik faktörlere ve yetki eşitliği kararlara katılma ise yönetsel örgütsel faktörlere örnek olarak gösterilebilir(Ünsar, 2011). Girişimcilik sürecinde itici veya çekici güdüler önemli rol oynamakla birlikte işsizliği, girişimciyi iş kurmaya iten itici bir faktör olarak, kişinin başarı ihtiyacı, bağımsızlık ve daima kendi işini kurma hayalini ise girişimciyi iş kurmaya iten bir faktör olarak görmek mümkündür(Çetin ve Varoğlu, 2009).

Bireyin davranışları ve bu davranışları yönlendiren kültür de girişimcilikle ilişkilidir. Akmut’a göre; girişimcilik özellikleri ülkeler arasında değişebildiği gibi bölgeler arasında da değişebilir. Örneğin; Gaziantepli bir girişimci kendi bölgesine yatırım yapmak isterken Karadenizli bir girişimci ise kar sağlayacağı yerde yatırım yapmak ister. Aynı şekilde Konyalı girişimciler kredi ile yatırım yapmayı tehlikeli bulmalarına rağmen Denizlili girişimciler daha cesurdur(Akdemir, 2009).

Girişimcilikte kadın girişimcilik kavramı ön plana çıkmıştır. Günümüzde hem bilgi teknolojisinde ki gelişmeler hem de eğitim alanında kadın sayısı arttığından iş hayatında kadınlar daha sık görülür ve bu da girişimciliği kadınlar için daha uygun bir hale gelmiştir(Abdullaeva, 2007; Güney, 2006).

Girişimciler kariyerlerine 22 ve 55 yaşlarında başlar. Kariyer bu yaş aralığının öncesinde veya sonrasında başlamasına rağmen, başarılı bir girişim başlatmak ve yönetmek, deneyim, finansal destek ve yüksek enerji seviyesi gerektiği için bunun girişimcilik kariyeri olarak adlandırılması olası değildir. Girişimcilik kariyerinde her 5 yıl bireyin girişimcilik kariyerine başlaması için daha çok istekli olduğu bir dönem olduğundan bir dönüm noktasıdır. Genelde kadın girişimciler ilk önemli adımını 30’lu yaşlarda atarken, erkek girişimcilerde 30’lu yaşların başında atarlar (Hisrich ve Peters, 1995).

Kayalar (2005) potansiyel girişimci olarak görülmesi gereken üniversite öğrencilerini girişimci olmayan yönelten motivasyonlar ve girişimci olmanın önündeki engelleri belirlemek amacıyla Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi olan 69 birey üzerinde yüz yüze anket uygulamışlardır.

Anket sonuçları; potansiyel girişimci olarak görülen üniversite öğrencilerinin aslında girişimci olamayacağı ve kendi işini kurmayı düşünmediği anlaşılmıştır. Aynı konuda Arslan (2002)’nın Haliç Üniversitesi öğrencisi 182 birey üzerinden uyguladığı anket sonunda; birinci derece önceliği , %45,6 ile kendi işini kurma unsuru almıştır. İki öğrenci arasında bu farklılığın nedeni; bireyin sermaye bulamama endişesi ve çekincesi ve ailenin gelir grubu ve alışkanlıklarıdır. Oysa burada üzerinde durulması gereken mesele; sermayenin nasıl sağlanacağı değil, sermayeyi doğru kullanmak ve yeniliklere açık olmaktır (Kayalar, 2005;Arslan, 2002)

Girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirmesini sağlayan kuruluşlar; Kredi Garanti Fonu (KGF), Türkiye Kalkınma Bankası ve Exim Bank (Türkiye İhracat Kredi Bankası)’dır(Cabar,2006). Amacı banka kredilerine büyük işletmeler kadar kolay ulaşamayan küçük işletmelerinde kefalet vererek bu sorunu ortadan kaldırmak olan KGF tarafından genç yaratıcı girişimci Kobi’leri desteklenmektedir (www.tuketicifinansman.net). Türkiye Kalkınma Bankası, girişimcilere teknik açıdan yardım sağlayarak ve sermaye piyasasını geliştirerek istihdam gelir düzeyini artırmak olan misyonunu gerçekleştirmektedir(www.kalkinma.com.tr/).

Halk Bankası girişimci ve KOBİ’lere, üretim artışını sağlamak, yeni yatırımlara yöneltmek, KOBİ’leri dış ticarete yönlendirmek ve son teknoloji ürün üretimini desteklemek amacıyla işletme kredisi, ithalat kredisi, ihracat kredisi, ürün geliştirme kredisi gibi krediler sunarak girişimcilere kolaylık sağlayacaktır. Exim Bank ise, ihracatın geliştirilmesini, ihraç mallarının yeni pazarlara girmesini sağlaması, ihracatçılarının uluslararası pazarlarda paylarını arttırılmasını ve ihraç konusu malların çeşitlenmesini amaçlar(Durukan, 2007).

Benzer Belgeler