• Sonuç bulunamadı

2.5 Sorumluluk Ve Özgürlük 41

2.7.2 Gerçeklik Terapisi- William Glasser

Glasser, okul sorunlarının temel çözümünün kalite eğitimi, kalite okulları ile çözüleceği inancındadır. Okullarda yaşanan disiplin, devamsızlık, akademik başarısızlık gibi sorunların öğrencilerden kaynaklanmadığını sistemden kaynaklanan sorunlar olduğunu belirtmiştir. Patronca yönetim okulların yapısını sarsmıştır, liderce yönetim olursa bu problemler ortadan kalkacaktır. Kaliteli okul kavramı, Dr. W. Edwards Deming’in denetim kuramından etkilenerek ortaya çıkar. Glasser’e göre birey ne kadar denetim sahibiyse, işi o kadar kolay yapacaktır. Birey de hayatında başarılı olmak için hayatının denetimine sahip olur. Denetim kuramının bir önermesi, “sürekli denetleyeceğimiz tek kişinin kendimiz olduğudur” (Glasser 1999b: 82).

Glasser, denetim kuramını kaliteli eğitim ve kalite toplumunun temeli olarak şu şekilde ifade etmiştir;

57

Geleneksel bir okulda, öğrenci herhangi bir sorun yaşadığında ilk sözü edilen şey danışmanlık gereksinimidir. Ama danışmanlığa bel bağlarsak işimiz çok zordur; şunu görürüz ki, çok fazla öğrencinin buna gereksinimi vardır ve yeterli danışman yoktur. Ama öğrenciler denetim kuramını bilirlerse, evde olsun, okulda olsun, sorun yaşadıklarında, yanlışı ayırt edebilir, çok daha az danışmanlık ile sorun çözmeye yönelik öğrendiklerini kullanabilirler. Kuram kullanılabilir bilgiden oluşur ve öğrencilere, yaşamlarına yönelik ayrılmaz parçaları gibi hissedecekleri bir denetim sunar (Glasser 2000: 113) .

Kalite okulunun eğitimi üç temele dayanır: 1) kaliteye odaklanmak, 2) baskıyı yok etmek ve 3) öğrencileri, çalışmalara ikna etmeye yönlendirmek.

Kalite okulunda sorunlar çözüme yönelik liderce yönetim yaklaşımı ile çözülür. Ceza içermez, çünkü bu yaklaşım ile öğrenciler sorunun çözümünü patrona bırakmak yerine, bir miktar üstlenmeleri gerekir. Bu yaklaşımda öğrenci soruna yönelik çözüm bulana dek “Mola Odasına” alınır. Burada öğrenci çözüm stratejileri üretir. Sınıfa dâhil olması ve yaşanan problemin çözümlenmesi, öğrencinin göstereceği çabaya ve sorumluluğa bağlıdır.

Öğrencinin bu odada okul çalışması yapma ve sınıfa yetişebilmek için yardım alma olanağı vardır. Burada danışmanlık hizmeti de alır. Okul çalışmasından geri kalmadığı sürece, anne- babası bu sürece katılmaz. Öğrencinin odada kalma süresi, verdiği rahatsızlığın boyutuna değil sınıfta yaptığı yanlışı düzeltme isteğine bağlıdır. Bu kalite okulunda başvurulabilecek tek disiplin uygulamasıdır (Glasser 1999b: 156–160). Öğrenci problem çözme becerisini geliştirir ve yaşadığı sorunların, davranışlarının da sorumluluğunu alır.

Gerçeklik terapisinin temel kavramı sorumluluktur. Sorumluluk, başkalarının yeteneğini önlemeden, kendi ihtiyaçlarını giderme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Sağlıklı bir birey kendi yaşam ihtiyaçlarını gidermenin yanı sıra, yaşamsal bir bütünlük oluşturma sorumluluğunu da taşır. Danışanın temel görevi, kendi varlığını gerçeğini anlayarak kabul etmek, diğerleriyle ilişki kurmak ve sorumluluk duygusunu geliştirebilmek için uygun seçimleri öğrenmektir. Nelson (1982), gerçeklik terapisini,

danışanların amaçlarına ulaşmada başarılı olabilmeleri için, onların daha gerçekçi ve daha sorumlu olabilmelerini sağlayacak şekilde eğitim vermek olduğunu belirtmiştir. Kuramın Temel amacı, bireyin kendi sorumluluğunu yüklenmesidir. Sadece başarılı kimlik kazanmak isteyen insanlarla ilgili değildir. Ciddi duygusal çökkünlük ve davranış problemleri yaşayanlarla da ilgilenir.

Sorumluluk eğitimi gerçekçi psikolojinin ilkelerine dayanan bir problem çözme sürecidir (Glasser 1999b). Terapinin temeli, insanların hayatlarının yönü için sorumluluk ve davranışlarına kendi hükümlerini almaları için tavsiyeler ile yardım eder. Geçmişte yapılanla değil, burada ve şimdi yaptıklarıyla ilgilenir. Gerçeklik terapisi, etkili olarak burada ve şimdiki kendi sorumluluklarımızı almamızda yardım eder. Sonuç olarak insanlar hayatlarının, sağlıklarının sorumluluklarını ve kontrolünü almasını öğrenirler.

Glasser’e göre terapist, danışanı geçmişini temsil eden bir figür olarak değil, gerçek bir birey olarak algılar. Yine Freud öğretisindeki bilinçaltında, insanların hasta olmaya yatkın oldukları fikrini de reddeder. Ona göre 2 temel psikolojik ihtiyaç vardır. Bunlardan biri sevmek ve sevilmek, diğeri ise kendisi ve başkaları için değerli olduğunu görmektir. İnsanlar bu ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından çevrelerindeki dünyanın gerçekliğini inkâr eder.

Glasser (2000: 3–13), kalite eğitiminde öğrencilere birebir yetki verilmesi gerektiğini açıklar. Okulun kendi okulları olduğu vurgulanarak, böylece hiçbir şeyin dayatılmayacağı; neyi öğrenmenin yararlı olacağına birlikte karar vereceklerini ve tüm sorunları çözmek için birlikte çabalayacaklarını belirtir. Okul öğrencilerin ise, sorun da öğrencilerindir.

Öğrenciler sorunları öğretmenlere, ailelere ve idarecilere yıkmak için büyük bir çaba harcayacaklardır. Bunu engellemek için yoğun çaba harcanmalıdır.

Kalite okulunda zorunlu ev ödevini yok etme eğilimi egemendir, çünkü hemen hiçbir öğrenci, zorunlu olduğunda, kaliteli ev ödevi yapmaz. Ama ev ödevi

“kutsal” sayıldığından, eğitim kadrosu olarak, yeni yöntemi en iyi biçimde uygulamak için birlikte çalışmaya yönlendirilmelidir.

59

Glasser Seçim teorisini, sorumlulukların olduğu bir dünya olarak açıklamaktadır. Anne babaları çocuklarına üç yaşından itibaren yaptıkları seçimlerin sorumluluğunu kabul etmeleri gerektiğini öğretmeye başlarlar.

Seçim teorisinde cezaya yer yoktur. Ceza, tam bir dış kontrol psikolojisi yöntemidir (Glasser 2003: 243). Birey yapmış olduğu davranışların sonucunu kabul ederek iç disiplinini geliştirmeye çalışır. Ceza ise bireyin “yaptığım hatanın bedelini ödedim, bitti. Tekrar yapmaya hakkım vardır” düşüncesini geliştirir.

Seçim teorisine göre, aslında yaptığımız her şey kendi seçimimizdir.

Seçim teorisi, hayatımızın kontrolünün düşündüğümüzden çok daha fazlasını elimizde bulundurduğumuzu öğretiyor. Bu teori bir iç kontrol psikolojisidir;

hayatımızın yönünü belirleyen seçimleri neden ve nasıl yaptığımıza açıklık getiriyor. Bütün canlılar gibi insanları da harekete geçirenin, kendi içinde olduğunu vurgular (Glasser 2003: 9- 26).

Denetim kuramı, tüm insanların beş temel gereksinimi olduğunu söylüyor: sevgi, güç, özgürlük, eğlence ve yaşama. Bu yüzden, kalite, bu temel gereksinimlerin birini ya da daha fazlasını, sürekli olarak karşılamamızı sağlayan her şeydir. Kaliteli eğitimde geleneksel eğitimdeki öğrencinin çalışma etiği olan “mümkün olduğunca çabuk yap, istediğin notu al ve yoluna devam et” anlayışından kurtulmak için öz değerlendirmeye yer verilmektedir.

Yerleştirilmeye çalışılan düşünce, başkalarının yaptıklarını, kendi öğrenmemiz için değerlendirebilmemiz ve geliştirebilmemizdir (Glasser 1999b: 67).

Glasser (2000:115)’e göre öğrencilere, tüm yaptıklarımızı seçtiğimiz ve yaptığımız seçimlerden sorumlu olduğumuz gerçeği vurgulanmalıdır. Ayrıca en iyi seçimleri bulmanın, kendi görevleri olduğu da öğretilmelidir.

Gerçekçilik terapisi, bireyin kaliteli yaşaması için önemlidir. Bu terapi, bireyin sorumluluklarını aldığı ve gerçekleştirdiği zaman başarılı bir kimlik oluşturacağını vurgulamaktadır. Gerçekçilik terapisinin uygulandığı kalite okulları da cezanın olmadığı iç denetimli okullardır. Programda;

gerçekçilik terapisi temel alınarak öğrencinin yaşadığı sorunlarının,

davranışlarının sorumluluğunu alması hedeflenmiştir. Gerçekçilik terapisi, bireylerin amaçlarına ulaşabilmeleri için daha gerçekçi ve sorumlu olmalarını sağlar.

Benzer Belgeler