• Sonuç bulunamadı

C. Suçsuzluk Karinesinin Yabancı Ülke Hukuklarında Tarihsel Gelişimi

I. Genel Olarak

Daha önce de bahsettiğimiz üzere, suçsuzluk karinesi adil yargılanma hakkının (m.6) bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.

maddesi, özel hukuksal talep ve yükümlülükler ile cezai bir davanın geçerliliği konusundaki uyuşmazlıklara ilişkin uygulama alanı bulmaktadır. 6. maddenin 1. fıkrası her iki uyuşmazlık için de geçerli iken, 2. fıkrada düzenlenen suçsuzluk karinesi ve 3. fıkranın sağladığı güvenceler, yalnızca bir ceza yargılamasında uygulama alanı bulabilirler.86 Dolayısıyla suçsuzluk karinesi, sadece ceza yargılamasında geçerlidir. Medeni hukuk ve sınır dışı etme yargılamalarının yanı sıra, disiplin ihlallerinde de geçerli olan bir ilke değildir. 87

Suçsuzluk karinesinin etkisi en iyi şekilde ceza muhakemesinde, sınırlayıcı bir etki şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu sınırlayıcı etki, ceza muhakemesinin çeşitli amaçları ile daha rahat anlaşılmaktadır. Muhakemenin amaçları genel olarak; faillik şüphesinin maddi gerçeğin araştırılması yoluyla sonuca bağlanması, tespit edilmiş kurallara göre usulüne uygun bir muhakemeyle karara varılması ve her muhakemenin biteceği bir kesinleşme sınırı ile hukuki barışın korunmasıdır.88

Suçsuzluk karinesi, suç şüphesi altında olan kişinin o suçu işlediğinin delillerle ispatlanmadan suçlu sayılmamasını ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, bir kişinin suçlu olarak belirlenebilmesi ve hakkında ceza hukuku yaptırımlarının uygulanabilmesi, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmiş olmasına bağlanmıştır.89 Burada karinenin iki işlevi ortaya çıkmaktadır; birincisi karine, ceza muhakemesinin işleyişine bir usul kuralı olarak yön vermekte, ikincisi suçluluğu belirlemenin yargı makamlarına düştüğünü belirtmektedir.90 Karar sürecinde suçsuzluk karinesi öncelikle, şüpheli durumlarda sanığın lehine karar verilmesi yükümlülüğünü içermektedir. Şüpheli

86 GRABENWARTER, s. 183.

87PETERS, Anne, “Adil Yargılanma (m.6 f.1 ve 2)”, Adil Yargılanma Hakkı ve Ceza Hukuku, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi, Çev. Mahmut Koca, Bası 3, Seçkin Yayınları, Ankara, 2004, s.

127.

88 GROPP, s. 322.

89 FEYZİOĞLU, Suçsuzluk Karinesi, s. 139.

90 ŞAHİNKAYA, dpn. 88, s. 37.

durumlarda sanığın suçsuzluğundan yola çıkılmalı, sadece karine olarak algılanmamalıdır.91

Vicdani kanaate göre karar verilmesinin zorunlu olduğu muhakeme evresinde, suçsuzların da istek dahilinde olmasa bile mahkum edilme tehlikeleri vardır. Sonuçta suçsuzluk karinesi, suçsuz kişilerin hiçbir zaman mahkum edilmemelerini emreden bir ilke değildir. Karinenin öngördüğü husus hiç kimsenin, kişi gerçekte suçlu olsa dahi, kesin hükümle mahkum edilmeden suçlu kabul edilemeyeceğidir. Suçsuzluk karinesinin bir başka sonucu da, haklarında suç isnat edilen kişilere kendilerini savunma hakkının verilmesi zorunluluğudur. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında sanığın savunması, tezin karşısındaki antitezi oluşturmakta, böylece senteze varılarak maddi sorun çözülmektedir.

Karinenin sonucu olan savunma hakkı da bu nedenle, Anayasanın 36. maddesinde düzenlenmiştir.92

Suçsuzluk karinesi, sanığın lehine karar verilmesi ilkesine dayandırılarak özgürlüğü koruyucu bir şekilde geçerlilik kazanmışsa da, bu durum beraat kararlarında, sanığın suçsuzluğu hakkında karar gerekçeleri aracılığıyla şüphe uyandırmak ve bunu, yargılama giderlerini sanığa yükletmek için sebep olarak göstermek yoluyla tersine çevrilmemelidir.93 Yine suçsuzluk karinesini ihlal eden bir diğer durum, sanıktan zorla, iradesi dışında alınan ifade ve ikrarlardır. Karine, delil elde etmek için işkence, cebir ve şiddete başvurulmasını da böylece önlemiş olmaktadır.94

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve T.C. Anayasasında (1982) suçsuzluk karinesi,

“bir suçla itham edilen kişi suçluluğu kanunen ispatlanıncaya kadar suçsuz (masum) sayılması” olarak tanımlanmıştır. Karinenin bu tanımına baktığımızda, ceza yargılaması bakımından

“a. İspat yükü iddiacıya düşer,

b. sanığın savunma ve susma hakkı vardır, c. şüpheden sanık yararlanır,

91 GROPP, s. 322.

92 FEYZİOĞLU, Suçsuzluk Karinesi, s. 140.

93 GROPP, s. 322.

94 DÖNMEZER, s. 69.

d. tutuklulukta makul süre aşılmamalıdır,

e. yasak sorgu yöntemi ile elde edilen deliller yargılamada kullanılmış ise, suçluluğun kanunen ispat edildiğinden söz edilemez.” sonuçları çıkmaktadır.95

Suçsuzluk karinesi hukukumuza göre, kişinin şüpheli sıfatını aldığı andan itibaren başlayacak ve soruşturmayı yürüten makamları bağlayacaktır. Ceza muhakemesi kişinin, suç niteliğinde bir eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğine ilişkin basit/başlangıç şüphesi ile başlar. Başlangıçtaki şüphe, kişi hakkında soruşturma başlatılmasına yetecek oranda kuvvetlenirse, şüpheli ortaya çıkar.96 Ceza Muhakemesi Kanunun 2/1-a maddesinde şüpheli, “soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişi” olarak ifade edilmiştir.

Dolayısıyla şüphelilik statüsünün başladığı an, kişi hakkında soruşturmanın başladığı andır.

Ancak henüz bu anda, kişi hakkındaki şüphe, ona bir suç isnat edilecek kadar güçlü değildir. Böylece, kişinin kendisine yönelik yürütülen soruşturma işlemlerinden haberdar edilmesi gerekmeksizin, soruşturma organlarının somut şüphe gerekçesiyle kişi hakkında soruşturma başlatması, kişiyi geniş anlamda sanık statüsüne sokar ve bu nedenle kişi karinenin güvencelerinden yararlanmaya başlar.97

Ceza muhakemesi işlemleri, soruşturma evresi ve kovuşturma evresi olmak üzere iki evreye ayrılmaktadır. CMK 2/1. maddenin e ve f bentlerine göre soruşturma, “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar”

geçen evreyi; kovuşturma ise, “iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar” geçen evreyi ifade ermektedir. Suçsuzluk karinesinin kovuşturma aşamasında geçerli olup olmadığı konusunda bir tartışma yoktur ancak, soruşturmanın hangi aşamasında geçerli olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür.

Carbonnier’e göre, “hazırlık soruşturması sırasında suçsuzluk karinesinden söz edilemez. Hazırlık soruşturmasında ne suçluluk ne de suçsuzluk söz konusudur. Bu durumda sanığın sadece bir statüsü vardır ve bu statü öyle bir statüdür ki, aynı zamanda sanığı ve toplumu korumakta, avantaj ve dezavantajları içermektedir”98. Yine bu görüşe göre, “savcı ve kolluk suç şüphesinin varlığı halinde harekete geçeceklerdir. Eğer, şüphe

95 ÜZÜLMEZ, s.56-57.

96 ŞAHİNKAYA, s. 33.

97 ÜZÜLMEZ, dpn. 42, s. 48.

98 DÖNMEZER, dpn. 4, s. 69.

var sanık suçsuzdur, denilirse soruşturma ve iddia fonksiyonlarını harekete geçirmek mümkün olmayacak ve bu fonksiyonlar işlevsiz kalacaktır. Suçsuzluk karinesi sadece, hazırlık soruşturmasında sanığın suçlu olarak ilan edilmesine engeldir, çünkü hazırlık soruşturması sırasında şüphelinin, şüpheli olmayan kişilere göre sakıncalı bir statüde bulunduğu muhakkaktır ve bunu kabul etmek ayrıca zorunludur.”.99

Başka bir görüşe göre, “suçsuzluk karinesinin sanıklık statüsünden önce kişilere tanınmasının bir anlamı yoktur. Karinenin, hakimlerin keyfi davranışlarını engellemek amacı güderek, sanıklık statüsüne geçmiş olanlara tanınması gerektiği” kabul edilmelidir.100

Bunlarla beraber, suçsuzluk karinesinin yargılama ve hüküm safhasında olduğu kadar hazırlık soruşturması safhasında da geçerli olduğunu öne sürenler vardır. Pradel’e göre “bu iki gerekçe ile açıklanabilir. Birincisi, hazırlık soruşturması sırasında sadece bir suçluluk ihtimali söz konusudur, ihtimal karineyi bertaraf edemez. İkincisi, devlet gücünü temsil eden savcının, hukukun temel ilkelerinden olan suçsuzluk karinesini yok sayması, mantıken kabul edilemez.”.101

Kanaatimizce suçsuzluk karinesi, hakkında suç isnadı oluşan kişinin, muhakemenin her evresinde sahip olduğu bir hak olarak kabul edilmelidir. Suç isnat edilen kişi, kendisi hakkında adli işlemlerin yapılmaya başladığı andan itibaren karinenin koruması altına girmektedir.

Hazırlık soruşturması evresinde şüpheli, belirli bir güvence içinde olmakla birlikte, özel bir statüde de bulunmaktadır. Savcı ve kolluk şüpheyi araştıracaklar; bu araştırma sonucunda, şüphenin kamu davasını açmaya yetecek güçte olduğunu gösteren deliller elde edilince, şüpheli yargılama aşamasına nakledilecek ve sanıklık statüsünde karinenin korumasından tam olarak yararlanmaya başlayacaktır. Soruşturma evresindeki hiçbir işlem, suçsuzluk karinesini ortadan kaldıramaz; karine aksine işlem yapılamaz.102 Muhakemenin

99 DÖNMEZER, s. 69.

100 ŞAHİNKAYA, s. 23-24.

101 DÖNMEZER, s. 70.

102 DÖNMEZER, s. 70.

başlangıcında kuvvetli olan suçsuzluk karinesi, yargılamanın ilerleyen evrelerinde deliller kuvvetlendikçe zayıflayacak ve suç ispat edildiğinde de artık koruma sağlamayacaktır.103

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, AİHS 6/2. maddesinin lafzından suçsuzluk karinesi, ceza kovuşturması evresindeki sanık hakkı olarak anlaşılsa da, karinenin soruşturma evresinde de sanığa tanınan bir hak olduğu düşüncesindedir.104 Mahkemeye göre, “suçsuzluk karinesinin etkisi sadece ceza yargılamasının sonucu ile sınırlı değildir.

Karine, kişiye bir suç isnadı yapıldığı andan itibaren, yargılama faaliyetinin tüm evrelerinde ve tüm resmi makamlar önünde geçerlidir”.105 AİHS 6/2. madde, mahkemeler ile diğer devlet makamlarının bir ceza davası görülmeden önce veya görülürken, suçluluğu mahkemece kesin olarak saptanmadan bir kişi hakkında suç işlediği yönündeki ifadeler kullanmalarını yasaklamaktadır.106 Allenet de Ribemont/Fransa başvurusunda başvurucu Ribemont, hakkında herhangi bir cezai kovuşturmaya başlanmadan önce, içişleri bakanı ile soruşturmayı yürüten kolluk görevlilerinin yapmış oldukları basın açıklamasında, kendisini suçlu olarak kamuoyuna duyurmalarının suçsuzluk karinesinin ihlalini oluşturduğu gerekçesi ile Mahkemeye başvurmuştur. Başvuru sonucunda Mahkeme, “bir devletin resmi temsilcisinin, kesin hükümle suçluluğu sabit olmayan bir kişi hakkında, kişinin suçlu olduğuna dair açıklamalarda bulunmasının suçsuzluk karinesinin ihlali sayılacağını”

karara bağlamıştır.107 Bu karar ile suçsuzluk karinesinin iki yönü ortaya çıkmaktadır.

Karine birincil olarak, suçla itham edilen kişinin suçluluğu hakkında resmi merciler nezdinde önceden bir varsayımın oluşmasının; ikincil olarak da delillerin mahkemeden önce basın organları tarafından değerlendirilmesinin önüne geçecektir.

Suçsuzluk karinesi sadece mahkemeler ile idari mercileri değil, AİHM’in Butkevicius/Litvanya kararında belirttiği üzere, milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasının tartışıldığı durumlarda yasamayı da kapsamaktadır. Mahkeme Butkevicius kararında, Litvanya’da eski bir bakan ve parlamenter olan başvurucunun suçluluğuna ilişkin Cumhuriyet Başsavcısının bir gazeteye verdiği röportajda, “parlamenterin

103 ÜZÜLMEZ, s. 49.

104 MEMİŞ, s.46.

105 ÜZÜLMEZ, s. 49-50.

106 GRABENWARTER, s. 243.

107 FEYZİOĞLU, Suçsuzluk Karinesi, s. 149; Karar için bkz. Allenet de Ribemont v. France, App. No.

15175/89, § 31-37.

suçluluğunun kesin kanıtlarından söz etmesi ve eylemini dolandırıcılığa teşebbüs olarak nitelemesini”, karinenin ihlali olarak değerlendirmiştir.108

II. Suçsuzluk Karinesi ve Kovuşturma Evresinde Özellik Arz Eden Durumlar